An Yize, filmin sonuna kadar Su Jian’la konuşmamış, sadece ona sarılmak için ellerini kullanmıştı. Bu olaydan sonra Su Jian tüm dikkatini tamamen filme vermişti ve başka bir şeyle ilgilenmemişti. An Yize’nin kolları arasında filmi bitirdi.
Su Jian film bittikten sonra filme doyamadığını hissetmişti. Ancak salonun ışıkları yandığından merakla kafasını uzatıp ayağa kalkan yan koltuktakilere bakmıştı.
Onlara benzeyen bir çiftti. Adam 30'larında gibiydi ancak An Yize kadar genç ve onun kadar yakışıklı değildi. Kadın 20'li yaşlarındaymış gibi ve saf görünüyordu. Asla bu kadar pervasız bir harekette bulunması beklenemezdi.
An Yize, Su Jian’ın saçlarını nazikçe okşayıp, “Ne yapıyorsun?” diye sordu.
Su Jian kafasını hemen çevirip, “Hiç. Hadi gidelim!”
An Yize onu çekip, “Önce başkalarının gitmesini bekleyelim, böylece sana çarpamazlar.”
Su Jian itaatkar bir şekilde oturmuştu. İnsanların çoğu gittikten sonra An Yize kalkması için ona yardım etti. Su Jian koltuk değneklerine sıkıca tutundu. Birden, koltuğunda gülü görünce şok olmuştu: Siktir! Üstüne oturarak gülü düzleştirdiğimi fark etmedim!
Ne de olsa An Yize’nin onun için aldığı bir şeydi. Su Jian sonunda An Yize’nin gülü “sevgi dolu” bir çift olduklarını göstermek için aldığını anlayabilmişti. Neticede dışarıdaydılar ve Qixi Festivaliydi. Bir kocanın karısı için çiçek almaması garip olurdu. Buna karşılık hiç iş birliği yapmamıştı ve kocasının hediye ettiği gülü dümdüz etmişti! Su Jian biraz suçlu gibi hissetmişti ve hevesli gibi davranarak, “Bana aldığın gülü unutma!” dedi.
Gülün düzleştiğini fark eden An Yize sessizce, “Bozulmuş, atalım.” dedi.
“Bunu nasıl yapabiliriz!” Su Jian doğrudan şunları söyledi: “Bu benim için satın aldığın bir şey! Ne olursa olsun, onu hala istiyorum!”
An Yize harap olmuş gülü almadan önce ona baktı.
Su Jian, “Dikkatli tut!”
Kalabalığın geri kalanına gelince, koltuk değneklerine tutunmuş güzel bir kız ve onu takip eden elinde yarı ölü bir gül tutan ruhsuz bir surat ifadesine sahip çekici adamı gördüler.
“Hey adama bak, ne kadar yakışıklı!”
“Vay canına, çok yakışıklı! Ayrıca Ye Lang’e benziyor!”
“Ah, evet! Biraz Ye Lang’e benziyor! Acaba, koltuk değneği tutan kız sevgilisi mi? Ah... Neden her yakışıklı adamın sevgilisi var ki?”
“İşin aslı öyle olmalı. Sevgilisi değilse, neden ona yardım etsin ki?”
“Belli olmaz. Belki de sadece engellilere yardım eden yardımsever bir insandır değil mi?”
Çok uzakta değillerdi, iki kızın konuşması hafifçe duyulabilirdi. Su Jian konuşmalarını duyduktan sonra An Yize hakkında konuştuklarını fark etmişti ve istemeden bozulmuştu. Ayrıca, çok bozulduğundan mı nedir, midesi baya rahatsızlanmıştı.
“Yize.” An Yize durmuştu. “Tuvalete gitmek istiyorum.”
An Yize başını salladı: “O zaman seni burada bekliyorum.”
“Tamam.” Su Jian biraz ilerledikten sonra aniden durdu ve biraz utanarak, “Biraz uzun sürebilir.” diye ekledi.
An Yize, “Beklerim. Dikkat et.”
An Yize, Su Jian sağ salim tuvalete girene kadar arkasından ona bakmıştı. Elindeki düzleşmiş güle bakarak, “Bu benim için satın aldığın bir şey.” Su Jian’ın daha önce söylediklerini hatırlaması bilinçsiz bir şekilde hafifçe tebessüm etmesine sebep olmuştu.
Birden arkasından “Yize abi?” diye bir kadın sesi gelmişti.
Arkasına dönen An Yize elbise giymiş Bai Ningxue’yi gördü. Sevimli bir şekilde arkasında durmuş şaşkınlıkla An Yize’ye bakıyordu.
Bai Ningxue, ona doğru yürürken mutlu bir şekilde, “Yize abi, gerçekten sensin! Yanıldığımı düşünmüştüm!” dedi. Tesadüfen, bugün bir çift topuklu ayakkabı giymişti. Topuklar çok uzun ve inceydi. Hızlı adımlarla düz zeminde yürürken ayağı kaymıştı.
Bai Ningxue “Ah!” diye bağırdı.
An Yize ona yardım etmek için bir adım attı. “İyi misin? Bir yerine bir şey oldu mu?”
Bai Ningxue yavaşça ayağa kalkıyordu ki tam kalkacakken dengesini sağlayamamıştı. Kaşlarını çatarak An Yize’nin üstüne düşmüştü ve “Ah!” diye bağırdı.
An Yize yalnızca ona destek olabilmişti. “Yürüyebilecek misin?”
Bai Ningxue, An Yize’nin vücudundan destek alarak acı dolu bir yüzle, “Sanırım ayak bileğimi burktum” dedi.
An Yize oturmasına yardım etti. Etrafa bakarken, “Yalnız mı geldin?” diye sordu.
“Hıhı”. Bai Ningxue başını salladı. “Seninle burada buluşacağımı hiç düşünmemiştim. Yize abi de mi buraya yalnız geldi?”
“Hayır.” An Yize, “Jian Jian ile geldim” diye devam etti.
“Ah.” Morali bozulan Bai Ningxue, “O halde Bayan Su nerede?” diye sordu.
“Tuvalete gitti.”
“Demek öyle.” Bai Ningxue gülümseyerek, “Yize abi, gidip Bayan Su'yu bekleyebilirsin, benimle ilgilenmene gerek yok.” dedi.
An Yize, “Seni arabaya götüreceğim” demeden önce biraz sessiz kalmıştı.
Bai Ningxue’nin gözleri şaşkınlıkla parlamıştı: “Yize abi, beni eve mi götüreceksin?”
“Sadece arabana götüreceğim. Seni alması için şoförü arayabilirsin.” An Yize, “Üzgünüm, Jian Jian için beklemek zorundayım” diye devam etti.
Bai Ningxue hüzünlenmişti ve zorla gülümseyerek, “Sorun değil.” dedi.
An Yize hızlıca hareket etmeden önce tuvalete baktı. Bai Ningxue'ye asansöre kadar yardım etti: “Araban bodrum katındaki otoparkta mı?”
“Hıhı”. Vücudunun yarısı An Yize'ye yaslanırken Bai Ningxue yaralı bacağı ile ilerledi. Hemen kaşlarını çattı ve “Acıyor” dedi.
An Yize onu asansöre kadar destekledi ve “Biraz dayan” diyerek teselli etti.
Asansör bodrum katındaki otoparka inmişti. An Yize, Bai Ningxue’nin arabasını buldu. Bai Ningxue ona yaslanırken, “Şoför yakında burada olacağını söyledi. Sadece biraz arabada beklemelisin.”
Konuştuktan sonra An Yize arabanın kapısını açtı ve Bai Ningxue’ye yardım etti. Ancak Bai Ningxue döndü ve aniden onun beline sarıldı.
An Yize hareket etmedi: “Ningxue?”
“Yize abi,” Bai Ningxue ellerini sıkıp yüzünü An Yize’nin koynuna gömdü. “Gitme!” diye bağırdı.
An Yize, onu nazikçe itmeden önce bir an için sinirlenmişti. “Üzgünüm, hala planlarım var.”
Ancak, Bai Ningxue ona sıkıca sarıldı ve bırakmadı. Üzgün bir şekilde ona bakarak, “Yize, beni yalnız bırakma! Beni terk etme! Seni sevmiştim!”
An Yize devam etmeden önce sessiz kaldı: “Ningxue, ben evliyim.”
“Umurumda değil!” Bai Ningxue ona derin bir sevgiyle baktı: “Su Jian’a gerçekten aşık olmadığını biliyorum…”
“Ben.” An Yize, sözünü kesti.
“Değilsin!” Gözleri yaşlarla dolu bir şekilde “Yize abi, biliyor musun? Yıllar boyunca seni hep sevdim, ama sen hep kız kardeş Ji’yle ilgilendin. Seni sevmiyordu bile…” dedi.
“Ningxue!” An Yize gür bir sesle onu tekrar susturdu.
Gözyaşları Bai Ningxue’nin yüzünden aşağı aktı. Üzgün ve zavallı bir bakışla, “Kız kardeş Ji nişanlandığında bana bakacağını düşünmüştüm. Ancak, beklenmedik bir şekilde başka biriyle evlendin! Su Jian’la ilgili iyi olan şey ne? Nasıl benden daha iyi olabilir?”
“Kendini onunla kıyaslamana gerek yok.”
“Ama seninle evli!” Bai Ningxue’nin gözleri kıskançlıkla parlamış, ama çabucak yok olmuştu. Geriye sadece sevgi dolu bir yüz kalmıştı: “Umurumda değil Yize. Evli olsan bile bekleyebilirim…”
Ancak, An Yize onu yavaş ama kararlı bir şekilde iterek uzaklaştırdı, “Ningxue, üzgünüm.”
(DN: Eveeet, bölümümüz burada bitiyor. Yize abimiz Bai Ningxue’yi postaladı ama sonra ne olacak acaba. Ningxue peşlerini bırakacak mı yoksa devam mı edecek? Hepsini artık yarın öğreneceğiz. Tam da yerinde bitti yani bölüm. Neyse başınızı ağrıtmadan bu notu burada bitiriyorum.)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..