Cilt 4 Bölüm 58 [ Nine ] (2/3)

avatar
4542 3

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 58 [ Nine ] (2/3)


Çevirmen : Clumsy 

 

Subaru, şafaktan hemen sonra ahıra vardı. Gıcırdayan kapıyı mümkün olduğunca sessiz bir şekilde açmaya çalışarak partnerini aradı ve ahırın karanlığında efendisinin çağrısını beklemekte olan simsiyah figürü buldu.

 

[Subaru: Seni buraya tıktığım için üzgünüm, Patrasche.]

 

Subaru’nun sesini duyan Patrasche, kafasını uzatarak burnunu sürttü. Bu harekette hem sevgi hem de sitem gizliydi ve Subaru’nun kalbine dokunmuştu.

 

[Subaru: Yeni uyandığını biliyorum ama yardıma ihtiyacım var. Beni Köşke götürebilir misin?]

 

Yüzü Subaru’nun avuçlarına gömülü olan Patrasche, “Seninle ne yapacağım bilmem ki Subaru-kun……” demek ister gibi homurdandı.

 

Hiç değilse ejderinin planına uyduğunu gören Subaru, Patrasche’nin bağlarını çözdü ve onu dışarıya çıkarmak için hazırladı.

 

Taşıyacağı bir yük olmadığı müddetçe normalde yarım gün süren yolculuk daha kısa bir vakit alabilirdi. Eğer sabah çıkarlarsa alacakaranlık çökmeden önce Köşke erişmeleri mümkündü.

 

[Subaru: Her halükarda baştan başlamak zorunda kalacağım darmaduman bir plan……]

 

Subaru bu kez Köşke dönmeye kararlıydı ama önceki döngülerdeki gibi köylüleri de beraberinde götürmeyecekti. Bilgi toplama amacını gerçekleştirmesiyle arasına girebilecek değişkenleri elemeye niyetliydi. Bu süreçte Lewes’le olan arkadaşlığını yitirmek üzücü olabilirdi ama-

 

[Subaru: Garfiel’le ilişkim zaten olabildiğince kötü ve ben bunu daha da kötüleştirmek üzereyim…]

 

Komuta yetkisini teslim almıştı―― Garfiel’in  bu yetkiyi alan kişiyi kanlı gözlerle aradığına hiç şüphesi yoktu.

 

Muhtemelen Subaru olduğunu öğrenmesi pek vakit almayacaktı. Sonuçta Subaru, Lewes’e bu sırrı tutmasını emretmemişti ve Lewes, kendisine sorulduğu takdirde gerçeği açıklayabilirdi.  

 

Subaru’nun aklında bunlar dönüyordu.

 

[Subaru: ――Yine de Emilia’ya yalnızca bir not bırakmakla yetindiğim için endişeleniyorum.]

 

Eğer bu dünyayı bilgi toplamak için feda edecekse, mantıken Emilia’ya dair bir endişe duymamalıydı.

 

Kız ne kadar acı çekerse, perişan olursa olsun, tüm çileleri, bu dünyanın kendisiyle birlikte silinecekti. Ama Subaru’nun aklı bu sonuca varabiliyor olsa da,  

 

[Subaru: Bunun hiçbir bahanesi olamaz…]

 

Bu dünyanın yakında sona ereceğini bilse de, Emilia’yı ağlatmak istemiyordu.

 

Hiçbir kelime etmeden gitmesi Emilia’ya katlanabileceğinden büyük bir acı getirebilirdi. Destek alabildiği tek kişiyi de yitirince ne yapacağını bilemeyecekti. Emilia’nın kendisine bu kadar bel bağladığını görmek ise Subaru'nun hem hoşuna gidiyor hem de canını acıtıyordu.

 

Subaru, onun perişan olmamasından emin olmak ya da hiç değilse fazla uzun süreli bir acı yaşamamasını umabilmek adına geride bir not bırakmıştı.

 

Notta pek özel bir şey yoktu, yalnızca sıradan avuntular karalamıştı. Sonuçta gerçeği söyleyemeyeceği belliydi, tek yapabileceği kızın endişelenmesini engellemekti.

 

[Subaru: Hiç yoktan iyidir…… bir dakika, ya Emilia bana o kadar bağlı değilse?]

 

Puck gittiğinden beri Emilia’nın Subaru’ya bağlılığı hiç olmadığı kadar yükselmişti. Yani Subaru şu anda böyle olmamasını diliyordu, gerçekler ise o kadar basit değildi.

 


Her halükarda Sığınaktan ayrılması ve Emilia’yı ardında bırakması gerekiyordu. Kurtarılabilecek bir gelecek adına kurtarılamayacak bir bugünü feda edecekse, bu uğurda kalbini sertleştirmeli ve gerekli fedakarlıklarda bulunabilmeliydi.  

 

[Subaru: Kimse fark etmeden önce…… oh?]

 

Patrasche’yi ahırdan çıkartan Subaru, eyerini çıkarttı. Hafifçe vurduktan sonra Patrasche’nin üzerine yerleştirdi ve o anda gözünün kenarına bir şey takıldı.

 

[Subaru: Petelgeuse’in İncili……?]

 

Siyah kaplı kalın kitap, vagonun köşesinde gizliydi. Subaru, bir zamanlar Petelgeuse’e a ait olan bu kitaptan kurtulmak istemiş ama diğer insanların eline düşmesine izin verememişti. Ayrıca Cadı Tarikatı hakkında faydalı bilgiler içerebilirdi ve bu düşünce, onu kitabı tutmaya itmişti.

 

[Subaru: Düşününce, Roswaal’ın anlattıklarından sonra buna bakışım değişti gibi.]

 

Subaru, İncili doğal bir hareketle kaldırdı. Avuçlarındaki ağırlığını hissetmek, aklına kan dondurucu delilikteki adamı getirmişti.

 

İnciline aşırı bir sadakatle bağlı olan ve bunun Cadıya olan bağlılığını anlatmanın tek yolu olduğunu düşünen bir adam.  

 

İçinde sahibi Petelgeuse’in gelecekteki hareketleri hakkında ipuçları olan bir kitap.

 

[Subaru: Roswaal, Beatrice ve Petelgeuse…… neden bu kitabı okuyabilecek tek kişinin onlar olduğuna bu kadar ikna olmuşlar ki……?]

 

Homurdanarak sayfaları rastgele çevirmeye başladı.
Ancak bir anda parmakları donmuş, boğazından garip bir ses çıkmıştı ――

 

[Subaru: Ben, okuyabiliyor muyum?]

 

――Subaru, İncilin beyaz sayfalarındaki kelimeleri okuyabildiğini fark etmişti.

 

Harfler bir çocuğun karalamalarını andırıyor olsa da oluşturdukları kelimeler anlamlı geliyordu. Ayrıca kelimeler Subaru’nun anlayabildiği ‘’Yi’’ oymaları şeklindeydi.

 

[Subaru: Nasıl olur…… beni sahibi olarak mı tanıdı? Ama ben hiçbir şey yapmadım……]

 

Subaru’nun aklına yeni bir düşünce girdi.

 

İncilin içeriğini okumayı deneyip başarısız olduğu son sefer Sığınağa gelmeden önceydi. Başkentten Roswaal’ın Köşküne geçmişti. O günden beri İncilin kapağını açıp deneme fırsatı olmamıştı ama bunu değiştiren şart, Sığınakla bağlantılı olmalıydı.

 

Aslında bu olay doğruca Sığınağın içinde oldu da denilemezdi. Özetle,

 

[Subaru: Echidna bana ne bok yaptı……?]

 

Echidna, Mezardaki Yargılamalar esnasında Subaru’nun fiziksel bedenini etkilemiş olabilirdi. Subaru, tüm bu olayların Echidna’nın sözde çay partisiyle alakalı olması gerektiğini hissediyordu.

 

Echidna vücut sıvılarıyla ilgili şaka yapmıştı ama ya Subaru’ya içirdiği başka bir şeydiyse? Bu şey Subaru’nun bedenini hatırı sayılır ölçüde değiştirmiş olabilirdi.

 

[Subaru: Gerçi son döngüde olanları düşününce sebebin bu olup olmadığından emin olamıyorum.]

 

Subaru Echidna’ya Ölümden Dönüşü anlattıktan sonra Kıskançlık Cadısı gelmişti ve bu değişikliğe bizzat kendisi sebep olmuş olabilirdi.

 

Subaru, oraya gidip bu gerçekleri yüzüne karşı soramayacağı gerçeğinden nefret ediyordu.

 

[Subaru: ……Tabii İncil beni sahibi olarak kabul etmemiş de olabilir.]

 

Cadı Tarikatına ait bir İncil tarafından tanınmak pek hoş bir düşünce değildi. Ama içeriği hızlıca tarayan Subaru, tüm mesajların Petelgeuse’e yönelik olduğunu fark etmişti.

 

Tarih atılmadığı için başlangıcını söylemek imkânsızdı. Ama sayfaları çevirirken karalanmış kısımları görmek, Petelgeuse’in hareketlerini şekillendirmeye yeterdi.

 

Başlıklar genellikle “nereye gitmeli” ve “ne yapmalı” şeklindeydi. Ama sonuçları hakkında bir bilgi yoktu. Belki de Petelgeuse sonuçlarla ilgilenmiyor, Cadı Tarikatına fayda sağlayacak şekilde doğaçlama yapıyordu.

 

Okumaya devam eden Subaru, son kısma vardı.

 

Kitap burada sonlanmıyor olsa da sonraki sayfalar boştu. Son sayfada ise Subaru’nun kanla yazmış olduğu kıpkırmızı “SON” kelimesi mevcuttu.

 

İncilin orijinal sonu ise şu şekildeydi:

 

[Subaru: “Mathers Arazisine git, gümüş saçlı Yarı-Cadıyı Yargılamaya sok”……huh. Bu ne anlama geliyor ki?]

 

“Yargılamaların” neye yol açabileceğini bilmeyen Subaru’nun elde edebildiği tek bilgi, Petelgeuse’in Emilia’yı hedef almış oluşuydu.

 

En azından Petelgeuse’in tüm hareketlerinin altında İncilin talimatlarının yattığı da kanıtlanmıştı.

 

[Subaru: ……Pardon, benim hatam. Hadi devam edelim.]

 

Subaru’nun vagona eğilip oyalandığını gören Patrasche, birkaç sabırsız dürtüşte bulunmuştu. Ona burukça gülümseyip bu cevabı veren Subaru da İncili vagondaki yerine yerleştirdi.

 

Az önce şahit olduklarını bir kenara bırakarak farklı konularla ilgili endişelenmeye başladı.

 

Yani Sığınaktan kaçmak ve Köşke dönmek konularına.

 

[Subaru: Umarım bir kaos yaratmadan Sığınaktan çıkabiliriz. Bu yüzden sessizce gidelim, tamam mı?]

 

[Patrasce: ――――NGHH!!]

 

Subaru eyere yerleşirken, Patrasche canlı bir kişneme eşliğinde ustasının emirlerine karşılık verdi.

 

Partnerinin talebini hiç anlamamış olduğun hisseden Subaru, fazlasıyla heyecanlanmış olan Patrasche’yi sakinleştirdi ve Sığınağın çıkışına doğru ilerlemeye başladılar.

 

Güneş yüzünü göstermeye başlamıştı ve ışıkları ormanın tepesinden süzülüyordu. Eğer acele etmezlerse, gece karanlığından faydalanıp uzaklaşmaları mümkün olmayacaktı.

 

Subaru, Patrasche’ye hızlanması için sinyal verdi ve Patrasche de hemen hareketlendi. Yer ejderinin bedeninin çevresinde beliren İlahi Koruma sayesinde Subaru, rüzgârdan ve türbülanstan korunuyordu.

 

Sığınakta hızlanan ikili, ormana girmişti. Küçücük patikaları takip eden Patrasche, hiç tereddüt etmeden Köşk yolunda ilerliyordu. Her zamanki gibi dizginleri tutan Subaru olsa da yön konusunda kararı veren Patrasche’ydi.

 

Bu olay Subaru’yu biraz üzse de kararı Patrasche’ye bırakmaktan başka şansı yoktu. Dizginleri sıkı sıkı tutup bedenini küçültmüştü ve ormanın içerisinde tek bir gölge haline gelmişlerdi. Eğer yollarına çıkacak bir şey olmazsa, bir saat içerisinde Sığınağı arkalarında bırakabilirlerdi. Ama - 

 

[Garfiel: SADECE…… LANET OLASICA Bİ DAKİKA BEKLEYİN, OY!!]

 

 # Subaru İncili okuyabiliyor. Peki iki teorisinden hangisi doğru acaba? İncili okumasını sağlayan kişi Echidna mı Kıskançlık Cadısı mı? Belki de başka bir şeydir!
İncilin sonu da enteresan. Cadı Tarikatı neden Emilia'yı Yargılamaya sokmak istemiş olabilir ki? 
Bu arada Roswaal da tüm şartları ayarlayıp Emilia'nın yolunu buraya düşürmüştü. Nihai amacı merak ettim doğrusu. 
Ve başımızın belası Garfiel yeniden piyasaya çıktı. Bakalım bir sonraki bölümde neler olacak. Orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr