[15 Gün Sonra]
Ağaçların oluşturmuş olduğu doğal surlar ile kaplı olan bir gölün yanı başında, bir genç son süratla ev inşasına devam ediyordu. Her bir hareketine kan kırmızısı aura eşlik ediyorken, iki katlı duran ev, oldukça iyi bir işçiliğe benziyordu.
Tak...!
Tak...!
Tak...!
Bu genç Aiden'in başkası değildi. İki katli evin, projesine son hız devam ediyordu. Şu anda vücudunda 30 meridyen kuruluydu. Bir kaç gün önce Temel Kurulumun ikinci seviyesine giriş yapmıştı. Bu hız, gezegen tarihinde sadece bir kez görülmüş bir şeydi. O kişi de Aiden bilmese bile Çağırıcı Tohumuna sahip olan Ejderha İmparatorluğu Prensinden başkası değildi.
Aiden son çiviye çaktıktan sonra alnından akan terleri silerek, evine baktı. Oldukça iyi bir işçilik çıkarmıştı. Evin temellerini atarken, yüzükten çıkardığı ev eşyalarını da içerisine koymuştu. Her ne kadar güzel bir işçilik olsa da, geceleri mumla aydınlanan bir yerdi.
"Soktuğumun yerinde neden elektrik yok. Ulan bir sürü büyünüz felan var. Yıldırım Elementi bile var. Ama Elektrik ile icat edilen en ufak şey yok. Formasyonlar diyeceğim, onlarda bile iş yok..." dedikten sonra aklına Göklerin Adaleti gelmişti. Düşününce mantıklı geliyordu. Bir yerde büyü gibi fantastik güçler varken, bir yerde rahat bir yaşam veren teknoloji vardı. Yine de içinde Göklere olan öfkesi, mantığının önüne geçmişti.
"S*kerler lan öyle adaleti! P*çlere bak ya... Karışmadıkları iş yok anasını satayım!"
Gökyüzünde tekrardan kıvılcımlar oluşmuş ve aniden durmuştu. Bu resmen çikolata çalmaya çalışan bir çocuğa benziyordu. Tam alacakken, birisi kafasına vurarak durduruyordu.
Aiden bir süre daha eve baktıktan ve küfür ettikten sonra bir kütüğün yanına giderek düşünmeye başladı.
"Şimdi... Sıradan Gelişim Merkezi Yetişimcileri, Temel Kurma Alemi 2. seviyesinde 200 kiloluk bir güce sahipler. Fiziksel güç ile alakalı Gelişim Merkezine sahip yetişimciler ise genel olarak aynı seviyede bunun iki katı yani 400 kiloya sahipler. Tabi ki normal yetişimciler için 2. seviyede ortalama 6 meridyen açık. Bende ise şu anda 30 meridyen açık olduğu gibi, merkezin 2/10'u dolu. İstesem, merkezi doldurmaya oynar ve Gelişme Alemine yükselirim. Ama bu benim temelimi resmen bok etmek demek. Şu meridyenler ile bakalım ne kadar gücüm var..!" diyerek önünde ki ağaç kütüğüne odaklandı.
"Meridyenler enerjiyi dışarıya çıkarmada etkili olan şeyler. Fakat enerjinin yoğunluğu da önemli bir faktör. Bu kütük ortalama 600 kilo olmalı. Deneyelim!" diyerek tüm vücudunu kan kırmızısı aura ile kapladı.
Ruhsal Yetişim Alanında ki Kara Delik, enerjini son hızla kollara doğru yöneltirken, Aiden kütüğü iki eliyle kavrayarak kaldırmaya başladı. İlk başlarda zorluk yaşasa da, kasların sıkı bir şekilde kasılması ile birlikte kütüğü tamamen havaya kaldırmıştı. Yinede bu durumda oldukça enerji harcamasına sebebiyet veriyordu. Kütüğü sadece bir dakika boyunca böyle tutmak, Merkezde enerjinin onda birini tüketmişti. Bir süre daha bu şekilde gücünün limitlerini deneyen Aiden, kaslarını inceledikten sonra kütüğü ileri fırlattı. Kütük atılmanın etkisi ile 10 metre yuvarlandıktan sonra anca durabildi.
Aiden, merkezini incelemeden önce kızıl gözleriyle kaslarını inceledi. Kaslar, aşırı gerilme sonucu kendi arasında ufak kopmalar ve ezilmeler olmuştu. Fakat bu kopmalara ve ezilmelere karşı, Ruhsal Enerji hızla gelerek orayı tamir ediyor ve güçlendiriyordu.
"Bu ilginç... Daha az önce limitim 600 kilo olarak belirlemiştim. Fakat iyileşen ve güçlendirilen kaslarım sayesinde limitim 605 kiloya çıktı. İçimden bir his bunu, her seviyede 50 kilo daha arttırabileceğimi söylüyor. Yani şu seviyede antrenmanlar ile 700 kiloya çıkartabilirim. Temel Kurmada fiziksel güç, her seviyesinde katlanarak ilerliyor. Duruma göre Ruhsal Yetişim yaptığım için her seviyede 300 kilo alıyorum. Ruhsal Enerji, Vücut için çok faydalı olduğu ortada. Fiziksel Güç odaklı yetişimciler bile en fazla 200 kilo alıyor. Birde ben bunu her seviyede 50 kilo arttırırsam, Temel Kurmanın sonunda manyak bir gücüm olur. Tabi, bu durum benim felaketleri atlamam da faydası da olabilir."
Aiden bir süre daha yuvarlanan kütüğe baktıktan sonra etrafta yetişen büyülü bitkileri toplamaya başlamıştı. Bir yandan da yetişimin mantığını çözmeye çalışıyordu.
"Temel Kurma da her ne kadar gaz halinde ki enerjiyi merkezde toplama çalışın deseler bile, bunun mantığında bir enerji toplamak değil de, merkezin yapısını değiştirmek olduğunu fark ettim. Örneğin, şu anda Ruhsal Yetişim Merkezinin 2/10'u ruhsal enerji sebebiyle yapısal değişiklik geçirdi ve değişen kısım durmadan ruhsal enerji üretiyor. Tahminlerime göre, geçmişten gelen bir anlatım biçimi olduğu için doldurma kelimesini kullanıyorlar. Temel Kurma da merkezin yapısal değişikliği sana gaz formunda bir enerji üretiyor. Diğer Alemde ise bu yapısal değişiklik sayesinde enerji, sıvı formuna giriş yapacak. Bu yüzden yetişim yaparken, merkezin niteliksel olarak değiştiği söyleniyor. Yoksa sadece doldurmak olsaydı, Kara Delik benim merkezimi ortalama 2 saatte felan tamamen dolduruyor."
"Ek olarak yetişim yapmak biraz tuhaf bir olgu. Yetişim merkezini geliştirmenin yanında her gelişim merkezinin bir niteliği oluyor. Bir yetişimci teknik olarak çevrede ki enerjiyi yani ismine Kaynak Enerjisi, Evren Enerjisi yada Doğa enerjisi yani nötr halde bulunan enerjiyi gelişim merkezine çekiyor. Doğada bulunan saf enerji, formasyon, Simya, bir takım teknikler dışında kullanılamıyor ki çoğu yetişimci bunları öğrenmekten kaçıyor çünkü oldukça zorlar. Saf enerji çekildiği gibi gelişim merkezinde duruyor evet ama ne zaman iş bu saf enerjiyi kullanmaya gelse, bu zamanda gelişim merkezinin tipi çok önemli oluyor."
"Bir kişinin gelişim merkezinin niteliği, onun ne yetişimcisi olduğunu belirtiyor. Örneğin element kullanabilmek için bir kişinin gelişim merkezinin herhangi bir elementin öz niteliğinde olması gerekiyor. Ne var ki yaşadığım dünya da ki yetişimcilerin çoğunda niteliksiz yetişim merkezleri var. Bu kişilere sadece saf enerjiyi kullanabildikleri için Savaşçı ismi veriliyor. Savaşçıların yetişimcilerin, vücutlarına olan faydaları dışında gram faydaları olmuyor. Zaten bu yüzden element kullanıcıları yani isimlerine büyücü denilen gruplar çok saygın kişiler oluyor. Fakat benim yaptığım Ruh Yetişimi ile alakalı tuhaf olan şey şurada. Bir kişinin gelişim merkezi, saf enerji ve niteliği olan saf enerjinin nitelikli olan enerjiden başka bir enerjiyi kullanamaz."
"Örneğin Karanlık Elementi nitelikli olan bir yetişimci, benim bir kaç gündür tükettiğim Su Çiği Lotusunu kullanamaz çünkü gelişim merkezi başka türde enerjiyi kabul etmez. Fakat bir kaç gündür deneylerimden sonra lanet olası Ruhsal Gelişim Merkezi ve kan kırmızı renginde ki Ruh Enerjim, her türlü enerjiyi kabul ediyor ve yetişimin içine katıyordu. Resmen hiçbir enerjiye sen nesin necisin demeden özümsüyor. Herhangi bir elementi şu anda kullanamasam da bu Ruh Enerjisi ve Ruhsal Gelişim Merkezinin tahmin ettiğimden daha çok sırrı var ve..." derken sağ elinin üstünde ki kan kırmızı sonsuzluk mührüne gözleri gitmişti.
"Bir çoğunun cevabı da burada yatıyor gibi gözüküyor. Geçtiğimiz bir kaç günde onca denememe rağmen herhangi bir tepki vermemesi ne üzücü."
Aiden, bir süre daha yetişimi düşündükten sonra ev yapımına geri dönmüştü. Evi inşa ederken, bitkilerin bir kısmını abur cubur adı altında götürmüştü. Geriye yaklaşık 100 kadar çeşitli bitki kalmıştı. Aiden, kısa bir süre içerisinde birçok bitkiyi yüzüğüne gönderdikten sonra, ormanın derinliklerinde hissettiği bir aura ile kan kırmızısı gözlerini oraya yönlendirmişti.
Temel Kurma Alemi 2. seviyesinde olduğu ve 30 meridyeni açık olduğu için enerjisini hızlıca bacaklarına yönelterek olay yerine gitmeye başladı. Olay yeri, Aiden'in tabiri ile Gizli Cennetinden çokta uzakta değildi. İşin tuhaf yanı birden fazla aura hissediyordu. Şu an gittiği yer, oldukça kalabalık bir savaş alanı bile olabilirdi. Yine de merakı onu cezbediyordu. Eskisine göre gücü olduğu içinde bir çekince göstermeden ilerliyordu.
Bir süre son hızıyla devam ettikten sonra bir ağacın geniş dalına konarak olayı izlemeye başladı. 20 metre önünde ciddi bir savaş alanı vardı. Burada karanlık elementinin aurası, ciddi bir artış varken, görünüşte 10 kişilik bir kurt sürüsü vardı.
10 kurdun en başında ise boyut olarak daha büyük ve aura olarak da güçlü olan bir kurt vardı. Bu 10 kurt, bir insanı çevrelemiş bir şekilde hırlıyorlardı. Merkezde ki insanın vücut hatlarına bakan Aiden, bunun bir erkek olduğuna kanaat getirmişti. Gözlemleri hiç şaşmazdı. Erkeğin yüzünde bir maske olmasına rağmen, parlak sarı saçları, omuzlarına kadar geliyordu. Fakat vücudunda ciddi yaralar ve kurumuş kanlar vardı. Uzun süredir savaşta olduğu ortadaydı. Fakat aurası zayıf olmasına rağmen çok yoğundu.
"Adamın ciddi yaraları var. Bir şekilde ağır yaralanmış. Yoksa tahminlerime göre bu kurt sürüsünün ona karşı şansı bile yok." dedikten sonra haydut liderinin yüzüğünden bir maske çıkartarak aşağıya iniş yaptı.
605 kiloluk vücut gücü vardı. Yüksekten atlaması ile birlikte hızlanan Aiden'in gücü, 605 kiloyu bile aşmıştı. Düştüğü yerde bir göçük oluşturduktan sonra tüm gözler ona dönmüştü. Her bir kurt Temel Kurma 2. seviyedeydi. Başlarında duran büyük kurt ise Temel Kurma 3. seviyesindeydi.
Aiden, alaycı bir şekilde kurtlara bakarken, 30 meridyenini sonuna kadar çalıştırdı. Vücudundan yoğun bir kan kırmızısı aura çıkmaya başlarken, Temel Kurma Aleminin 2. seviyesinde aurası ciddi bir salınım yapıyordu.
Aiden tam konuşmaya başlayacakken, Adamdan zayıf bir şekilde Genişleme Alemi 6. seviyesinde bir enerji yayılmaya başladı. Adeta senkronize olarak ikisi birden aura yaymaya başlamışlardı. Adamın siyah aurası, ciddi bir tehlike hissi veriyordu. Kurtlar iki tehlike arasında kaldığı için, güçlerini ikiye bölerek beklemeye başladılar. Alfa gibi görünen kurt ise adamın olduğu kısımda kaldı.
Aiden daha neler olduğunu anlayamadan kalbinde şiddetli bir atım oldu.
Dump..!
Dump..!
Aynı değişimler adamda da oluyormuş gibi etkiler gözüküyordu. Aiden, iç güdüsel bir şekilde sağ elini öne getirerek elini yumruk haline getirdi.
Şiddetli bir enerji, hem Aiden'den hemde adamdan patladığında her ikisinin de gözleri parlamaya başlamıştı. Kurtların yarısı hızlıca savunma pozisyonu alırken, yarısı korkudan ormana doğru kaçmaya başlamıştı.
Aiden daha fazla kendini kontrol edemediğini hissettiği an, içinde ki enerjiyi salmaya başladı. Ruh Tohumu ile birleşen ruhu, ruh alanında muhteşem bir şekilde titriyor ve enerji üretiyordu. Tüm vücudu kan kırmızısı bir aura ile kaplanmıştı.
Adamında bundan farkı yoktu. Maske yüzünden yüz ifadesini göremeyen Aiden, adamın nefes alışverişlerinden şaşkın veya neler olduğunu anlamayan bir ifadeye sahip olduğunu görebiliyordu.
Bir süre bu durum devam ettikten sonra, her ikisinin de aurası yukarı doğru yükselerek bir şekil oluşturmaya başlamışlardı. Bunu gören ikili ise titreyen ses tonları ile birbirlerine bakarak konuşmuşlardı.
"B-Bu...!"
Bilinen Gelişim Alemleri;
Temel Kurma Alemi -> Genişleme Alemi -> Yükselme Alemi -> Enerji Alemi -> Enerji Çekirdek Alemi -> Dünya Çarkları Alemi -> Kadim Dünya Alemi -> Yeraltı Ölümsüzü Alemi -> Gökyüzü Ölümsüzü Alemi
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..