Davin ondan bakışlarını kaçıran Moly'ye bakıyor ve baştan aşağıya vücudunu süzüyordu.
İnce beline, dolgun poposuna ve büyük göğüslerine bakmaya devam ediyordu. Moly'nin polis olması onu biraz şaşırtmış olsada, çok fazla endişelenmiyordu.
Moly'nin onu ne zamandır takip ettiğini bilmiyordu. Buraya geldiğinde ilk yaptığı biraz gölde yüzmek ve daha sonra sualtı mağarasına dalmak olmuştu. En başından beri onu takip ediyor olsaydı, Davin'in gölün yüzeyinden nereye kaybolduğunu merak ediyor olmalıydı.
Bir süre derin nefes alan Moly, sakinleşmeye başlıyordu. Başını kaldırdı ve Davin'in bakışlarıyla buluştu. Davin'in bakışlarının tekrar uygunsuz yerlerine baktığını gördüğünde, bu kez sinirlenmemiş görünüyordu.
Moly güzel bir kadın olduğunu biliyordu ve bu tür bakışlarla alışkındı. Kendi teşkilatındaki meslek taşlarının bile, ona bu tür uygunsuz bakışlarla da baktığını fark etmişti ve istemiyor olsa da zamanla bu bakışlara alışmak zorunda kalmıştı.
Davin'e bakarken gözleri soğudu ve Davin'e ciddi bir ifadeyle bakmaya başladı.
Moly: Burada ne yapıyordun ve gölün yüzeyinden nereye kayboldun?
Dedi ve bir eli belindeki silahına uzanıyordu.
Onun hareketlerini fark eden Davin, çok sakin davrandı ve onun soğuk bakan gözlerine, masum bir bakışla bakıyordu.
Davin: Güzel abla, sence gölde ne yapabilirim? Elbette, yüzüyordum ve göle uzun süre dalabilmek için, nefesimi çok uzun süre tutabiliyorum.
Moly onun masum yüz ifadesine bakıyor ve söylediklerine hiç inanmamış görünüyordu. Ona gözlerini devirdi ve bakışları daha da soğuyordu.
Moly: Yarım saatten fazla nefes mi tutabiliyorsun? Yarım saat nefes tutabiliyorsan, neden test etmiyoruz? Bakalım doğruyu mu söylüyorsun yoksa yalan mı söylüyorsun?
Bu konuşmanın istediği gibi bitmeyeceğini anlayan Davin, ona çaresiz bir tafırla bakmaya başladı.
Davin: Güzel polis abla, bir suç mu işledim? Neden beni tehdit ediyorsun? Sadece biraz yüzmek istemiştim ama başımı belaya sokmak istiyorsun. Tamam, itiraf ediyorum. Gölün dibinde bir sualtı mağarası var ve mağaranın içinde nefes alınabilen bir kara parçası var. İnanmıyorsan gel beraber dalalım ve sana gösteriyim.
Dedi ve Moly'nin vücuduna şehvetli gözlerle bakıyordu. Sanki onu bikinili veya sadece iç çamaşırlarıyla hayal ediyordu.
Onun bakışlarını hisseden Moly, böyle bakışlara alışmış olsa da iğrenmiş hissediyordu. Bu sapığın aklından ne geçtiğini tahmin edebiliyor ve onun planına düşmemeye kararlıydı.
Moly: Bana o iğrenç gözlerinle bakma, yoksa seni vururum ve bana gerçeği söyle yoksa seni yine vururum, pis sapık velet.
Dedi ve polis kemerinde bulunan silahını eliyle kavramıştı.
Davin onun bu hareketlerinden hiç korkmuyordu. Kadının onu korkutmaya çalıştığını ve ağzından bilgi almaya çalıştığına inanıyordu. Ona sualtı mağarası ile ilgili doğruları söylemişti ama inanmak istemeyen oydu. Eğer inanmak istemiyorsa Davin, onu inandırmak için uğraşmayacaktı.
Davin: Güzel polis abla, beni tehdit etme. Eğer beni tehdit etmeye devam edersen, artık sana nazik olmayacağım.
Dedi ve masum bir yüz ifadesi yapıyordu. Konuşması bittikten sonra, bir "hmp" sesi çıkardı ve ona bakmayı bıraktı.
Davin sevimli ve masum görünmeye çalışıyordu ki, kadın onu rahat bıraksın.
Onun davranışlarına bakan Moly, şaşırmış görünüyordu.
Bu aptal, en azından 15 yaşlarında olmalı ve sevimli davranarak, benden kurtulabileceğini mi düşünüyor?
Diye içinden düşünüyor ve ona garip bir bakış atıyordu.
Moly: Hareketlerine bir son verebilirsin, aptal velet. Sırf sevimli davranıyorsun diye, seni bırakmayacağım.
Onu duyduğunda Davin, ondan kolay kolay kurtulamayacağını anladı. Sevimli ve masum davranmayı bırakıp, ona ciddi bir ifadeyle baktı.
Davin: Benden ne istiyorsun? Seninle oynayacak zamanım yok.
Dedi ve biraz sabırsızlanıyordu.
Moly silahını belinden çekti ve Davin'in yüzüne, silahın namlusunu doğrulttu. Gözlerinde soğukluktan başka, tehditkâr bir bakış daha oluşmuştu.
Moly: küçük sapık velet, seninle oynuyor gibi mi görünüyorum?
Yüzüne silah doğrultulan Davin, hiç korkmuyor gibiydi ve Moly'nin gözlerine bakıp, ona doğru yürümeye başladı.
Davin: Evet, oynuyor gibisin ve birinin benimle oynamasından nefret ederim!
Dedi ve alnı silahın ucuna değene kadar yürüdü. Onun gözlerine, ondan daha soğuk bir bakışla bakıyordu ve gözleri biraz kısılmış, bakışlarına ürpertici bir hava katıyordu.
Onun silahı anlına dayadığını ve ona nasıl baktığını gören Moly, onun cesur çocuk rolü yaptığını düşünüyordu.
Moly: Nedir bu? Şimdi de cesur çocuk olmaya mı karar verdin?
Bunu duyduğunda, Davin'in gözleri daha da kısıldı ve dudakları kıvrılarak, korkutucu bir gülümseme oluşturdu.
Moly: Benimle oynayan kişilerden, nefret ettiğimi söylemiştim değil mi?
Hızlıca iki elini de silaha doğru uzattı ve bir eli silahın namlusuna vururken, diğer eli onun silahı tutan bileğine vurdu.
Moly ne olduğunu anlamadan silah yere düşmüş ve elleri boş bir şekilde, Davin'in yüzünü işaret ediyordu.
Onun boş ellerine bakan Davin, gülümsedi ve ayağını yerdeki silaha uzatıp, ayağıyla silahı elinde tutacak şekilde havaya fırlattı.
Silahın namlusunu Moly'nin yüzüne tuttu ve namlunun, onun alnına değdiğinden emin oldu.
Davin: Neden benim yaptığım gibi silahı almıyorsun? Bakalım mermiden hızlı mısın?
Tüm bu olan saçmalığa Moly, şok bakışlarla bakıyordu. Alnında silahın soğuk namlusunu hissediyor ve Davin'in soğuk gözlerine bakıyordu.
Davin: Kendine gel, çirkin cadı. Seninle oynama sırası bende ve sakın bayılmaya kalkma yoksa seni göle atabilirim.
Dedi ve onun koyu mavi gözlerine bir kediyle oynuyormuş gibi bakıyordu.
Onun dediklerini duyan Moly, kendine geldi ve korkuyor olsada, sakin davranmak için elinden geleni yapıyordu. Alt dudağını ısırıyor ve inatçı gözlerle ona bakıyordu.
Moly: Sapık velet, ne yaptığının farkında mısın? Polisten silahını almak ve polisi tehdit etmek suçtur.
Dedi ve onu korkutup, silahı geri almak istiyordu.
Davin: Ah, demek yaptıklarım suç. Peki, masum bir vatandaşa silah tutmak suç değil mi? Yoksa devletin sana sağladığı yetkiyi, her zaman kötü emellerin için mi kullanıyorsun?
Onun suçlamalarını ve onu neyle itham ettiğini duyunca Moly, deliye döndü.
Moly: Ben yetkimi sadece suçluları yakalamak için kullanırım ve sende bir suçlusun. O yüzden bana iftira atma, utanmaz velet.
Davin: Peki, suçumun ne olduğunu bilebilir miyim? Gölde yüzmek mi? Yoksa gölün altındaki mağaraya dalmış olmak mı?
Onun konuşmasını duyduğunda Moly, daha çok kızmış görünüyordu.
Moly: Polis yaralamak. Beni taşla vurdun aptal. Polise taş atmak ve zarar vermekte bir suç.
Bu sefer şaşırma sırası Davin'e gelmişti.
Davin: Bu suç olarak sayılmaz. Çalıda saklanan ben değildim. Aptal gibi çalıda saklanırsan, bende sana taş atabilirim.
Dedi ve silahın ucuyla, onun alnına hafifçe vurdu.
Silahın alnına vurmasıyla Moly, acılı bir "ıgh" sesi çıkardı ve gözleriyle Davin'i öldürebiliyor olsaydı, Davin çoktan ölmüş olurdu.
Moly: Öldür beni, yoksa serbest kaldığımda seni bırakmayacağım.
Dedi ve öfkeden deliye dönüyordu.
Onun sinirli olması, Davin'i hiç ilgilendirmiyordu.
Davin: Ölmek istiyorsan, güle güle. Diğer tarafa gittiğinde, ölen ailemi görürsen onlara selam söyle.
Davin silahın tetiğini onun görebileceği bir açıdan çekmeye başladı.
Moly tetiğin yavaşça çekilmesini izliyor ve Davin'in onu gerçekten öldürmeye çalıştığını düşünüyordu. Panik oldu ve aceleyle Davin'i durdurmaya çalıştı.
Moly: Dur, dur...
Şaka yapıyordum, tamam mı? Şaka, hahaha...
Dedi ve sanki ona çok komik bir şaka yapmış gibi gülmeye başladı.
Davin tetiği çekmeyi bıraktı ve ona garip bir bakışla bakıyordu.
Davin: Bende senin ölmek istediğini düşünmüştüm ve seni öldürerek, isteğini yerine getirmek istemiştim. Huh, az kalsın ölüyordun çirkin cadı.
Onun konuşmasına çok kızmasına rağmen Moly, sakin davranmaya ve gülmeye devam etti. Bu çocuğun normal olmadığını anlamış ve daha fazla onunla uğraşmak istemiyordu.
Onun buraya gelmesi, sadece bir tesadüftü. Profesörün ölümünden sonra, icadı olan serumun formülü bulunamamıştı ve bazı aralıklarla yetimhanenin çevresinde, gizli devriye gezen polisler hala vardı. Serumun etkisi çok korkunçtu ve bu serum seri üretilirse büyük bir felaket olurdu.
Moly: Hahah, şaka yapıyordum. Tamam, hadi bana silahımı ver ve seni rahat bırakayım. Söz veriyorum bir daha seninle uğraşmayacağım, tamam mı?
Davin bir süre kendi içinden düşünmeye başladı.
Bir polis astım olması çok işe yarar değil mi? Çok güzel ve sexy bir astı kim istemez ki?
Diye içinde düşündü. Tek sorun yanında serum taşımıyor oluşuydu yoksa bu kadını çoktan astı yapardı.
Birden silahın arka kısmıyla, kadının ensesine vurdu.
Onun böyle bir hareket yapacağını tahmin etmeyen Moly, vurmanın etkisiyle bilincini kaybetmişti.
Öne doğru düşmeye başlamış ve Davin onu tutmazsa yüz üstü yere çakılacaktı.
Göğsüne baskı yapan iki yumuşak topu hisseden Davin, pantolonunda bir hareketlilik hissetmeye başlamıştı. Onu gördüğünden itibaren kadına karşı şehvet duymuştu ve onu kollarına alınca, pantolonunda bir hareketlenme olması çok normaldi.
Kadının belindeki elini biraz aşağı indirdi ve onun bir kalçasını avucuyla kavradı. Avucundan hissettiği yumuşaklık ve esneklik onu büyülemişti.
Göğsüne yaslanmış başından, onun yüzüne baktı ve kırmızı dudaklarının görüntüsüne, bakışları takılı kaldı.
Mavi saçlarının ve kırmızı dudaklarının kontrastı, bilinçsizce onun yüzüne yaklaşmasına neden oldu.
Dudaklarını, onun dudaklarının üzerine koydu ve kapalı gözlerinden, onun titreyen kirpiklerine bakıyordu.
Dudaklarını biraz araladı ve onun alt dudağını, dudaklarının arasına aldı. Hafifçe ısırdı ve daha sonra alt dudağını emmeye başladı.
Kalçasındaki avucu çoktan hareket etmeye başlamış ve onun kalçasını yoğurarak, arada bir sıkıyordu.
Davin bir süre onu öptü ve kalçasıyla oynadı. Tatmin olduğunu hissettiğinde geri çekildi ve bilinçsiz kadına bakmaya başladı.
Seni benim yapmalıyım, huysuz cadı.
Diye içinden kararını vermişti. Moly'i onun yapmak istiyor olsada, ona beta serumunu enjekte edecekti. Kızlara yaptığı gibi onun kalbini kazanmak, imkansız bir görevdi.
Elindeki silahın şarjörünü çıkardı ve mermileri şarjörden çıkarıp, gölün derinliklerine fırlattı.
Daha sonra kıyafetlerini çıkardı ve silahla birlikte, kıyafetlerini gölün kenarına bıraktı.
Göle balıklama atladı ve mağaranın yönüne doğru yüzmeye başladı.
Onun göle dalmasıyla çıkan sesle Moly, gözlerini açtı ve yanakları kızarmıştı. Ayağa kalktı ve silahını almak için Davin'in kıyafetlerinin yanına gitti.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..