BÖLÜM 12

avatar
4216 9

SAHİPKIRAN - BÖLÜM 12


 AYDAN BİLE DAHA GÜZEL ?

Yavaşça kendime gelerek gözlerimi açtım, belden aşağımda pijama var ama üstünde sadece sargı bezleri. Evimde , kendi yatağımda uzanıyorum ve çok halsizim. Ufak bir inilti sesi çıkarınca kapı şiddetle açıldı.

‘’Genç efendi sonunda kendinize geldiniz demek.’’

Anjou telaşla içeri girdi , ben de yavaşça yukarı doğru toparlanıp yeniden arkama yaslandım.

‘’Evet , en son arenadaydım ben ne oldu ?’’

‘’Orada birden bayıldınız, 3 gündür de uyuyorsunuz. Çok endişelendik , halanız ve kuzeniniz her gün ziyaretinize geldi.’’

‘’Yue den bahsediyorsun sanırım , ya Ling Ming ?’’

‘’Hiç denk gelmedim am dün durumunuzu sordu.’’

‘’Demek 3 gündür uyuyorum, acayip halsizim ama aynı zamanda da açım, bana yemesi kolay bir şeyler hazırla , bu arada saat kaç ?’’

‘’Sabahın dokuzu efendim , aile reisi evden ayrıldı , şu ana evde hizmetçiler harici sadece siz ,  genç efendi Yue ve ailesi ayrıca genç efendi Ming ve ailesi var , diğerleri kendi evlerine döndüler.’’

‘’Anladım , aşağıya inesim hiç yok , yemeğimi bana getirebilir misin ?’’

‘’Tabii ki , siz dinlenin.’’

Ardından beni selamlayıp odadan çıktı.

‘’İnsan , bu yaptığın neydi ?’’

Bu beni buraya gönderen kişinin sesi.

‘’Ne demek istiyorsun ?’’

‘’Limit Kırıcı’ya bu kadar bel bağlaman doğru bir şey değil.’’

‘’Neden ki , bayağı güçlü işte.’’

‘’Ben de ondan bahsediyorum , kaldıramayacağın kadar güçlü , sence karşında ki rakibin arena dövüşünde değil de , dışarda ölümüne bir dövüşte olsaydı , sen onu yenip yere yapıştıktan sonra da başkası  gelip seni öldürseydi bundan memnun kalır mıydın ? Her zaman tanıdıklarının senin için orada olacaklarını mı sanıyorsun ? Olmayacaklar , bir dövüşte bilincini yitirmek ve kaybetmek eşit şeylerdir , yoksa film karakterleri gibi her seferinde şansının yardımıyla ölmekten kurtulacağını filan düşünmüyorsun değil mi ? Üzgünüm ama bu bir film değil , ve yaptığın her hata ölümün anlamına gelebilir , bu yüzden bundan sonra çok gerekmedikçe sana Limit Kırıcı kullanımını yasaklıyorum , başka teknikler öğrenmen ve seviyeni de arttırman gerek. Sana bunun için söylediğim yöntemleri kullan , her ne kadar yeteneğin diğerlerinden aşağıda olsa da bu yöntemlerle onları yetişebilirsin. Tek bel bağlayabileceğin şey ise kendi gücündür , tek bir yetenek üzerine ustalaşırsan ilerde sonun iyi olmaz. Her alanda az da olsa gelişmeli ve hiçbir şeye bel bağlamadan yaşamayı öğrenmelisin. Aksi halde şansın seni sadece birkaç kere kurtarabilir , o da belki.’’

‘’Sanırım haklısın da , başka yetenek bilmiyorum ki , oğluna yaptığım şeyden sonra her ne kadar turnuvayı kazansam bile aile reisi bana kesinlikle iyi davranmayacak ve aileye ait yetenekleri de öğrenmemi engelleyecektir. Sen mi bana yetenek kitapları vereceksin ?’’

‘’Bak yine aynı şeyi yapıyorsun.’’

‘’Neyi ?’’

‘’Bel bağlıyorsun, hem de bana , tanımadığın birisine , elbette sana yetenek kitabı filan vermeyeceğim , eğer sahip olsaydım bile iyiliğin için vermezdim ama şu anki seviyene uygun kitaplara zaten sahip değilim. Kendin bir şekilde elde etmen gerekecek. Ben sana bu konuda da yardımcı olmayacağım, tamamı ile hayatını idare edebileceğin bir hale gelmen gerek.!!

 

‘’Demek istediğini anlıyorum ve hak da veriyorum , sanırım dediğin  gibi yapmam gerek. Her zaman başkasına bağlı yaşanmaması gerektiğini ilk elden öğrendim zaten.’’

Bunu derken sesi hafiften titremiş , gözleri de sesine eşlik etmişti. Aklından geçen o ‘’kadın’’.

 

Bu sırada kapı tekrar çalındı.

‘’Girebilirsin.’’

Elinde yemek tepsisiyle Anjou gelmişti , tepside güzel kahvaltılıklar ve çay vardı. Anjou ayakta gözleri kapalı  beklerken İstapha da 2 dakikada yemekleri silip süpürmüştü.

‘’Ah , bu şekilde yemeye devam edersem şişmanlayacağım , kilomu merak ettim şimdi.’’

‘’Merak ettiyseniz öğrenelim.’’

 

İstapha bunu söyleyince Anjou da dışarı çıkıp 2 dakika sonra geldi.

‘’Yemekten sonra artık yürüyecek gibi hissediyor musunuz genç efendi ?’’

‘’Sanırım yürüyebilirim , vücuduma enerji geldi resmen, ağrılarım da yavaş yavaş azalıyor gibi , sanırım 3 güne bir şeyim kalmaz.’’

‘’Yine de 1 hafta boyunca düzenli olarak iyileşmeniz gerekir genç efendi. Eğer kendinizi iyi hissediyorsanız size eşlik etmeme izin verin , gidip merak ettiğiniz şeylere bakalım.’’

 

Ardından koltuk altıma girip bana destek oldu ve beraber 5 dakika yürüyerek büyük bir odanın girişine geldik , şükür ki tekerlekli sandalye gerektirecek kadar kötü bir durumda değilim , ve yürüdükçe de vücudumun açıldığını hissediyorum.

‘’Efendim burada boyunuzu ve kilonuzu ölçebilirsiniz.’’

 

İçeri girince bir sürü farklı alet ve makine gördüm , yumruk gücünü ölçen bir tanesi , koşu hızını ölçen bir tanesi , köşede de boy ve kilo için olanını görünce yanına gittim , ben makineye çıkarken Anjou da ölçümlere başladı.

 

‘’Genç efendi boyunuz 1.76 kilonuz ise 73 , 15 yaşında ki birisine göre gayet iyi değerler. Kas yağ oranınıza da bakmamı ister misiniz ?’’

‘’Gerek yok, dışarı çıkıp hava almak istiyorum  ve çay içmek.’’

‘’Anladım , lütfen bahçeye geçelim.’’

 

5 dakika daha yürüdükten sonra beni yemyeşil ağaçların , güzel ve renkli çiçeklerin olduğu , ortasında ise güzel bir süs havuzunun bulunduğu bir yere götürdü, orada bulunan masaya oturdum, ardından gidip 2 dakika sonra çay  ile geldi.

‘’Kendine neden çay almadın ?’’

‘’Mesai saatlerinde çay içmemiz zaten doğru değilken bir genç efendiyle aynı  masada oturup çay içmek yasaktır, yani eskiden içebilirdik ama şimdi siz  turnuvanın galibi olarak ne olursa olsun evin en güçlü genç efendilerinden birisiniz , bunu yapmam yasaktır.’’

‘’Git kendine bir çay al ve gel, kurallar zerre umurumda mı sence ?’’

Umursamaz bir tonda bunları söyleyince hafif neşeyle.

‘’Peki genç efendi.’’

 

Deyip gitti, yine 2 dakika sonra elinde çayla gelip oturdu.

‘’Hava güneşli ama bunaltıcı değil , etrafta da kuş sesleri duyuluyor , ayrıca rüzgar da harika , böyle mükemmel bir manzara ve rahatlık varken kendimi odaya kapatıp resmen kendime işkence ediyormuşum.’’

‘’Eminim orada da güzel anılarınız olmuştur genç efendi.’’

‘’Hizmetimde olması gereken  birisinin beni taci-

‘’Genç efendi çok düşüncesiz.’’

Ben daha cümlemi  tamamlayamadan somurtarak araya girdi, ban da tebessüm etmek kaldı.

‘’Neden hareketlerine devam etmiyorsun, belki bazıları memnun kalır ha .’’

‘’Genç efendi önce iyileşmeli yoksa hiç iyileşemeyebilir .’’

‘’Ehehehh, bu bir tehdit mi ?’’

‘’Alakası bile yok, sadece iyiliğinizi düşünüyorum, Görkemli Genç Efendi.’’

Garip bir ifadeyle bunu söylemek sana bir şey kazandırmaz değil mi ?

 

‘’Demek burada oturuyordunuz.’’

 

Arkadan halamın sesini duydum , dönüp bakınca Yue ile birlikte bahçeye geldiklerini gördüm, halam tek parça uzun beyaz bir elbise giyerken Yue de eski japon işi yukata ya benzer mavi bir elbise giyiyordu.

‘’Hoşgeldiniz efendi ve genç efendi. ‘’

Anjou ayağa kalkıp onları selamladı, tutumu az öncekinden çok daha farklı

 

‘’Kalkmana gerek yok, sadece yeğenim iyi mi diye bakmaya geldim.’’

‘’Merak etme hala çok iyiyim.’’

‘’Ama orada bayılıp 3 gündür kendine gelmeyince çok endişelendim, gerçekten iyi misin ?’’

‘’Evet İstapha, annem 3 gündür uyku bile uyumuyor, babamda buna çok kızgın, dövüşte muhteşemdin ama onu da bu kadar endişelendirmeye hakkın yok.’’

‘’Aptal çocuk neler söylüyorsun , ben sana bunları söyleme demedim mi ?’’

‘’Merak etmeyin, iyiyim ben, gerçekten. Sadece biraz dinlenmeye ihtiyacım var o kadar. Bu arada ben bayıldıktan sonra önemli bir şey oldu mu ?’’

‘’Evet , amcan gerçekten çözülmesi zor bir adam, senin kazanmana sevindi mi sevinmedi mi belli değil, ayrıca turnuvanın ödülü olan ve sana ait olması gereken 200 altına da el koydu.’’

‘’Neden peki ?’’

‘’Bilmiyorum , ama bir şeyler söylemek istediği kesin, akşama doğru eve dönecektir o zaman konuşursunuz.’’

 

Bu şekilde hoş sohbetlerle akşamı ettik, ardından odama doğru giderken muhafızların sesini duydum.

Aile Lideri eve dönmüştür.

 

Amcam gelmiş demek, odama gidecektim ama vazgeçtim , onunla konuşmak daha önemli.

Bir hışımla eve girip ben dahil herkesin toplanma odasına gelmesini istedi, hizmetçiler dahil.

Oraya gidince ise , ortada oturmuş vaziyette beni beklediğini gördüm, oğlu ve ona bakan bir iki hizmetçi hariç herkes oradaydı. Gidip amcamı selamlayıp karşısına geçtim.

‘’Demek sonunda gelebildin İstapha. Seninle konuşacaklarım var.’’

‘’Nedir amca ?’’

‘’Bu sene bizi turnuvayı kazanıp çok gururlandırdın, eminim hizmetçiler bile bundan gurur duymuştur.’’

Ardından sağ tarafından ufak bir sandık aldı, tahtadan ve gayet sıradan görünen bir sandık, hemen yanında da orta boyda bir torba vardı.

‘’Bu sandık ve torbada turnuvanın ödülleri olan 200 altın ve Mavi Cennet Küresi var, 1. Olarak bunları hak ettiğini düşünüyorum. Dediğim gibi bizi de gurulandırdın.’’

‘’Teşekk-

‘’Ama !’’

Şiddetle sözümü kesti

‘’Aynı zamanda aile reisi olan benim oğlumu hadım bıraktın, bu bana karşı yapabileceğin en büyük hakarettir, bu ödüllerin hiç biri senin olmayacak , ayrıca şu andan itibaren klanın herhangi bir yeteneğini öğrenmeni de yasaklıyorum , eğer öğrenirsen hem seni hem de yardım edeni bizzat öldürürüm!!!’’

Halam telaşla söze girdi

‘’Ama abi, bu çok acımasızca, Kiyoharu’nun suçlu birisi olduğu zaten ortadayken sırf kendini savundu diye onu bu kadar şeyden nasıl mahrum bırakırsın ?’’

‘’Kendini savunmak mı ? Ne savunması , onu dövse anlarım ama hadım bırakmanın savunmayla ilgisi ne ? Artık  itiraz istemiyorum , eğer biraz daha konuşursan aynı şeyler Yue için de geçerli olacak.’’

Halam buna rağmen yine konuşacakken

‘’Hala , daha fazlasına gerek yok, lütfen. Klan lideri nasıl diyorsa öyle olmalı, sonuçta klan lideri sadece duygularıyla hareket edecek kadar , salak , gerizekalı, beyinsiz ve yetersiz değildir , eminim bunları söylerken bir bildiği vardır değil mi klan lideri ?’’

Ben bunları söyleyince yüzü bir anlığına değişti ama ardından sakinliğini geri kazandı.

‘’Senin duygularınla hareket eden birisi olduğunu Kiyoharu meselesinde gördük zaten, bu huyunu değiştirmeden güçlenmene izin veremem, aksi taktirde klanımıza kötülükten başka bir şey getirmeyeceksin.’’

‘’Amcamı anlıyorum, sonuçta aile lideri olarak korkuları olması doğal bir şey, ben başka bir şey merak ediyorum amca.’’

‘’Nedir ?’’

‘’Bunu bana bizzat söyleyebilirdin, neden evdeki herkesi buraya bu kadar önemsiz bir şey için topladın? Eminim hepsinin normalde daha önemli işleri vardır.’’

 

Cevabı açık, beni rencide etmek için.

‘’Aile için aldığım her karar önemlidir ve onlarda ailemizin birer parçası, tabii ki de bilmeleri gerekir. Yoksa onları ailemizin parçası olarak görmüyor musun ?’’

Üzgünüm ihtiyar, benle ağız yarıştıramazsın.

‘’Hayır elbette görüyorum, ancak bunu bilmeleri için illa ayağınıza çağırmanız gerekmiyor değil mi ? Sadece birkaç tanesi bilirse gerisi de doğal olarak bilecektir, hem de dakikalar içinde. Onları buraya kadar yormanıza gerek yoktu amcacım. Ühü.’’

Bunu dedikten sonra hafifçe buraya geldiğimden beri boğazımda tuttuğum kanı tükürdüm.

‘’Merak etmeyin amca ben iyiyim, ailemiz için her türlü hale gelmeyi göze alırım, isterse ağzımdan, isterse kulağımdan , isterse başka yerimden kan çıksın, ölümü bile göze alırım.’’

Hadi ama, bunu kendi şovun olacağını düşünmüyordun değil mi ?

‘’Genç efendi !’’

‘’Yeğenim.’’

Halam Yue ve Anjou hemen yanıma geldiler.

‘’Üzgünüm amca, sanırım daha fazla konuşamayacağım.’’

‘’Sorun değil, gidip odana dinlenebilirsin.’’

Yüzünde çirkin bir ifadeyle bunu söyledi. Ardından 3 kadın beni odama geri götürdü, numaramı onların önünde de sürdürdüm. Onlar çıkınca  hemen odanın penceresinden aşağı atlayıp gizlice malikaneden çıktım. Yetenek kitaplarının fiyatlarını öğrenmek için.

 

seviye bir yetenek bulamadım tabii ama 2. Seviyeler bile 20 altından başlıyor, hele ki Ling Ming’in yeteneği seviyesinde olanlar 80 altın civarı. Bu durumda bulsam bile 150 altın gibi bir fiyatı olmalı değil mi? Bu acayip yüksek.

 

Ardından malikaneye gizlice kendi penceremden girip odadan çıktım, büyük bir yer olduğu için kullanılmayan yerleri de var, kafa dağıtmak istediğim için İstapha’nın ara sıra bile olsa gittiği büyük bir pencere önü var, anılarımda gördüm, ben de oraya gidip yıldızları seyretmek istiyorum. Giderken birden aile lideri aklıma geldi, nasılsa etrafta kimseler yok.

‘’Şerefsiz herif, gevşek oğlunu sadece bahane olarak kullanıyor. Birazcık kazancık vardı ona da göz dikti, karısına atladığım.’’

Tak,

 

Ufak bir ses duyunca irkildim, soluma bakınca çoktan pencerenin önüne geldiğimi fark ettim ancak , önünde birisi vardı, yavaşça bana doğru döndü.

Budam, budam

Kalbim deli gibi atmaya başladı, önümde duran şey bir insan mı ? Tarif edilemez bir güzellik, gökyüzünde ayı görebiliyorum ama bu kadın onu bile gölgeliyor, simsiyah uzun saçları, giydiği geniş elbisenin bile gizleyemediği harika kıvrımları , 1.80 civarı bi boyu ve , tarif bile edemeyeceğim bir güzelliği var, bembeyaz yüzü dünyadaki bütün kir ve pisliklerden ayrılmış gibi. İfadesiz yüzü , o ifadesiz yüzü uğruna devletlerin bile birbirine gireceğine şüphe yok.

‘’Sen, kimsin?’’

Yavaşça ,herkesi kendine kolaylıkla aşık edecek kırmızı dudaklarını aralayıp bana sordu, sesi de körleri aşık edecek cinsten.

‘’B-B-B-B-benim adım İstapha, bu evin genç efendilerinden b-birisiyim.’’

 

Heyecandan sadece kekeleyerek konuşabiliyorum, Ling Ming nefes kesen bir güzelliğe sahip, eğer benim dünyamda olsaydı milyonlarca takipçisi olan kadınalar bile gölgesinde kalırdı, ancak bu kadın bir melek gibi, kesinlikle insan olamaz.

‘’S-siz kimsiniz ?’’

Zorla da olsa sormayı başardım. 10 saniye gözlerime baktıktan sonra, yavaşça konuştu.

‘’Adım Marika.’’

Marika, bu ismi nerede duymuştum ben ? Marika, Marika, bir dakika , amcamın karısının adı neydi ? Marika değil mi ? Yoksa bu kadın..

Ben bunu  düşünürken yavaşça konuşmaya devam etti.

‘’Sen, az önce neye atlamaktan bahsediyordun? ‘’

BÖLÜM 12 BİTTİ

ZYDRYL NOTU : 

EVET ARKADAŞLAR, FİNALLER DOLAYISI İLE 1-2 HAFTA BÖLÜM YA GELMEZ YA DAÇOK AZ GELİR BUNU BİLEMİYORUM AMA BUNUN İÇİN SİZE UZUN BİR BÖLÜM  YAZDIM, AYRICA YORUM YAZMAYI , SERİYİ BEĞENİP TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN , UNUTMAYIN Kİ BİZ DE BÖLÜM ATMAYI UNUTMAYALIM. HERKESE HAYIRLI SAHURLAR






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47018 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr