BÖLÜM 35

Olayın üstünden 1 gün geçmişti bile. Şu anda İstapha kendisine söylendiği üzere Müdirenin odasına doğru gidiyordu. Uzunca bir süre yürüdükten sonra nihayet kapısının önüne gelebildi. Yavaşça kapıya tıkladı.

‘’Gir.’’

Nazik ve orta yaşlı bir kadına ait olduğu belli olan bir ses otoriter bir şekilde girmesini söyledi. İstapha sese itaat edip yavaşça kapıyı açtı ve içeri girdi. Girdiği anda, elinde fincanla kibarca çayını yudumlayan, 40lı yaşlarda gibi görünen çok güzel bir kadınla karşılaştı. Kadın Victoria dönemi İngilteresinden fırlamış gibiydi. İstapha içeri girince narin gözkapaklarını aralayıp nazikçe ona baktı. Yüzünde silik bir tebessüm ve garip bir ifade vardı. Ağzını hafifçe açıp güzel sesiyle konuşmaya başladı.

-İstapha değil mi?

-Evet, müdire hanım.

-Müdire hanım demene gerek yok, bayan Seraphia diyebilirsin. Av yarışmasını kazandığını duydum. Tebrik ederim.

-Teşekkür ederim.

-Seni neden buraya getirttiğimi merak ediyorsundur.

-Evet. Yarışmayla alakası olmadığına eminim, çünkü çoktan tamamlandı ve hediyeleri de verildi, ayrıca o kadar müdire yardımcısı dururken direk olarak müdirenin çağırması saçma olurdu.

-Doğru, mesele Marika.

-Marika?

-Evet, yengen. Bana senden bahsetti, zaten okula girebilmen  onun sayende, bunu çoktan biliyorsundur.

-Evet, beni buraya o gönderdi.

-Pekala, sana onunla ilgili bir haber vermem gerekli.

-Önemli bir meselemi.

-Öyle olmasa seni yanıma çağırır mıydım?

-Elbette hayır, mesele nedir?

-Marika…..saldırıya uğradı.

-NE!!!

İstapha bunu duyunca birden yerinden fırladı, sesini de kontrol edemediği için çok yüksek çıkmıştı. Seraphia  sakince konuştu.

-Heyecanlanmanın bir anlamı yok, hem merak etme kimseye bir şey olmadı. Sadece kısa bir süre önce kocasının iş ortaklarından birisini öldürdü diye ailesinin saldırısına uğradı ama gayet iyi bir halde. Onu yenebilecek hiç kimse yoktur. Yine de bunu sana söylemememi istese de, haber vermem gerektiğini düşündüm. Ayrıca seni buraya asıl çağırış sebebim daha farklı.

Bu sözler onu rahatlatmıştı, sakince yerine geri oturdu, derince bir nefes alıp konuştu.

-Asıl sebep nedir?

-Senin diğerlerinden farklı olman.

-Nasıl?

-Marika bana bundan iyice bahsetti. Senin gücün diğerlerinden farklı olarak yetişimden değil, Yang enerjinden ve aşırı fiziksel gücünden geliyor, bu yüzden diğer öğrencilerle aynı eğitimi görmen mantıklı değil, okul başladığından beri buna müsaade ettim ancak yine de sana hiçbir faydası olmuyor değil mi?

-Evet, bir faydasının dokunduğunu görmedim.

-Bu yüzden diğer öğrencilerle derslere devam etmemeni isteyecektim, bunu için düzenlemeler yapacağım. Bütün öğretmenler seninle farklı ve özel olarak ilgilenecek. Nihayetinde en başarılı hangisi olursa ya da sen hangisini istersen o senin özel eğitmenin olacak ve sana yol gösterecek.

-B-bu, fazla müsamaha olmuyor mu?

-Hayır, Marikaya çok şey borçluyum. Onun bizzat yolladığı bir öğrenci olarak seni nasıl desteklemem. Ne gerekirse yapılacak. Merak etme.

-T-teşekkür ederim. Madem öyle uygun gördünüz. Ancak bundan sonra derslere girmeyecek miyim?

-Evet girmeyeceksin. Merak etme, yarın, seninle ilgilenecek öğretmen sabah odana gelecek.  Sana nerede eğitim göreceğini söyleyecek ve 1 haftanı onunla geçireceksin. Sonra da diğerleri gelecek. Başka bir sorun var mı?

-Hayır yok, öyleyse ben kalkayım. İyi günler.

-Sana  da iyi günler.

İstapha odadan çıktıktan sonra üzerinden büyük bir baskının kalktığını hissetti. Kadın çok ağır ve olgundu, ancak karşıdakine büyük bir ağırlık hissi veriyordu. İstapha Marikanın karşısında hissettiği baskıyı onun karşısında da hissetmişti.  Bu yüzden çıkınca bu kadar rahatlık hissetmişti. Yapacak başka bir şeyi olmadığından Marikayı düşünerek odasına doğru gitmeye başladı, tabii Shion ve annesi de aklından çıkmıyordu. O  gittikten sonra ise Seraphia hafifçe tebessüm etmeye başladı. Kendi kendine konuştu.

‘’Ne kadar dehşet verici bir Yang enerjisi. Sanki milyonlarca erkek bir bedende toplanmış gibi. Ayh, birden genç olasım geldi. Sanırım Marika gerçekten değişik birisini yollamış, umarım bizi hayal kırıklığına uğratmazsın. ‘’O’’ erkeğe… neyse…