Bölüm 28: Kırılmanın Eşiğinde

avatar
4848 7

Shura’s Wrath - Bölüm 28: Kırılmanın Eşiğinde


 

Çeviri: Aan'allain Düzenleme: Malatyalı 

 

Ling Chen'in vücudu ve aklı normal bir insanın üzerindeydi ama bir saatlik yüksek konsantrasyondan sonra limitine ulaşmıştı. Aç Gözlü Kara Kurbağası’nın HP'si sadece onda biri kadar düşmüştü. Hayatta kalmak için güvenebileceği tek şey, tek bir saldırı fırsatını bile kaçırmadan dokuz saat daha dayanmaktı...

 

Bu sadece kader olabilirdi. 

 

Dev Kara Kurbağası şiddetli durumundan çoktan kurtulmuştu. Korkutucu, koyu yeşil gözler ona kilitlenmişti. Ling Chen alnındaki teri sildi. Gözleri acımasızlaşıyordu. Vücudunu dikleştirdi. Zihin Kılıcını tutup alçak bir sesle: "Gel bakalım! Kesinlikle... ölmeyeceğim!" dedi.

 

Vrak!

 

Uzun bir mesafeden ona doğru zıplayarak, direkt Ling Chen'in yirmi metre ötesine indi. Ve sonraki zıplayışı tepki vermek için hedefe daha fazla zaman verecekti. Bu Ling Chen için daha az tehlikeliydi. Ling Chen düzensizleşen nefesini tutarak önce ki gibi zıpladı ve sıyrıldı. Ve ardından Dev Kara Kurbağası'nın on metre arkasında durdu. Bu hesapladığı en uygun pozisyondu. Bu mesafede Taş Yağmuru'ndan kaçıp korunaklı alana biraz daha erken gidebilirdi, Devasa Taş Ezişi'ne tepki verebilecek uzaklıktaydı. En önemlisi ise, Dikenli Dil'in ulaşabileceği en uzun mesafe burasıydı. Bu pozisyonda tek yapması gereken geriye doğru zıplamaktı. Bu şekilde sıyrılabilecek ve ardından hızlıca saldırıp dev dilin üzerine zıplayıp, misilleme yapabilecekti. 

 

Vrak!

 

Tuhaf bir çığlıkla Dev Kara Kurbağası kafasını beklenmedik bir şekilde havaya kaldırdı. İlk defa böyle bir hareket yapıyordu. Ling Chen bir anlığına durdu ve ardından Dev Kara Kurbağası ağzını iyice açtı. Ağzından inanılamayacak kadar korkunç tüm alanı saran bir ses çıktı. Ses o kadar keskindi ki Ling Chen kulaklarını korumak zorunda kaldı. Kulak zarları patlıyormuş gibi hissetti. Ses kulaklarından girdikten sonrasında zihni dahi tam bir boşluk durumuna geçmişti.

 

Aynı anda Ling Chen'in elindeki Zihin Kılıcı aniden gümüşi bir şekilde titremeye başladı. Tam o anda Ling Chen'in zihni boşluk halinden geri döndü. Dev Kara Kurbağası'nın arka bacaklarının yeri tekmelemek üzere olduğunu ve havaya zıpladığını gördü. 

 

Gümbürtü! 

 

Daha önce sayısız kez olduğu gibi yer şiddetli bir şekilde sarsıldı. Dev Kara Kurbağası bir kere daha ıskalamıştı. Saf bir şekilde iki kere vrakladı. Yavaş zihni ses dalgasını saldıktan sonra insanın saldırılarından nasıl başarıyla kaçınabildiğini anlayamıyordu. 

 

Ling Chen, Zihin Kılıcı'na sahip olduğu için ne kadar şanslı olduğunu anladı. "Aç gözlü Ses Dalgası" Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın az önce kullandığı ses saldırısı salındığında elli metrelik bir alan kaplar. Bunun anlamı da bu alanda bulunan her bir varlık, ses dalgasının altında yüzde yüz, en az beş saniyelik bir bilinçsizlik evresine düşer. Vücut hareketleri beyin tarafından kontrol edilemez. Değil beş saniye, bir ya da iki saniye bile Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın Ling Chen'i anında öldürmesi için yeterliydi. 

 

Ve Zihin Kılıcı'nın özelliklerinden biri de "bilinçsizliğe" karşı bağışıklığı olmasıydı!

 

Bu özellik Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası ile karşılaşmadan önce pek dikkat etmediği, onu kurtaran özellik olmuştu. Kulaklarının biraz acımasını bir kenara bırakacak olursak, Zihin Kılıcı ellerinde olduğu sürece "Aç Gözlü Ses Dalgası" onun üzerinde etkisizdi. Taş Yarma'nın yanında Aç Gözlü Ses Dalgası da Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın korkunç saldırılarından biriydi. Büyük bir alanda yüzde yüz şansla en az beş saniyelik bir bilinçsizliğe düşürme, sadece düşüncesi bile insanı titretmeye yeterliydi. Fakat Zihin Kılıcı, korkunç bilinçsizlik yeteneğini etkisiz kılmıştı. 

 

Zihin Kılıcı şans eseri ortaya çıkan Cehennem Örümceği'nden gelmişti. Sanki daha önceden hazırlanmış gibiydi. Zihin Kılıcı'nı tam önünde yatay bir şekilde tutan Ling Chen'in gözleri, soğuk bir yıldız gibi parladı... Tanrı bile bana yardım ettiğine göre, o zaman kesinlikle ölmelisin! 

 

Ha!

 

Güçlü bir haykırışla yorgun düşmüş zihnini yenileyip, Dev Kara Kurbağası'nın dışarı çıkardığı Delici Dil'e doğru ilerledi. Geri çekilmek yerine direkt olarak ileri doğru saldırdı. Yükseğe zıpladı ve ayaklarının altından geçen dilin üzerine indi...

 

Ölmeyeceğim!

 

Kaybetmeyeceğim!

 

"Ding... Tebrikler, seviye atladınız. Şu anda 6. Seviyesiniz. HP +10, MP +10, 5 AP kazandınız."

 

"Hah..." Yun Feng uzun bir nefes verdi ve sonra ganimetlerini toplayıp güvenli bölgeye doğru koştu. Tüm AP'sini mutlu bir şekilde harcayarak yere oturup küçük bir mola verdi.

 

"Sonunda 6. Seviye. Bu seviyelendirme sistemi çok iğrenç, eğer bu şekilde devam ederse 10. Seviye olmak ve resmi sınıf değiştirmek bir hafta sürecek." Yun Feng tatminsiz bir şekilde homurdanarak yetenek sayfasını açtı. Anında yüzü düştü: "Of, iki yetenek de 3. Seviye, 4. Seviye için gereken saçma miktardaki SP'yi düşünmek ölmek istememe sebep oluyor! 10. Seviyeden önce herhangi birinin çaylak yeteneklerini tamamlayabileceğini hiç sanmıyorum! SP'yi sadece elitleri ya da boss'ları öldürerek kazanabilirsin, bu kuralı kim koydu! Birisi çok fazla aptalca film mi izledi? Elitlerin ortaya çıkma ihtimali neredeyse Mars'ın Dünya'ya çarpma ihtimalli ile aynı. Boss'lardan bahsetmeye gerek bile yok. Kurt yamacının oradaki Lord Boss'un olduğu yerde sanki dünya savaşı var."

 

Biraz şikayet ettikten sonra Yun Feng arkadaş sayfasını açtı. Birazcık şaşırarak: "5. Seviye... Ha, belki de seviyeyi o kadar da önemsemiyordur. Onunla konuşsam mı?" Yun Feng biraz daha düşündü ama sonra bu fikirden vazgeçti. Ling Chen'in kişiliğini bildiği için sıkboğaz edilmek istemeyen biri olduğunu düşündü. Aşağı baktı. Gözleri ismin üzerine kilitlendi. Seviye göstergesini görünce gözleri yuvalarından fırladı.

 

7. Seviye!

 

Alelacele bir arama yaptı. Bağladığı gibi hızlıca bağırdı: "Sen, sen, sen çoktan 7. Seviye misin! Oyuna seninle beraber girdim. Geçen iki gün boyunca tüm gün çevrimiçiydim. Hatta geceleri bile çevrimdışı olmadım. O zamandan beri sadece 6. Seviyeyim ama sen çoktan 7. Seviyedesin... Hey, biraz fazla çalışmıyor musun? Eğer bu şekilde devam edersen er ya da geç vücudun iflas edecek."

 

"..."

 

"Kendi üzerinde çok fazla baskı kurma, özellikle de çok zorlama kendini. Bana inan, senin için bulduğum kişi seni hayal kırıklığına uğratmayacak... Ah. Şimdilik kimliğini sır olarak tutacağım. Ayrıca o da çok fazla kişinin onun hakkında bir şeyler bilmesini istemiyor. Fakat kardeşin olarak seni temin ederim, seni kesinlikle hayal kırıklığına uğratmayacak... Gerçekten de saygı duyduğum tek kişi o."

 

"..."

 

Uyuyan Shui Ruo yavaşça gözlerini açtı. Bilinçsiz bir şekilde, zarifçe yanında olan Ling Chen'in vücuduna doğru uzanıp, gittikçe daha da yakınlaştı. Hafif ay ışığı pencereden sızıp, duvardaki saatin üzerine vuruyordu... Saat tam olarak sabahın ikisiydi. 

 

Alacakaranlıktaki ay ışığını kullanarak yanında duran adama baktı. Ling Chen'in kaşlarının hafifçe çatıldığını gördü. Yüzü hafifçe çarpılmış ve dişleri birbirine kenetlenmiş gibiydi. 

 

"Abim şu anda ciddi bir şeyler yapıyor gibi, oyunda güçlü bir rakip ya da bir tür sorunla mı karşılaştı acaba?"

 

Sessizce düşündü ve sonra büyük bir çaba harcayarak elleriyle vücudunu destekleyerek dudaklarını uzattı. Ling Chen'in alnını hafifçe öptü. 

 

"Abim devam ediyor. O dünyadaki en etkileyici kişi. Düşman ya da sorun ne kadar korkunç olursa olsun, abim kesinlikle hepsini yenecektir."

 

Bileğine takılı olan oyun cihazına bakarak, Shui Ruo gözlerini kapattı: "Daha sonra abim gibi oyuna girdiğimde ne tür sınıf seçmeliyim? Ona yardım edecek bir şeyler olmalı..."

 

-50, -102. Iska!

 

Vrak!

 

Aç gözlü Dev Kara Kurbağası'nın öfkeli çığlığının altında, Ling Chen bir kere daha uzağa fırlatılmıştı. Ling Chen yere indiğinde düzgünce ayakta duramıyordu. Geriye doğru sendeliyor, durmadan önce yedi, sekiz adım atıyordu. Kafasını kaldırdı. Gözlerini iyice açarak önünde duran Dev Kara Kurbağası'na baktı. Nefes alıp verişi sertleşmiş, yüzü kıpkırmızı olmuştu. Zihin Kılıcı'nı tutan iki eli de hafifçe titriyordu. Vücudu sağlam duruşunu daha fazla sürdüremiyor, hafifçe sallanıyordu. Sadece bir çift göz buz gibi açıktı. 

 

Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası HP: 39980/80000!

 

Saat sabahın ikisini gösteriyordu... Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'yla karşılaştığından beri koca bir beş saat geçmişti.

 

Beş saat geçmesine rağmen Ling Chen ölmemişti. Bunun yerine Dev Kara Kurbağası'nın canının yarısını götürmüştü. 

 

Sonunda... Canının yarısını indirdi.

 

Vücudu marşmelov kadar gevşemişti. Zihni neredeyse bedenini kontrol edemeyecek kadar kırılgan bir hale gelmişti. Görüşü bulanıklaşmaya başlamıştı. Ciddi bir şekilde her şeyi bırakmayı ve yere uzanıp uyumayı istiyordu. Zihni limitlerine ulaşmıştı... Hayır, çoktan limitlerini aşmıştı. Şu andaki bitkin durumunu sadece yaşamı ve inancı destekliyordu. Bugünden sonra tamamen iyileşmek için birkaç güne ihtiyacı olabilirdi ya da belki de çok hasta olabilirdi. 

 

Fakat hâlâ Dev Kara Kurbağası'nın canının yarısı duruyordu. 

 

Gerçekten de devam edemez miyim...

 

Fakat şimdiye kadar dayandım. Nasıl kolayca vazgeçebilirim!

 

Ling Chen dişlerini sıkıp sertçe dilinin ucunu ısırdı. Ani acı neredeyse solmuş olan zihnini uyandırdı. Dalgalanan görüşü, acıyla birlikte netliğini tekrar kazandı. Dev Kara Kurbağası'nın elinde devasa bir kayanın belirdiğini ve daha sonra ıslık çalarak ona doğru uçtuğunu gördü. Cansızlaşan vücudu bir kere daha bilinmeyen bir güçle patlayıp, onu geriye doğru getirdi. Devasa kayadan kaçınarak vücudunu yere attı ve kırık kaya parçalarından sakınmak için iyice yere uzandı. 

 

Fiuv!

 

Bilindik dil uçup geçti. Dev Kara Kurbağası tam ağzını açtığında Ling Chen şartlanmış bir refleksmişçesine çoktan zıplayıp zar zor kaçınabilmişti ama yere inerken Ling Chen dengesini yitirmiş ve direkt yere düşmüştü. Çaresiz bir şekilde Dev Kara Kurbağası'nın dilini geri çekmesini izliyordu. 

 

Nadir bir saldırı şansı yakalamışken ilk defa hata yapmıştı...

 

Beş saat süren yüksek seviye bir konsantrasyondan sonra -tanrı bile olsa- çoktan kırılma noktasının yakınlarına gelmişti. 

 

Ve yüzleştiği Dev Kara Kurbağası'nın hâlâ canının yarısı duruyordu!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47018 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr