12-BİR YAZAR ÜÇ SERİ

avatar
715 1

RÖPORTAJ - 12-BİR YAZAR ÜÇ SERİ


Yo kendime yeni telefon aldım ve karşınızda 3 seriyle birden karşınızdayım.

SORU-1: Sizi bilmeyen veya eserinizi okuyup sizi tanımayanlara kendinizi tanıtır mısınız? Mesela yazmaya ne zaman başladınız?

         Kendimi tamamen yazarlık çerçevesinde anlatmak istiyorum. Kurgular yaratmaya kendimi bildim bileli, onları yazmaya ise lise yıllarında başladım. O zamanlar başrolünde kendimin ve liseden beri dostum olan birinin olduğu hikayeler yazar ve başımızdan komik, kozmik, korkunç ve tuhaf olayların geçtiği kısa maceralar yazardım. Genelde hikayenin sonunda mecazen söylüyorum ki arkadaşım ölür ya da başına korkunç şeyler gelir, ben ise para dolu çantayı ve kızı kapıp bilinmeze doğru yola çıkardım. 


        Sonrasında ilk roman denemem de bu minvalde oldu. Hikayelere, kurguya girişim ise ta çocukluğa dayanıyor. Daha star wars bile izlememişken ve karakterlerden bihaberken sağdan soldan elime geçen star wars oyuncak figürlerine kendimce isimler verir onları bir çocuk oyununa göre çok daha detaylı hikayesi olan maceralara sokardım. Okuldan sonra iş hayatı, bir şeyleri başarma telaşı, hayat mücadelesi boş zaman bırakmaz hale gelince uzun süre yazamadım. Bu da bende bir sorun halini almaya başladı çünkü kafamda hikayeler ve o hikayelere ait karakterler dört dönüyor, olmaz yerlerde aklıma gelip gündeme getiriyorlardı kendini. Arafta kalmış gibiydiler. Hikayeleri anlatılmadığı sürece, maceralarını yaşamadıkları sürece beni rahat bırakmıyorlardı. Bunun böyle devam edip gideceğini anladığım anda eşimin de yönlendirmesi ve gazlaması sayesinde aklımda en baskın olanlardan başlayarak uzun soluklu romanlarımı yazmaya başladım. Hayatım boyunca çok fazla kitap okumuş ve çok fazla film-dizi tüketmiş biri olarak ( genelde yollarda ) artık birbirinin kopyası olmuş hikayelerden gına geldiği için yazmaya başlayınca rahatladım diyebilirim. Özetle aslında benim yazma serüvenim kendi heyecanlarımın ve ilgili olduğum konuların etrafında dönen karakterler yaratarak ve yaşatarak bir nevi tatmin süreci diyebilirim. 


Baktığınız zaman her şey hikayelerden ibaret. Canlı cansız her şeyin bir hikayesi var. Bir ortaya çıkış hikayesi, süreç hikayesi, sona eriş hikayesi var. İnsanlar hikayelerin içine boğulduğu halde hala fazlasını arıyorlar çünkü iyi anlatılan, iyi kurgulanan bir hikaye gibisi yoktur. Ben de hikayelere doymuş biri olarak kendi hikayelerimi anlatıyorum artık. Ortaya da kendi okuduklarımdan daha ilgi çekici, daha heyecanlı, daha güzel biten şeyler çıkarmak istiyorum. 

         Genelde yazım sürecim sıklıkla zihnimde canlanan görsel betimlemelerden beslenir. Bu bakımdan yazdıklarımı hep bir film olacakmış gibi, dizi olacakmış gibi görselleştirip yazıyorum. SonYıl ın özellikle dizi olmasını çok isterdim. Türe ait kötü diyebileceğim pek çok örnek dahi oldukça popüler özellikle de dijital platformlarda. Bir Son Yıl 3 sezon dizi neden olmasın ? : ) 

SORU-2 Sizin gibi novel/kitap/hikâye yazmak isteyen birçok kişi var onlara neler önerirsiniz, bu işin zorlukları nelerdir?


Onlara önerim kesinlikle bir heves ile girmek yerine hikayeye başlarken kurguyu kafalarında oluşturup klasik bir giriş-gelişme-sonuç iskeletini oluşturmaları olur. Elbette yazım sürecinde hikaye kendisini geliştirecek ve yazarın ilk başta düşünmediği bazı gelişmeler olacaktır. Hatta düşündükleri final dahi değişebilir bundan ötürü ama iskelet kurguya sahip bir şekilde başlamak özgüven verecektir. Hikayenin ilerleyişinde girilebilecek çıkmazları bertaraf edecek ve daha kolay ve zevkli bir yazım süreci sağlayacaktır. 


Yazarken zaman zaman kendilerini karakterlerin yerine koyarak düşünmelerini tavsiye ederim ayrıca. Ben bu durumda olsaydım ne yapardım / ne yapmazdım gibi soruları kendilerine sorarak güzel cevaplar bulabilir bunları da hikayelerine işleyebilirler. 

        Son ve en altını çizeceğim önerim de özgün şeyler yazmaya çalışmaları olur. Çin novellerine benzeyen, zibilyon tane benzeri olan hikayelerin versiyonlarını yazmak beklenen tatmini ne yazarın kendisinide, ne de okuyucuda oluşturmayacaktır.  

SORU-3 Novel yazarken ve evren yaratırken sizi en çok zorlayan etkenler nelerdir?

        Tutarlılık. Her evrenin kendi kuralları vardır. Anlattığım hikayenin geçtiği evrende akla hayale sığmayacak şeyler dahi oluyor olabilir ama ben mutlaka bunların kendi içinde bir anlam kazandığı, havada kalmadığı, okuyan ve evrenin kurallarına hakim olan birinin abes bulmayacağı şekilde kurgulamaya çalışırım. Eğer hikaye Cinayet: Rota Oluşturuldu romanındaki gibi yaşadığımız evrenin geçmişinde geçiyor ise ve bu evrenin dinamiklerini kullanıyor ise bu sefer olayları yine bu evrende bilinen mantıkların üstüne inşa etmeye çalışırım. Aksi ispat edilemez olması hayal ürünü olan olayları ve mantıkları kullanırken mutlaka sahip olmaya çalıştığım bir kriterdir.

SORU-4: İleride başka noveller yazma planlarınız var mı? Varsa ufak ipuçları verebilir misiniz?

         İleride yazılmayı bekleyen 2 novelim var. Mevcut serilerimin bitmesinin akabinde başlayacaklar.


Bir tanesinin adı ‘’ Gölge Dünya ‘’ 


2012 de Hadron Çarpıştırıcısı ile yapılan Cern deneyi sırasında oluşan bir karadelik tarafından evrenimizin yutulup aynı anda bir nevi aksinin oluşması ile başlıyor hikaye. Bu anlık yaşanan ve kimsenin farkında olmadığı olayla ortaya çıkan, dünyamızın aslında çarpık ve bozuk bir kopyası olan ‘’ gölge dünya ‘’ da her şey 2012 Cern olayının akabinde  bozulmaya başlıyor. Hem global anlamda, hem politik olarak, hem barış huzur ortamı olarak, hem ekonomik olarak tersine giden bu günümüzün bir nevi distopik bir versiyonu olma yolundaki bir dünyayı anlatıyorum. Ana karakterimiz çoklu kişilik bozukluğu belirtileri gösteren ünlü bir dizi oyuncusu. Yutulan dünyadaki gerçek benliği bir şekilde zihinsel olarak onunla iletişime geçtiğinde hikaye asıl manada gün yüzüne çıkıyor. Kahramanımız hem zihninde hastalığından dolayı ortaya çıkan karakterlerle, hem ona ulaşan gerçek benliği ile mücadele ederken bir yandan da olayların bir şekilde tersine döndürülmez ise iki evrenin de gitgide bozularak birbirini yok edeceğini öğreniyor. Karşısına bu dönüşümü korumak isteyen güçler de çıktığında iş bambaşka bir boyut kazanıyor. Bu seri ile ilgili şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.


        Bir de ‘’ Tetragrammaton ‘’ isimli hikayem var.

        Tetragrammaton Tanrı’nın gerçek ismi olarak bilinir ve insanlardan gizlenmiştir. Kutsal kitaplarda telaffuzu saklanmış olarak geçer. Bizde kitapta İsm’I Azam olarak bilinir. Bu ismi bilene ve doğru söyleyene kainatın geçmiş, şimdi ve gelecekteki tüm bilgisini bahşedileceği bildirilmiştir. İsim eski ahitte temsili harferle geçer fakat eski ibranicede yazıda sesli harfler kullanılmadığı için isim gizlidir. Bu ismin peşinde olan Dünya devi bir Amerikan şirketi, yeni mezun ve gizli gizli hackerlık yapan dahi bir Türk yazılım mühendisi ve onunla rekabet içinde olan gizemli bir hacker etrafında başlayan hikaye bir gün twitter da tüm kullanıcılarının zorunlu katılması gereken bir anketin ortaya çıkması ile başlıyor. Anket kullanıcılara ölmesini istediği dünya liderlerini oylatıyor ve en çok oy alan 3 liderin öleceği tarihi yazıyor. Hacklenen twitter da kullanıcılar oy kullanmadan twitter I kullanamadıkları için ister istemez oylarını kullanıyorlar ve o tarih geldiğinde en çok oy alan Amerikan başkanı, Rus cumhurbaşkanı ve Çin Cumhurbaşkanı yataklarında ölü bulunduklarında hikayemiz de başlıyor. Güce sahip olan, elinde Musa’nın asası ve parmağında Süleyman’ın Yüzüğü olan gizemli kişi dünyayı terorize etmeye ve sistemi yıkma savaşına başlıyor. Bu hikayede ciddi sistem eleştrileri de olacak.

KİMSESİZLER MEZARLIĞI

SORU-1:Seriye guzel bir final ile veda ettik ama tadi damagimizda kaldi. Daha sonra bu novele devam etme planınız var mi?

 Bu noveli severek ve eğlenmek için yazdım. İlk çıkış amacım her bölüm bir hikaye anlatarak ufak ufak ilerlemekti ama tarzımın dışında bir mecra olduğu için bu şekilde gidemedim. Bir ana konuya tutunup ordan yürüyerek ilerlemeye karar verdim ve bu ilerleyiş üç sezon boyunca sürdü. Kimsesizler Mezarlığı’nın çok kendine has bir novel olduğunu düşünüyorum. Korku, komedi, sistem eleştirisi, tarih, arabesk, çok çeşitli sosları var. Hikaye bir finale geldi diye düşünmüştüm üçüncü sezonun sonunda. Fakat bu novel youtube kanalında sesli novel olacağı için bir müddet üstünde çalıştıkça, düzenlemeler yaptıkça o evreni, o mezarlığın metruk hayaletini özlediğimi fark ettim. Sanırım o mezarlığı özledim ve yakında o tabelaların arasında tekrar gezip bizim hayaletin ne haltlar karıştırdığını, yine kendinin ve alemin başına ne dertler, ne musibetler açtığını göreceğiz diyebilirim pek yakın zamanda.

CİNAYET ROTA OLUŞTURULDU

SORU-1: Asım'ın öldürdüğü her bir kisi aslinda daha büyük bir trajediyi onlemek icin atilmis bir adim fakat kanli bir adim. Fakat Mehmet’in ölümü için herhangi bir sebep belirtilmedi. Yoksa Asim’in tek yaptigi emirleri takip etmek miydi? 

         Dünya Asım’I göreve alabilmek adına bir bedel ödedi diyebiliriz. Tasarım öngörenler tarafından kusursuzca kurgulanmak zorunda olan, olası bir hatada dünyayı felakete sürükleyen çok ince bir buz katmanı. Bunun böyle olduğu seride bir kaç kez anlatıldığı için Asım’ın işlediği her cinayet, yaptığı her eylem tasarımcının tasarrufuydu diyebiliriz. Asım kutsal olarak gördüğü görevine giden yolda hiçbir engele takılmayacağını düşündüğü için ve yapması gereken şeyi yapmaya bir an once başlamak için işledi bu cinayeti. Bir bakıma Asım’ın kabuk değiştirmesine sebep olan bir eylem oldu. Asım uzun bir sure emirleri takip etmek hariç hiçbir şey yapmadan ve ilerisini düşünmeden hareket etti. İçine girdiği ve mensubu olduğu oluşum hakkında bilgi sahibi oldukça ve gidişat karmaşıklaştıkça o da görevi sorgular hale zaman zaman geldi. 


SORU-2: Hali hazırda devam eden Cinayet- Rota Oluşturuldu noveli ile ne kadar devam etmeyi düşünüyorsunuz?

        Cinayet: Rota oluşturuldu Noveli planlamama göre 90 -100 bölüm civarında tamamlanacaktır.

SON YIL

SORU-1: Şu Ana kadar Özlem’in gecmisi hakkinda pek bir şey öğrenemedik. Tek bildiğimiz yetim oldugu. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor, Özlem'i yetimhaneye bırakanlar onun Goren Goz oldugunu ogrenip efendiden korumak icin mi yaptilar? Ayrica Goren Goz olma özellikleri nedir? Kan bağıyla mı aktarılıyor?

        Özlem’in geçmişi ve ana karakterlerin tanışma hikayeleri seride fazla yer almadı. Bu duruma göre final yaptıktan sonra bir edit şeklinde güçlendirmeyi düşündüğüm bir eksiğim diyebilirim. Özlem’in yetimhaneye bırakılması mevzusu serinin finali ile alakalı spoiler içerdiği için burada söylemem doğru olmaz. Güçlerinin kaynağına gelirsek onun ve antagonisti olan Efendi’nin güçlerinin kaynağı hakkında son yayınlanan bölümlerde ufak tefek bazı göndermeler ile bahsettim. Serinin finaline gelmeden once zamanın durduğu ve o anda neler olduğuna dair oldukça uzun 3 bölüm sürecek bir anlatım olacak. Orada okuyucuların şimdiye dek aklına takılan, bir mantığa oturtamadığı ve merak ettiği aşağı yukarı her şey cevap bulmuş olacak. Bu serinin yazımına başladığımdan beri her şey o tek bir an için olup bitti diyebilirim. Orda olacak olanları anlatmak başından beri heyecan vericiydi ve sona çok yaklaştık.

         

SORU-2: Hali hazırda devam eden SON YIL noveli  ile ne kadar devam etmeyi düşünüyorsunuz?

SonYıl noveli 100. Bölümü ile finalini yapacak.

 DEVAMI SPOİLER İÇEREBİLİR


KİMSESİZLER MEZARLIĞI

SORU-2: Ana karakterimiz olan hayaletin ruhsal gücünü hikayenin belli bir kismina kadar pek göremedik. Ama is yetimhanedeki kurukafayı taşımaya gelince potansiyelinin cok daha uzerinde bir guc gosterdi. Sizce bu olay bir tutarsizlik mi yoksa gizli bir potansiyelin yavas yavas ortaya cikmasi mi?

         Ben hayaletin karakterini ve hikayenin genel muzip üslubunu düşündüğüm zaman bu durumu yumurta kapıya dayanınca ortaya çıkan adrenalin olarak değerlendiriyorum. Tabi şu da var. Hayalet tüm benzerlerinden farklı bir motivasyona sahip ve bunun bilinmeyen bir nedeni var. Henüz düynada yarım kalan işi nedir, neden diğer ruhlar gibi huzura ermeyi başaramaz ve bu dünyaya yapışıp kalmıştır bunu bilmiyoruz. Burada açıklanmamış oldukça geniş bir alan var. Seri devam edecek olursa buradan besleneceğini söyleyebilirim.

CİNAYET ROTA OLUŞTURULDU

SORU-3/1: Tasarımcı tarikatta kendisi gibi geleceği gören diğer  akrabalarını zehirleyerek öldürdüğünü gördük. Bunun sonucunda bütün geleceği görme yeteneği kendisine kalmis oldugundan durmak bilmeden gelecekten kesitler görüyor ve bu onun uyumasını bile engelliyor. Burdan anladığımız yetenek tek bir varis de olduğunda asiri yukleme yaptigi icin kiside olumsuz etkiler gösteriyor, geçmişte buna benzer bir olay yasandi mi?

        Hanedanlar oldukça detaylı not tutan, geçmişi ve günü olduğu gibi geleceği de kayda alan bir oluşumdu. Notlarda bu minvalde bir şey yoktu. Olsaydı mutlaka son tasarımcı buna gore hareket ederdi. Habil ve Kabil’den gelen bu iki damar hiçbir zaman böylesi bir yok oluşa kurban gitmemişti.

SORU-3/2: Ayrica geleceği görme gücü kan bağıyla mı yoksa görme gücüne sahip birini öldürerek mi aktarılıyor? Eger öldürmeyle aktarılıyorsa Kabil nasıl öldürüldü? Eger oldurulme değil de kan bagiyla geliyorsa öldürülen diğer tarikat uyelerinin cocuklari yok muydu? Yoksa onlarda mı olduruldu?

        Kutsal metinlerde Kabil’in oğlu tarafından taşla öldürüldüğü anlatılır. Bu da novelin içindeki devamlılıkta yer bulan bir olay. İnsanlığın soyu habil ve kabil üzerinden değil Adem’in bir diğer oğlu Şit ( Seth ) soyundan yürümüştür. Habil in soyunun akıbeti belirsizdir. Nuh tufanında kabil soyunun kuruduğu söylenir. Hikaye bu felaketi öngörüp kurtulan bir damara ait soyun ve karşıt soyun dünyanın kaderini belirlemedeki mücadelesinin sonunu anlatıyor bir nevi. İnsanlığın ilk icadı cinayet diyorum, başka da bir şey demiyorum bu konuda. 

SON YIL

SORU-2:İlkay Sert askeri egitim almis ve yillar boyu sokak dovusu yapmis birisi. Ozlem ile pek ortak noktasi var gibi gözükmüyor. Acaba nasil tanistilar? Yoksa kaderin bir oyunu muydu? 

İlkay ve Özlem gerçek hayatta tanıdığım bir çiftten esinlenerek yazıldı. Aynı mahallede olmak bu hayatta pek çok birbirinden son derece zıt çiftin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bazen sert ve hoyrat yaşayan adamlar doğalarına ters düşmeden sakin bir hayata geçmek için bir kadını bahane ederler. İlkay’ın durumu da gerçek hayatta böyle bir durumdu. Nasıl tanıştıkları konusu hikayenin her hangi bir noktasına hizmet eden bir detay olmadığı için üstünde durmadım. Özlem naif bir karakter olsa da elde ettiği güçlerle git gide etrafındakilerden git gide daha donanımlı bir hale geldi en nihayetinde.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46885 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr