BÖLÜM 45
-ROAAAAAAAAAAAAAAARRRRRRRRRRR.
Hepsi arkasını döndüler, karşılarında tekrar bir goril duruyordu.
‘’B-bu az öncekinin aynısı değil mi?’’
‘’Hayır, bu tam olarak evrilmiş bir Apoligga. Az öncekinden çok daha güçlüdür.’’
Haklıydı da, önceden karşılaştıkları canavar Yıldız Bilge Aleminin sadece başındaydı, yeni girmiş sayılabilirdi, ama bu aynı Alemin zirvesindeydi. Eğer onunla fiziksel mücadeleye girse İstapha bile kazanamayabilirdi.
‘’Çabuk çağırım rünlerinizi kullanın.’’
Yakun herkese böyle seslenmişti.
‘’Çağırım rünü nedir?’’
İstapha bu soruyu sorunca herkes şaştı kaldı.
‘’Senin yanında yok mu?’’
‘’İlk defa böyle bir şey duyuyorum. ‘’
‘’Demek rünün bile olmadan buraya geldin, aptal mısın sen?’’
Çağırım rünleri üzerine belli koordinatların ilendiği maddelerdi, sizi birkaç saniye içerisinde o koordinata ışınlardı, çok pahalı olsalar da keşif ekipleri mutlaka kullanırdı. En büyük tehlikelerde bile kolayca kaçabilirlerdi, ancak İstapha onlardan birisine sahip değildi. Bu yüzden Nanami ona kızmıştı. Şimdi onu bırakıp gidemezdi de. Ancak diğerleri rünlerini çoktan aktif ettiklerinden durduramadılar ve gittiler, en son anda Tutim ve Seasy onun adını haykırdı, fakat yapabilecekleri bir şey yoktu.
‘’Sen neden gitmedin?’’
Dönüp garip bir ifadeyle Nanamiye sordu.
‘’Sen aptal filan mısın? Nasıl bir öğrenciyi bırakıp gideyim. Ayrıca yalanlarına da hiç inanamadım senin. Gerçek gücünü sakladığını biliyorum.’’
‘’nE?’
‘’Dedim ki yalanlarına inanmadım, gerçek gücünü hala saklıyorsun, inanması çok zor ama o gorili de sen öldürdün değil mi? Apoliggayı bütün eşyalarımı kullansam bile öldüremezdim, sadece durdurabilirdim o kadar. Müdire seni durduk yere aramıza yollayınca işkillenip araştırmıştım, ardından orman testinde de hiç görülmemiş bir puan alarak 1. Olduğunu öğrendim. Sen normal birisi değilsin. Ama şu an Apoliggaya odaklanmamız gerekiyor. Seninle akademiye dönünce konuşacağız.’’
‘’Haklısın, sanırım az önceki gorilin babası filan bu. Kaçsan iyi olurdu. Bu şeyi tutmaya çalışacağım.’’
‘’Hayatta olmaz, beraber savaşacağız, bana gücünün seviyesini söyle.’’
‘’Bilmiyorum, ama Yıldız Aleminin başındaki bir canavarı tek yumrukta öldürdüm, bunu da halledebilirim sanırım.’’
‘’Aptal olma, Yıldız Aleminin başıyla sonu arasında ne kadar fark var biliyor musun?’’
‘’En fazla ne olabilir ki?’’
‘’Sadece 1. Seviyesindeki bir canavarla 6. Seviyesindeki bir canavarın arasında 10 kat güç farkı vardır.’’
‘’10 kat mı?’’
‘’Üst seviyedeki Alemlerin her bir seviyesi arasında çok fark olur.’’
‘’P-peki bu şey ne kadar güçlü? Ve neden hala saldırmadı?’’
‘’Hem Yıldız Bilge Aleminin zirvesinde hem de evrimini tamamlamış, muhtemelen en azından 15 kat daha güçlüdür.’’
‘’Has..’’
Şimdi İstapha bunu kesin olarak yenemeyeceğini söyleyebilirdi.
‘’Bu şey fiziken ne kadar güçlü?’’
‘’Muhtemelen binlerce tonu kaldırabilir, çünkü bütün yetişimi fizik üzerinde. Vücudu da bir o kadar serttir, az önceki evrilmemiş Apolligayı tek yumrukla öldürsen bile buna bir şey ifade etmeyecektir.’’
‘’Ne yapmalıyız o zaman? Kaçmamız gerek sanırım, sonuçta Apolliganın yavaş olduğunu sen söyledin.’’
‘’Hayır, kaçamayız, Apolliga evrimleşmişken bile hala yavaştır ama, bu kendi ligindeki canavarlarla kıyaslanınca böyledir. Yoksa bizden çok daha hızlı bir şey. Ondan kaçmayız, muhtemelen tepki hızı fazla olmasa da koşunca benden 3-4 kat daha hızlı hareket eder. Hareket tekniği kullandığım halimden bahsediyorum.’’
‘’O zaman neden gitmiyorsun. Kullan şu rünü işte.’’
‘’Seni bırakamayacağımı söylemedim mi? Müdireye ne hesap vereceğim hem.’’
‘’Madem bu kadar ısrar ediyorsun beraber ölelim o zaman.’’
İstapha Aurora kullanmayı düşünse de aynı şeyin tekrar olma korkusu onu durdurdu, ya Nanamiyi de öldürseydi, ki o kara enerji tekrar belirirse kesin ölecekti. Bundan dolayı çoktan vazgeçmişti.
‘’Şimdi, bütün gücümü kullanacağım, umarım aramıza sır olarak kalır.’’
‘’Müdireden başkası bilmeyecek.’’
‘’O zaten biliyor, ama yine de söyleyebilirsin tabii.’’
Ardından Kuro elinde belirdi, canavar Kuroyu görünce huysuzlandı, uzun bir süredir onarla sadece bakıyor ve bir şey yapmıyordu ama kılıcı gördüğü anda göğsüne vurmaya başladı. Her vuruşunda orman titriyordu, sadece göğsüne vurması yüzünden oluşan şiddet ve rüzgar bile etraftaki bazı ağaçları kökünden söküp uçurmuştu. Çok korkunç bir görüntüydü bu.
‘’İlk biz saldıralım yoksa kötü olacak.’’
‘’Katılıyorum.’’
Nanamini teklifine hemen katılmıştı, Nanami kılıcını çıkarmış ve yeşil bir enerjiyle etrafını sarmıştı. Hareket tekniğini kullanıp bir anda gorilin arkasında belirdi.
-Swoshh.
Kılıcı gorile çarpınca tiz bir ses çıktı, derisini kesememişti. Ancak buna şaşırmadı bile, zaten bekliyordu. Tam bu sırada goril arkasını dönünce tekrar bir hareket tekniğiyle arkasına geçti, goril çok hızlı koşsa da dövüş hızı çok yavaş kalıyordu. Bu da en büyük dezavantajıydı. Ancak bu sefer Nanami 5. Seviye bir kılıç tekniği Kanlı Nilüfer kullanmıştı, kılıcın etrafındaki yeşil renk kırmızıya dönmüş ve yukardan aşağıya doğru bir hilal keski oluşturmuştu, gorile vurunca boşta kalan kısmı arkadaki ağaçlara çarparak onları kağıt gibi kesti, taşlara değen kısmı onları kağıt gibi deldi. Hiç şüphesiz ki eğer Yıldız Bilge Aleminin başındaki biri bile bu saldırıyla ikiye bölünürdü, bu yeteneği kullanan kişinin sadece Cennet Bilge Aleminin zirvesinde olduğunu düşünürsek. Normalde bu seviyedeki birisi Yıldız Bilge Alemindeki birisine zarar veremezdi, ama bu yetenek başkaydı. Daha da şaşırtıcı olan şey ise, gorile hiçbir çizik atamamasıydı. Nanami en güçlü saldırısının bile hiçbir işe yaramadığını görünce geri çekildi, yüzü hiç iyi görünmüyordu.
‘’Senin daha güçlü bir saldırın var mı?’’
Geri çekilirken İstaphaya sordu.
‘’Denememe izin ver.’’
İstapha ise koşarak gorilin yanına gitti, goril kendisine yumruk atmaya çalışsa da eğilerek kaçtı ve tam göğsüne doğru Kuroyla saldırdı.
‘’100000 KAT.’’
Kat ağırlaşmış ve çok keskin bir noktaya odaklanmış Kuro gorilin göğsüyle çarpıştı, Nanaminin saldırısından bile daha tiz bir ses çıkardı, ancak kılıç göğsünden kayıpta yere düşünce ve taş zemini tereyağı gibi kesip içine girince İstapha bir göz atarak gorilin çizik almadığını gördü.‘’Bu şey hiç çizilmez mi?’’
‘’Sana söylemiştim, zaten evrimini tamamlamamış Apolliga bile çelikten en az 200 kat daha dayanıklı bir bedene sahipti, bu ise çok daha dayanıklı. Sen düşün.’’
Aldığı cevap tahmin ettiği gibiydi. Kesinlikle çok saçma bir dayanıklılığı olsa da kendisinin de kozları vardı. Hemen kendisine doğru gelen yumruktan tekrar sıyrıldı ve bu sefer yumruk atmak için gelen kolun bilek kısmını hedef aldı, odun keser gibi kesecekti.
‘’1000000 KAT.’’
Ağırlığı 1 milyon kat arttırıp vurmuştu. Ancak kılıç tekrar kayarak yere doğru yön alırken ağırlığını azaltıp geri çekildi. Bu sefer kendisini hiç tutmadı.
‘’3000000 KAT.’’
3 Milyon ton ağırlığındaki çok keskin Kuro direk olarak Gorilin boynunu hedef almıştı, goril henüz toparlanamadığı için karşılık verememişti.
-Booooooooooooooom!!!
Büyük bir gürültüyle beraber goril uçtu, saldırı yandan geldiği için onu bir tarafa doğru uçurmayı başarmıştı, nihayet 2km kadar gittikten sonra durabildi. İstapha rahatlamıştı.
‘’Sonunda be. Ne ölmeyen şeymiş bu.’’
Ama sevinci kursağında kaldı, goril bir kükremeyle ayağa kalkınca onun zarar görmediği anlaşıldı, normalde goril 5-6 metre olsa bile 2 km uzakta olduğu sürece onu görmek bile zor olurdu, ama Nanami yüksek seviye bir yetişimci olduğu için en ufak detaylarına kadar görebiliyordu. İstapha da Yang enerjisi sayesinde görebiliyordu. İkisinin de morali bozulmuştu.
‘’Şu rün, iki kişi ışınlayamaz mı?’’
‘’Maalesef, sadece 1 kişi.’’
‘’Madem bu kadar uzakta kaçalım haydi.’’
‘’Bizi yakalaması 15 saniye filan sürer.’’
‘’Ama dövüş hızı çok düşük, bizi yakalasa bile saldırıları isabet etmez ki, kaçar dururuz. En sonunda da güçlü kişilerle karşılaşıncaya kadar durmayız buranın yakınlarında Keath krallığı var değil mi? Oraya ulaşırsak gorili durdururlar, hem burayı mesken etmişse buradan ayrılmayacaktır, sadece kendisine belirlediği alanın dışına kadar dayanmamız lazım.’’
‘’Evet ama bu seviyede bir canavarın belirlediği alan en azından 2-3 bin kilometre kare olmalı, savaşırken ve teknik kullanırken yoruldum, bu kadar mesafeyi koşamam.’’
‘’Ben taşırım.’’
‘’Saldırılarından sıyrılman mümkün olmaz, o kadarda yavaş değil, sende gördün.’’
‘’Rahmet olsun. Ne yapacağız o zaman be, ölmeyi mi bekleyeceğiz ?’’
‘’Bende bilmiyorum.’’
Goril ise çoktan koşmaya başlamıştı bile, saniyeler içinde aralarına daldı, yere vurunca ise onlarca metre derinliğinde ve genişliğinde bir krater oluştu, ancak ardından İstaphanın üzerine yumruk attı, İstapha 3000 ton ağırlığında bir kılıçla vursa bile gorile bir şey olmuyordu, gözlerine saldırmayı denedi ama ağırlığı azaltmak zorunda kaldı, çünkü bu ağırlığı kaldıramıyordu, sadece ağırlığı bırakarak kılıcın da keskinliğiyle karşıdakini kesiyordu, ancak 3000 ton ağırlığı kaldıramayacağı için mecburen ağırlığını normale çekiyor, tekrar saldıracağı şeyin üstüne getirince arttırıyordu. Ancak çok yüksekte olan gözüne saldırmak için saplama yapmalıydı, bu yüzden de tek eliyle kılıcı tutup saplaması lazımdı, bunu 3000 tonla yapamayacağı da kesindi. Bu yüzden ağırlığı 50 tona indirip sapladı, ancak bu da zarar veremedi. Bu sefer kılıç kaymamıştı ama durmuştu, sanki çok sert bir şeye denk gelmiş ve daha fazla ilerleyememişti. İstaphanında kolu uyuşmuştu, ancak goril bir anda kendisinden beklenmeyecek bir hızla yumruğu İstaphaya geçirdi.
-Booooooooooomm.!!!
‘’İstapha!’’
Nanmi bir anda endişelenip onun yanına koştu, yumruk yüzünden çok uzağa uçmuş İstaphanın yanına gidince onun ayağa kalkmak üzere olduğunu ve zarar görmediğini fark etti.
‘’Sen iyi misin? Nasıl yara almadan kurtuldun?’’
‘’Biraz hızlı iyileşiyorum da, kılıçla da saldırısını engelledim. Hasssss.’’
Tam konuşuyorken Gorilin ağzında sarı bir top olduğunu gördü.
‘’Bu şey ‘’Dağ Eriten’’ tekniğini kullanacak, kaç çabuk.’’
Kaç demişti ama nereye? Çoktan saldırı oldukları yere geliyordu, biliyordu ki bu saldırı büyü bir adayı bile yok edebilirdi. İstapha bir anda Nanaminin önüne atlayıp Kuroyla saldırıyı karşılamıştı ama çok büyük bir gürültü ortaya çıktıktan sonra orman birbirine girmiş, büyük bir kısmı yok olmuştu. En azından 10000 kilometre karelik bir alan çoktan yok olmuştu bile. İstapha Theodora ile çalışırken böyle şeyler görmeye alışmış olsa da, akademiye geri dönmüştü, yetişimciler yüksek seviyelere erişmeden böyle güçler üretemezdi, bu yüzden o artık daha rahat olacağını ve küçük güç sahibi kişilerle uğraşacağını düşünmüştü, artık abartılı güçlere sahip şeyler görmeyecekti.
DEVAM EDECEK. YORUM ATMAYI UNUTMAYIN
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..