(12 Haziran, saat 08.00am)
Osprey ilçesi üç ana temel bölgeye ayrılmıştı. Bu üç ana temel ilçeyi üç halka şeklinde bölmüş ve statü ayrımına güzel bir örnek oluşturmuştu. Bu üç ana bölge şunlardı.
- Merkez Bölge ( İlçedeki meydan parkının çevresini işgal eden zengin Kısımın kaldığı ve devlet yerleşkelerinin bulunduğu bölge olup, ilçenin 5/1'ini halka şeklinde kapsayan alandır. )
- Orta Bölge ( Varlıklı, gelir düzeyi yüksek kişilerin kaldığı ve ilçe ekonomisinin en çok canlılık gösterdiği bölge olup, ilçenin 5/2'sini halka şeklinde kapsayan alandır. )
- Alt Bölge ( Gelir düzeyi normal ve düşük olan kişilerin kaldığı bölgedir. Bu bölge daha çok ara insan gücü yetiştirmek için uygundur ve ekonominin gelişmesinde yardımcı olacak kişilerin bulunduğu, ilçenin 5/2'sini halka şeklinde kapsayan alandır. )
İnsan oğlunun yaşadığı her yerde olduğu gibi Osprey ilçesinde de statü ayrımı vardı.
Zenginler en iyi yaşam koşullarında yaşarken fakirler bir gün onlar gibi olabilmenin hayalini kurup çok çalışmaları gerekiyordu.
Orta bölgenin oldukça sessiz ve tenha yerinde bir otel vardı.
Davin ve diğer herkesin kalmak için seçtiği otel buydu ve neredeyse oteldeki tüm odalar onlar tarafından işgal edilmişti.
Otel altı katlıydı ve her katta on oda vardı.
Davin ve kızlar 6 katta kalırken diğerleri kalan beş kata yerleşmişlerdi.
Sabah saat 08.00am'de Davin, çoktan uyanmış ve hızlı bir duş almak için banyoya girmişti.
Banyodan çıktıktan sonra siyah bir spor kıyafet giydi ve odadan çıktı.
Otelin hizmetleri arasında sabah kahvaltısı ve akşam yemeği de vardı.
Kendi odasının yanında olan üç odaya bakan Davin, bir süre düşündükten sonra gitti ve üç odanın kapısını da tıklattı.
Üç odayıda görecek şekilde geri çekildi ve kızların odalarından çıkmasını bekledi.
Üç oda kapısı aynı anda açıldı. Kızlar üzerlerinde geceliklerle kapıyı açmış ve kapıyı biraz aralayıp, Davin'e bakıyorlardı.
Davin kızlara hızlıca bir göz attı ve onların yine sarı, siyah, kırmızı gecelikler giydiğini gördü.
Onları gecelikleri içinde görmüş olsada, Davin sadece bir göz attı ve gözlerinde uygunsuz bir bakış yoktu.
Davin: Kahvaltı zamanı geç kalmayın.
Dedi ve arkasını dönüp, kahvaltı yapmak için otelin zemin katına yöneldi.
Onun arkasından gidişine bakan kızalar, karışık duygular içindeydi ve ona seslenmek için ağızlarını açsalarda, hiç biri ona seslenme cesaretinde bulunamadı.
Davin otelin yemek salonuna geldi ve açık büfeden yemek istediği yemekleri tepsisine doldurup, oturmak için boş bir masa buldu.
Davin yemeğini yerken yanına Louis geldi ve onu saygıyla selamladı.
Davin onun oturmasını ve yemeği bitene kadar beklemesini söyledi.
Bir süre sonra Nora'da yemek salonuna gelmiş ve Davin'in oturduğu masaya doğru bakıyordu.
Davin, Nora'nın geldiğini görmüş ve ona elini sallayarak, yanına çağırmıştı.
Nora onların yanına geldi ve Davin'in isteği üzerine onlarla birlikte oturmayı kabul etti.
Herkes yemeğini yedikten sonra Davin, Nora'ya baktı ve ona göz kırptı.
Davin: Bugün ki göreviniz iptal oldu.
Dedi ve ona gülümsedi.
Birden görevin iptal olmasından dolayı Nora, çok şaşırmış görünüyordu ve Bir hata yapmış olup olmadığını anlamak için Davin'e dikkatle bakıyordu.
Nora: Bir hata mı yaptım?
Dedi ve bir süre düşündükten sonra Davin'e üzgün bir yüz ifadesiyle bakmaya başlamıştı.
Louis'in yanlarında olduğunu umursamayan Davin, Nora'ya doğru bir elini uzattı ve onun burnunu kıstırdı.
Davin: Hayır, bir hata yapmadın. Görev iptal edildi çünkü görev çoktan başarıyla sonuçlandı.
Dedi ve onun burnunu kıstırmayı bıraktı.
Onların samimi hareketlerini gören Louis, içinden:
Aralarında bir şeyler olmalı. Bunu kızlara söylemeli miyim? Tabiki, söyleyeceğim ve bu sayede onlarla daha çok yakınlaşma şansı yakalamış olurum.
Dedi ve düşünceleri yüzünden, yüzünde kurnaz bir ifade vardı.
Davin: Tamam, bu kadar boş konuşma yeter. Parayı aldıktan sonra çeteye merkez üssü kurmak için bir yer seçmeliyiz.
Dedi ve bir sonraki yapmaları gereken iş hakkında bilgi verdi.
Helena sayesinde para sıkıntısının çözülmesi an meselesiydi ve bir sonraki görevleri çetenin gerçekten kurulması için merkez üssü kurmaktı.
Davin: Merkez üssünün ilçenin içinde kurulmasını istemiyorum ve ilçeden çok uzak olmayan bir yerde gizli bir üs kurmak istiyorum. Bildiğiniz gibi Osprey'de birçok doğal zenginlik var ve kesinlikle bu alanlardan birinde, bizi saklayacak bir tür mağara benzeri yer olmalı. Şimdilik çetenin gizli kalması gerekiyor ve temellerini oluşturmak için zaman kazanması gerekiyor.
Dedi ve aklındaki düşünceleri onlara aktardı.
İkisi de başlarını anladıklarını ifade eder şekilde aşağı yukarı salladı.
Louis: Haklısın Alfa. Önce çetenin temelini sağlam direkler üzerine inşa etmeli ve daha sonra karşı karşıya kalacağımız düşmanlar için hazır olmalıyız.
Dedi ve Davin'in fikrine katıldığını ifade etti.
Onların ne düşündükleri çok umrunda olmasada Davin, Nora'ya bakarak onun ne düşündüğünü söylemesini bekledi.
Bu hareketiyle hem ona verdiği değeri hem de Louis'in ona karşı tutumunu bilmesini istedi.
Nora bunu fark etmiş ve Davin'e güzel yeşil gözeri parlayarak bakıp, oldukça mutlu olduğu görülebiliyordu.
Nora: Sen nasıl istersen Davin.
Dedi ve ona ismiyle seslenerek, yanakları kızarmış bir şekilde Louis'e gizlice bakıyordu.
Louis onların artık çok samimi olduğu konusunda kesin karar varmış ve kızlara bu durumu söylediğinde, onların yüzlerinin alacağı ifadeyi merak ediyordu.
Davin: Güzel, o zaman bugün herkes ilçe dışında gezecek ve merkez üs için uygun bir yer arayacak.
Dedi ve ayağa kalkıp, bir kaç adım öne yürüdü ve durdu.
Onun durduğunu görünce Nora, ayağa kalktı ve onun yanına kadar yürüdü.
Onun gelmesiyle Davin yürümeye devam etti ve Nora'nın onu takip ettiğinden emin oldu.
Otelin çıkışına birlikte yürürken yolda diğer kızlarla karşılaştılar ve kızlar onlara gözlerini kısarak bakıyordu.
Davin hiç bir şey söylemedi ve onların yanından Nora'yla birlikte geçip, otelin çıkışına yürümeye devam ettiler.
__________
Kızlar sadece onların arkasından baka kalmış ve düşünceli bir ifadeyle yemek salonuna kadar yürümüşlerdi.
Yemek salonuna geldiklerinde Louis'in orda olduğunu gördüler ve hemen onun yanına doğru yürüdüler.
Kısa bir selamlaşmadan sonra Louis'in davetiyle kızlar yemeklerini tepsilerine doldurdu ve onun masasına oturmaya yöneldi. Birkaç lokma yemek yedikten sonra dolduylar ve Louis'e endişeli bir ifadeyle bakıyorlardı.
Louis masada oturan üç güzel kadına baktı ve yüzünde kurnaz bir ifade vardı.
Louis: Bir sorun yok değil mi? Sizi endişeli gördüm.
Dedi ve onların gerçekten endişeli olduğunu fark etmişti.
Lucy: Davin neden o kızla birlikteydi?
Dedi ve hepsinin aklındaki soruyu ona sordu.
Louis: Sadece birlikte değiller ayrıca çok samimiler. Az önce Alfa'ya ismiyle seslendi ve nedense Alfa'ya bakarken yanakları kızarmıştı. Alfa bu duruma hiç kızmamış ve hatta ona gülümseyerek bakmıştı. Bence ikisi bir ilişki içinde olabilir.
Dedi ve konuşmasının ima ettiği şeyin çok açık olduğunu düşünüyordu.
Onu dinledikten sonra kızlar birbirlerine baktı ve hepsinin gözlerindeki endişenin daha da büyüdüğünü görmüşlerdi.
Kızlar sessiz kaldı ve derin düşüncelere dalmış gibiydiler.
Louis: Size söylediklerimi düşündünüz mü?
Gördüğünüz gibi Alfa'nın yanında hiç bir zaman kadın eksikliği olmayacak ve onu seçerseniz, onun yanında daha fazla kadın görmeye alışmanızı tavsiye ederim.
Dedi ve kızları teselli edip, onların aklına şüphe tohumunu ekiyordu.
Kızlar onun yakışıklı yüzüne baktı ve onun gözlerinde ki samimiyeti gördüler.
İçlerinden Louis'e karşı daha çok minnettar hissediyor ve onu arkadaşları olarak görüyorlardı.
Lucy: Teşekkürler Louis. Bize yardım etmek istediğini biliyoruz ve buna çok minnettarız. Davin bize küs kalmak istiyorsa öyle olsun. Üniversiteye gittiğimizde düşünmek için çok zamanımız olacak ve zamanı geldiğinde kararımızı vereceğiz.
Dedi ve diğer kızların yerine de konuştu.
Alice ona biraz isteksizlikle bakıyor ve ona katılmıyormuş gibi görünüyordu.
İçlerinden Davin'le en çok zaman geçiren oydu ve Davin'i sevdiği konusunda hiç tereddüttü yoktu. Sadece bu kadar erken kızlığını kaybetmek istemiyor ve Davin'in biraz daha beklemesini istiyordu.
Alice'in ifadesini görünce kızlar, onun ellerini tuttular ve Misty onunla konuşmaya başladı.
Misty: Alic bizde Davin'i seviyoruz ama biz üniversiteyi okuyana kadar onun beklemesini istiyoruz. Unutma bu fikri ilk ortaya atan sendin ve bizi yalnız bırakamazsın tamam mı?
Dedi ve Alice'i ikna etmeye çalıştı.
Üniversite sınavı çok uzak değildi ve kızlar kalan zamanlarını derslerine çalışıp, sınava hazırlanarak geçirmek istiyordu.
Alice isteksiz görünsede, onun sözlerini duyunca bütün bu saçmalığı başlatan kişi olduğunu fark etti.
Alice: Tamam.
Dedi ve yaptığı hatanın cezasını çekmeye razı oldu.
Louis sessiz kalmış ve tüm zaman boyunca yüzünde bir gülümsemeyle kızların tartışmasını izliyordu.
Ayağa kalktı kızların omuzlarına sırayla dostça dokundu ve gizlice onların kokusunu içine çekti.
Louis: Üzülmeyin kızlar. Düşünmek için bolca zamanınız olacak ve üniversite okumak, kararınızı vermenizde çok etkili olacaktır.
Dedi ve onlara dostça temaslarda bulunmaya devam etti. Bazen omuzlarına dokundu, bazen sırtlarını sıvazladı ve onların yakınında olmaktan zevk aldı.
Alice: Bana dokunmayı keser misin?
Dedi ve Louis'in hareketlerinden rahatsız olmuş gibiydi. Louis'in onlara yardım ettiği için minnettardı ama şimdi onun davranışlarının biraz uygunsuz olduğunu fark etti.
Onu duyunca Louis, hemen davranışlarını durdurdu ve ona üzgün bir yüz ifadesiyle bakıyordu.
Louis: Üzgünüm, sadece sizi rahatlatmak istemiştim ve biraz ileri gitmiş olabilirim. Galiba gitsem iyi olacak, yapacak işlerim var.
Dedi ve yemek salonunun çıkışına doğru yürümeye başladı.
Şimdilik bu kadar yakınlaşma yeterdi ve onlara yaklaşmak için daha fazla zorlarsa işlerin ters gideceğini fark etmişti.
Lucy ile Misty onun arkasından bakıp, Alice bakmaya döndüler ve onun davranışından biraz rahatsız gibiydiler.
Misty: Alice ona böyle davranmamalıydın. O sadece bizim iyiliğimizi istiyor ve bize yardım etmek için elinden geleni yapıyordu.
Dedi ve Alice rahatsız olduğu şeyleri söyledi.
Alice: Haklı olabilirsiniz ama bana sürekli dokunmasından hoşlanmadım, üzgünüm.
Dedi ve belki çok düşündüğünü hissedip, Louis'e haksızlık ediyor olabileceğini anladı.
Diğer kızlar onun elini tutmaya devam etti ve onun üzerine daha fazla gitmemeye karar vermişlerdi.
Alice'in haklı olduğu bir konu vardı ve Louis onlara gerçekten biraz fazla dokunmuştu.
İkisi bundan çok rahatsız olmamış ve sadece dostça dokunuşlar olduğunu hissetmişlerdi.
Lucy: Tamam, haklı olabilirsin. Louis bize biraz fazla dokunmuş olabilir ama bence dokunuşlarında bir art niyet yoktu.
Dedi ve Alice'e fikrini söyledi.
Alice sessiz kaldı ve ona başını salladı.
_________
Davin, Nora ile birlikte otelden çıkmış ve yakında bulunan bir parka kadar ona yön göstermişti.
Park oldukça küçüktü ve çocukların oynaması için birkaç salıncaktan başka bir şey yoktu.
Parka girince Davin, Nora'nın elini tuttu ve onu bir ağacın gölgesine çekip, onu kucağına çekti.
Nora, Davin'in bacaklarına oturmuş ve kollarını onun boynuna dolayarak, ona utangaç bir ifadeyle bakıyordu.
Davin yüzünü ona yaklaştırdı ve ikisi arasında uzun bir öpücük seansı başlattı.
Nora gözlerini kapadı ve onun hareketlerine karşılık verip, onu taklit etti.
Davin alt dudağını emiyorsa o da onun üst dudağını emdi, Davin dilini emiyorsa o da onun dilini emdi ve poposunu dürten kalın şeyi görmezden geldi.
İkisi uzun bir süre öpüştü ve daha sonra Ayrıldılar.
Davin: Tamam, artık göreve başlama zamanı geldi ve daha sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Dedi ve telefonunu çıkarıp, Louis'i aradı.
Telefon bir süre çaldıktan sonra görüşme bağlandı ve telefondan Louis'in sesi duyuldu.
Louis: Efendim Alfa.
Davin: Herkesi beşli gruplara ayır ve ilçenin dışında göreve başlamalarını sağla. Bu arada Ella ile Sophia'ya onları otelin yanındaki parkta beklediğimi söyle.
Louis: Anlaşıldı Alfa, hemen görevi başlatıyorum.
Dedi ve Davin telefonu kapattı.
Nora'yı prenses kucaklamasına alarak Davin, onu kaldırdı ve onun dudağına bir öpücük kondurup, ayakları üzerinde duracak şekilde onu bıraktı.
__________
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..