BÖLÜM 44 (PART2)

avatar
1970 5

SAHİPKIRAN - BÖLÜM 44 (PART2)


BÖLÜM 44(PART2)

 

Bütün kristalleri aldıktan sonra daha da ileriye doğru devam ettiler, nihayet önlerine küçük bir gölet çıktı. Göletten fokurdama sesleri geliyor ve buhar çıkıyordu, karanlıktan dolayı rengi görünmüyordu ama kesinlikle insanı kötü bir hale sokacağı belliydi.

‘’Bu gölet yüksek miktarda Zeng enerjisi içeriyor, birazını almaya çalışacağım. Çok değerlidir, siz geride durun.’’

Ardından birazını aldı ve İstaphaya döndü.

‘’Gidiyoruz, gölün etrafından geçin ve dikkatli olun, benim bastığım yere basın.’’

 

 

Adım attığı yerleri dikkatle takip ederek oradan çıktılar, onlar çıktıktan sonra küçük göletin içinden ufak bir ses geldi, ardından içinden siyah bir şey yavaşça yükseldi, gittikleri tarafa bakıyordu.

 Nihayet biraz daha gittikten sonra…… kocaman bir orman gördüler, bir mağaranın ağzından ormana bakıyorlardı, hatta biraz da yağmur yağıyordu.

‘’Biz mağaraya girmedik mi? Burada ormanın ne işi var? Hatta güneş ve yağmur bile var? Dağın içindeki bir oyuk filan değil değil mi?’’

‘’Bende ilk defa böyle bir şey görüyorum, böyle bir şey ne gördüm ne duydum. Çok şaşkınım.’’

 

Gerçekten de çok saçmaydı, mağaranın içerisinde, çok derinlerde resme bir dünya vardı, hatta bu dünyanın kendi eko sistemi bile vardı. Yağmur yağıyor, güneş vuruyordu. Ağaçlar fotosentez yapıyordu. Hakikaten garip bir durumdu.

 

‘’Bekleyin, daha ileriye gitmiyoruz.’’

‘’Ama öğretmenim, buraları keşfetmek için gelmedik mi?’’

‘’Evet, ama içerden çok güçlü enerjiler seziyorum, siz varken gidemem, sizi de yalnız bırakamam. Yani daha sonra daha teşekküllü bir şekilde tekrar gelmek gerekecek, şimdi sadece koordinatını işaretleyel-

 

-ROOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOAAAAAAAAAAAAAAAAAAARRRRRRRRR

 

Her taraf sallanıyordu, bütün orman ve mağara titriyordu, hepsi kulaklarını tıkadı çünkü ses onları sağır etmek istiyormuşçasına yüksekti. Ama işin garip tarafı bu gürültü ormandan gelmiyordu, tam tersi geldikleri yerden geliyordu. Bir süre sonra orada bir şey görüldü, bir gorildi. Boyu yaklaşık 5 metre olan bu goril tıpkı insan gibi iki ayağının üzerinde duruyordu. Vücudu tamamen mordu ve üzerinde garip işaretler vardı, işaretlerin rengi sarıydı ve hepsi bir yıldırımı andırıyordu.

‘’Öğretmenim bu da ne?’’

‘’B-bu,  Apolliga.’’

‘’Oda ne?’’

‘’Yarı kutsal bir canavar, bir anda emin olamamıştım ama vücudundaki dövmeler, yapısı, her şeyi bunu gösteriyor. Bu bir Apolliga, ama tam olarak evirilememiş, yarı Apolliga sayılabilir.’’

Bu sırada goril elleriyle göğsüne vurup her tarafı titretmeye başladı, geçidi kapattığı için geri dönemiyorlardı, ormanda da çok güçlü canavarlar olduğu için oraya gidemezlerdi, Nanami bir anda duruldu, istese kaçabilirdi.

‘’Hayır, öğrenciler bana emanet, onları bırakıp gidemem.’’

Tam bu sırada Apolliga enerjisini salmaya başladı, Yıldız Bilge Alemine ait bir güç, Shizuku bile silahsız bir şekilde asla karşı koyamazdı. Hiçbirisinin bir şansı yoktu, ama Apolliga yavaş olduğu için Nananmi istese kaçabilirdi, yine de öğrencilerini korumayı seçmişti. İstapha ise arkadaş hala gülümseyerek ona bakıyordu.

Goril ise çoktan yanlarına gelmişti bile, bir anda oldukları yere doğru vurdu.

-Pattt

‘’Ahh.!!’’

Seasy sadece çığlık atabilmişti, bir anda Nanami onu alarak geri sıçradı. İstapha ise sadece bakmakla yetiniyordu.

‘’Aptal kaçsana!’’

Nanami bağırsa da İstapha sadece gülümsemeye devam ediyordu. Goril ise bir anda ağzını açtı, ağzında sarı bir top belirdi.

‘’KAÇIN!’’

Bu yetenek 5. Seviye Dağ eriten idi,  evrimini tam olarak tamamlamış bir Apoligga bununla büyük bir adayı bile yok edebilirdi, hatta bir Evolapigga ki bu Apoligganın çok nadir görülen  daha da evrilmiş halidir, çok daha fazlasını yapabilir. 2000 yıl kadar önce bir Evolapigga dolunayda çıldırmış ve ‘’Dağ Eriten’’ yeteneğini yaşadığı yede kullanmıştı, bu yetenek kocaman bir kıtanın yok olmasına neden olmuştu. Her ne kadar bu canavar çok çok daha güçsüz olsa da çok tehlikeli olduğu belliydi. Ancak İstapha bir anda  iki kızın arkasında belirdi ve onları tutarak ormana doğru fırlattı.

‘’Kes be!’’

-Booom!

 

Ardından gorile bir yumruk geçirdi ve sarı topun ağzında patlamasına sebep oldu, goril yüzlerce metre geriye uçtu, patlama ise etrafı harap etti ama İstaphanın sadece elbisesi birazcık zarar görmüştü o kadar. Goril ise kafası paramparça olmuş halde kan gölünü üzerinde yatıyordu.

 

‘’Yang enerjisini kullanmak gerçekten iyiymiş, sanırım yurda dönünce Alice ile bu meseleyi konuşmalıyım,  hem kitaba da bir daha göz atarım.’’

 

Böyle söyledikten sonra bir anda kızların yanına gitti. İkisi de etrafa bakınıyorlardı.

‘’Sen, nasıl sana bir şey olmadı?’’

‘’Bilmem, bir anda garip bir canavar gelerek  o gorilin kafasını parçaladı.’’

‘’Kafasını mı parçaladı?’’

‘’Evet, bende şaşırdım, ardından ise mağaradan çıkarak gitti, kim bilir belki  aralarında musibet vardır.’’

Hafif şakacı bir şekilde böyle konuşunca Nanami de biraz sinirlenmişti.

‘’Saçmalık, hem o anda birisi bizi arkamızda tutup fırlattı, kimdi o be?’’

‘’Belki rüzgardır.’’

‘’Saçmalamaya devam ediyorsun demek, bana bak o kişinin sen olduğunu biliyorum. Neden gücünü gizledin.’’

‘’Ne güc-

‘’Kes, bana cevap ver.’’

Karşıdakini artık kandırmanın mümkün olmadığını anlayınca İstapha  artık rol yapmayı bırakmıştı.

‘’Yakalandım demek.’’

‘’Neler oluyor, kimsin sen?’’

‘’Yani, akademinin öğrencisiyim. Yetmez mi?’’

‘’Sana artık müsamaha gösteremem, ya kötü amaçların varsa?’’

‘’Hayır, nasıl bu kadar güzel iki kadına böyle bir şey yapabilirim, temin ederim ki kötü bir niyetim yok, sadece canım sıkılıyordu bu yüzden müdireye giderek bana bir şeyler vermesini istedim, o da bana böyle bir şey olduğunu söyledi, bende peşinize takıldım, sadece aksiyon arıyorum yani. Yemin edebilirim, hem zarar verme amacım olsa zaten yapardım.’’

‘’Sen, sana gerçekten güvenebilir miyiz?’’

‘’Öğretmenim, ben ona inanıyorum, İstapha kötü birisi değil.’’

‘’Seasy, gerçekten akıllı bir kız.’’

 

Stapha bir bilge gibi konuşuyordu.

 

‘’Peki ne yapacağız?’’

‘’Akademiye bir dönelim seninle ayrı bir şekilde görüşeceğiz İstapha efendi. Şimdi geri dönüp diğerlerini bulalım, ardından buraya tekrar geleceğiz.’’

 

Konumunu iyice kaydettikten sonra hepsi geriye döndüler, dönerken Gorilin cesedini gördüklerinde.

‘’Bunu da sen mi yaptın?’’

‘’Yok canım, resmen Yıldız Bilge Aleminde bu canavar,  ben güçlüyüm bu doğru ama o kadar da değil, bu şeyin gücü bir Uluya denk. Hatta belki de daha fazla, nasıl yenebilirim?’’

‘’Elbette bu doğru, sanırım fazla düşünüyorum, yine de başka bir canavarın gelip onu yenmesi hikayesi çok saçma.’’

‘’Belki de ben dikkatini bile çekmedim, bilirsin canavarlar belli bölgeleri mesken edinir, belki de bu canavar peşimize takılıp başka bir canavarın mekanına girdi, o da onu öldürdü.’’

‘’Bu goril aşırı derecede güçlü, onu tek  darbede öldürecek bir canavarın burada ne işi olsun?’’

‘’Bu canavarın burada ne işi var?’’

‘’Bu da saçma.’’

‘’Bak, burası çok garip bir yer, ayrıca ormandan uğursuz bir enerji hissediyorum. Muhtemelen buradaki canavarlara evrim geçirten bir şey vardı. Yani çok geç olmadan buraya el atılmalı, biz de hemen geri dönmeliyiz, gorili öldüren canavar tekrar geri gelebilir.’’

Bunun üzerine Seasy korkmuştu, Nanami de soğuk bir bakış attıktan sonra geri döndü. Beraberce dışarı çıkınca grubu gördüler.

‘’Sen götü boklu velet, çantamdan Kanlı Elması sen mi çaldın?’’

Onu görünce diğer öğretmen çok iyi karşılamıştı.

‘’Neyden bahsediyorsunuz öğretmenim, bu değersiz öğrenci özür dilemesi gereken çoooooook yanlış bir şey mi yaptı?’’

 

İstapha iki elin birleştirip kaldırarak samimi bir ifadeyle ezik rolüne geri bürününce iki kız şok geçirdi, bu çocuk tam bir ustaydı.

 

‘’İnkar etmeye çalışma, çantamdan eksilmiş, en az 500 altın eder o, seni fakir, çaldın değil mi doğru söyle.’’

‘’Üzgünüm ama hiçbir şey çalmadım, zaten buna cesaret edemem, eğer isterseniz üstümü de arayabilirsiniz.’’

‘’Hiç şüphen olmasın.’’

Bütün üstünü aradıktan sonra uzaysal yüzüğünü de boşalttı, içinden sadece bir kitap çıkmıştı.

‘’Ne kitabı bu?’’

‘’Canım sıkılır diye almıştım.’’

‘’İyi anladık sen çalmadın, ama bir yerlerde düşürmüş olmalısın, sana emanet edilen şeye bile sahip çıkamıyor musun? O elmasın parasını ödeyeceksin.’’

‘’Ama param yok ki.’’

‘’Beni ilgilendirmez.’’

‘’Bay Yakun, bir öğrenciyi bu kadarcık mesele için rahatsız etmeye gerek yok, parasını ben ödeyeceğim.’’

‘’Ah, hayır hayır, eğer bayan Nanami konuya müdahil oluyorsa unutmak en iyisi. Boş verin gitsin.’’

Yalakalık fırsatını kaçırmadan hemen elmasından vazgeçmişti.

‘’Peki, madem öyle istiyorsunuz.’’

‘’Seni velet, bayan Nanami sana acıdığı için şanslısın.’’

Aslında Yakun haklıydı, Nanami acıdığı için müdahale etmişti, ama İstaphaya değil, kendisine. Elbette İstapha ondan güçlü olamazdı ama çok hızlıydı, bunu tecrübe etmişti, kendisi Cennet Bilge Aleminin 10. Seviyesinde olmasına rağmen İstapha arkasına bir anda geçip onu geriye fırlatmıştı, karşılık bile verememişti. Bu şekilde elbette ki Yakunun saldırılarından sıyrılabilir ya da elinden kaçabilirdi, ama asıl mesele bu değildi, kesinlikle böyle bir çocuğun arka planı çok büyük olmalıydı. Yakun farkında bile olmadan hem kendisini, hem akademiyi, hem de ailesini tehlikeye atabilirdi. İstapha ise hala kayıtsızca gülümsüyordu. Öğrenciler ona aşağılayıcı  şekilde baktıktan sonra gittiler, TUTİM YANINA GELİP İYİ OLUP OLMADIĞINI SORDU İstapha ise iyi olduğunu söylemekle yetindi, gerçeği ise sadece iki kız biliyordu. Kavga çıkmadığı için rahatlamışlardı. Sonra da hep beraber geri dönmek için hareket ettikleri sırada.

-ROAAAAAAAAAAAAAAAARRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR.

 

İstapha bir anda sese döndü ve.

‘’E a. koyarım ha.’’

 

 

BÖLÜM SONU. YORUM YAZMAYI UNUTMAYALIM. NE KADAR YORUM O KADAR BÖLÜM. ELİNE SAĞLIK YAZMAYIN NE OLURSUN :D






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44262 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr