Aiden platforma girdikten sonra ruh alanına odaklandı. Ruh Alanı her zamanki gibiydi. En ortada ki merkezde kendi ruhu, onun etrafında ise ruh boşlukları bulunuyordu. Bu boşlukların bir kısmını, Karanlık Alfa Kurdu ve onun sürüsü kaplamıştı.
Aiden düşünceleri ile birlikte bu alanı kontrol edebiliyordu. Bu yüzden diğer çağırıcıların aksine, herhangi bir söz mırıldanmasına gerek bile yoktu. Bu sayede alanda sağ elini havaya kaldırarak aurasını salmaya başlayarak işleme koyuldu.
Bu durumu izleyenler, Aiden'in bir çağırıcı olmadığını, hatta sahtekar olabileceğini düşünürken, ejderha ile olan etkileşimini görenler ise bunun bu kadar basit olamayacağını düşünüyorlardı. Fakat bir süre sonra Aiden'den çıkan aura güçlenmiş ve Aiden'i merkez alacak şekilde 11 karanlık duman hiçlikten belirmişti.
Herkes gözlerini ovuşturarak yanlış görüp görmediğini düşünürken, bir kısım ciddiyetle bunu izliyordu.
"11 Duman... başka bir rekor daha mı geliyor ?"
"Bu ne lan! Tarikatın dahisi Dax Lore'i önüne gelen geçmeye başlamış. Bu arkadaş tam 11 tane duman çıkarttı. 11!"
İzleyenler kendi arasında konuşurken, dumanların arasından hırlamalar geliyordu. Bir an sonra Aiden elini yumruk haline getirdiğinde ise dumanlar dağılmış ve ortaya ciddi güçte bir kurt sürüsü çıkmıştı.
Roooaarr...!
Auuvv..!
Auuuuuvvv....!
Rrrgghttt...!
Alfa Kurt, Temel Kurma 3. seviyesinde bir güce sahipti. Arkasında olan 10 kurt ise Temel Kurma 2. seviye gücündeydi. Normalde düşük olarak gözükse bile, Aiden'in gücü de Temel Kurma 2. seviyedeydi.
Sunucu bugün daha fazla şaşıramayacağını düşünmüştü. İşin özünde tarikata güç kazandığı için memnun sayılırdı. Yine de bir günde bu kadar dahinin çıkması, tahminleri arasında yoktu. Bir süre Aiden'i inceledikten sonra sınırının bu olduğunu düşünmüş ve son sorusunu sormuştu.
"Savaşmak için başka gücün var mı ?"
Bu soruyu duyan seyirciler de aynı duygular içerisindeydi. Sadece Skyler, Ned ve Ashley gerçeği az çok tahmin edebiliyorlardı. Diğer Yggdrasil Tohumlarından bir kaçına sahip oldukları için en güçlü sayılan Ruh Tohumunun gücünün yadsınamaz olduğunu biliyorlardı.
Aiden kendine yöneltilen bakışları beğenmişti. Herkes gibi oda insandı. Övülmeyi ve dahi gözüyle bakılmayı seven birisiydi. Bu yüzden gözlerini kapatmış ve içinde ki karanlık elementine yoğunlaşmıştı.
Şu anda Alfa Karalık Kurdun ruhunu kullanıyordu. Ruhsal Yetişim Merkezi de bu durumdan etkilenerek Karanlık Elementini içerisinde barındırır hale gelmişti. Her ne kadar tam olarak kontrol edemese bile, okuduğu kitaplardan bir kaç şey kapmıştı. Fakat bilmediği şey, hayal gücünün ve içinde ki ruhsal enerjinin vereceği tepkiydi.
Bir süre sonra Aiden'den gözleri kapalı olmasına rağmen, kaotik ve habis bir aura yayılmaya başlamıştı. Auranın rengi mordu ve tüm kurtlar ile birlikte senkronize bir şekilde yayılım gösteriyordu. Tüm arenada ciddi bir ölüm soğukluğu ve habis duygular etkin olmaya başlamıştı.
"Bu nasıl bir karanlık elementi! Tüm tüylerim diken diken oldu."
"Karanlık Elementini kullanması, Genç Neslin Liderinden ve Prens Ned'den bile daha kuvvetli!"
Aiden bağlantının kurulduğunu, zihninde oluşmaya başlayan fısıltılardan anlamıştı. İlk kullanmasına göre, fısıltılar daha az etkindi. Yine de onu etkilemeye çalışmaktan vazgeçmiyorlardı.
Gözlerini açtığında ise tüm arena, onun mor parlayan göz bebekleri ile karşılaşmıştı. Böylesine tipik göz parlamaları, element ile arandaki bağın güçlü olmasından geliyordu. Bir elementi ne kadar çok kullanırsan veya element ile arandaki bağ ne kadar güçlü olursa, bu tür göz fenomenini elde etme şansıda artardı.
Aiden, bu aşamanın tamamlandığı anladığında, karanlık elementini kapattı ve diğer gücü için hazırlık yapmaya başladı. Herkes bu işin bittiğini sanmıştı, Özellikle sunucu diğer numarayı okumaya hazırlanırken, Aiden'den çıkan kan kırmızısı bir aura göklere fırlamış ve ciddi bir şok dalgası arenanın duvarlarına vurmuştu.
Bunun hemen ardından Aiden'in göz bebekleri kan kırmızısı bir şekilde parlamış ve ağzında kurtlara özel olan dişler çıkmaya başlamıştı. Elleri de pençeye dönüşürken, uzayan tırnaklarından karanlık elementi taşmaya başlamıştı.
RRrgghhtht...!
Aiden tam dönüşüm yapmadan sunucuya dönerek "Bu benim yarı dönüşüm gücüm. Birde bu var..." dedikten sonra tüm vücudunu kan kırmızı bir parlama kaplamıştı.
Kızıl parlamanın içinden kemik kırılma sesleri gelirken, izleyenlerin bir kısmı yüzünü buruşturmuştu. Fakat çok fazla süre geçmeden duman dağılmış ve içinden, Aiden'in çağırdığı Alfa'dan bile büyük bir Karanlık Alfa Kurdu çıkmıştı.
ROOOOAAARRRRR....!
Aiden'in kurt formunda kükremesi ile birlikte herkes kulaklarını tutmuş, kurtlar bile diz çökmüştü. Aiden Alfa gözlerini sunucuya diktikten sonra "Eh, bu benim son formum ve gücüm." diyerek kendini geri dönüştürmüştü.
Bu durum arenada yeni bir tartışma çıkarmıştı.
"Bu çocuk hem bir çağırıcı hem Karanlık Büyücü hem de bir soy kullanıcısı mı ?"
"Ben Temel Kurma Aleminde böylesine büyük bir Alfa görmedim. İleri ki seviyelerde ne olacak ? Ejderha boyutunda kurt mu ?"
"Kükremesi bile şimdiden ejderha gibiydi... Olabilir!"
"Onun adı ne ? Daha önce genç nesilde böyle birisini görmediğime yemin edebilirim."
"Bir dakika ulan! Bu çocuğu biliyorum ben! Aiden Wrath! Tarikatta ki ünlü kaybolan hizmetli. Daha dün Kıdemli Paul'un onun geri döndüğünden ve güçler kazandığı ile alakalı konuşmasını duymuştum."
"Evet! Söylenene göre antik kalıntıda esir düşmüş ve ne olduğunu hatırlayamıyormuş. Ama Kıdemli Paul'a göre Kutsal Ruhlar ona yetişim yapabilme gücünü bahşetmişler."
"Ne kutsama ama... Baksana şuna bi'!."
Alfa hisleri ile konuşulan şeyleri duyan Aiden'de bu soruları merak etmiyor değildi. Yine de şimdilik istediği etkiyi almanın mutluluğu ile kurtları geri gönderdi ve usulca yerine geçti.
Aiden'in yerine geçmesi ile birlikte, ilgi odağı sayısı üçe çıkmıştı. Birisi genç neslin lideri olan Skyler Pendragon idi. Diğeri günün beklenen ismi olan Üçüncü Prens Ned Holydragon. Son olan ise adeta bir sürpriz at olan Aiden Wrath idi.
Tüm test edilme süreci kısa bir sürenin sonunda bitmişti. Tüm alanda sadece 300 kişi kalmıştı. Üç aşamalık test sürecinin ilk aşaması, gelenlerin yarısı elenmesi ile sonuçlanmıştı. Fakat tarikata alınacak kişi sayısı yüz kişiydi. Bu yüzden ikinci ve üçüncü aşamalar vardı.
İkinci aşamada herkes kendi seviyesinde bir canavar ile savaşacaktı. Fakat kendi güçlerini kullanmaları yasaktı. Sadece çağırdıkları canavarların güçleri ile savaşabilirlerdi. Sunucu tam karşılaşmaları düzenlemeye başlarken, yanına gelen bir koruma, kadının kulağına bir şeyler fısıldamıştı.
Bunun hemen ardından kadın, kalan katılımcılara dönerek ufak bir duyuru yaptı.
"İlk aşamayı başarılı bir şekilde geçtiğiniz için hepinizi kutlarım. 600 kişi olarak başladığımız test sürecine, 300 kişi kalarak devam ediyoruz. Yine de tarikata sadece 100 kişi girebileceği için bu sayı hala daha fazla. İkinci aşamada, her biriniz kendi seviyenizde bir canavarla savaşacaksınız. Fakat yukarıdan gelen talimatlar doğrultusunda üç kişi bu aşamayı direk geçmesi kararlaştırıldı."
"Birincisi, Skyler Pendragon'nun kontrol ettiği ejderhanın saldırı gücü çok yüksek olduğu için, aşamayı direk geçmesi kabul edildi. İkincisi Ejderha İmparatorluğunun Üçüncü Prensi Ned Holydragon'un ve hepimizin şaşkına uğratan, en fazla canavar sayısı rekorunun yeni sahibi Aiden Wrath'de bu aşamaları geçmiş sayılmıştır."
Şimdiye kadar hiç kimse Aiden'in ismini bilmiyorken, bu duyuru ile birlikte yeni bir rekor sahibinin ismi hızla şehre yayılacaktı. Ortak olan ise, katılımcıların hiç birisi buna itiraz etmemişti. Tuhaf bir şekilde her biri, onların aynı seviyede ki canavarlara karşı zorlanmadan yeneceklerini düşünmüşlerdi.
Aiden'de bu durumdan istifade ederek, savaşları izlemeye başladı. Özellikle Kedi sahibi olanın savaşını merak ediyordu. Çocuğun kediden başka sadece Ateş Büyücüsü sıfatı vardı ama çocuk görünüşte hiçte savaşabilecek gibi de durmuyordu.
"Ulan çocuğun sadece minnoş bir kedisi var. Tamam alevler ile kaplı olması küçük bir ayrıntı olsa da, kedi lan bu! Yani karşısında yırtıcı bir şey çıktığında ne olacak ? Sahibinin ayaklarına felan mı kapanacak ?"
Aiden'in düşündüklerini, tüm katılımcılar da düşünüyordu. Normalde Çağırıcı sınıfı, doğada bulduğu canavarları, bebekken alırlar ve eğitirlerdi. Canavarlar büyüdüğünde ise onlarla sahiplik bağı yapmaya çalışırlardı. Sahiplik bağı ise sadece Çağırıcı Gücüne sahip olan kişilerin yapabildiği bir şey... Tabi ki herkes çağırıcı gücüne sahip değildi. Gezegende bir çok kişi, canavar eğittiği halde, Çağırıcı gücü olmadıkları için, canavarlar ile bağ yapamıyor ve öylece kalıyorlardı.
Kısaca çağırıcı gücüne sahip olup ta, bunu kediye harcamak, kelimenin tam anlamıyla ziyandı. Her bir canavarı bağlamak, kişiye zihinsel baskı uygulardı. Ayrıca canavarlar da, kişinin zihninde oluşturduğu ayrık bir boyutta bulunurdu. Tüm bunlar çağırıcı gücünün bir parçasıydı. Aiden bu güce sahip olmamasına rağmen, Ruh Yetişimi, ona bu konuda yardımcı oluyordu. Hemde en ufak bir zihinsel baskı yaratmadan... İşin özünde bu yüzden birden fazla yaratık eğiten kişilere dahi denirdi. Aiden bile Ned'i pek gözü tutmadığı halde dahi olarak bakmıştı. 7 tane kurdun biri Alfa olmak üzere zihinsel baskını çekmek kolay değildi.
"Ned'in o kurtları eğittiğini düşünmüyorum. Büyük ihtimalle vücudunda ki Çağırıcı Tohumunun nimetleri bunlar. Fakat o tohumun nasıl çalıştığını bilmediğim için bir şey diyemeyeceğim. Yine de o kadar kurdun zihinsel baskısını çekmek, kolay bir iş değil..."
Aiden bunları düşünürken, arena birçok kısma bölünmüş ve birden fazla kişinin testleri başlamıştı. Bunlardan birisi de kedi sahibi olan kişiydi. Aiden ile birlikte herkesin gözü, o arenaya dönmüş haldeydi.
"Bakalım bir kedi, kendi seviyesinde bir yırtıcıya karşı neler yapabilecek..."
Bilinen Gelişim Alemleri;
Temel Kurma Alemi -> Genişleme Alemi -> Yükselme Alemi -> Enerji Alemi -> Enerji Çekirdek Alemi -> Dünya Çarkları Alemi -> Kadim Dünya Alemi -> Yeraltı Ölümsüzü Alemi -> Gökyüzü Ölümsüzü Alemi
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..