Bölüm 33: Müdür An Dehşete Kapılıyor

avatar
1221 1

Reborn as My Love Rival’s Wife - Bölüm 33: Müdür An Dehşete Kapılıyor


Çevirmen: Solevra

Düzenleyen: Gandalf

 

Su Jian, Qixi Festivalinden sonra günlerini evde uyuyarak ve yemek yiyerek geçiriyordu. Kocası işteyken, zamanını internette gezinerek, oyun oynayarak ya da kız kardeş An ile yeni animeler ve diziler izleyerek geçiriyor, kocası işten geldiğinde ise herkesin önünde aşk dolu yanlarını gösteriyorlardı. Odalarında, aynı yatakta uyuyorlardı.

 

Buna alıştıktan sonra Su Jian, böyle bir hayatın oldukça rahat olduğuna karar vermişti.

 

Ayrıca, günlerini böyle geçirdikten sonra, bacağı da yavaş yavaş iyileşmişti.

 

Doktor, koltuk değneği ve tekerlekli sandalyesi olmadan hareket edebileceğini söylediğinde, Su Jian baya mutlu olmuştu. Yemekten sonra An Yize’yle yürüyüşe çıkmışlardı ve eve girmeyi hiç istememişti. Bahçede tur atarlarken An Yize, Su Jian’ın bacağını aşırı zorlayacağından endişelendiği için onu zorla odalarına sokmuştu.

 

Bacağının iyileştiğini bilen An Yirou da mutlu olmuştu. “Görümce, alışverişe çıkalım!” dedi.

 

Alışveriş yapmak Su Jian’ın ilgisini çekmiyordu ancak dışarı çıkabileceği için baya mutlu olmuştu. Üstelik, bu sefer tekerlekli sandalye veya koltuk değneği olmadan çıkacaktı. Yeniden doğduğundan beri sonunda kendi ayakları üzerinde yürüyebiliyordu. Çok heveslenmişti, bu yüzden hemen kabul etti.

 

Tesadüf oydu ki, o gün hafta sonuydu ve An Yize de evdeydi. Su Jian’ın An Yirou ile alışverişe çıkacağını duyan An Yize, “Bacağın daha yeni iyileşti. Yorucu aktiviteler için uygun değil.” demişti.

 

An Yirou, Su Jian’ın koluna girip samimiyetle görümcesine sarıldı. “İçin rahat olsun abi. Sadece görümcemin benimle gelip kıyafet almasını istiyorum, çok yorucu olmayacak.” Abisinin surat ifadesini gören An Yirou, bir an düşündü ve gülümseyerek, “Abi, madem endişeleniyorsun neden bizimle gelmiyorsun? Tesadüfe bak, bizim de şoförümüz yoktu!” dedi.

 

Su Jian An Yize’nin gelmesini istemiyordu. Aklından geçen şey, kıyafet alması için kız kardeşe eşlik ederken, onun güzel kıyafetlerle kabinden çıkıp, önünde durarak, sabırsız bir şekilde, “Canım, bu güzel olmuş mu?” diye sormasıydı. Ancak şimdi, An Yize hiçbir boka yaramayan üçüncü kişi olarak yanlarında olacaktı. Bu çok can sıkıcıydı!

 

An Yize hiçbir şey söylemeden direkt garaja gidip Cayenne’yi çıkarmıştı.

 

An Yirou mutlu bir şekilde, Su Jian’ı arabanın içine çekmişti. İkisi arka koltukta oturup dün izledikleri anime hakkında konuşmaya başlamışlardı. Sonra da iki gün önce izledikleri diziyi kötülemeye başladılar. Heyecan ve hevesle konuşuyorlardı.

 

Sessizce araba kullanırken görmezden gelinmek ve bu ikisinin kullandığı internet argosunu anlayamamak Müdür An’ın biraz kötü hissetmesine neden olmuştu.

 

Bu yüzden, radyoyu açtı. Yayında duygusal bir konuşma programı vardı. Endişeli bir adam, “Sonuçlar çıktığında, çocuğumun aslında komşum Wang’ın çocuğu olduğu ortaya çıktı! Karım bana ihanet etti!” diye birilerini suçluyordu.

 

An Yize: “……”

 

Su Jian: “……”

 

Arkadakilerin birden sessizleştiğini gören An Yize, sakin bir şekilde hemen kanalı değiştirmişti.

 

Bir sonraki kanalda reklamlar vardı. Dinlerlerken, aniden çekici bir adamın sesi duyuldu, “xx Erkek Hastanesinden tüm erkeklere harika haber! Üroloji bölümümüz sık tuvalete çıkma, acil tuvalet ihtiyacı ve idrar kaçırma gibi her türlü idrar sorununu tedavi edebilir...”

 

Su Jian önceden bu reklamı defalarca duymuştu ve hızlı bir şekilde kelimeleri ezberleyebiliyordu. Bu yüzden, reklamı duyduktan sonra bir aşinalık duygusu yükselmişti. Cümleye “İdrar bifürkasyonu, idrar foliküleri ve idrar geri akışı!” diye devam etmişti. [1]

 

An Yize: “……”

 

An Yirou: “……”

 

Su Jian, ancak arabanın içindeki ortam soğuk bir hal aldığında ne yaptığını fark edebilmişti. Dikkatlerini dağıtmak için konuyu değiştirmesi gerektiğini hissetti ve aceleyle, “Bugünlerde de hastaneler reklamlarını abartıyor! Daha önce birinin bağırdığı bir reklam duymuştum, ‘Erkek hastalıkları olanlar, hiç endişelenmeyin, xx kliniğinin dördüncü katına kadar! Kadın hastalıkları olanlar, hiç endişelenmeyin, xx kliniğinin ikinci katına kadar! Gördünüz mü, çok saçma değil mi?”

 

An Yize: “……”

 

An Yirou: “Hahahahahahaha!”

 

Uyumlu bir ruh hali içinde, gidecekleri yere varmaları çok uzun sürmemişti.

 

Su Jian, ilk başta, An Yirou gibi zengin bir kadının kesinlikle bir marka mağazasına gireceğini düşünmüştü. Beklenmedik bir şekilde, An Yirou çoğu insanın uğrak yeri olan bir mağaza seçmişti. Birkaç gün boyunca birlikte vakit geçirdiklerinden Su Jian An Yirou ile baya yakınlaşmıştı. Bu yüzden, An Yirou’yla konuşurken direkt konuya girmekten çekinmemişti, “Abine benzediğini düşünüyordum, muhtemelen onun iç...ım şey çorapları bile markadır.” Aslında, “iç çamaşırı” demek istemişti ancak bir kadına böyle bir şey söylemenin doğru olmayacağını düşündü. Bu yüzden kelimeleri “çorap” olarak değiştirmişti.

 

Sessizce karısı ve kız kardeşini kıyafet seçerken izleyen An Yize: “……”

 

Elbiselerini toplayan An Yirou şakacı bir şekilde, “Yapacak bir şey yok. Ben doğal bir güzelliğim, her şey benim üzerimde güzel görünüyor!” dedi.

 

Su Jian hemen başını salladı, “Bu doğru.”

 

An Yirou kahkaha atarak, “Sınıf arkadaşım iki gün sonra oynamak için beni davet etti. Bence o sıradan görünüşü tercih ediyor. Ben de sıradan bir görünüşü tercih ederim.”

 

Su Jian önce kardeş An’ın kibirli olmayan karakterini övdü sonra da sessizce “zenginlerin hayatı” diye kederlendi.

 

An Yirou birkaç kıyafet alıp onları denemek için deneme kabinine gitmişti. Su Jian ve An Yize ise onu beklemek için yakındaki bir bankta oturmuşlardı.

 

Su Jian raftaki karmaşık stil ve renklerle tasarlanmış kıyafetlere bakarak, “Kadın kıyafetlerinde çok desen var!” dedi.

 

An Yize’nin kaşlarını çatarak ona baktığını gören Su Jian, şu an bir kadın olduğunu hatırlamıştı. Bu yüzden, “Yani, biz kadınlar baya şanslıyız.” diye de ekledi.

 

An Yize: “……”

 

Bunu düşünen Su Jian, birden kendini An Yize’den daha üstün görmüştü. Erkek kıyafetleri kadın kıyafetlerine göre daha az karışık şekil ve renklere sahipti. En azından, An Yize pembe etek giyemezdi!

 

İlk başlarda, Su Jian kendini baya iyi hissediyordu. Ancak, bu his hemen kaybolmuştu: Ananı! Ben, senin baban, etek giyme konusunda neden An Yize’yle yarışıyorum ki!

 

Deneme kabininden çıkan An Yirou kendi etrafında dönerek, “Görümcem, bu nasıl? Güzel olmuş mu?” diye Su Jian’a sordu.

 

Diz boyu beyaz bir etek giymiş narin ve güzel bir kadın önünde dönüyordu ve büyük sevimli gözlerini kırpıştırarak, “Bu nasıl? Güzel olmuş mu?” diye soruyordu, Su Jian’ın aklından geçen iki kelime “çok hoş”tu. Su Jian bütün istekleri gerçekleşmiş gibi hissediyordu.

 

Su Jian hiç tereddüt etmeden “Çok güzel.” diye cevap verdi.

 

An Yirou An Yize’ye de sordu. “Abi, ne düşünüyorsun?”

 

An Yize, “Hıhı.” diyerek cevap verdi.

 

An Yirou mutlu bir şekilde, “O zaman ikinizin bakması için başka bir rengini deneyeceğim.” dedi.

 

İkisi dışarıda beklemeye devam ediyordu. Hafta sonu olduğu için alışveriş merkezi çok kalabalıktı. Bu markayı seven insan sayısı da çok olduğu için insanlar peş peşe mağazaya geliyorlardı. An Yize ve Su Jian’ın banka oturduğunu gören birçok kadın müşteri An Yize’ye bakıyordu. Sonunda, güzel giyimli bir kadın An Yize’ye doğru yürüyüp cesurca, “Yakışıklı, telefon numaranı alabilir miyim?” diye sordu.

 

Su Jian sersemlemişken An Yize kaşlarını çatmıştı. Günümüzde kızlar çok mu cüretkar, birinin telefon numarasını direkt gelip isteyebiliyorlar mı? Ne istekli bir kadın, geçmişte neden böyle kadınlardan biriyle tanışamadım ki?

 

An Yize, “Üzgünüm, evliyim.” diye reddetti.

 

Cesareti kırılmayan kadın, “Sorun değil. Evli olsanız bile arkadaş olabiliriz.” dedi.

 

Su Jian: “……”

 

Bugünlerde kadınların çok inatçı olduğunu kim bilebilirdi ki? Karısının önünde biriyle doğrudan arkadaş olmak isteyebiliyorlar. Su Jian şok olmuştu. Ardından, işe alınmış bir eş olarak görevlerini yerine getirmesi gerektiğini hissetti.

 

An Yize ona daha önce söylememiş miydi? Başka bir kadınla birlikte olursa, asla diğer yanağını çevirmemeliydi. Bir şansın bu kadar çabuk geleceğini düşünmemişti. Su Jian, oyunculuk becerilerini test etme zamanının geldiğinin farkına varmıştı.

 

Bu yüzden, An Yize’nin koluna girdi ve tatlı bir şekilde, “Kocacım, kıyafet almayı bitirince hastaneye gidelim!” dedi.

 

An Yize sessizce döndü ve sakin bir surat ifadesiyle “Hastaneye mi?” diye sordu.

 

“Evet!” Su Jian başını An Yize’nin omzuna yasladı ve endişeyle, “AIDS testinin sonucu çıkmış olmalı. Gidip sonucu almalıyız!” An Yize’nin gerildiğini hisseden Su Jian’ın surat ifadesi daha da sevecenleşmişti, “Kocacım, endişelenme. Sonuç ister pozitif ister negatif olsun. Ben hep senin yanındayım.”

 

An Yize: “……”

 

Kadın: “……”

 

Tam da deneme kabininden çıkan An Yirou: “......”

 

Su Jian, An Yize’nin koluna sarılmıştı ve kadının hızlıca uzaklaşmasını izlemek için boynunu uzatmıştı. Yüreğinde bir başarı duygusu yükselmişti. Dönüp baktığında, koluna girdiği adamın morarmış bir suratla ona baktığını fark etti.

 

Su Jian yavaşça sarılmayı bıraktı ve garip bir şekilde kahkaha atarak, “Hahaha, şakaydı. Sadece şakaydı!”

 

An Yirou, yüzünde düşmanca bir ifade olan abisine doğru baktı. Hemen görümcesini kurtarmaya çalışarak, “Abi, bu etek nasıl olmuş?”

 

Su Jian hemen, “Harika! Muhteşem olmuş!” diye cevap vermişti, An Yize’den kaçmak için bir fırsat arıyordu ancak An Yize birdenbire elini tuttu. Su Jian çaktırmadan kurtulmaya çalıştı ancak bu sıkı tutuşu gevşetemeyeceğini fark etti.

 

An Yize’nin surat ifadesi çok kötüydü. Ayrıca, Su Jian kendini biraz suçlu hissetmişti. Bu yüzden mücadele etmeyi bıraktı ve itaatkar bir şekilde An Yize’nin yanında oturdu.

 

An Yize, Su Jian’ın ellerini avuçlarının arasında tuttu ve “Hıhı” diyerek An Yirou’ya cevap verdi.

 

An Yirou, Su Jian’a baktıktan sonra ikisine, “Öyleyse, bir önceki mi iyiydi, yoksa bu mu?” diye sordu.

 

“İkisi de güzel!” Su Jian sıkıca tutulmuştu bu yüzden direnmeyi bıraktı. An Yirou’ya cesurca, “Abin zaten zengin. Xiao Rou, sadece hangisini istersen almasını söyle!” dedi.

 

An Yirou kahkaha atarak, “Görümcem haklı!” An Yize’ye bakarak, “O zaman abime teşekkür edeceğim!” dedi.

 

An Yize, Su Jian’a kısa bir bakış atıp, “Hım” dedi.

 

Neden soğukmuş gibi davranıyorsun? An Yize, “Hım” demeye devam ederek Su Jian’ı üzüyordu. An Yize’nin tuttuğu eli çevirerek avucunu dürttü ve “Hey, cevaplarını değiştiremez misin?” diye sordu.

 

Avuç içlerinin hareket ettiğini hissetmişti, sıkıca tutulan eli birden daha sert sıkılmıştı. Su Jian’ın rahatsız olduğu için kurtulmaya çalıştığını fark eden An Yize, sıktığı eli gevşetti ve sözlerini değiştirerek, “Tamam.” dedi.

 

Su Jian: “……”

 

 

Dipnotlar:

 

[1] Bence her üçü de akış problemlerine atıfta bulunuyor. İlki akış bölünmesi gibi, 2. akış bir tarafa eğilir, sonuncusu da bir adam tuvaletini yapıyor ve çiş ona doğru kavis yapıyor. Bunların hepsi de genellikle prostat problemlerine neden olur.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr