İlçe dışında ıssız bir yerde bir araba durmuştu ve sürücü koltuğunda genç bir adam oturuyordu.
Arka koltukta ise bilinçsiz bir şekilde adam yatıyordu ve yüzünde, kıyafetlerinde kan lekesi vardı.
Doğal olarak sürücü koltuğunda oturan genç adam Davin'di ve arka koltukta yatan bilinçsiz kişi ise Alfred'in güvenlik şefi Josef'ti.
Davin bir yandan, elinde telefona şaşkınlıkla bakarken bir yandan, çaresiz bir ifade takınıyordu.
Davin'in Helena ile henüz konuşması gereken konular vardı ancak Davin onunla biraz dalga geçtiği için utanarak, onun yüzüne telefonu kapamıştı.
Şimdi bu arabayla ve Josef ile ne yapacağını bilmiyordu.
Derin bir nefes aldı ve bu konunun çokta önemli olmadığını fark etti.
Tek yapması gereken otele yakın bir yere gitmek ve Josef'in kendisine gelmesini beklemekti.
Josef kendine geldiğinde arabayı ona teslim edecekti ve daha sonra Josef'in ne yaptığı onu ilgilendirmezdi.
Kararını verdikten sonra kontaktaki anahtarı çevirdi ve araba bir kükreme çıkararak, normal bir hızda yolda gitmeye başladı.
Bir süre sonra ilçede Davin'in konakladığı otele yakın ıssız bir yerde araba durmuştu ve Davin hala Josef'in kendine gelmesini bekleyerek, arabanın sürücü koltuğunda oturuyordu.
Bir süre sabırla Josef'in uyanmasını bekledi ama onun uyanmaya niyeti olmadığını farke ettiğinde, dudaklarında sinsi bir sırıtma oluştu.
Bir elini arkaya uzatan Davin, Josef'in meme ucunu tuttu ve birden sert bir şekilde Josef'in meme ucunu tutan elini büktü.
Davin'in onun kafasına vurduğu darbenin etkisiyle Josef, rüya diyarında rahat bir şekilde geziniyordu ve daha önce hiç bu kadar güzel bir uyku çekmediği konusunda yemin edebilirdi.
Ancak birden hissettiği yoğun bir acı onu rüya diyarından çıkarmıştı ve ne olduğunu anlamadan çoktan gözleri açılarak, Davin ile bakışları buluşmuştu.
Memesinden gelen yoğun acıyla dişlerini sıktı ve bugünden itibaren korktuğu tek kişinin gözlerine bakıyordu.
Josef gerçekten korkmuş hissediyordu.
Josef: Ne oluyor, neden buradasın?
Dedi ve konuşurken birkaç kez kekeledi.
Davin ise ona sakin bir şekilde bakıyordu ve ona daha fazla eziyet etmek gibi bir niyeti yoktu.
Davin: Seni kim gönderdiğini biliyorum ve aramızda bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden gitmekte özgürsün ve Bay. Alfred ile aramızdaki yanlış anlaşılma kısa bir süre içinde çözülecek.
Dedi ve kontaktan arabanın anahtarını aldı ve ona doğru yavaşça anahtarı fırlattı.
Daha sonra kapıyı açarak, arabanın içerisinden çıktı ve Josef'e el sallayarak, uzaklaşmaya başladı.
_____
Josef, Davin'in arkasından baka kalmış ve onun dediklerini dikkatlice aklından geçiriyordu.
Derin bir nefes aldı ve galiba kırılmış olan burnuna dokundu.
Bu çocuk tam bir canavar. Bay. Alfred kendine zorlu bir rakip edinmiş gibi görünüyor.
Diye içinden düşündü ve arabanın arka koltuğundan, ön koltuğuna tırmandı.
Araba bir kükreme sesiyle uyandı ve kısa bir süre sonra gözden kayboldu.
______
Davin zaten otele yakın bir yere arabayı çekmişti ve kısa bir süre yürüdükten sonra otele gelmesi çok zaman almadı.
Otelin girişinde onu bekleyen bir kalabalık vardı ve nerdeyse tüm betalar her an harekete geçmek için hazır görünüyordu.
Davin, Ella ayrıldıktan sonra herkese haber vermiş olduğunu tahmin ediyordu ve böyle bir manzara göreceğini daha önceden biliyordu.
Davin karamsar bir iç çekiş sesi çıkardı ve onların önüne geçene kadar yürümeye devam etti.
Davin: Dikkat çekmeden hemen dağılın.
Dedi ve daha fazla konuşmak istemiyordu.
Onların arasından geçti ve otelin kapısından içeri girdi.
Bu sırada onun iyi bir ruh halinde olmadığını düşünen betalar emri yerine getirmek için harekete geçmişti ve kısa bir süre sonra her şey eski sakin haline dönmüştü.
Davin otele girdikten sonra durmamıştı ve kendi odasına gidene kadar arkasına bile bakmamıştı.
Hayal kırıklığına uğramış hissediyordu ve bu hayal kırıklığının nedeni, onların Rebels'in gizli kalma politikasını bile anlamamış olmalarıydı.
Davin odasına tek başına girdi ve kısa bir süre sonra kapı tıklatılarak, Ella izin aldıktan sonra ona katıldı.
Ella, Davin'in oturma odasına bir koltukta oturduğunu gördü ve onun yanına giderek, karşısında durdu.
Davin'in neden kızgın olduğunu bilmiyordu ama yanlış bir şey yapmış olduklarını tahmin edebiliyordu.
Sessiz kaldı ve Davin'in konuşmasını bekledi.
Davin bir süre Ella'ya baktı ve daha sonra ona bakmayı bırakarak, bir elini çenesine koydu.
Davin: Neyi yanlış yaptığınızı düşünüyorsun?
Dedi ve hala düşünceli bir yüz ifadesi sürdürürken, Ella ile konuştu.
Ella: Üzgünüm Alfa, benim suçum.
Dedi ve muhtemelen hatanın kendisinde olduğunu düşünüyordu.
Davin bir iç çekti ve Ella'nın yüzüne baktı.
Davin: hata yapan sen değildin, her neyse. Louis'e birisini göndermesini ve kavga yerinden alışveriş çantalarını hızlı bir şekilde aldırmasını söyle. En azından onun bu görevi yapabileceğini düşünüyorum. Bu arada toplantının akşam saat 18.00pm'e ertelendiğini söyle.
Dedi ve gözlerini kapatarak, Ella'nın konuşması için fırsat vermedi.
Ella üzgün bir yüz ifadesiyle ona baktı ve daha sonra eline telefonunu alarak, Louis'e onun talimatlarını bildirdi.
İşi bittikten sonra sessiz kaldı ve Davin'e bakmaya devam etti.
Davin gözlerini kapatmış olsada, onun bakışlarını hala üzerinde hissedebiliyordu.
Davin: Otur.
Dedi ve kıza sert davranarak bir yere varamayacağını anladı.
Çetenin lider yardımcısı olarak yapılan hatanın sorumlusu Louis'ti ve diğerleri sadece emirleri yerine getiriyordu.
Ella onu duyduğunda kendini biraz daha iyi hissetmişti ve onun sağında bir koltuğa oturarak, ona sevimli gözleriyle bakmaya devam etti.
Davin: Hatayı yapan Louis'ti. Sana bir soru sormama izin ver. En başından beri ben, Rebels'in nasıl bir çete olacağını söylüyorum.
Dedi ve birden konuşarak, Ella'nın sevimli mor gözlerine bakmak için gözlerini açtı.
Onun sorusunu duyunca Ella, şaşırmıştı ve kısa sürede şaşkınlıktan kurtularak, sorusuna bir cevap bulmak için kendini zorladı.
Birden gözlerinde bir kıvılcım çaktı ve cevabı bulduğundan oldukça emin görünüyordu.
Ella: Gizli mi?
Davin onun gözlerinden geçen kıvılcımı görmüştü ve o sırada, onun çok çekici göründüğünü içinden kabul etmişti.
Davin: Haklısın, gizli olmak. Kavga yerinde güvelik kamerası olabilir ve eğer güvenlik kamerası varsa çoktan beni bulmak için uğraşıyor olmalılar. Bunun üzerine beni beklemek için otelin dışında bekleyen 50 kişi gördüklerinde ne düşüneceklerini sanıyorsun.
Dedi ve ona bir soru daha yöneltti.
Ella: Büyük ihtimalle senin bir örgüte üye olduğunu ve diğer kişilerinde o örgütün üyeleri olduğunu düşünürlerdi değil mi? Daha sonra bizi gözetime alırlar ve her hareketimizi takip ederlerdi.
Dedi ve kendinden emin bir şekilde konuşarak, Davin'in onu övmesini heyecanla bekliyordu.
Davin bir süre Ella'ya baktı ve bir iç çekti. Onların gerekli bilgi donanımı ile yüklü olduğunu düşünüyordu ama hala o ciddi havadan yoksun olduklarını hissediyordu
Bu sorunun en büyük nedeni tecrübesizlikti ve hala çok genç olmalarıydı.
Davin bir elini uzattı ve Ella'nın saçlarını karıştırdı.
Onun saçlarıyla oynamayı bir alışkanlık edinmiş gibiydi ve Ella'nın da bu durumdan rahatsız olduğu söylenemezdi.
İlk başlarda, onun saçlarıyla oynamasına sinirleniyordu ama daha önce hiç hissetmediği bir sıcaklık hissederek, onun saçlarını karıştırmasından, okşamasından zevk almaya başlamıştı.
Ella ona sadece utangaç bir şekilde baktı ve yanakları hafif kızararak, onu daha sevimli gösteriyordu.
Davin, Ella ile oynamayı ve onunla dalga geçmeyi seviyordu.
Ella minyon, çok güzel ve bir o kadarda sevimli bir kızdı. Normal olan her erkeğin onun güzelliğinden etkilenmesi çok normaldi.
Davin de ondan etkilendiğini kabul ediyordu ama onu elde etmeye çalışmak gibi bir niyeti yoktu.
Daha yeni Nora'yı kadını yapmıştı ve hala sırada bekleyen Helena vardı.
Diğer üç kızı da ekleyecek olursak, şimdilik yeteri kadar kadını olduğunu düşünüyordu.
Eğer onun düşüncelerini okuyan bir erkek olsaydı, ona yumruk atmak için bir saniye bile düşünmezdi.
Davin bir süre Ella'nın saçlarıyla oynadı ve sonra elini geri çekerek, ona göz kırptı.
Ella ise ona utanarak bakıyordu ve onun göz kırptığını görünce daha da utanmış görünüyordu.
Bununla birlikte odayı garip bir aura kaplamıştı ve ikisi birbirlerinin gözlerine bakarak, sessiz kalmaya devam etmişlerdi.
Davin, Ella'nın bakışlarını kaçırmadan ona bakmaya devam etmesine biraz şaşırmıştı ve hafif bir gülümsemeyle ona bakmaya devam ederek, onun nereye kadar dayanabileceğini öğrenmek istiyordu.
Ella ise Davin'in bakışlarına maruz kaldıkça daha çok utanıyordu ve artık yanaklarından kan damlayacak gibi görünüyordu.
Uzun bir süre sonra Ella'nın telefonundan bir bildirim sesi duyuldu ve ikisi arasındaki garip atmosfer bozularak, Ella telefonuna bakmak için Davin ile sürdürdüğü göz temasını kesti.
Bir süre telefon ekranına baktı ve daha sonra bakışlarını tekrar Davin'e çevirerek, onunla kısık bir ses tonunda konuştu.
Ella: Alışveriş çantaları olay yerinden alınmış ve Louis'in dediğine göre, olay yerinde çantalar haricinde hiç bir anormallik belirtisi yokmuş.
Bunu duyunca Davin, kahkaha attı.
Davin: Görünüşe bakılırsa birisi benim yerime olay yerini temizledi. Haha, Helena'yı gittikçe daha çok seviyorum.
Dedi ve Ella'nın saçlarını karıştırmak için tekrar elini uzatmak isteyerek, elini doğru uzattı.
Onun konuşmasını duyup, havada ona doğru gelen eline bakan Ella, bu sefer ona izin vermemişti ve onun elinden kaçarak, Davin'in elinin hava kalmasını neden oldu.
Bu durum Davin'i şaşkına çevirmişti ve az önceyle, şimdi arasında ne fark olduğunu düşünmesine neden olmuştu.
Bir süre düşündü ve bir sonuç bulamayarak, kadınların çok garip yaratıklar olduklarına kanaat getirdi.
Ella'ya bir gülümsemeyle bakmaya devam etti ve havada kalan elini çekerek, gözlerini kapadı.
Ella ise ona biraz hayal kırıklığı ile bakıyordu ve kendisi bile neden, Davin'den hayal kırıklığına uğramış hissettiğini bilmiyordu.
Tek bildiği, Davin'in Helena'yı sevdiğini söyledikten sonra vücudunun kendi kendine tepki vermiş olduğuydu ve Davin'in elinden kaçınarak, onun saçlarıyla oynamasına izin vermemiş olmasıydı.
Bir süre bu şekilde beklemeye devam ettiler ve daha sonra odanın kapısı çalınarak, alışveriş çantalarını onlara getiren biri kişinin gelmesiydi.
Kişi çantaları odanın içine taşıdı ve sonra Davin'e saygılı bir selam vererek, odadan çıktı.
Bunun ardından Ella, koltuğa oturmak için tekrar Davin'in yanına geldi ve onun hala gözlerini kapayarak, dinlendiği gördü.
Kendini biraz suçlu hissetti ve ayağa kalkarak, Davin'in oturduğu koltuğun arkasına geçti.
Daha sonra minyon kollarını uzattı ve Davin'in omuzlarına masaj yaparak, omuzlarını yoğurmaya başladı.
Onu ani dokunması karşısında, Davin'in gözleri bir an için açılmıştı ama ne olduğunu anlayınca dudakları kıvrılarak, hafif bir sırıtmayla gözlerini tekrar kapatmıştı.
Ella yaklaşık yarım saat daha onun omuzlarına masaj yapmayı sürdürdü ve daha sonra yorulduğunu hissederek, eski yerine oturmak için koltuğun arkasından çıkmıştı.
Yerine oturduğunda hala Davin'in gözlerinin kapalı olduğunu gördü ve ağrıyan ellerine bakarak, kendini biraz üzgün hissediyordu.
Hatasını telafi etmek için çok efor harcamıştı ama tek aldığı sonuç kayıtsızlıktı.
Gözleri dolmuştu ve ağlamamak için kendini zor tuttuğu belli oluyordu.
Davin: Teşekkür ederim, güzelim.
Dedi ve birden konuşarak, Ella'nın ruh halini fark etmiş gibiydi.
Onu duyunca Ella, gözlerini ellerinin arkası ile ovaladı ve yüzünde bir gülümseme oluşarak, Davin'e bakmaya devam etti.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..