Bölüm 31: İnanç Saldırısı

avatar
4916 5

Shura’s Wrath - Bölüm 31: İnanç Saldırısı


 

Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası oldukça yükseğe zıpladı. Dev Kara Kurbağası'nın zıplamasıyla oluşan rüzgârı hisseden Ling Chen, şimdiye kadar oldukça fazla güç kullanmasına rağmen dilinin ucunu sertçe ısırdı. Fakat şu anda dilini ısırması bile çok fazla bir acı hissetmiyordu. Zihni biraz olsun kendine gelmişti. Tam Dev Kara Kurbağası yere inmeden önce havaya sıçradı. Fazla yükseğe sıçrayamamıştı ama yer sarsıntısından zar zor kurtulacak kadardı. Çenesini kasıp, topladığı son parça enerjiyle umursamazca ileri doğru atıldı. 

 

Delici bir rüzgârın altında sayısız kaya kafasına doğru düşüyordu. Ling Chen kafasını çevirmeyip, tüm gücünü kullanarak ileri doğru koştu. Şu andaki durumuyla aralıksız düşen kayaların arasından kaçma çabasıyla boşluk bulmak için hislerine güvenemezdi. Yapabileceği tek şey düşen kayalar ona çarpmadan önce tüm gücüyle koşarak menzilinden çıkmaktı. 

 

Kafasının üzerine düşen her kaya parçası ölümün gölgesiydi. Tek bir kaya parçası vücuduna çarptığı takdirde, dokuz saatlik inadı ve tüm çabası boşa gidecekti. Ling Chen artık vücudunun ağırlığını hissetmiyor, koşuyordu... Tüm gücüyle koşuyordu ama ölümün gölgesinin hızı, şu anki koşu hızını oldukça aşmış ve yakalamıştı. 

 

"Ah!"

 

İnanılmaz boğuk bir çığlıkla Ling Chen'in vücudu ileri doğru fırladı.  Sonra gözlerini kapattı ve vücudunun yere sert bir şekilde çarpmasın izin verdi. 

 

Yere çarptığı anda sayısız kaya parçası da arkasından üzerine düşerek soğuk, sert toprağı merhametsizce dövüyordu. 

 

Ling Chen kulağının yanına düşen kaya parçalarının sesini dinlediğinde henüz ölmediğini anlamıştı. 

 

Eliyle soğuk taş duvarı kavradı. Bir kaç kere denedi ama ayağa kalkmak için iki elini birden kullanamıyordu. Vazgeçti ve sert bir şekilde nefes alarak kendini rahatlattı. Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın birkaç saniyelik sabitliğinden yararlanarak birazcık kafasını topladı... 

 

Bu sefer gerçektende ayağa kalkamayabilirdi. Ne saldırı yapabilir ne de saldırılardan kaçabilirdi. 

 

Yine de 5. Seviyedeyken peri sınıfı bir Boss'un karşısında bu kadar dayanabilmesi gayet iyi sayılırdı. 

 

Dudağının köşeleri hafifçe hareket etti ve sonra hâlâ titrerken kolunu uzattı... Avucunun içinde koyu yeşil bir eşya vardı. 

 

Cehennem Örümceği'nin Salyası. 

 

Şu an sadece sana güvenebilirim... 

 

Bu kesin olmayan son umut parçası...

 

Cehennem Örümceği'nin Salyası'nı elde edeli çok fazla saat geçmişti. Etkisi kesinlikle yarısından fazlasını kaybetmiş olmalıydı. Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın canının yüzde on üçü hala duruyordu. Ling Chen, Cehennem Örümceği'nin Salyası'nın geriye kalan canını yok edip edemeyeceğini bilmiyordu. Eğer işe yararsa, o zaman tüm o inadı ve çabası meyvesini verecek, tüm bitkinliği memnuniyet ve coşku tarafından emilecekti. Eğer işe yaramazsa, o zaman en ufak bir umut kırıntısı dahi yok demekti. 

 

Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası, Taş Yağmuru'nu kullandıktan sonra oluşan sabit durumdan kurtuldu ve koyu yeşil gözler bir kere daha Ling Chen'e sabitlenmişti. Ling Chen derin bir nefes alıp, aniden dişlerini sıktı. Geriye kalan son enerjisini toplayıp kollarını kontrol etti ve Cehennem Örümceği'nin Salyası'nı, Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'na doğru tüm gücüyle fırlattı. 

 

Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın hâlâ kullanmadığı bir yeteneği vardı ve bu fark gözetmeksizin yapılan son alan etkili saldırısıydı. Bu yetenek bir kere sakındığı da, Ling Chen en iyi durumunda olsa bile şüphesiz anında ölürdü. 

 

Cehennem Örümceği'nin Salyası'nın etkisi giderek zayıflamasına rağmen onu kullanmadan savaşmıştı. Bu sayede, Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın canı yüzde onu civarına kadar düştüğünde, tüm canını bir anda yok edebilirdi. Nihai hareketini kullanma şansı veremezdi. Eğer nihai hareketi kullanırsa, şuana kadar yaptığı tüm sıkı çalışma boşa gidecekti. 

 

Geriye kalan yüzde on üç can, yüzde ondan oldukça uzaktı ama Dev Kara Kurbağası'nın canını daha fazla indirebilecek durumda değildi artık. Ling Chen geriye kalan tüm gücünü kullanarak son umudunu fırlattı. 

 

Cehennem Örümceği'nin Salyası mükemmel bir parabol çizerek uçtu. Yirmi metre kadar uçtuktan sonra tam da zıplamak üzere olan Dev Kara Kurbağası'nın vücuduna çarptı. 

 

Vrak!

 

Cehennem Örümceği'nin Salyası, Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın vücuduna çarparak patladı. Sıçrayan koyu yeşil sıvı vücuduna bulaştı ve hızlıca vücuduna nüfuz etti. Dev Kara Kurbağası'nın zıplamak üzere olan vücudu aniden dondu ve hemen ardından acı dolu bir çığlık geldi... 

 

Dev Kara Kurbağası'nın çığlık atması, Cehennem Örümceği'nin Salyası'nın vücuduna etki ediyor olduğu anlamına geliyordu! 

 

Ling Chen gözlerini iyice açıp, Cehennem Örümceği'nin zehriyle zehirlenen Dev Kara Kurbağası'nı izliyordu. Yumruklarını iyice sıkılmıştı... 

 

İşe yaramalı... İşe yaramak zorunda! 

 

Can: ????? 

 

Titreyen görüşüyle Dev Kara Kurbağası'nın başının üzerinde süzülen beş haneli sayıya bakıyordu. Ling Chen'in görüşü iyice bulanıklaşmış, sadece belli belirsiz beş haneli sayı olduğunu görebiliyordu. Aniden kalbi heyecanla çarpmaya başladı. Çünkü az önce Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın canı 10897 idi ve Cehennem Örümceği'nin Salyası'nın verdiği beş haneli hasarla, kesinlikle... 

 

Gözlerini biraz daha açıp odaklandı. Sonunda çoktan soluklan aya başlamış olan beş haneli hasarı görebilmişti... 

 

-10482!

 

Beş haneli hasarı anca geçebilmişti. Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın canını temizleyememişti. 

 

Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası, kalan can: 415/80000!

 

Hâlâ 415 canı vardı. 

 

Ling Chen'in gözleri Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın geriye kalan son can kırıntısı üzerinde soluklaştı. 80000'den dokuz saatlik bir uğraş ve ödül olarak da tamamen bitkin düşmüş bir zihin ve yavaşça yontarak ulaştığı 415 can... 

 

Geçilmez, umutsuz bir uçuruma dönmüştü. 

 

Vrak! 

 

Vrak!! 

 

Canının yüzde biri kalan Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası öfkeyle kükredi. Kafası yukarı kalktı ve insanı korkudan titretebilecek iki koyu yeşil göz acımasız bir ara yayıyordu... Vücudundan bir grup koyu sarı ışık çıkmaya başlamıştı. Tüm alanı aydınlatıyor ve gittikçe koyu bir sarıya dönüyordu. 

 

Yer hafif hafif sarılmaya başlamış ve yıkım havası tüm alanı doldurmuştu. 

 

Ling Chen anında anlamıştı. Bu canı yüzde onun altına düştüğünde aktifleşen en güçlü yeteneği "Yer Yarma'nın" öncüsüydü.

 

Dokuz saat boyunca sıkı çalışmayla tüm gücünü kullanmış, sadece 415 can kalmıştı... Başarıdan sadece  bir adım uzaktaydı. 

 

Bunu öylece kabul etmeyecekti, nasıl edebilirdi ki? 

 

Fakat son 415 candan kurtulmak için ne kullanabilirsiniz ki... Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın vücudunun savunmasını delemiyordu. Kafasına zıplayıp basar verebilmesi dile bağlıydı. Rahat bir şekilde hareket edebiliyor olsaydı bile, şu anda hiç şansı yoktu. Çünkü görmeyi en çok istemediği, aktifleştiği zaman kesinlikle öleceği yetenek çoktan salınmıştı.

 

Gerçekten de böyle mi bitecekti...

 

Abim bu dünyadaki en güçlü kişi, hiçbir problem abimi yenemez. Ben de abim gibi güçlü olmak zorundayım. 

 

Bu sebeple ölmeyeceğim... Abime verdiğim sözü tutmadan nasıl ölebilirim? 

 

Abim için en küçük umut kırıntısından bile vazgeçmeyeceğim... 

 

Abi, bırak senin kadar güçlü olayım, hadi birlikte güçlenelim...

 

Ling Shui Ruo'nun gülümseyen yüzü, Ling Chen'in sarsılan bilincinde belirdi. Vücudu ebeveynlerinden açıkça daha zayıf olan kız, ebeveynlerinden daha ciddi bir şekilde Isrock virüsü bulaşan kız. Ebeveynlerinin ölümünden sonra onun için, o güzel söz için iki yıl boyunca savaşmaya devam etti. 

 

Ling Chen yavaşça yerden kalktı. Göz kapaklarını bile anca açabilen adam, nereden geldiğini bilmediği bu gücü kullanarak ayağa kalktı ve Zihin Kılıcı'nı santim santim elleriyle kaldırdı. 

 

Ruo Ruo bu, her zaman yanı başımda olan senin bana verdiğin güç... Bugüne kadar hayatta kalmak için çok uğraştın, çok ufak bir umut kırıntısı için çok çabaladın. En sonunda tam da vazgeçmek üzereyken bir mucize gerçekleşti... Hayır, bu bir mucize değildi. Sonuna kadar gösterdiğin sıkı çabanın ödülüydü. Aslına bakarsan, sen her zaman benden güçlüydü. Çok ama çok daha güçlüydün.

 

Öyleyse ben de senin gibi olmalıyım. O umut kırıntısı için gücümün son damlasına kadar inatla direnmeliyim...

 

Şu anda sadece tek bir saldırı yapabilirim. Elimde olan tek şey, neredeyse görülemeyecek kadar küçük olan o umut kırıntısı...

 

Ruo Ruo, kutsa ve koru beni!

 

Zihin Kılıcı'nı kaldırarak Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'na doğru koştu. Ruo Ruo'yu düşünmek, yıkılmasın kıyısında olan inancını tekrar canlandırmıştı. Parçalanan bilincini desteklemiş ve bu son saldırıyı yapabilecek gücü vermişti. 

 

"Öfke Ateşi!"

 

Ling Chen'in vücudu kırmızı bir ışıkla kaplandı. Zaten kritik bir durumda olan canı ve savunması elli puan düşmüş, manası da yirmi puan eksilmişti... Sadece beş manası kalmıştı, ki bu da "Tam Güç Vuruşu'nu" kullanmasına yetecek kadardı. 

 

[Öfke Ateşi]

Şu anki seviye: 5

En yüksek seviye: 5, ulaşıldı. 

Çırak savaşçılar için olan ileri acemi yeteneği yalnızca başlangıç acemi yeteneklerinin hepsi maksimum seviyeye ulaştığında açılır. Aktifleştirildikten sonra yaşam gücünü yakarak ve savunmayı kurban ederek daha yüksek saldırı gücü kazandırır.

Etki: Can -50, savunma -y0, fiziksel saldırı gücü +50.

Etki süresi: 30 saniye.

Mana tüketimi: 20.

Bekleme süresi: 1 dakika.

 

Yükseltme puanları: 1. Seviyeden 2. Seviyeye geçmek için 40, 2. Seviyeden 3. Seviyeye geçmek için 90, 3. Seviyeden 4. Seviyeye geçmek için 160, 4. Seviyeden 5. Seviyeye geçmek için 250 yetenek puanı. Toplamda 540 yetenek puanı. 

 

Maksimum seviyeye yükselen Öfke Ateşi fiziksel saldırı gücüne elli puan daha ekliyordu. Bu tarz bir artış acemi köyü aşamasında kesinlikle ezici bir güçtü. Fakat diğer yandan Çin bölgesindeki kaç savaşçı çırağı acemi aşamasında Öfke Ateşi'ni alabilirdi ki? Bu yeteneği açabilmek için kaç seviye yükselmesini gerek? Eğer gerçekten de yapabilirler, o zaman bu tarz bir yetenek etkisi çokta abartılamazdı. 

 

Hem Wang Ji'nin Özel Kuvvet İksiri, hem acemi güç kristal ve Öfke Ateşi'nin birleşen etkisiyle Ling Chen'in temel saldırı gücü 169 olmuştu. Tereddüt ve isteksizlik yüzünden silinmişti. Sadece Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın devasa görüntüsü kalmıştı gözlerinde. Şu andaki hızının aşırı yüksek olduğunu bile fark etmemişti... Zihni açıkça bitkindi, vücudu düzgünce ayakta duramıyordu fakat yine de koşu hızı ulaşabileceği en yüksek hıza ulaşmıştı. 

 

Yer sarsıntısı gittikçe daha da şiddetlenmiş, yıkımın havası alanın her bir santimini titretiyordu. Gözlerindeki dev figür gittikçe daha da yaklaşıyordu. Ling Chen havaya sıçradı. Zihin Kılıcı'nı havaya kaldırıp Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nı kesti... 

 

"Tam... Güç... Vuruşu..."

 

Son parça inancını ve konsantrasyonunu kullanarak, kalan son beş manasıyla son Tam Güç Vuruşu'nu kullandı. 

 

Çın...

 

Kesme sesini duymuştu. Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın savunmasını yarıp geçemeyen saldırı, bu sefer Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın vücudunu derin bir şekilde kesmişti... 

 

Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın "Yer Yarma" saldırısının hazırlığı bitmiş, sarı ışık patlamak üzereydi ve patlamadan önceki o kısacık anda aşırı hızlı bir gölge gümüşi bir ışıkla gelip vücudunu kesmişti. 

O anda tüm sahne bir anda dondu. 

 

Son sınırına kadar genişlemiş olan sarı ışık patlamayıp, Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın vücuduna da donmuş gibi hareket etmeyi kesmişti. Zihin Kılıcı'nı vücudunun temas ettiği aradan mor bir sayı yukarı doğru yavaşça süzüldü... 

 

-507!

 

Sadece binde üç şansla...  Kritik delme! 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr