Davin ile Ella, sonunda cilveleşmeyi bırakmayı başarmıştı.
Davin'in bugün katılması gereken bir tanışma toplantısı vardı.
Henüz Helena'dan bir haber gelmemiş olsada, Davin'in içinden bu toplantının gerçekleşeceğini söyleyen bir ses vardı.
Aklına Helena'dan hala bir haber gelmemiş olduğu geldiğinde, telefonunu arka cebinden çıkardı ve Helena ile konuşarak, son durum hakkında haber almak istedi.
Ella'nın ona odaklanmış bakışlarını üzerinde hissediyordu ve ona aldırmayarak, Helena'nın numarasını çevirdi.
Bir süre telefondan 'dııt, dııt' sesi geldi ve bir süre sonra hat bağlanarak, Davin'in Helena'nın güzel sesini duymasına izin verdi.
Davin: Nasılsın güzelim?
Helena: İyiyim Davin, sen nasılsın?
Davin: Bana hala ismimle mi sesleniyorsun gerçekten? Beni üzüyorsun.
Helena: O zaman, sana nasıl seslenmeliyim?
Davin: Sevgilim, canım, aşkım ve hatta kocam, diye seslenebilirsin güzelim.
Onu konuşmasını duyunca Helena, o göremiyor olsa bile gözlerini devirdi.
Helena: Neden sana 'kocam' diyorum. Evli çiftler birbirlerine böyle seslenmez mi?
Davin: Ne alakası var. Evli çiftlerin yanı sıra, birbirlerinin olmayı kabul etmiş çiftlerde böyle seslenebilir.
Helena: Her neyse Davin, beni neden aradın?
Dedi ve ses tonundan ona hiç inanmadığı çok belli oluyordu.
Planının başarısız olduğunu anlayan Davin, onunla uğraşmaya bir son verdi.
Davin: Ne durumda olduğunu merak ettim güzelim. Babanla konuşabildin mi ve onunla bugün buluşmam gerekiyor mu? Güvenlik şefini ve birkaç soytarıyı hırpaladığım İçin baban, bana kızmadı değil mi?
Helena, Davin'in yaptığı şeyleri bu kadar basit bir dille anlatmasına inanamamıştı.
Helena: Onlar soytarı değil, sen bir canavarsın.
Helena, Davin'in soytarı dediği kişileri düşündü ve o soytarılar eğer Davin'in onlara ne dediğini duyacak olsaydı, sinirden kalp krizi geçirirlerdi.
Helena: Babamla konuştum ve gerçekten çok sinirli görünüyordu. Özellikle Josef'in durumunu gördüğünde, ben bile daha önce onu bu kadar kızgın görmemiştim. Biraz uğraşmış olmama rağmen neyse ki onu seninle tanışması için ikna etmeyi başardım ve bugün, akşam yemeğinde seninle tanışmayı kabul etti.
Dedi ve ses tonundan, babasını ikna etmek için çok uğraşmış olduğu belli oluyordu.
Helena, Alfred'in tek çocuğuydu ve normalde biraz sevimli davranarak, Alfred'i ikna etmeyi başarabiliyordu
Ama bu sefer Alfred, çok daha inatçı davranmıştı ve Helena onu ikna edene kadar, uzun bir süre dil dökmüştü.
Davin: Tamam, güzelim. Akşam orada olacağım ve sevgili kayınpederim ile tanışacağım. Beni tanıdıktan sonra, onun beni çok seveceğine eminim. Seni ondan istesem dahi, hayır demesi imkansız olacak.
Dedi ve Helena ile dalga geçti.
Omu duyduktan sonra Helena, kıkırdadı ve Davin'in çok cesur olduğunu düşündü.
Normal birisi babası ile tanışacak olsaydı, korkar ve endişeli hissederdi.
Helena: Çok cesur olduğunu Kabul ediyorum sevgilim ancak akşam bize geldiğinde bu kadar rahat olmamanı öneririm.
Dedi ve ses tonunda hafif korkunç bir tını vardı.
Onu duyduktan sonra Davin, kahkaha attı ve kısık bir ses ile telefona konuşmaya başladı.
Davin: Sana bir sır vereyim güzelim. Baban, beni öldürmek için silah kullanmadığı sürece ne kadar kişi gönderirse göndersin hepsini alt edebileceğimden eminim. Beni küçümseme güzelim, senin adamın küçümsenecek birisi değil.
Onu duyduğunda, Helena bir daha kıkırdadı ve ses tonuna yansıtmıyor olsada, çok mutlu hissediyordu.
Helena: Göreceğiz.
Dedi ve telefonu, Davin'in suratına kapattı.
Davin onunla biraz daha dalga geçmek istiyordu ama kulağına gelen "dıtt, dıtt" sesini duydu.
Telefona bakmak için kulağından indirdi ve aramanın sonlandırılmış olduğunu gördü.
Bunu görünce yüzünde çaresiz bir ifade oluştu.
Üstelik bu yetmiyormuş gibi Ella, gizlice ona gülüyordu ve Davin'in çaresiz yüz ifadesine bakarak, bunu çok komik bulmuş gibiydi.
Davin çok sinirlenmişti ve Ella'ya sert bir yüz ifadesiyle bakarak, kaşlarını çatmıştı.
Davin: Neden gülüyorsun, güzelim? Komik olan bir durum mu var?
Dedi ve Ella'ya doğru yürüyerek, onunla arasındaki mesafeyi kapatıyordu.
Davin'in ona doğru geldiğini görünce Ella, durumun ciddiyetini anladı ve Davin'e üzgün bir bakış atarak, gülmeyi bıraktı.
Davin çoktan onunla arasında olan mesafeyi kapatmıştı ve bir elini uzatarak, Ella'nın çenesini kavradı.
Davin: Az önce gülüyorken, şimdi nasıl üzgün olabiliyorsun?
Dedi ve Ella'nın çenesini biraz kaldırarak, onun güzel mor gözlerinin içine baktı.
Ella: Üzgünüm Alfa.
Dedi ve Davin'in gözlerinin içine bakarak, biraz utanmış hissediyordu.
Davin: Bir cezayı daha hak ettin değil mi? Cezan, bir önceki ceza ile aynı olacak.
Dedi ve dudaklarını biraz büzerek, Ella'nın dudaklarıyla arasında iki parmak mesafe bıraktı.
Onun bu şekilde davranmasıyla Ella, Davin'in onunla dalga geçiyor olduğunu anladı.
Sabahtan beri Davin'in onunla dalga geçmesinden bıkmıştı ve kendini oldukça sinirli hissediyordu.
Davin'in kendisiyle ilgilenmediğini anlamıştı ama onun sürekli kendisinden o veya bu şekilde yararlanıyor oluşuna sinirlenmişti.
Davin, onu ne sanıyordu. Sürekli Dalga geçilebilecek bir oyuncak mı? Yoksa zorbalık edebileceği küçük bir kız mı?
Ella, Davin'in büzülmüş dudaklarına baktı ve birden ileri bir adım atarak dudaklarını, onun dudakları ile birleştirdi.
Kollarını ona doğru uzattı ve Davin'in boynuna sarılarak, onun alt dudağını emmeye başladı.
Bu durum karşısında Davin, Ella'nın bu kadar cesur oluşundan dolayı şaşkın düşmüştü ama şaşkınlığının yerini bir süre sonda heyecan aldı.
Kollarını Ella'nın beline doladı ve onu kendine çekerek, onun memelerinin göğsüne baskı yapıyor oluşundan keyif alıyordu.
Bu sırada çoktan Ella'ya karşılık vermeye başlamıştı ve onun üst dudağını emerek, bazen dudaklarının arasını yalıyordu.
Bir süre sonra Davin, onu bu kadarının tatmin etmediğine karar verdi ve Ella'nın belinde olan ellerini aşağı indirerek, onun kalçalarını avuç içi ile kavradı.
Davin, avuç içinde hissettiği yumuşaklıktan çok zevk aldı ve birden ellerini biraz geri çekerek, Ella'nın kalçalarına sert bir tokat vurdu.
Tokattın etkisi ile Ella, çığlık attı ve ağzı açılarak, Davin'e tatlı dilini sundu.
Davin hemen ileri atıldı ve dilini Ella'nın ağzına sokarak, onun tatlı dilini yakaladı.
Dilini onunki ile doladı ve tükürüğünü ona aktararak, onun tükürüğünü deli gibi emdi.
Ella çok güzel bir kızdı ve onun minyon vücuduna karşı Davin, kendini tutamıyordu.
Ella'nın kalçasını tutan ellerini biraz yukarı kaldırdı ve onun ayaklarını yerden keserek, Ella'yı kucağına aldı.
Ella ise bacaklarını onun etrafına doladı ve kendini zevkten kaybetmiş gibi görünüyordu.
Davin bir süre onu öpmeye, kalçalarını yoğurmaya devam etti ve bu kadarında yeterli olmadığını düşünerek, bir elini onun eteğinden içeri soktu.
Onun baldırlarını avuç içinde hissetti ve elini biraz daha ileri uzatarak, Ella'nın külotunu buldu.
Davin, Ella'nın külotunun orta kısmına parmaklarıyla dokundu ve parmaklarına bulaşan bir sıvı hissetti.
Davin'in onun alt dudaklarına dokunduğunu hissedince Ella, aklını başına topladı ve ondan uzaklaşmaya çalışarak, Davin'i itmeye başladı.
Ella'nın karşı koyduğunu hissedince Davin,
Gidebileceği en ileri yerin burası olduğunu anladı.
Parmaklarıyla onun alt dudaklarını son bir kez fırçaladı ve Ella'nın daracık alt dudaklarını hissetti.
Davin, yutkundu ve bir iç çekerek, Elini geri çekti.
Ella'yı ayakları üzerin duracak şekilde yere bıraktı ve ondan biraz uzaklaşarak, daha fazlası için deliye dönmedi.
Ella karşı koymamış olsaydı, onu yemekten çekinmezdi.
Sonuçta bunu ilk başlatan oydu ve Davin, onu zorlamamıştı.
Geri çekildikten sonra Davin, parmaklarını yüzünün önüne getirdi ve parmaklarına bulaşmış olan yapışkan sıvıyı gördü.
Ella'ya bakarak, parmaklarını yüzüne yaklaştırdı ve içine kokusunu çekti.
Ella ise kızarmış yanakları ile birlikte Davin'e çekici mor gözleri ile bakıyordu.
Soluk soluğa kalmış gibiydi ve derin nefesler alarak, sakinleşmeye çalışıyordu.
Davin'in parmaklarına bulaşmış sıvıyı kokladığını görünce daha çok utanmıştı ve o sıvının neresinden geldiğini anlamıştı.
Davin burnuna gelen biraz ekşi ve biraz tatlı hissettiren kokuya hayran kalmıştı.
Biraz daha koklamak istiyordu ama çokta ileri gitmek istemiyordu.
Ella'nın çok utandığını fark etmişti ve onu davranışından dolayı pişman etmek istemiyordu.
Etrafta bir havlu buldu ve parmaklarını havluya sildikten sonra Ella'nın yanına gitti.
Kollarını uzattı ve onu kendi kucağına çekti.
Ella karşı koymaya çalışıyordu ama Davin'i uzaklaştırmaya gücü yetmiyordu.
Davin onu sadece kucağında tuttu ve yüzünü Ella'nın saçları arasına gömerek, onun güzel kokusunu içine çekti.
Davin: Sakin ol güzelim. Bir şey yapmayacağım.
Dedi ve ona sarılmaya devam ederek, onun kulağına sakinleştirici sözler fısıldama devam etti.
Bir süre sonra Ella, karsı koymayı bıraktı ve başını Davin'in göğsüne yaslayarak, sessiz kaldı.
Davin bir süre daha onu sakinleştirmeye çalışarak, sessiz kaldı ve Ella'nın onu öpmesi hakkında tek bir şey söylemedi.
Davin: Sakinleştiğine göre hadi işimize geri dönelim.
Dedi ve onu bırakarak, Ella'nın saçlarını karıştırdı.
Ella ise hala çok utanıyordu ama kendini biraz önceki kadar utangaç hissetmiyordu.
Davin'e baktı ve ona bakarken gözlerinde daha önce olmayan bir şey var gibiydi.
Davin ona hafif bir gülümseme ile bakıyordu ve onun bakışını görünce göz kırptı.
Davin: Hadi kahvaltı yapmaya gidelim.
Dedi ve odadan çıkmak için önden yürüdü.
Ella ise onu sessizce takip ediyordu ve daha önce çok fevri davrandığı için kendini suçluyordu.
Davin'e onunda bir kadın olduğunu fark ettirmek istemişti ve bunun için bir adım atmak zorunda hissetmişti.
Yoksa Davin'in onu bir oyuncak ve dalga geçilebilecek küçük bir kız olarak görmeye devam edecekti.
İkisi de sessiz kalarak, yemek salonuna kadar yürüdü ancak yemek salonunun kapalı görünüyordu.
Davin saatine baktı ve zamanın çoktan 12.00pm sıralarına geldiğini gördü.
Davin: Yemek saatini kaçırmış gibi görünüyoruz. Hadi, dışarda yemek yiyelim.
Dedi ve bir kez daha önderliği alarak, Ella'nın onu takip etmesini sağladı.
Ella, Davin'in danışmanıydı ve sürekli onun yanında olması gerekiyordu.
Bu yüzden itiraz etme gibi bir şansı yoktu ve çok utanıyor olsada, sessizce onu takip etmek zorunda kaldı.
Davin, otel binasından Ella ile çıktı ve daha sonra iyi yemek yiyebilecekleri bir yer bulmak için yürüyerek, oteli geride bıraktı.
Davin: Ne yemeyi seversin?
Dedi ve bu sırada Ella ile konuştu.
Onun sorusunu duyunca Ella, ne diyeceğini bilemiyordu.
Bir süre düşündü ve konuşmaya başladı.
Ella: Hamburger.
Dedi ve daha önce birkaç kez yeme fırsatı bulmuş olsada, hamburgeri çok sevmiş olduğunu hatırladı.
Davin: O zaman hamburger yiyelim.
Dedi ve Orta Bölge’nin sokaklarında Ella ile gezerek, bir hamburgerci bulmaya çalıştı.
Bir süre aramadan sonra bir hamburgerci gördü ve Ella'ya yol göstererek, oraya doğru yürüdü.
Hamburgerci dükkanına girerek Davin, Ella ile bos bir masaya oturdu.
Onlar oturduktan sonra bir garson onlara menü getirdi ve ne yemek istediklerini sordu.
Davin: Ne yemek istiyorsun?
Ella: Islak hamburger lütfen.
Davin, ona başını salladı ve garsona sipariş verdi.
Bir süre sonra siparişleri geldi ve ikisi de hamburgerlerini yemeye başladı.
Davin, Ella'nın minik elleriyle hamburgeri tutuşunu ve küçük ağzıyla, mutlu bir şekilde hamburgeri yemesini izledi.
Yemekleri bittikten sonra Davin, hesabı ödedi ve Ella'nın elini tutarak, onunla birlikte dükkandan çıktı.
Davin'in onun elini tutmasına karşı sessiz kalan Ella, utanmış görünüyordu ama ona karşı koymak gibi bir niyeti yoktu.
Davin, Ella'nın yumuşak elini tutmaktan zevk alırken, onunla birlikte sokakta gezmeye başladı.
Bugün, çete üyelerinin yapması gereken bir çok şey olduğunu biliyordu ancak toplantı sırasında söylediği gibi onları gözlemleyerek, yaptıkları işleri takip edecekti.
Onlara bizzat yardım etmek veya onlara akıl vermek gibi bir düşüncesi yoktu.
Bunun yanı sıra Davin, Sophia'ya biraz haksızlık ettiğini düşündü.
Nora'yı bugün de yormuştu ve Sophia'yı görev ile yalnız başına bırakmıştı.
Davin: Ella, Sophia'ya bir şey söylememe yardım et. Ona, Nora ile ilgilenmesi gerektiğini ve görevi çok kafaya takmaması gerektiğini söyle. Nora, kendini iyi hissettiği zaman hala göreve devam etmek için çok geç olmayacak.
Dedi ve Ella'ya talimat verdi.
Ella, Nora'nın bugünde kendini iyi hissetmediğini duyunca şaşırdı ve Davin'e karışık bir bakış attı.
Daha sonra bir şey söylemedi ve Davin'in elini bırakarak, Sophia'ya mesaj göndermek için telefonunu eline aldı.
Kısa bir süre sonra Mesajı gönderdi ve elini tekrar uzatarak, Davin'in elini tuttu.
Davin, Ella'nın tekrardan onun elini tuttuğunu görünce gülümsedi ve Ella'nın ona karşı bir şeyler hissettiği konusunda emin olmuştu.
Davin bunu anlamış olsada, şimdilik daha ileri gitmeyi düşünmüyordu.
İkisinin şuan ki flörtleşme hallerinden memnundu ve Ella'yı yemek gibi bir düşüncesi yoktu.
Tabi, Ella bugün olduğu gibi inisiyatif alırsa Davin, onu yemeye karşı koyamayacağını biliyordu.
Ella'nın elini sıkıca tuttu ve onunla sokaklarda zaman gezerek, zaman geçirmeye devam etti.
Birkaç gündür Alice, Lucy ve Misty'i hiç görmemişti. Onların tüm gün odalarında kalarak, ne yaptıklarını merak ediyordu ama onları kontrol etmek için odalarına gitmeyecekti.
Davin: Alice ve diğer ikisinin ne yaptığını biliyor musun?
Dedi ve Ella'nın onların ne yaptığını biliyor olabileceğini düşündü.
Onun sorusunu duyunca Ella, onun yanındayken Davin'in başka kızları düşünüyor oluşundan dolayı biraz üzülmüştü.
Ella: Ders çalışıyorlar.
Dedi ve onları tüm gün odalarında kalarak, ders çalıştıklarını söyledi.
Davin: Üniversite sınavı ne zaman olacak.
Dedi ve Ella'nın ruh halini fark etmemiş gibiydi.
Ella, onu duyunca surat astı ancak yinede ona cevap verdi.
Ella: 20 Haziran, pazartesi günü, saat 10.00am'da.
Davin nihayet onun sesinin normal olmadığını ve biraz huysuz bir ton içerdiğini fark etti.
Ancak onun davranışını fark etmemiş gibi davrandı ve Ella ile diğer kızlar ile ilgili konuşmaya başladı.
Davin: Çok çalışıyorlar değil mi?
Ella: Evet.
Davin: Hem çok güzeller hemde çok akıllılar değil mi?
Ella: Hıh, evet.
Davin: Ah, birde Helena var. Oda çok güzel ve çok sevimli.
Ella: Hıh.
Davin: Ayrıca güzel Nora'mı da unutmamak gerekiyor.
Ella: Nora en iyisi.
Dedi ve kısık bir şekilde konuştu.
Diğer kızlar ile tanışmıyordu ama Nora onun yakın arkadaşıydı.
Bu yüzden onu geçiştirmek gibi bir şey yapmayacaktı.
Davin: Bence de en iyisi Nora çünkü o benim tek gerçek kadınım biliyor musun?
Dedi ve Ella'nın avuç içini, işaret parmağı ile okşadı.
Ella, onun ne demek istediğini anlamıştı ve sessiz kalarak, avuç içini okşayan parmağı hissetti.
Davin: Hadi, geri dönelim. Akşamki buluşma için hazırlanmam gerekiyor.
Dedi ve onu elinden çekerek, arkasından sürükledi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..