Bölüm 146: Öfkeli Ananas

"Kutsal Ruhun Gözü" açıldıktan sonra bu Xiao Hui'nin bulduğu üçüncü "gizli harita" idi.

Çoğu oyuncu Sv 25'e ulaştığı zaman Orman Bölgesi eğitim yapmak ve aktivitelerde bulunmak için ana bölgelerden biri haline gelecekti. O zaman geldiğinde oyuncular Orman Bölgesini tamamen dolduracaktı. Ancak... Orman Bölgesi'nin kuzey sınırında hiçbir oyuncu ne tüm o sarmaşıkların altında bir mağara girişinin olduğunu bekler ne de girişi açacak güçleri vardı. Ling Chen'in mağaraya keşfetmesinin sebebi Xiao Hui'nin gizli haritaları bulabilme yeteneğiydi. Girişi açabilmesinin sebebiyse Xi Ling'in "yıkım" gücü barındıran alevleriydi.

Gizli haritalardaki eşyalar sıradan olmaktan çok uzaktı ama aynı zamanda gizli haritalar birçok tehlike de barındırıyordu. Ling Chen iki silahını da çıkarıp bir süre durduktan sonra içeri girdi.

"Xiao Hui, önden git ve tehlike var mı bir bak."

Xiao Hui emre uydu ve ileri fırladı. Xiao Hui'nin tehlikeyi sezebilme yeteneği onunkinden çok daha üstündü. Tehlike olduğu her an onu ilk fark eden her zaman Xiao Hui idi. Dahası, Xiao Hui'nin hafif vücuduyla sadece aşırı hızlı değil, aynı zamanda çabuk ve gizli bir şekilde hareket ediyordu.

Mağaraya girdikten kısa bir süre sonra Xiao Hui hızla geri döndü ve Ling Chen'in önünde durdu. İki ön partisini salladı ve Ling Chen'e bunun ne anlama geldiğini çözme fırsatı bile vermeden arkasına döndü ve yavaşça ileri doğru yürümeye başladı.

Xiao Hui'nin hareketleri Ling Chen'in beklentiyle nefesini tutmasına sebep olmuştu. Xiao Hui'yi arkasından gizli ve sessiz bir şekilde arkasından takip etti... Xiao Hui'nin hareketleri ileride bir tür tehlike olduğunu ya da rahatsız edilmemesi gereken bir şey olduğunu ima ediyordu. 

Mağarada daha ileri gittikçe daha da karanlık hale geliyordu. Bir süre sonra neredeyse görmenin imkansız olacağı kadar karanlık bir hale gelmişti. Onlarca metre yürüdükten sonra, tünel kırılmaya başladı. Xiao Hui kıvrımları durdu ve partilerini salladı.

Ling Chen dikkatli bir şekilde tüneldeki kıvrımın etrafına baktı. Sınırlanmış olan görüşüyle parlayan, altın bir nesne gördü... Hayır, bu bir yaratıktı. Vücudu bir top gibi yuvarlak ve uzuvları kısa ve kalındı. Tüm vücudu altın bir ışıkla parlıyor ve sanki bir şey kazıyormuş gibi görünüyordu.

Ling Chen gözleri irileşerek birkaç saniye baktı.

O...

Şanslı Kedi!

K.N: Senin kadar değil :D

Ling Chen Dehşetli Topraklara doğru gittiği seferde biriyle tanışmış ve ondan bir tava almıştı. Vücudunda birçok hazine barındıran bir varlık, Şanslı Kedi!

Bir tanesi tam buradaydı!

Mağara girişi, sıyrılıp geçecek tek bir açıklık bile bırakmayacak şekilde sarmaşıklarla tamamen mühürlenmişti. O zaman şişman altın kedi nasıl girebildi? Ancak bu o kadar da önemli değildi. Qi Yue, normal insanların Şanslı Kedi'yi hayatlarında sadece bir kez görebileceğiniz söylemişti ve Şanslı Kedi'yle olan buluşmaları tamamen kişinin şansına bağlıydı. Ancak, Ling Chen daha önce bir tanesiyle karşılaşmış ve şimdi bir tanesi daha karşısına çıkmıştı... Bu ne tür bir şanstı?

Yine de şu anki durum bir öncekinden farklıydı.

Ling Chen kendi etrafına baktı. Burası geldiği yön dışında hiçbir çıkışı olmayan bir tüneldi. Dahası, bu tünel sadece iki metre genişliğinde ve yüksekliğindeydi. Bu durumda Şanslı Kedi'nin tek seçeneği ona doğru hücum etmekti... 

Ling Chen yumruğunu sıktı. Eğer zamanlamayı doğru yapabilir ve yeterince yaklaştığında "Ay Gölgesi'ni" kullanırsa... Şanslı Kedi'yi yakalayabilirdi!

Bunları düşündüğünde Ling Chen gülümsemeye başladı. Söylenene göre Şanslı Kedi'nin kaçış yetenekleri tüm dünyada benzersizdi ve daha önce kimse Şanslı Kedi'yi yakalayamamıştı. Eğer sonunda birini yakalayabilirse, bu ona fazlaca yarar sağlardı.

Önündeki Şanslı Kedi daha önce gördüğü şeyi yapıyordu - Kıçı havada şekilde yerde bir şeyler kazıyordu. Son seferinde Gizemli Kırmızı Güneş Altını kazıyordu. Bu sefer her ne kazıyorsa, Şanslı Kedi tarafından arzulanıyorsa iyi bir şey olduğu kesindi.

Orada ne varsa Şanslı Kedi'nin almasını engellemek için Ling Chen bir adım ileri çıktı ama varlığını gizlemeye hiç çalışmadı. Beklendiği üzere adım seslerini duyduğunda Şanslı Kedi'nin altın tüyleri dikildi ve şişman ve yuvarlak vücudu anında arkasına döndü. Yüzü bir küvet kadar genişti ve boynundaki altın çan sallandığında yüksek sesle çınlamıştı. Ling Chen ileri doğru giderken silahlarını kaldırdı ve Ay Felaketi'nin olduğu sağ elini yavaşça havaya kaldırdı. Eğer Şanslı Kedi onu geçip kaçmaya çalışırsa, tam o anda kullanması gerekiyordu.

Ne zaman yaşayan bir varlık ona yaklaşmaya çalışsa Şanslı Kedi'nin ilk tepkisi her zaman kaçmak oluyordu. Ancak, Ling Chen'le yüzleştiğinde tüyleri diken diken olmuştu. Tıpkı ilk seferinde olduğu gibi anında kaçmaya çalışmamıştı. Kazdığı neyse ondan vazgeçmek istememesi ya da Ling Chen'i geçmeye cesareti olmamasından kaynaklı orada öylece durup Ling Chen'e bakıyordu. Ling Chen ileri doğru yürümeye devam ederek Şanslı Kedi'ye giderek daha da yaklaşıyordu.

"Miyav miyav miyav!"

Ling Chen'in yaklaşması Şanslı Kedi'nin bir dizi korkmuş ses çıkarmasına sebep olmuştu. Arkasında kaçabileceği hiçbir yer yoktu ama aynı zamanda Ling Chen'i geçip gidecek cesareti de yoktu. Partilerini açtı ve iki partisinin arasında bir şey belirdi. Kızgın bir "miyav" sesiyle, eşyayı Ling Chen'e doğru fırlattı.

Şişman kedinin hiç zayıf olmadığı ortaya çıktı. Kırk, elli metre uzakta olmasına rağmen, Ling Chen sarı bir şeyin ona doğru uçtuğunu gördü... Şekli bir ananasa benziyor, rengi tıpkı bir ananas gibiydi ve ananasınkine benze yaprakları vardı...

Bir dakika... Bu bir ananastı!

Tam o anda, Xiao Hui'nin "Kutsal Ruhun Gözü" ananasla ilgili bilgiyi Ling Chen'in zihnine aktardı.

[Öfkeli Ananas]

Şeytani ve patlayıcı bir ananastır. Favori sözü: "Ananaslara bulaşmanın kolay olduğunu düşünme!" 

Etki:

[El Bombası Ananas]

Fırlatıldıktan sonra yere çarptığında patlayıp güçlü titreşimlere neden olur. %100 ihtimalle 50 metre çevresindeki her şeyi beş saniye boyunca sersemletebilir. Herhangi bir hasara neden olmaz. Patladıktan sonra ananas kaybolur. Öfkeli Ananas yere çarpmadan önce yakalanırsa, patlama önlenebilir.

Bunu okumasının ardından Ling Chen'in gözleri irileşmişti...

Eğer bu ananas yere çarparsa 50 metre içindeki her şey sersemleyecekti!

Ha siktir!

Her ne kadar ananastan kaçmayı planlıyor olsa da bakışları ona kitlenmiş şekilde sadece ona doğru koşabilirdi. Elleriyle ona doğru uzandı ve onu havada yakalayıp sağlam bir şekilde elleriyle kavradı...

Ananas patlamayı Ling Chen anlık bir rahatlama nefesi vermesine izin vermişti. Şanslı Kedi vücudunda birçok değerli şey saklıyor gibi duruyordu - Öylece savurduğu bir ananas bile böyle bir etkiye sahipti. Eğer bu ananas bir grup savaşı sırasında fırlatılırsa etkileri korkunç olurdu.

Ananası yakalayıp patlamasını önlediğinde Ling Chen ananasın sahibi olmuştu. Ananası hızlıca çantasına koydu. El bombası ananasın yakalandığını gördüğünde Şanslı Kedi öfkeyle yerinde zıpladı. Şanslı Kedi bir kere daha patilerini açtı ve aynı anda her bir patisinde büyük bir ananas belirdi. Öfkeli bir şekilde iki ananası da Ling Chen'e doğru fırlattı.

İki ananas da Şanslı Kedi'nin patilerinden ayrıldığı anda Ling Chen çoktan uçuş yönlerini ve hızlarını kavramıştı. Anında ileri doğru atıldı ama bakışları ananaslarda değil, onun yerine Şanslı Kedi'deydi. İki ananasın arasındaki boşluktan geçtiğinde ellerini hızla uzattı ve iki ananası da yakalayıp çantasına attı.

Yakın mesafeden mermilerle bile kaçabilen biri olarak iki büyük ananası nasıl yakalayamazdı.

"Miyav!" Şanslı Kedi panik yapmaya başladı. Patileri bulanıklaşıp üç ananas daha fırlattı. Bu sefer şişman kedi dersini almıştı. Üç ananası aynı anda fırlatmamış, hepsini art arda farklı hız ve açılarda fırlatmıştı. Ling Chen üç ananasa baktı ve hepsinin durduğu yere geleceğinde karar kıldıktan sonra hiç hareket etmedi. Kalbi Şanslı Kedi'ye karşı küçümsemeyle dolu olarak: "Bu şişman kedi aptal olmalı. Bir tanesini ayaklarına fırlatsa, ne olursa olsun engelleyemezdim."

Bunu düşünürken ilk ananası kolayca sağ eliyle yakalamış, ardından da ikinci ananası sol eliyle yakalamıştı. İkinci ananası yakaladığı sırada ilk ananası çantasına yerleştirmiş ve ardından sağ elini üçüncü ananasa doğru uzatmıştı... Ancak, eli tam üçüncü ananasa temas etmek üzereyken bir şeyin doğru olmadığını fark etti. Bir sebepten dolayı, bu ananas diğerlerinden çok daha büyüktü...

[Gözü Dönmüş Ananas]

Çılgın ve şiddetli bir ananastır. Fırlatıldıktan sonra fiziksel herhangi bir maddeye çarptığında patlayacaktır. Patladıktan sonra titreşimlere sebep olur. %100 ihtimalle 100 metre içerisindeki her şeyi en az on saniye sersemletir. Herhangi bir hasara sebep olmaz. Patladıktan sonra ananas kaybolur.

Ling Chen: "Lanet olsun! @#%..."

Boom!

Parmakları Gözü Dönmüş Ananas ile temas ettiği anda kulak zararını yırtacak bir patlama yankılandı. Titreşimlere Ling Chen'in vücudundan geçti ve zihni boş bir duruma geldi. Yanında süzülen Xi Ling bile yere yıkıldı. 

Lanet olsun... Bu şişman kedi tarafından gafil avlandım! Geçici olarak bilincini kaybetmeden önce bu Ling Chen'in aklından geçen son düşünceydi.

Kısa bir süre sonra, sersemleme etkisi geçtiği sırada Ling Chen'in önünde sadece boş bir mağara vardı. Şanslı Kedi uzun süre önce gitmiş ve öfkeli bir şekilde öten Xi Ling yerden yükselmişti. Cennet Sonu bir evcil hayvan olarak, Xi Ling'i sersemletebilen herhangi bir şey kesinlikle sıradan olmazdı. 

"Çok umursamazdım!" Ling Chen ellerini yüzüyle kapatırken pişman bir halde konuştu. Şanslı Kedi daha önce hiçbir oyuncu tarafından yakalanmamıştı. Bu yüzden neden bir tanesini kolayca yakalayabilmek beklemişti?

Ancak, bundan faydalanmamış da değildi. Ling Chen çantasını açtı ve beş büyük ananasa baktı... Bunlar sersemletme alan etkisi olan süper silahlardı! Her ne kadar Şanslı Kedi kaçmış olsa da bu beş ananas oldukça kullanışlıydı.

Dahası, öfkeli ananasların iki etkisi var gibi duruyordu. O sırada sadece ilkine bakacak zamanı vardı. Bir ananas çıkardı ve ikinci etkisine baktı. 

[Öfkeli Ananas]

Etki 2:

[Boroboromi]

Eğer biri bu ananası tutar ve sessizce "Boroboromi" derse, kullanıcı büyük bir ananasa dönüşür. Herhangi bir seviyedeki ya da sınıftaki hiçbir yaratık gerçek kimliğini ve formunu göremez. Etkisi 10 dakika sürer ve sonrasında da ananas kaybolacaktır. 

Ling Chen: "..."

Pekala, ikinci etki oldukça... ilginçmiş.

Ling Chen ananası çantasına geri koydu ve alışkanlık olarak altın miktarını kontrol etti. Aniden gözleri irileşti ve yüzü beyazdan kırmızıya, kırmızıdan yeşile, yeşilden siyaha döndü... Kan dondurucu bir çığlık hemen arkasından yankılanır tüm mağara ve tünelin titremesine sebep oldu.

"Altınım!"