Çeviri: Aan'allain Düzenleme: Kharsmi

Huzur Kenti yeşil bir gazla çevrelenmişti ama doğuya doğru gidersen bitki örtüsü fark edilir şekilde seyrekleşiyor ve bitkilerin rengi giderek garipleşiyordu. Aynı zamanda düz bir zemin bulamadığın için yürümek de zorlaşıyordu. Normalde hiçbir şey buraya ayak basmıyordu. Ling Chen kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı. Griydi, neredeyse siyah renkliydi. İleri doğru her ufak ilerleyişinde ışığın gittikçe soluklaştığını fark ediyordu. İlerisindeki havada griye dönmeye başlıyordu.

Huzur Kenti sakinlerinin bahsettiği hortlak gazı giderek güçleniyor muydu?

Ölüm normaldi, özellikle de hayatın kırılgansa hortlak gazı yavaşça hayatını sömürecekti. Tamamen hortlak gazıyla çevrelenmiş bir ortamda ölüm çok daha hızlı gelecekti. Hafif ağırlık Ling Chen'e önünde gazın giderek kalınlaştığını söylüyordu. Ayrıca hortlak gazı iyice kalınlaştığı için yol boyunca insan görmeyi bırak, kuş ya da yaratık bile görmemişti.

Yarım saat boyunca ilerledikten sonra Dehşetli Topraklar'ın son parçasına varmıştı. Ling Chen önünde aniden oluşabilecek herhangi bir durumla ilgilenebilmek için biraz yavaşlamıştı. Bu sırada gözlerinde parlak bir ışık belirdi. Işığın kaynağı Xiao Hui'nin başındaki sivri noktaydı.

Xiao Hui Bulut Adımlayan Kısrak'ın başında uyuyordu ve alnının ucu parladığı sırada gözlerini açtı. Kulaklarını dikip aniden kalktı ve havayı kokladı. Aniden Bulut Adımlayan Kısrak'tan atladı ve  Ling Chen'e doğru havlayarak koşup ardından hızlıca sola doğru koştu.

"Xiao Hui, nereye gidiyorsun?"

Ling Chen ardından seslendi ama çoktan ne olduğunu biliyordu. Daha önce Savaş Tanrısı'nın eğitim alanında Xiao Hui aniden uzaklaştığında da alnındaki nokta parlıyordu. Ardından vurucu boncukları getirmişti.

Ne keşfetti?

Ling Chen hiç tereddüt etmeden Xiao Hui'yi takip etti. Xiao Hui Bulut Adımlayan Kısrak'ın ona ayak uydurabilmesi için bilerek yavaşladı. 100 metreden az bir mesafe koştuktan sonra Xiao Hui durdu ve 200 metre uzunluğunda taştan bir duvar vardı burada. Xiao Hui hareketsiz bir şekilde ileriye bakıyordu.

Aynı anda Ling Chen de durdu. Bulut Adımlayan Kısrak'tan indi ve tam konuşmak üzereyken tüm vücudunu hissizleştiren bir ses zihnine dolup: "Hşş, genç efendi ses çıkarma. Eğer o şişman kediyi korkutup kaçırırsan çok yazık olur." dedi.

"Şişman kedi? Bu da ne demek?" Ling Chen zihninin içinde sordu.

"Genç efendi gidip görmelisin, o zaman anlayacaksın ama hafif adımlar at. Şişman kedi fazlasıyla tetikte."

Ling Chen hiç ses çıkarmadı ve Bulut Adımlayan Kısrak'la geri döndü. Hafif adımlarla Xiao Hui'nin yanına gitti. Vücudunu kayaya yasladı. Yavaşça hareket ederek başını kayanın yanından çıkardı. Önüne baktığında göz kapakları titreşti. 

Burası neredeyse hiçbir bitkinin yetişmediği kayalık, engebeli bir araziydi. Bura sadece küçüklü büyüklü kayalarla doluydu. 50 metre ilerisinde iki metre yüksekliğe yaklaşan kayalar vardı ve iki kayanın buluştuğu yerde arkası ona dönük şekilde altın renkli obez bir vücut kıçının etrafında kıvrılmış duruyordu. Baktığında sanki bir şeyi kucaklıyormuş gibi duruyordu. 

Burası Dehşetli Topraklar'a yakındı ve bu yüzden az da olsa hortlak gazı bulunuyordu ama yine de bir hayvan vardı ve altındandı! Fakat arkası Ling Chen'e dönük olduğundan dolayı ne tür bir hayvan olduğunu söyleyemiyordu. 

"Bu da ne?" diye kendine sordu Ling Chen. Qi Yue'nin daha önce söylediğine dayanarak, bunun ne olduğunu biliyor gibiydi. Bu hayvan en azından 10,000 senedir hayattaydı ve çok büyük bir şey gibi duruyordu.

Ling Chen tam konuşmasını bitirdiği sırada parlayan yaratık aniden kendi etrafında dönmeyi bırakmıştı. Vücudunu çevirdi, döndüğü sırada Ling Chen tüm vücudunu görebildi. Kedi suratı bir lavabo kadar büyüktü, vücudu bir top gibi yuvarlak, bacakları kısa ve kalın, dört patisi de aşırı büyüktü, sarı kuyruğu yerde sürünüyor ve altın ışık vücudundan değil boyunda asılı olan altın renkli çandan geliyordu!

Altın kedinin duruşu oldukça komikti.

Ling Chen, Nefes Gizlilik Tekniği'ni kullandı. Eğer Ling Chen iki dediyse, kimse bir diyemezdi.* Şişman kedi tetikte bir şekilde bir süre etrafına bakındı ama Ling Chen'in varlığını keşfedemeyip arkasını döndü ve bir şeyle oynamaya başladı. Bu sırada Ling Chen'in zihni Xiao Hui'nin "Kutsal Ruhun Gözü'nden" gelen bilgiyi almıştı. 

*[Çevirmen de ne demek istediğini anlamamış böyle çevirmiş].

[Şanslı Kedi]

Kategori: Ruh.

Seviye: 0.

Sınıf: Yok.

Can: 894.154.198.

Bu kedi aslında Şanslı Kedi adıyla biliniyordu...

Tamam, ne diye anıldığı önemli değildi fakat Ling Chen canını gördüğünde halsiz hissetti ve yıkılmak üzereydi.

Bir... on... yüz... bin... on bin... Gözleri onu yanıltıyormuş gibiydi. Canı... 900 milyona yakındı!

Seviye 0 olup sınıfının da olmamasına rağmen, şişman kedinin neredeyse 900 milyon canı vardı. Bu sayı normal oyuncuların şok içinde nefessiz kalmasına yeterdi. Ling Chen hızlıca başını iki yana salladı ve Şanslı Kedi hakkındaki bilgilere bakmaya devam etti. Bu süper canavar tam olarak neydi!

[Şanslı Kedi]

...Antik zamanlardan kalan bir sürü hazineyi Doğa'nın yaşam nefesi bir araya getirip birleştirdi. Sayısız yıl süren evrimden sonra hazine yaratıklarına dönüştüler. Her türden hazineye karşı oldukça hassas ve aşırı duyarlıdırlar. Her türden hazineyi toplamak için gezerek yaşarlar. Vücutlarında çok fazla para ve sayısız hazine taşırlar. Söylentiye göre onu yakalamayı kim başarırsa özgürlüğü karşılığında büyük miktarda para ve hazineyi elde edebilir. Fakat bugüne kadar onu yakalamayı başaran kimse duyulmamıştır.

Yetenekler: Yüksek hız, aşırı tetiktelik, her türden gizliliği görebilir. 

Doğal Yetenekler: 

[Para Kalkanı]: Alınan her hasar para düşmesine sebep olur. Ne kadar parası varsa, o kadar canı vardır. Düşen her para anında onun tarafından toplanabilir fakat parası sıfıra düştüğünde anında ölür.

[Para Saldırısı]: 10 metre içerisindeki hedefe para fırlatır. Ne kadar para fırlatırsa o kadar hasar verir. Tek seferde sınırsız miktarda para fırlatabilir. Fırlatılan para toplanabilir. 

[Para Kaçışı]: Özgürken, yere hızlı bir şekilde 100 altın sikke atabilir. Bunun ardından doğanın gücü onu Unutulmuş Kıta'da herhangi bir yere taşıyacaktır.

[Hazinenin Tuhaf Çağrısı]: Herhangi bir hazinenin çağrısı belirir. Hazinenin saldırı gücü yoktur ama hedefi o kaçarken meşgul edebilir.

[Şanslı El]: Hedefe yakınken patisini uzatıp anında hedefin tüm altınını çalar ve hedef bunun farkına varmayacaktır.

[Gerçek Şanslı El]: Hedefe yakınken patisini uzatıp anında hedefin tüm altın ve eşyalarını çalar ve hedef bunu fark etmeyecektir.

Ling Chen: "..."

Kedinin yeteneklerini okuduktan sonra Ling Chen'in alnında fazlaca ter birikmişti.

İçinden deli gibi çığlık atıyordu, ne kadar garip bir yaratık.

Altını can yerine kullanarak 900 milyon cana ulaşmıştı. Bunun anlamı yaklaşık 900 milyon altın sikkesi vardı! Kedi hiç hareket etmeden orada otursa bile tüm parasını almak için ne kadar zaman harcaması gerektiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Daha da çılgınca olanı düşen para geri toplanabiliyordu! En korkunç olanı para saldırısıydı. Fırlatılan paranın bir sınırı yoktu, yani eğer tüm parasını kullanmaya karar verirse...

Tek seferde 900 milyon hasar verebilirdi! Efsanevi yaratıklara bile tek atabilirdi!

[Şanslı El] yeteneğiyse...

Ling Chen'in istemsizce sırt çantasına baktı.

Ne tarz bir yaratık bu! Ling Chen içinden homurdandı.

Ling Chen'in iç sesini duymuş gibi Qi Yue gülümsedi: "Genç efendi, bu bir yaratık değil. Şanslı Kedi diye anılan bir ruh! Cennet ve dünyanın ruhu, sayısız hazinenin nefesi ve Doğa'nın yaşam nefesinden oluşmuş. İki güçlü yeteneği var. Biri her türden hazineyi toplamak ve bunlar hazineler arasında en değerliler olmalı. Çoğu hazineye gözünün ucuyla bile bakmaz. Diğer yeteneğiyse...", dedi.

"Bir şeyleri çalmak mı?"

"Hayır, kaçmak."

“…”

"Şanslı Kedi'nin savaştan kaçma yeteneği eşsizdir. Ay Tanrısı Klanı'nın en üst üç Tanrıçası bile yakalayabileceklerini kesin olarak söyleyemezler. Ortaya çıktığından beri Unutulmuş Kıta'da sayısız insan onu yakalamak istiyor. Bunun sebebi onu yakalamanın üzerindeki hazineleri alabilme şansı yaratması ama görünüşe göre bugüne kadar kimse bunu başaramadı. Fakat, yine de bir zayıflığı var."

"Zayıflığı ne?"

"Korkaklığı... bir tavşan bile görse arkasına bakmadan kaçar. Hehe, genç efendi yakalamayı denemek ister misin? Eğer yakalayabilirsen ganimet yedi sülalene yeter." dedi Yi Que hafifçe.

"...Yakalayabileceğimi mi düşünüyorsun?", dedi Ling Chen gülerek. Şişman kedi hakkındaki bilgi "aşırı hızlı, yüksek tetiktelik ve her türden gizlenmeyi saptayabildiği"idi. Ama sistemin "aşırı hızlı" olarak neyi kastettiğini bilmiyordu. Ancak büyük ihtimalle kendi hızından belirgin şekilde daha hızlıydı. Dahası şişman kedi "Para Kaçışı" yeteneğine sahipti. Öylece 100 altın sikke atıyor ve Unutulmuş Kıta'nın herhangi bir yerine yollanıyordu... Bu yetenekle kim onu yakalayabilirdi?

"Hayır!" Yi Que nazikçe güldü ve basit bir şekilde cevapladı. "Fakat genç efendi yine de deneyebilir. Kedi normalde çok fazla insanın olduğu yerlerde ortaya çıkmaz. Onunla karşılaşmış olmak bile bir tür ayrıcalık olarak görülebilir. Bu yüzden ne olursa olsun denemelisin. Başarısız olsan bile bir şey kaybetmeyeceksin. Şişman Kedi paraya hayatından çok daha fazla değer verdiği için para saldırısından korkmana gerek yok. Gerçekten başka çaresi olmadığı takdirde parasını fırlatmayacaktır."

Ling Chen başka bir şey söylemedi. Nefesini tutup Şanslı Kediye tekrar baktı ve tam o sırada kedi çevresine bakmak için hareket etmeyi bıraktı. Tetiktelik o kadar da yüksek değildi. Çevrede hiç insanın olmadığı bir yerde bile hala sık sık etrafına bakınıyordu. Ne yazık ki tam Ling Chen görüş alanından çıktığında kedi onu görmüştü...

"Miyav~~"