BÖLÜM 23

avatar
4418 9

SAHİPKIRAN - BÖLÜM 23


BÖLÜM 23

 

 

İstapha elinde kağıtla okulun girişine geldi.  Onu biri erkek biri kadın 2 kişi karşıladı, erkek olan 1.85 boylarında traşlı ve bakımlı, siyah saçlı ve kahverengi gözlü iken kadın olanın saçları omzuna kadardı ve yeşil gözleri vardı, yaklaşık 1.70 boyuyla yaklaştı, yaklaşınca İstapha’ya durmasını işaret ettiler.

-Dur bakalım, kimsin ve neden buradasın?

Kadın olan sordu.

-Adım İstapha, öğrenci olmak için geldim.

-Öğrenci kabul sezonu çoktan geçti.

Bu sefer erkek olan, İstapha’dan hiçbir güç hissedemeyince huysuz bir şekilde konuştu.

-Bu kağıdı göstermem söylendi.

İstapha kağıdı uzatınca ikisinin de  ifadesi değişti.

-Peki, içeri gelin ve beni takip edin.

Erkek olan 5 metre yüksekliğindeki demir kapıyı açtırıp içeri girdi, bu kapının hayvan saldırıları için yapıldığı belliydi.

Okula girince sadece bahçesinin bile neredeyse  3 Hektar olduğunu gördü. Okul binası ise 8 katı idi, yüksekliği 30 metre kadar yüksekliği ve 600 metre genişliği olan okul binlerce kişilik kapasiteye sahip gibiydi, yapısı da çok enteresandı, ancak görevli İstaphaya bunun okul değil misafirhane olduğunu söyledi, okul 150 metre yüksekliğinde ve 2 kilometre genişliğinde idi.  Ardından adam onu okulun öğrenci yatakhanesine götürdü, 803 numaralı odaya getirdi, burası 2 kişilik bir oda olmakla beraber aynı zamanda okuldaki tek boş odaydı.

-Müdire ile ilgili…

Marika’nın sözlerine bakarak müdireyle görüşeceğini sanmıştı ancak aslında sadece kayıt olabilmişti, adam da ona garip garip baktıktan sonra kendisinin bile onla görüşmediğini bir öğrenci için bunun imkansız olduğunu söyledi. Durumu şaşkınlıkla beraber yavaş yavaş  anlamaya başlamıştı, Marikanın verdiği mektup sadece bu akademiye  girişini sağlıyordu, müdireyle görüşmesini değil, aynı zamanda mektup çok büyük bir şey olmalıydı, çünkü bu adam ona tek bir soru bile sormamıştı.

-Yaşın kaç?

-17

-17’ mi?

Boyuna posuna bakarak bu çocuğun 20 yaşlarında olduğunu sanmıştı, aslında yüzü biraz genç görünse de bu büyük gösterdiği gerçeğini değiştirmiyordu.

-Biraz büyük gösteriyorum ama yaşım böyle.

Adam başka soru sormadı, odasını gösterdikten sonra ona kendisi için bir üniforma ayarlanacağını ve okul süresince kullanabileceği diğer eşyalarında verileceğini söyledi. Ardından onu alıp kayıt için kayıt bölümüne götürdü, mektubu gösterince hiçbir zorlukla karşılaşmadan ilk sınıf için kayıt oldu. Ancak ne olursa olsun insanlar ona ilgiyle bakıyordu, heybeti ve gösterişi dikkatlerini çekmişti.

-Şu an senin sınıfın temel eğitim görüyor, ancak 1 haftaya kadar temelleri bitirirler. Sende ikinci derse girip en azından 1 hafta temelleri görürsün, geç geldiğin için temeller sınavından muafsın. 1 saat sonra dersin başlayacak, eğitim alacağın kişiye kaydın zaten söylenecek, sen de odana git ve üstünü başını değiştir, yanında en azından kıyafetin vardı değimli? Üniforman dikilene kadar onunla derse girebilirsin, git duş al  ve derse hazırlan. Derse gireceğin sınıf okulun ilk katında,  153 numaralı sınıf, orada 23 numaralı sıraya oturacaksın. Akşam okul bittikten sonra saat 8 de öğretmenler odasına git, orada seninle bir şey hakkında konuşacaklar.

 

Ardından tekrar odasına döndü, banyosunu yaptı ve Marikanın ona verdiği  yüzükten yeni bedenine uygun olarak aldığı siyah bir elbise çıkardı, saçlarını güzelce taradı, yeteri kadar yakışıklı olduğuna emin olunca  yaklaşık 130 metrekarelik ve iki kişilik pansiyon tarzı odanın aynasının karşısından yavaşça çekilip saate baktı, ikinci dersin başlamasına 15 dakika kaldığını görünce odayı ona verilen kilitle kilitleyip okula doğru yola koyuldu.

10 dakika kadar yürüdükten sonra sonunda okula girdi, ders başlamak üzere olduğu için herkes sınıflarındaydı. 153 numaralı  sınıfı buldu, kapıyı açıp içeri girdi, sınıf yaklaşık 600 metre kare boyutundaydı, ve neyse ki  öğretmen henüz gelmemişti. İçeri girdi, sınıftakiler kendi aralarında konuşmayı bırakıp direk ona bakındı, hemen ardından birisi daha girdi, 1.75 boylarında 40 yaşlarında  bir adamdı bu, İstapha’yı görünce birden şaşırdı ardından yüzünde tebessüm belirdi.

-Ah, müfettiş olmalısınız, genç olmanız beni şaşırttı, ders şimdi başlıyor efendim.

-Aslında ben öğrenciyim, müfettiş değilim.

 

-Haaaaa, nasıl olur.

-O da mı bizim gibi öğrenci, nasıl olabilir?

-Gerçekten, şaka yapmıyor değil mi?

 

Bütün sınıfta bir yaygara koptu.

-Gerçekten, ah, bana bahsedilmişti, adın İstapha mı?

-Evet, bu sınıfa gelip 23. Sıraya geçmem söylendi.

-Peki, sağ taraftan ikinci sıranın 3. Sırasına otur bakalım.

Ardından İstapha bakışlar arasında 23. Sırasına oturdu, öğrenciler için yapılmış sıra ona çok az da olsa küçük gelmişti. Yine de aldırmadan oturdu ve öğretmeni dinlemeye başladı.

 

-Evet, normalde ders anlatacaktım ama, madem yeni bir arkadaşımızda katıldı aramıza, başka şeylerden bahsedelim de , sıkmayalım sizi. ‘’Bizden’’ bahsedelim, atalarımız on binlerce  yıl savaştılar, biz de aynı durumdayız, hiçbir zaman savaş aramadık, ancak düşmanımız eksik olmadı, zaten biliyorsunuz bunu, canavarlar, şeytanlar, ejderhalar, diğer türler, hepsi bizlerle savaştılar, biz ise hem onlarla hem kendimizle savaştık, birbirimizin hakkını yedik, tecavüz ettik, malını çaldık, bir avuç toprak için birbirimizi öldürdük, buna da şerefle ölüm dedik. Aslında sadece kendimizi katlettik.  Bütün bunlardan kurtulmanın tek yolu vardır, birlik olmak, dışlamadan, aşağılamadan, birlik olmak, her şeyimizi bölüşmek, ama bölünmemek. Ancak böyle bir oluruz, atalarımızın nasıl bir olduğunu unuttuk bile, güç önemlidir evet, ancak birlik daha da önemlidir, hem güç demek birlik demek değil mi? Dünyanın en güçlüsü bile olsan, düşün ki gücün bölünmüş, bin parçaya ayrılmış, ne kaldı elinde? İnsanın gideceği iki adım yol yiyeceği iki tabak yemek, en büyük güzellik birlik olmaktır. Söyle bakalım İstapha ne anladın sözlerimden?

Birden değişik konuşmasını bırakıp İstahaya dönünce konuşmaya dalmış olan İstapha birden irkildi, öğrencilerde ilk defa öğretmenlerinin böyle konuştuğunu duymuş olacak ki bayağı garip bakıyorlardı. İstapha birden azına ilk geleni söyleyiverdi.

-Yani bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

 

Öğretmen hafifçe tebessüm etti.

-Doğru dedin, neyse bu kadar yeter hadi derse dönelim.

Bütün öğrenciler  iç çekip başlarını salladı, yine sıkıcı ders başlamıştı işte.

-Bütün teknikler basit olarak içinizdeki gelişim gücünün anlık veya süreli olarak toplanmasıdır, mesele gücünüz 100, bir saldırı tek bir yerde toplanmasıdır, mesela elinizdeki gücü bir anda 10 katına çıkarır ve yumruğunuzla beraber savurursunuz ve saldırı gücünüz artar. Teknik ne kadar yüksekse o kadar güç toplarsınız ve bu yüzden yüksek seviye teknikler daha fazla güç gerektirir, yoksa aşırı güç topladığı için gücün toplandığı yeri yok eder. Savunma teknikleri ise gücünüzü daha çok kalkan şeklinde yoğunlaştırır ve sizi korumaya yarar. Hız teknikleri  de aynı mantıkla çalışır toplama mantığı, örümceklerde de bu böyledir, bacaklarında yeteri kadar kan topladıktan sonra bir anda basınçla sıçrarlar ve çok uzaklara giderler, tekniklerde genelde bu mantıkla çalışır.

 

Bu anlatılanlar her ne kadar iyi olsa da artık hiçbir tekniği çalışamayacak İstapha , için çok bir mana ifade etmiyordu ancak yine de bir şey diyemezdi, Marika onu buraya attığına göre bir bildiği olmalıydı, üstelik yeni gücüyle ilgili hiçbir sorusunu da yanıtlamamıştı. Tek yapabileceği ona güvenmek olacaktı ki zaten kendisinin kötülüğüne uğraşmayacağını da çok iyi biliyordu.

-Peki İstapha, bu sınıftaki herkes birbirinin tekniklerini çok iyi biliyor zaten ancak yeni geldin bu yüzden senin hakkında bir fikirleri yok, gördüğün üzere sana merakla bakıyorlar zaten.

İstapha herkes ona dönünce ne yapacağını bilemedi, teknik kullanamadığını söylerse muhtemelen okul hayatı iyi bir şekil almayacaktı. Bir şeyle söylemeliydi.

-Aslında benim sadece tek bir tekniğim var.

-Tek bir teknik mi? İyi de saldırı, savunma ve hız farklı teknikler gerektirir nasıl tek bir tekniğe sahip olabilirsin?

-Aslında bu teknik hepsi için geçerli.

Tekrar bir yaygara koptu, insanlar garip hissetmeye başladı. Böyle bir teknik mi vardı?

-Bizi aydınlatabilir misin?

-Tabii ki, bu merhum ustamdan miras aldığım bir teknik, benimler beraber seviyesi artan bir teknik. İlk miras aldığımda 1. Seviyedeydi ancak şu an 3. Seviyeye çıkmış durumda. Bu teknikle hem saldırı yapabiliyor, hem hızlı koşabiliyorum hem de savunma yapabiliyorum ancak bu aktif değil pasif bir teknik, yani tek yaptığı sürekli olarak hızıma gücüme ve dayanıklılığıma katkıda bulunmak. Yani saldırı için özellikle kullanmıyorum, sadece  gücümü arttırıyor, özetle fiziksel kapasitemi arttırıyor diyebilirim.

İstapha’nın açıklaması herkese mantıklı gelmişti, ancak hiç kimse onu kıskanmadı, böyle bir teknik iyi gözükse de onların teknikleriyle kıyaslanamayacağını düşünüyorlardı.

-Anlıyorum, daha önce böyle  bir teknik görmemiştim, uygulama ersinde arkadaşlarına gösterirsin artık. Eğer merak ettiysen, bütün sınıflar uygulama dersi yaparlar, burada öğrendiğin teknikleri ya da önceden öğrendiğin teknikleri ne kadar geliştirdiğini görmek için, bu bir güç yarışması değil, sadece birbirinizden öğrenmeniz için yapılan bir  derstir, küçük bir ödülü de var, tabii ki sadece motive etmek için. Umarım orada arkadaşlarına tekniğini gösterirsin, böyle alışılmadık bir teknik eminim herkese büyük katkı sağlayacaktır, bu arada 17 yaşında olduğuna emin misin?

Son cümle az kalsın düşmesine sebep olmuştu, sonuçta büyük görünmek onun suçu değildi, aslında bu bir suç bile değildi.

-Evet, 17 yaşındayım, biraz hızlı gelişti sadece.

Böyle muhabbetlerle ders bitmişti. Süre dolunca öğretmen sınıfa döndü.

-Evet, İstapha, herkese yaptığım açıklamayı sana da yapmam gerek, okulun arkasındaki ormanı görmüşsündür, oradaki hayvanlar saldırmasın diye okulun etrafı yüksek duvarlar ve demir kapılarla örülü, ve ayrıca oraya gitmek bütün öğrenciler için yasak, sadece öğretmen gözetiminde senede 1 kere gerçekleşen bir aktivite için oraya gidilir, onun harici gitmeye çalışanlar cezalandırılır, ayrıca çok tehlikeli olduğu için gitmeyi başaranlar ölürse bile okul sorumluluk kabul etmez. Yapman gereken güzelce derslerini çalışıp oradan uzak durmak ve birkaç kız tavl- yani rahat durmak tamam mı?

-Tamam.

Karar verildi, ilk fırsatta o ormana gidilecek!!!

BÖLÜM SONU

ÇAY TOPLAMAYA GELDİĞİM RİZEDE 1 BÖLÜMCÜK DAHA YAZAYIM DA HİKAYE POPÜLER HİKAYELER KISMINDAN DÜŞMESİN DİYEN YAZAR BÖLÜMÜNÜN SONUNA GELDİNİZ. GÖRÜŞMEK ÜZERE.

 

 

SERİYE SERİYLE İLGİLİ YORUM YAZMAYI  ( ELİNE SAĞLIK NEY LAN?) VE BEĞENİP TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN.

 

 

SERİ ÖNERİSİ: HOCA, NEDEN BURADASIN?

 

İLK BAŞTA 2 KİŞİNİN ETRAFINDA DÖNSE DE SERİ İLERLEDİKÇE YENİ KARAKTERLERİN DAHİL OLDUĞU GÜZEL BİR MANGA.

KONUSU: NE ZAMAN BİR YERE GİTSE KENDİSİNİ SINIF ÖĞRETMENİYLE UYGUNSUZ POZİSYOLARDA BULAN VE NİYE BÖYLE OLDU ŞŞİMDİ AMK NE GÜZEL GÜLÜYORDUK DİYEN LİSELİ BAŞ KARAKTERİMİZ. VE ONLARCA ÖĞRENCİSİNİ AYNI ANDA DÖVEBİLEN CANAVAR GİBİ AMA ÇOK GÜZEL ÖĞRETMENİNİN AŞK HİKAYESİ.

TÜR: ROMANTİZM, ECCHİ, OKUL, POMPA

LİNK: http://mangakakalot.com/manga/why_are_you_here_sensei






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr