Maria yine bir kapının önünde durdu ve kartını çıkardı. Bu odanın da garip bir oda olmasını bekliyordum fakat Maria kapıyı açınca önümde oldukça normal bir kız odası belirdi.
Odanın tek absürtlüğü çok kızsı olması olabilirdi. Duvarlar pespembeydi ve odanın bir köşesinde benden büyük bir peluş ayıcık duruyordu.
Maria beni odanın içine ittirdikten sonra havada süzülen koltuğu bıraktı ve devasa pembe yorganlı yatağın üstüne oturdu.
Maria:[Burası benim odam. Rahat mısın? Su ya da yemek ister misin? Uzun zamandır kablolarla besleniyordun. Ağzınla yemek yemeyi özlemişsindir.]
Mell:[Bir bardak suya hayır demem. Odan düşündüğümden daha… renkli. Benim de bir odam var mı?]
Maria:[Evet var. Bi ara sana gösteririm Sormak istediğin başka neler var?]
Mell:[Neden bu uzay gemisindeyiz?]
Maria soruma hemen cevap veremedi. Birkaç dakika düşündükten sonra bir şeye karar vermiş gibi kafasını salladı.
Maria:[Dünyayı hatırlıyorsun dimi?]
Mell:[Evet ama dünyadaki hiçbir anımı hatırlamıyorum.]
Maria:[Söyleyeceklerim biraz ağır gelebilir. Dünya yok oldu.]
Maria endişeli şekilde bana baktı. Sanırım yerlere düşüp ağlamamı bekliyordu.
Mell:[Dünyanın yok olmasıyla bu geminin ne alakası var?]
Maria:[Neden bu kadar sakinsin! Senden çok heyecanlandım.]
Maria yatağının başındaki bir tuşa bastı ve duvarın bir kısmında bir bölme açıldı. Bölmeden dışarı iki metal tabak fırladı ve bize doğru uçtu. Oturduğum koltuk gibi havada süzülen tabakların üstünde kapalı, şeffaf, su dolu kaplar vardı.
Maria hemen kabı aldı ve tüm suyu kafasına dikti. Ağzının kenarından su akmasını izlemek oldukça komikti. Bende önümde süzülen tabaktaki kabı aldım. Açma yerini aramama rağmen bulamadım. Sabrım tükenince zorla açmayı denedim ama kabı kapayan metal kapak azıcık bile yerinden oynamadı.
Bu halime gören Maria su dolu ağzıyla gülmeyi denedi ve boğazına su kaçtı. Bu durumda yatakta kıvranan Maria şiddetli şekilde öksürdükten kendine gelebildi.
Maria:[Kenarında bir bölme var. Oraya parmağınla bastır.]
Maria’nın dediği gibi kabın kenarında yeşil bir kısım vardı. Parmağımla yeşil kısıma bastırınca metal kapak yana kaydı. Biraz tereddüt ederek suyu içtim. Tadı oldukça iyiydi.
Maria:[Kaldığım yerden devam ediyim. Dünya yok olmadan önce insanlık şu an içinde olduğumuz uzay gemilerini inşa etti.]
Mell:[Hayatta kalmak için mi?]
Maria:[Hayır, aslında dünya yok olduğunda insanlığın büyük bir kısmı da yok oldu. Bu gemilerin inşa edilme amacı insan soyunun tükenmemesi.]
Mell:[Yeni gezegenlere giderek mi?]
Maria:[Doğru ama işin tamamı bu değil. İnsanlığın devam etmesi için gemilere dondurulmuş çocuk dolu kapsüller doldurdular.]
Mell:[Yeni bir gezegen bulunca insanlığın devam etmesi için mi?]
Maria:[Baya zekisin Mell. Rachel’la tanıştın dimi? Yeni bir gezegene gelince çocuklara hayatı öğretmekle görevli olan o.]
Mell:[Anladım. Peki gezegen bulma arayışımız nasıl gidiyor?]
Maria:[Şey, durumlar iyi değil. Kaptan ve diğerleri sesli söylemese de herkes baya umutsuz durumda. Birde sen hafızanı kaybedince herkesin morali daha da bozuldu.]
Maria lafını bitirince ayağa kalktı ve önünde süzülen tabağa dokundu. Tabaklar bir anda uçup geldikleri bölmeye geri girdiler.
Mell:[Özür dilerim. Elimden gelen ne varsa yapacağım.]
Maria:[Bu kadar dert etme. Önceliğin iyileşmek olmalı. Odana dön ve dinlen.]
Maria koltuğun arkasına geçip bir tuşa bastı. Koltuk kendi kendine yavaşça uçmaya başladı ve odadan çıktı. Dönüp Maria’ya baktığımda bana el salladığını gördüm. Sanırım bana eşlik etmeyi bıraktı. Bir şey demeden gözlerimi kapadım ve havada süzülmeye devam ettim.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..