Davin'in kendini tanıttığını duyunca Alfred, Helena'ya bir bakış attı ve çaresiz bir iç çekiş yaparak, Davin ile konuşmaya başladı.
Alfred: Hoşgeldiniz Bay. Davin. Tanıştığımıza memnun oldum.
Dedi ve ses tonundan hiçte memnun olmuş bir tını yoktu.
Alfred, Davin ile tanışmayı sırf kızı istiyor diye kabul etmişti ve en son olan olaylardan dolayı hala Davin'e kızgındı.
Adamlarını Davin'i yakalaması için göndermişti ama sonuç sadece koca bir hüsrandı.
Josef hariç geriye kalan tüm adamları nerdeyse sakat kalmıştı ve Alfred, Davin'i suçlamaması gerektiğini biliyor olsada, yinede bu olayı her düşündüğünde deliye dönecek gibi oluyordu.
Davin, Alfred'in onunla tanışmaktan pek mutlu olmadığını ses tonundan anlayabiliyordu.
Böyle bir sonuç alacağını zaten buraya gelmeden önce tahmin etmişti ve Alfred'in onunla sadece Helena'nın zorlaması sayesinde tanışmayı kabul etmiş olduğunu anlamıştı.
Onların tanışmasını bir kenardan izleyen Helena, onların ses tonlarından hissettiği rahatsızlığı duyunca bunu komik bulmuştu.
Ayağa kalktı ve Davin'in yanına giderek, onun bir elini tuttu.
Daha sonra babasına baktı ve ona göz kırptı.
Alfred, Helena'nın ona göz kırptığını görünce sanki ölmek üzere olduğunu hissediyordu.
Çaresiz derin bir iç çekiş yaptı ve bir kez daha Davin ile konuşmadan önce kendisini sakinleştirdi.
Davin: Lütfen oturun. Kendinizi evinizde gibi hissedin.
Dedi ve son cümlesini söylerken bakışları Helena'ya dönmüştü. Bakışlarında ona karşı hissettiği memnuniyetsizlik çok belli oluyordu.
Davin, Helena'nın elini sıkıca tuttu ve Alfred'in ona oturmasını söylediğinde, Helena'yı da yanında çekerek, onunla birlikte bir koltukta yan yana oturdu.
Davin: Öncelikle benim ile tanışmayı kabul ettiğiniz için size teşekkür etmek istiyorum. Daha önce benim hakkımda ne düşündüğünüzü bilmiyorum ama umarım geçmişi unutarak, ikimiz arasında temiz bir sayfa açabiliriz.
Dedi ve Helena'nın tuttuğu elini biraz kaldırarak, Alfred'in onları rahat bir şekilde görmesini sağladı.
Alfred ise onların el tutuşmasına baktı ve içinden:
Kızım bir erkek buldu ve babasını unuttu. Ah, bu çok acımasız değil mi?
Diye düşündü ve Helena'nın ona bakan cilveli gözlerini gördü.
Alfred durumun ciddiyetini anladı ve Davin'i dikkatli bir şekilde gözlemlemeye başladı.
Yaklaşık 1.85 cm boylarında, 70-75 kg ağırlığında, yeşil saçlı, yeşil gözlü ve oldukça yakışıklı bir yüzü olduğunu gördü.
Onda dış görünüş olarak bir sorun görmüyordu ama içsel olarak, onun normal birisi olmadığını yetimhaneden edindiği bilgiler sayesinde biliyordu.
Alfred: Kızımdan ne istiyorsun?
Dedi ve onun niyetini anlamak için bir yoklama sorusu sormaya karar verdi.
Davin: Aslında ilk başta onu adamlarımın yardımı ile kaçırmak ve para almak için bir çeşit yöntemler kullanmak istiyordum. Ama onunla tesadüfi bir şekilde meydan parkında tanıştıktan sonra ve bu planım suya düştü. Ondan etkilendim ve o'da benden etkilenmiş görünüyordu. Bu yüzden sorunuza çok açık yürekli bir şekilde cevap verebilirim ki, Helena'nın sadece sevgisini istiyorum.
Dedi ve Alfred'e bakarak, onunla çok ciddi bir şekilde konuştu.
Davin'in Alfred'e yalan söylemek gibi bir niyeti yoktu.
Alfred'in Helena'yı çok sevdiğini ve sırf onu korumak için ona karşı bu tutumda davrandığını anlamıştı.
Davin, Alfred'in bu tutumunu da çok doğru buluyordu ve ona karşı biraz hayranlık hissediyordu.
Alfred, Davin'in konuşmasını duyunca şaşırdı ve onun bu kadar açık sözlü olmasını enteresan buluyordu.
Ayrıca onun konuşmasından birkaç noktanın yaptıkları ile uyuşmadığını fark etmişti.
Alfred: Madem onun sadece sevgisini istiyorsun, o zaman neden ondan 10 milyon dolar aldın?
Dedi ve Davin'e bir yalancıya bakar gibi bakıyordu.
Helena ise Davin'in konuşmasını duyduktan sonra hem çok duygusal hemde çok mutlu hissetmişti.
Ama babasının Davin'i yalanlayarak, onu suçlayan bir ses tonunda konuştuğunu duyunca Helena, babasına memnun olmayan bir bakış attı.
Davin, baba ile kızı arasında olan sorunlu durumu fark etmişti ve doğruyu söylemek gerekirse Alfred için biraz üzülmüş hissediyordu.
Onun yapmaya çalıştığı tek şey kızını korumaktı ve kızı bunu anlamayarak, ona surat asıyordu.
Davin, Helena'nın avuç içini parmakları ile cim sıkıştırdı ve ona biraz memnuniyetsiz bir ifadeyle bakarak, onun babasına davranışından dolayı memnun olmadığını anlatmaya çalıştı.
Helena, avuç içinden gelen acıyla ve Davin'in ona olan memnuniyetsiz bakışlarıyla birlikte, babasına biraz fazla yüklenmiş olabileceğini fark etti.
Alfred 65 yaşında, oldukça yaşlı ve kalbi eskisi kadar iyi durumda değildi.
Davranışları yüzünden Helena, Alfred'in büyük bir stresin altına girdiğinden haberi yoktu.
Tek ve tek kızı bir adam bulmuştu ve şimdi onun yanında bile durmuyordu.
Helena'nın annesi çok gençken ölmüştü ve Alfred'in tek dayanağı Helena olmuştu.
Alfred'in üzgün yüzüne bakan Davin, onun sorusuna cevap vermeye başladı.
Davin: Ondan neden 10 milyon dolar aldığıma gelince, size verebileceğim cevap şu olur:
Bir eş, erkeğini desteklemelidir.
Helena ile meydan parkında buluştuktan sonra zaten onu eşim olarak görmeye başladım. Onunla, benim geçmişimi, ne yapmayı amaçladığımı ve en gizli sırlarımı dahi paylaştım. Bu yüzden ondan 10 milyon dolar almış olmam veya ondan 100 milyon dolar almış olmam, açıkçası hiç de umrumda değil. O artık benim kadınım ve ben onun adamıyım. Onun olan, benim ve benim olan, onun.
Dedi ve Helena'nın beline bir kolunu dolayarak, Alfred'e kararlı bir bakış attı.
Helena bile onun söyledikleri karşısında çok etkilenmişti ve kendini Davin'in göğsüne atarak, başını onun omuzuna yaslamıştı.
Gözleri her an mutluluktan ağlamakla tehdit ederken Alfred'e bakıyordu ve ikisinin birbirlerini gerçekten sevdiğini aktarmak için onunla olan kan bağını kullanmaya çalışıyordu.
İkisinin arasında bir bağ vardı ve bu bağ sayesinde, baba-kız birbirlerinin duygusal hallerini çok iyi anlayabiliyordu.
Alfred, onların birbirlerine sarılmasına baktı ve artık gerçekten yaşlı olduğunu düşündü.
Alfred: Hey neyse. İkiniz hala çok gençsiniz ve ciddi konularda karar verirken aceleci davranmayın.
Dedi ve binaen onların ilişkilerine onay vermiş oldu.
Davin, onu duyunca dudaklarında bir sırıtma oluştu ve Helena, onu duyunca son derece sevinmiş gibi görünüyordu.
Davin ile daha çok yeni olduklarını biliyordu ancak Helena, bir nedenden ötürü Davin'in onun ayrılmaz bir parçası olmak için çoktan yerini aldığını hissediyordu.
Helena, Davin'den ayrıldı ve kıkırdayarak, Alfred'in kucağına kendini bıraktı.
Kollarını Alfred'in boynuna doladı ve onun yanağına bir öpücük kondurarak, konuşmaya başladı.
Helena: Teşekkür baba, seni çok seviyorum.
Dedi ve bir kez daha onu yanağından öptü.
Alfred is kızının maskaralıkları karşısında çaresizdi ve ona sarılarak, istemsiz bir şekilde, yüzünde bir gülümseme oluştu.
Davin, onların baba-kız sarılmasına baktı ve memnun bir şekilde başını salladı.
Bir süre sonra Alfred, Davin'in onlarla birlikte olduğunu fark etti ve Helena'yı kendinden uzaklaştırarak, sahte bir "öhö" öksürük sesi çıkardı.
Helena, babasının onu bırakmasıyla geri döndü ve tekrardan Davin'in yanına oturdu.
Davin: Teşekkürler efendim.
Dedi ve Alfred'in izini vermesinden dolayı ona teşekkür etti.
Alfred: Henüz teşekkür etmek için çok erken. Sizin bir ilişki içinde olmanıza izin vermiş olsamda, hala sizin için koyduğum birkaç kuralım var. Eğer bu kuralları kabul etmezsen, o zaman Helena'yı unutabilirsin.
Dedi ve Davin'e bakarak, onunla babacan bir ses tonunda konuştu.
Davin, onu duyunca daha dik oturdu ve Alfred ile konuştu.
Davin: Kurallarınız nedir efendim?
Dedi ve kuralları öğrenmek istiyordu.
Alfred: 1- Helena ile evlenmeden önce, onunla ileri gidemezsin.
Ne demek istediğimi anladığını umuyorum.
2- Ondan para alabilirsin ancak bunun bir sınırı olmalı. Her ay, 10 milyon dolar yeterli olacaktır.
3- Üç ve son kural çok basit. Ben ölmeden önce bir torun istiyorum. Bu yüzden bir an önce evlenseniz iyi olur.
Dedi ve kurallarını söylemeyi bitirdi.
Son ve üçünü kural daha çok bir istek gibi olsada Davin, bu yaşlı adamı gittikçe daha çok seviyordu.
Helena çok güzel bir kadındı ve onunla evlenebilmek her erkeğin ancak rüya edebileceği bir şey olurdu.
Davin, Helena ile evlenmek konusunda acele etmek istemiyordu ancak çokta geç kalmak istemiyordu.
Davin: Henüz ikimizde çok genciz efendim ancak sizi çok bekletmeyeceğimiz konusunda söz verebilirim.
Onu duyunca Alfred, memnun hissediyordu ve artık kızı onu sevmediği için bir torun edinmenin hiçte fena bir fikir olmadığını düşünüyordu.
Artık yaşlanmıştı ve eskisi kadar acımasız, kurnaz değildi.
18 yaşında bir çocuk bile onu parmağında oynatmıştı ve sözde en güvendiği adamları hastanelik yapmıştı.
Alfred: Güzel, umarım sözünü tutarsın.
Dedi ve Helena'ya baktı.
Helena, babasının bir torun istediğini duyduğunda tüm odağını kaybetmişti ve Davin'in kucağına başını gömerek, utanmış yüzünü saklamaya çalışmıştı.
Davin ise onun saçını bir eliyle okşuyordu ve onun sakinleşmesi için yardımcı oluyordu.
Alfred: Az çok duyduğum kadarı ile senin bir çeten var öyle mi?
Dedi ve Davin'e bakarak, sanki çok doğal bir şeyden bahsediyor gibiydi.
Davin: Evet, öyle.
Alfred: Peki, bir çete kurmak ve çeteyi büyütmek iki ayrı konu. Osprey ilçesinde bir çok küçük çete var ancak bu çetelerden sadece 4 tanesini gerçek güç sahibi.
Dedi ve Davin'e bir çete kurmanın kolay olduğunu ancak o çetenin büyümesini sağlamanın çok zor olduğunu anlatmaya çalıştı.
Davin, Alfred'in nasihatlerini dikkatle dinlemişti ve ondan öğrenebildiği kadar, bilgi öğrenmek istiyordu.
Davin: Bu 4 çetenin kim olduğunu öğrenebilir miyim?
Dedi ve sakin bir ses tonunda konuştu.
Alfred, onun heyecanlandığını ama kendini kontrol etmeyi başardığını fark etmişti ve ona onaylarcasına bir bakış atmıştı.
Alfred: Bunu öğrenmek çokta zor değil. Bu 4 çete, 4 büyük ailenin uşaklarıdır ve eli kanlı maşalarından başka bir şey değildir. Doğal olarak bu 4 büyük çetenin birisini benim Ford ailem destekliyor. Ancak yaşlanıyorum ve onlar da eskisi kadar sadık değil.
Bu 4 çete ve destekçi aileler şunlar:
- Akrep çetesi & Manuel ailesi.
- Kartal çetesi & Layover ailesi.
- Yılan çetesi & Ford ailesi
- Aslan çetesi & Dari ailesi.
Akrep çetesi, daha çok paravan bir güvenlik şirketi kılığındadır ve Manuel ailesinin köpekleri olarak düşünülebilirler.
Kartal çetesi, daha çok istihbarat toplama ve güvenli bilgi sağlama işi ile uğraşır. Layover ailesinin ilçede dört bir yana yayılmış otelleri sayesinde, bir nevi onların kulakları olarak da düşünülebilirler.
Yılan çetesi, daha çok suikast ve adam kaçırmada profesyoneldir. Bu yüzden onlar için eli kanlı maşalar dedim. Bu kanlı maşayı ben tuttuğum sürece bir sorun teşkil etmiyorlar ancak tutamayacağım bir zaman gelirse o zaman Helena'nın başı dertte olacak.
Aslan çetesi ise daha çok avcılık ile uğraşıyor ve diğer çetelere nazaran daha çok silahlı adama sahipler.
Ayrıca görünün bu işleri yanında, her birinin yapmış olduğu ortak, gizli işlerde var. Bunlar:
-Fuhuş,
-Silah ticareti,
-Uyuşturucu ticareti,
-Yasa dışı dövüş,
-Kumar.
(Daha sonra ekleme yapabilirim.)
Dedi ve konuşmayı bırakarak, Davin'e baktı.
Davin'in çok sakin olduğunu ve sanki tüm bunları daha önce tahmin etmiş gibi görünüyordu.
Alfred, Davin'in sorunlu bir tip olduğunu biliyordu ancak onunla tanıştıktan sonra onun hakkında görüşü değişmişti.
Davin sorunlu bir tip olsada, yakınlarına karşı iyi huylu birisi gibi görünüyordu ve Alfred'in saf bir damat bulmak gibi bir niyeti zaten yoktu.
Helena, onun tek çocuğuydu ve aileyi o miras alacaktı.
Eğer onun bulacağı adam da kendisi gibi naif birisi olacak olsaydı, bu birlikteliğe sonuna kadar karşı çıkacak ilk kişi Alfred olurdu.
Bu yüzden çok belli etmiyor olsada, aslında Davin'den son derece memnundu.
Alfred'in verdiği bilgiler doğrultusunda Davin, derin bir düşünceye dalmıştı ve kucağında yatan Helena'nın saçlarıyla oynarken, hiçte endişeli görünmüyordu.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..