(Pazartesi sabahı, saat 06.00.)
Binanın ikici katının laboratuvar bölümünde Davin, bir hasta yatağında yatıyordu. Birden sol elinin parmakları, kısa bir süre hareket etti ve bilinci yerine geliyor gibiydi.
Davin aniden gözlerini açtı ve yataktan sıçradı. Sırtı zemine değecek şekilde yere düştü ve panik atak geçiriyor gibi tüm vücudu titriyordu.
Davin en son kendine alfa serumunu enjekte etmiş ve hasta yatağına yatarak, sorumun yan etkilerini yaşamaya hazırlanmıştı.
Alfa serumu onun için çok önemliydi ve serumu bulduğu an, zaman kaybetmeden kendine enjekte etmişti.
Serum Rebels'in temel taşı olacaktı. Alfa serumu, liderin tüm astlarını kontrol etmesini ve onlara söz geçirebilmesini sağlayacaktı. Bir ast onun koyduğu kuralların dışına çıkamayacak ve bu durum, Rebels'e daha güvenli bir ortam oluşturacaktı.
Davin'in göz bebekleri kırmızı olmaya başladı ve göz bebekleri ne kadar kırmızı olursa, titremesi o kadar azalmaya başladı.
10 dakika sonra göz bebekleri kıpkırmızı olmuş ve onu bu durumda gören birisi, onun bir şeytan olduğunu düşünürdü.
Şeytanların en belirgin özelliği halk arasında, her zaman kırmızı gözlü olarak bilinmeleriydi.
Davin'in tüm gözünün tamamı kırmızı olmasada, onu gören birisi;
Gözünün tamamı kırmızı değil. Bu şeytan olamaz.
Diye düşünmeyecekti. Sizi böyle itham etmeleri için, o şeye biraz benzemeniz yeterliydi. Kimse seni yargılamadan önce, çok fazla düşünmeye gerek duymazdı.
O şeye benziyorsan, sende o şeydensindir. Mantık bu kadar basitti ve kendini açıklamak için, hiç bir zaman şansın olmayacaktı.
Davin'in titremesi tamamen durdu. Bununla birlikte gözleri lav gibi parlamaya ve gözlerinden kırmızı bir ışık saçılmaya başladı.
Bilinçsiz bir şekilde kafasını havaya kaldırdı ve ağzından bir kurt uluması çıktı.
Bir süre sonra uluma durdu ve Davin bir kez daha zemine yığıldı. Bayılmamıştı ama zor nefes alıyor gibi, soluk soluğa kalmıştı.
Bu serumların isimlerinin daha önce, kurt hiyerarşisinden geldiğini tahmin etmişti ama gerçeğin tahmininden daha fazlası olmasını beklemiyordu.
Serum sadece isimlerini kurt hiyerarşisinden almamış ve etkisi de kurtlar arasında olan hiyerarşik düzenden geliyordu.
Bir alfa tüm sürünün lideriydi ve betalar onun sadık astlarıydı.
Ayrıca yalnız gezen kurtlara, omega denmekteydi. Omega birr sürüye dahil değildi ve tek başına olan kurtlardı.
Kurtlar arasında liderlik kavgası nerdeyse hiç yaşanmazdı. Alfa kurt tüm sürünün annesi ve babası konumundaydı. Hiç kimse anne ve babasını makamından etmek istemediği gibi, aynı zamanda buna cesaret edemezlerdi.
Davin'in nefesi yavaşça düzelmiş ve göz bebeklerinin kırmızılığı, eski yeşil haline geri dönmüştü. Davin yavaşça ayağa kalktı ve vücudunda bir sorun var mı? Diye düşünerek, vücudunun her yerini kontrol etti.
Bir süre vücudunu inceledi ve bir sorun bulamadı. Aksine kendini daha güçlü ve daha çevik hissediyordu. Gömleğini çıkardı ve karnında eskisinden daha belirgin hale gelen karın kaslarına dokundu. Sanki karın kaslarına dokunmuyor ama aşılmaz bir duvara dokunuyor gibi hissetti.
Davin serumun ona getirdiği güçten çok memnun kalmıştı. Binanın içinde hızlı koşacak kadar alan yoktu. Yoksa çevikliğinin ne kadar geliştiğini test etmek isterdi.
Artık Rebels'in temelleri atılmış sayılırdı. Geriye yapması gereken, işine yarayacak kişileri bulmak ve onun astı olmaları için, beta serumunu onlara enjekte etmekti.
Kızlara kimseye zorla serumu uygulamayacağına söz vermiş olsada, bu sözü tutmaya niyeti yoktu.
Kızlara verdiği sözü bozmamanın çok kolay bir yolu vardı. Beta serumunu enjekte ettiği kişilere bir kural koymak ve serumu isteyerek uyguladıklarını beyinlerine kazımak olacaktı. Bundan sonra istiyor olsalarda serumun zorla uygulandığını söyleyemezlerdi.
Sadece kızlarla, çeteye sağlam bir temel oluşturamazdı. Yetenekli kişilere ihtiyacı olacaktı. Liderlik yönünden yetenekli, ekonomi yönünden yetenekli, iletişim yönünden yetenekli, elektronik tabanlı sistemlerde yetenekli ve dövüş sanatları konusunda yetenekli kişilere ihtiyacı olacaktı.
Bu yönlerden yetenekli kişilerin çoğunu, yetimhanede bulamayacağını biliyordu.
Ona her alandan yetenekli insanlar lazımdı ve onları dövüp Rebels'e katılmazlarsa, onları öldürmekle tehdit edecek zamanı yoktu.
İstediği yetenekte bir kişiyi bulduğunda tek yapması gereken, şırıngayı kişinin bir tarafına sokmaktı ve ondan sonra kişi onun en sadık takipçisi olacaktı.
Kızlara söz vermiş olsada böyle bir kolaylıktan, vazgeçmeye niyeti yoktu.
Beta serumlarını koymak için Devin, bir çanta aramaya başladı. Uzun bir aramadan sonra çanta bulamadı ama büyük bir bavul bulmuştu.
Bavul yaklaşık 50 tane serumu taşımaya yetecekti. Davin bu saatten sonra biraz yavaşlamayı ve istediği kişileri seçmek için, biraz zaman ayırmak istiyordu. Yetimhanede istediği türden çoğu kişiyi bulamayacağını düşünse de, bu sadece onun düşüncesiydi.
Yönetim binasının kayıt odasının anahtarı hala ondaydı ve yetimhanedeki herkesin bir kayıttı orada saklanmıştı. Kayıtlar kişilerin yetenekleri, uzmanlık alanları gibi birçok yönden onlar hakkında bilgiyi depoluyordu.
Davin'in tek yapması gereken biraz zaman ayırmak ve kayıtları kontrol etmek olacaktı.
Davin bavula 50 adet beta serumu koydu. Serumların kırılmaması için yatak odalarından bulduğu kıyafetleri, serumların arasına sıkıştırdı. Bu sayede basitte olsa, bir koruma önlemi almış oldu. Bu yöntem serumların birbirine çarpmasını önleyecek ve serumların aralarında bir dolgu görevi görecekti.
Davin ne kadar süredir baygın kaldığını bilmiyordu ve bir an önce yüzeye dönmeye karar vermişti. Suya daldığı için elektronik aletlerini yanına almamış ve binada bir saat görmemişti.
Davin bavulu yanına aldı ve binadan dışarı çıktı. Binanın dışında kurulmuş bahçeye baktı ve bahçedeki bitkilerin, serumu oluşturan temel malzemeler olduğunu anlamıştı.
Yoksa hangi deli, bir mağarada bahçe kurar ki?
Diye içinden, tahminin doğru olduğunu düşündü
Davin suya girilen yere kadar yürüdü ve bavulu yavaşça suya bıraktı. Kendisi de suya girdi ve kollarını öne uzatarak bavuldan tutundu. Bavulu başından yukarıda kollarıyla tutmaya ve ayak vuruşlarıyla yüzmeye hazırlanıyordu.
Davin bavulu ittirerek suya balıklama bir şekilde daldı. Kollarıyla bavulu suyun derinliklerine itiyor ve ayak vuruşlarıyla derinlere yüzüyordu.
Davin sualtı mağarasının uzun ışıklı koridorunda tekrar yüzmeye başlamıştı ama bu sefer önünde bir bavul taşıyordu.
Uzun bir yüzüşten sonra, sualtı mağarasının girişini geldi ve duruşunu değiştirerek, bavulu yukarı bakacak bir konuma getirdi.
Artık sualtı mağarasından çıkmış ve gölün yüzeyine oluşmak için yüzmeye başlıyordu.
Bavulun sualtındaki kaldırma gücü sayesinde, göle daldığından daha hızlı bir şekilde yüzeye çıkıyordu.
Kısa bir süre sonra gölün yüzeyine çıkmışı ve kıyafetlerini bıraktığı yere doğru yüzmeye başlamıştı.
Kıyafetlerini bıraktığı yere geldiğinde, bavulu gölden çıkardı ve yavaşça bavulu karaya koydu. Ondan sonra gölden bir sıçramayla havalandı ve karaya iki ayağı üzerinde indi.
Davin çevikliğinden memnun kalmıştı. Vücudu her yönden gelişmişti. Ayrıca gelişmenin sadece vücudunda değil, zihniyetinde de yaşandığını fark etmişti. Düşünme yetisi daha gelmiş ve zihninin daha açık hale geldiğini hissediyordu.
Davin göle dalmadan önce kenara koyduğu kıyafetlerini giydi. Kamp alanında kurulu çadırlara baktı ve hiç bir sorun çıkmamış olduğunu gördü. Her şey göle dalmadan önceki durumla aynı gözüküyordu.
Davin kendi çadırına yöneldi. Lucy çok derin bir uykuya dalmıştı ve bu zamana kadar uyanmamıştı.
Bugün pazartesiydi ve kahvaltıdan sonra okula gitmeleri gerekiyordu. Davin'in okul umurunda olmasada kızların, onları uyandırmadığı için kızmalarını istemiyordu.
Misty ile daha yeni yakınlaşıyorlardı ve basit bir konudan dolayı aralarının açılmasını istemiyordu. Ne kadar isteksiz olsada ona biraz dikkat göstermek ve onun kalbinde kalıcı bir yer edinmesi gerekiyordu.
Misty'nin hala onu kabul etmediğini ve sadece ona bir şans verdiğini biliyordu. Davin beta serumlarını aldığı için, ona bir doz uygulayabilirdi ve onu en sadık hizmetçisi yapabilirdi. Ama onun gibi masum bir kızın, kalbini kazanmanın çok zor olmadığını düşünüyordu.
Bir kişiye istediği sürece Davin, çok iyi davranabilir ve onunla çok iyi bir iletişim kurabilirdi. O kişinin hangi duyguyu yaşadığını hissedebilir ve ona o duyguyu yansıtarak yaklaşabilirdi.
Sadece daha önce bunu gereksiz bulmuştu. Neden onun başlarına yaklaşması gerekiyordu ki? Sonuçta hepsi aynı statüde bulunan yetimlerdi. Kimse onun dikkatini çekecek ve zamanını harcamasına değecek yeterlilikte değildi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..