Cilt 6 Bölüm 83 [ Ram ] (2/4)

avatar
1477 27

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 6 Bölüm 83 [ Ram ] (2/4)


Çevirmen : Clumsy



ーーKara yer ejderi, Ram’ın『Durugörüyle』paylaştığı görüş alanından içtenlikle, şevkle kaçıyordu.

 

Sırtındaysa Ram’ın kıymetli diğer yarısı olan genç kız yatıyordu.

 

Kanatlarından birinde, hatırlanmadan, yoklukla, ardında yalnızca büyük bir boşluk hissi bırakarakーー

 

Ram: “ーーRem.”

 

Bunun ne anlama geldiğini çözen Ram’ın kalbi öfkeyle titredi.

 

Kabul etmek tepesini attırsa da Subaru’nun iş birliği sayesinde altın çağındaki gücünün bir kısmını geri kazanmış ve bu güçle 『Oburluk』Günahı Başpiskoposu Ley Batenkaitos’u alt ederek onu yavaş yavaş dezavantajlı duruma sokmuştu.

 

Ram, onu öldürmekle eline sayısız fırsat geçeceğini bizzat teyit edebilirdi.

 

Lakin sahip olduğu can sıkıcı Otorite, yani rakibinin『Hatıralarını』ve『İsmini』yeme gücü ile kabiliyetinin varlığı, Ram’ın o kafirin canını alma konusunda tereddüt etmesine yol açmıştı.

 

Yani kibarlığın değil, gerekliliğin zorunlu kıldığı bir yargıydı. Ama sonuç, yine aynı şekilde, göründüğü gibiydi.

 

Batenkaitos özgürce Otoritesinden faydalanıp Ram’ın önünden kaçmış ve aynı hızla Ram’ın diğer yarısı olan Rem’i ele geçirmeye kalkışmıştı.

 

Hedefi barizdiーー Ram’la hakkıyla çarpıştığı takdirde galip gelemeyeceğini biliyordu.

 

Yüz yüze savaşmak ve bir sakıncanın farkına vardığı anda geri çekilip hareket tarzını değiştirmek.

 

Günah Başpiskoposları savaşçılardan oluşmuyordu. Yalnızca kendi arzularını tatmin etmek adına hırsla hareket eden, zafer adına izlenmesi gereken yolu düşünmek için tek bir nedene bile sahip olmayan varlıklardı.

 

Bu yüzden de Batenkaitos, kendisine aşağılanmayı tattıran Ram’dan intikam almak ve Rem’den çalmış olduğu『Hatıraları』temel alarak boynuzsuz Ram’a tanınan süreyi daha da kısaltmak için bir plan yapmıştı.

 

Sinir bozsa da bu strateji, en uygun çözümdü.

 

Rem’in kişiliğinin kontrolünü ele geçirecek olursa Ram’ı rahatlıkla etkisiz hale getirebilirdi.

 

Öyle olmasa bile daha çok zaman kazanarak bu kampın savaş potansiyelini muazzam bir kayba uğratabilirdi. Zaman akıp gittikçe Ram’ın galibiyet şansı azalıyordu.

 

Bu nedenleーー

 

Ram: “Patrasche’ye bir an önce yetişmek zorundayım.”

 

Neyse ki Rem’in emanet edildiği Patrasche zeki bir Yer Ejderiydi, hatta bu kulede yapılmış savaş düzeni içerisinde Julius'tan sonra ikinci sırada olduğu söylenebilirdi.

 

Subaru ve Beatrice’in zaafları, Echidna ve Meili’ninse çok fazla bilinmeyen yönü vardı. Emilia gibi güvenilmez bir hava taşıyanlar da çok fenaydı.

 

Ve karmaşık olmasına rağmen Batenkaitos’un Patrasche’ye eziyet ettiği belliydi.

 

Batenkaitos, anında yetişip onu devirebilecek olmasına rağmen saldırısını kasıtlı olarak hafif tutuyor, aralarında bir mesafe bırakıyor, avını zayıflattığı bu süreçten keyif alıyordu.

 

Hepsi de görüş alanını paylaşarak bu manzarayı Ram’ın hafızasına kazımak içindi.

 

Ram, onun bu keyfi hareketlerine daha fazla müsamaha gösteremezdiーー

 

Ram: “ーーAh.”

 

Tam da hızlı bir koşu için kendisini rüzgara bıraktığı andı.

 

Spiral merdivenlerin üzerindeki katı hedefleyen görüş alanı ansızın allak bullak oldu ve『Durugörü』bir an için bozuldu. Sağ gözündeki Batenkaitos’un görüş alanı yansıması devam ederken sol gözündeki kendi görüş alanı manzarası bulanıklaştı.

 

Hepsi bununla da kalmadı. Ram’ın üzerine şu ana kadar hissedemediği yoğun bir bitkinlik ve iç organları görünmez bir el tarafından karıştırılıyormuşçasına bir çınlamayla ıstırap çöktü.

 

Hiç şüphesiz ki bu, Ram’ın normal şartlarda tadına baktığı yorgunluğun etkisiydi.

 

Subaru’nun bir tür Otorite aracılığıyla üstlendiği, 『Boynuzsuz』Ram’ın ilelebet ödemek zorunda olduğu o kefaretーー Ram’a geri dönmüştü.

 

İlk aklına gelen Subaru’nun boşu boşuna ve çirkin bir şekilde ölmüş olma ihtimaliydi.

 

Fakat üzerindeki yükün hafifliği gereği durumun bu olmadığına hükmedebiliyordu. Yalnızca birkaç dakikalığına bile olsa ne denli büyük bir güç kullandığı düşünülünce bedeli bu kadar az olamazdı.

 

Şu anda öyle bir ıstırap çekiyor olmalıydı ki kelimenin tam anlamıyla kan kussa ve olduğu yerde sallansa bile tuhaf kaçmamalıydı.

 

İşte öngörülmemiş koşulların belirmesine rağmen bunların yaşanmıyor olması, Subaru’nun ön saflardan tam anlamıyla çekilmediğine işaret ediyordu.

 

Bunun dışında, meydana gelen olaylarla tamamen çelişen farklı olaylar silsilesi de aklına geliyordu.

 

Mesela Subaru, Ram’ın çektiğinden daha da büyük bir çile çeken bir başkasının yükünü üstlenmek zorunda kalmış olabilirdi.

 

Ram: “Beatrice-sama, Meili veya şövalye Julius……”

 

Zihni bu yöne kaysa da sorusunun cevabını almasının bir önemi yoktu.

 

Şu anda önemi olan şey, Batenkaitos’u alt etmeyi başardığı o güce benzer bir güç sarf etmenin zorlaşmış olmasıydı. ーーZincirlere gelince, henüz yalnızca bir tanesini gevşetmişti.

 

Kendisini zorladığı takdirde ikincisini de gevşetmesi mümkün olurdu fakat o zincire de yirmi otuz saniyeden fazla direnemezdi.

 

Peki bu zorlu durumda Ley Batenkaitos’a karşı galip gelmesi mümkün olacak mıydı sahidenーー

 

Ram: “Neden azmini bu denli yitiriyorsun! ーーKazanmak için plana uymaktan başka çaren yok.”

 

Ram vaktini bu şekilde harcarken bile kampının galibiyet ihtimali azalmaya devam ediyordu.

 

Bir kez olsun yanlış adım atmaya yaklaşan Ram, bu düşünceyle basamaklara yönelip spiral merdivenden yukarı fırladı.

 

ーーİçi yokluğun boşluğuyla sızlayarak, nefes nefese, tıpkı geçmişte de yaptığı gibi kız kardeşinin peşinden koştu.

 

△▼△▼△▼△

 

“ーーDodogyuuun!”

 

???: “Haha~! Gerçekten, kesinlikle i~yisin! Yalnızca bir Yer Ejderi olmana rağmen direnmek için elinden geleni yapıyorsun, ha~!”

 

Bir yandan gönderdiği yer ejderleriyle pullarını dökmeyi sürdürüyor, bir yandan da o kara Yer Ejderinin dar koridorda koşturuşunu övüyordu.

 

Kesik ve yarıklarından kanlar akıyor, bakmak bile acı veriyordu fakat Yer Ejderi, içerisinde bulunduğu koşulları tamamen görmezden gelerek kararlı bir şekilde, ihtiyatla kaçıyordu.

 

『Rüzgar Kaçırma İlahi Koruması』tüm Yer Ejderi türlerine mahsus bir nitelikti.

 

Yer Ejderi koşmaya devam ettikçe rüzgar veya basamak gibi dışsal faktörlerin olumsuz etkileri büyük oranda ortadan kalkıyor, bir hedefe ulaşma amaçlı “koşma” eylemi doğrulanıyordu.

 

Bu lütuf, yer ejderine bağlı arabayı veya sürücüsünü de kapsıyordu.

 

Başka bir deyişle eyerine bağlanmış olan, bilinçsiz haldeki『Uyuyan Güzelin』hala düşmemiş olma sebebi büyük ölçüde『Rüzgar Kaçırma İlahi Korumasının』etkisiydi.

 

O koruma olmasaydı『Uyuyan Güzelin』şimdiye Batenkaitos’un eline düşmüş olacağı kesindi.

 

Ley: “Harika harika, yiğitçe yiğitçe ~tsu! Şu ana dek koşarken karşılaştığın tüm o engellere rağmen adımlarını duraksatmayacak ve dayanmaya devam edecek cesaretin varmış. Ehh, gerçi adımlarını duraksatırsan『Rüzgar Kaçırma İlahi Koruman』feshedilecek, yani bu kadar çaresiz olma sebebini anlıyoruz, ama bilirsi~n ya!”

 

“ーーDodogyuuun!”

 

Ley: “Yer Ejderleri, ne hoşlar değil mi, hiç yorulmuyorlar ve efendilerine sadıklar. Bir insan olsaydın kesinlikle 『Gurme』 olan bizim için ağız sulandırıcı bir tabak olurdun ~tsu! Ama, ama ama, amaamaamaamaamaamaama! Üzücü olsa da karnımızı bir Yer Ejderiyle doyuramayız ~tsu!”

 

İradeye sahipti, ruha sahipti, 『Hatıralara』sahipti,『İsme』sahipti.

 

Ama『Oburluk』Otoritesi, insan olmamasına rağmen tüm bunlara sahip olan『O Şeyi』yiyemiyordu.

 

Bu yüzden de Batenkaitos, karşı konulması zor bir düşmanla böylesine çaresizce ve içtenlikle mücadele eden Yer Ejderini sevip bunu yapmasının en mühim aracı olan şey aracılığıyla ona değer biçemiyordu.

 

Ne denli lezzetli gözüktüğü düşüncesiyle salyaları aksa da onu yiyemiyordu.

 

Bir tabloya oldukça üstün bir fırçayla resmedilmiş bir yemek gibiydi. ーーNe kadar güzel olursa olsun resmedilmiş şey karın doyurmazdı, böyle bir deyimi yaşıyor gibiydi.

 

Ley: “A~h, öyle öyle! Aynen öyle! Karın çok acıkınca ve acıkınca ve acıkınca ve acıkınca yapacak hiçbir şey olmuyor ~tsu! Böylesine lezzetli bir çizim, önce can verip sonra öldürmek olmuyor mu! Çocuk istismarı denilen şey tam da bu değil mi ~tsu!?”

 

Hızla koşan Yer Ejderini takip eden Batenkaitos, burnunun içerisini tıkayan kan parçasını sümkürdü.

 

Az önceki mücadelesinde suratı hasar görmüştü, sol göz küresi retinası parçalanmışçasına şırıldıyordu. Dişleri kırılmış, dili kesilmişti, çenesinden aşağı sonu gelmez kanlar akıyordu ama hiçbirinin önemi yoktu.

 

ーーRam’ın şu anda bu manzarayı izlediğini düşündükçe kalbinin en derinleri çarpıyordu.

 

Ley: “Nee-samaーー”

 

Saf, asil, mükemmel, kusurlardan arınmış hatasız bir varlık.

 

Batenkaitos’un içerisinde uyuyan『Hatıraların』yakardığı şey buydu ki kendisi de hiçbir direnç sergileyemeden neredeyse öldürülecek hale geldikten sonra aynı inançtaydı.

 

Batenkaitos, ciddileşen Ram’la rekabet edemezdi. ーーYo, muhtemelen ciddileşen Ram’ın tek bir parmak hareketiyle hangi Günah Başpiskoposu olursa olsun canından olurdu.

 

Gerçi Otoritesinin mutlak doğası gereği Regulus’un onunla çarpışması mümkün olabilirdiーー

 

Ley: “E~hh, o aptalın da nee-sama’yı öldürebilmesinin imkanı yoktu zaten, anlarsı~n ya. Nee-sama onu öldüremese bile gidip Büyük Çağlayandan falan atar, olur biterdi, değil mi?”

 

Öldürmek zorunda kalmadan hapsetmenin sayısız yolu bulunabilirdi.

 

Üç Kahramanın ellerinde ölmeyen『Kıskançlık Cadısının』Şeytani Mühür Taşı Mabedinde hapis halde olması da tamı tamına bunun örneğiydi.

 

Başka bir deyişle, ne olursa olsunーー

 

Ley: “İyinin de iyisi, mükemmel nee-sama’ya düşman olacaksak düzgün bir hazırlık yapmamız gerekir, aksi takdirde büyük kabalık etmiş oluruz, anlarsı~n ya!”

 

İstikrarsız sol gözünü irileştiren Batenkaitos, kanlar akıtarak melankolik bir gülümseme sergiledi.

 

Yer Ejderinin hızı kayda değer olsa da bu yeteneği kapalı alanda faydasız bir hazineden ibaretti. Hele de Batenkaitos zamana yayılmış『Hatıralardan』bir şekilde yararlanıp uzayda sıçrama yaparak aralarında açılan mesafeyi tamamen ortadan kaldırabilirken hiç önemi kalmıyordu.

 

Ley: “Nee-sama’nın küçük kardeşi olarak hiçbir utancımız olmadan gelişmeliyiz.”

 

Batenkaitos, göğsünde yükselen bir amaç duygusuyla benliğinin derinliklerindeki『Hatıraları』çekti.

 

『Oburluk』Otoritesinin içerisinde『Tutulma』denilen bir kabiliyet yer alıyordu. Kısaca『Güneş Tutulması』ve『Ay Tutulması』şeklinde ikiye ayrılsa da kullanımı olağanüstü zorluktaydı.

 

『Ay Tutulması』, ay küçülürken gözlemlenebilen bir fenomendi. ーーYenilmiş olan rakiplerin『Hatıralarının』çekilerek Batenkaitos’un kendi fiziksel bedeninde yeniden yaratılmalarına atıfta bulunuyordu.

 

Normal şartlarda Batenkaitos’un çok sayıda『Hatırayı』gözden geçirmesi, birleştirmesi ve aşırı seviyede bir sentezle kullanması, bu『Ay Tutulmasının』uzmanlığıydı.

 

Diğer taraftan『Güneş Tutulması』, güneşin küçülmüş haliyle gözlemlenebilen bir fenomendi. ーーBurada yalnızca yenilmiş olan rakiplerin『Hatıraları』değil, bizzat varlıkları da kapsanıyor ve asıllarına uygun şekilde kullanılıyorlardı.

 

Doğal olarak teknik kullanıcılarının orijinal bedenleri, bu teknikler üzerinde iyi bir hakimiyete sahip olmak adına daha sağlam bir güçle hizmet ediyordu.

 

Fakat söz konusu rakibin fiziksel bedenine dönüştükten sonra rakibin zihninin etkisini fazla güçlü bir şekilde sürdürmesi korkusu ve gelecekte de büyük ölçekte yankılanması ihtimali mevcuttu. Bu nedenle Batenkaitos veya Alphard, zorlu bir durum olmadıkça bu teknikten pek yararlanmıyordu.

 

Ley Batenkaitos ve Roy Alphard'ın esas olarak kullandığı teknik, 『Ay Tutulması』idi.

 

Louis Arneb’in esas olarak kullandığı teknikse『Güneş Tutulması』idi. ーーKendine ait bir fiziksel bedeni ve sağlam bir benliği olmadığı için son çare olarak hevesle kullandığı bir şeydi.

 

Ancak Batenkaitos, Ram’la yaptığı mücadelede ölmesine ramak kalmışken hayatta kalabilmek adına『Sıçrayıcı』Dorkell’i yeniden yapılandırmış, kabuğunu kırmıştı.

 

Kendini kaybetme korkusu nedeniyle şimdiye dek kullanmadığı 『Güneş Tutulmasının』komutasını üstlenmiş, kendisini sağlam tutmanın bir yolunu keşfetmişti.

 

Artık rakibin『Hayatı』isimli ana yemeğin tadını eskisinden de iyi şekilde, mükemmeliyetle ve ziyan etmeksizin çıkarabilecekti.

 

#Ram için ne kadar sinir bozucu bir olay ya. Kardeşini ebedi bir uykuya sokmuş, bir de karşısına geçip onun gibi konuşup duruyor. İkiz olmak bambaşka bir olaydır zaten, o yüzden neler hissettiğini hayal dahi edemiyorum. Umarım intikamını alabilir de hepimizin içinin yağları bir güzel erir. Hadi okumaya devam! 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr