50 Milyonluk Satış

"Lütfen herkes sessiz olsun. Altın zincir için olan mezat bir milyon altın sikkelik başlangıç fiyatıyla resmi olarak başlıyor! Ek teklifler en az on bin altın daha fazla olmalıdır."

Gerçek hayatta, bir milyon dolarla lüks bir araba ya da bir ev bile alabilirdiniz ama oyun dünyasında bir milyon sadece bu ekipman parçasının başlangıç fiyatıydı. Bu tarz bir başlangıç fiyatı, oyuncular arasındaki zenginlik farkını ortaya çıkarmıştı. Para Değişim Sistemi'nin açılmasından önce Mistik Ay dünyasındaki her şey adildi. Herke farklı bir yol seçiyordu ama aynı başlangıç noktasından başlamışlardı. Para konsepti bir kere tanıtıldığında Mistik Ay gerçek dünyayla aynı hale gelerek artık her şey zenginlikle kontrol ediliyordu. Zenginler, normal birinin tüm hayatı boyunca elde edeceği geliri, diğerleri üzerinde hüküm sürmelerine izin verecek bir eşyaya öylece harcayabiliyorlardı. Kendi hâkimiyetleri için bir takım kurabilirlerdi. Grup grup kadın ve erkeğin onları takip etmesini sağlayabilirlerdi. Bunların hiçbiri paranın gücü olmadan olamazdı.

Bu dünyada ya da diğer her dünyada, tek bir parça bile adillik duygusu asla olamazdı. O varlıklı insanlar için Lord Servet'in söylediği fiyat oldukça azdı. Tüm bu varlıklı insanlar için sadece bir sayıydı.

"Bir milyon iki yüz bin!"

"Bir milyon üç yüz bin!"

"Bir milyon üç yüz otuz bin altın!"

...........................

...........................

Beklenildiği gibi, Lord Servet fiyatı söylediği anda tüm mezat evi teklif sesleriyle dolmuştu. Çekişme, Lanetli Küpe mezata çıktığındaki seferden çok daha ateşliydi. Tekrarlamak gerekirse, Lanetli Küpe sadece Büyü Mesleklerinden birine sahip olan oyuncular için kullanışlıydı. Diğer yandan bu Altın sınıf Ay Zinciri, her meslekten oyuncu için değerliydi.

Bir milyon gibi yüksek bir başlangıç fiyatı olsa bile hâlâ teklif veren birçok kişi vardı. Dışarıdan izleyen insanlar, normalde karşılaşamayacakları bu kadar fazla zengin insanın tek bir yerde toplandığını gördüklerinde şok olmuşlardı... Ve yine çok daha zengin olan insanlar vardı, mesela...

"On milyon!"

Teklif daha yeni iki milyona ulaşmıştı ki, bir kadın sesi mezat salonunda sakince yankılandı. Alçak ses, gürültülü salonu saniyeler içinde sessizleştirmişti. Teklifi yapan kişi yavaşça mezat numarasını indirdi. On milyonluk teklif yapabilmek, Çin'de bunu yapabilecek beceriye sahip olan çok az kişi vardı. 

Kraliçe Luolan - Li Xiao Xue! Teklifi birçok kişinin soğuk bir nefes almasına neden olmuştu. Ve neredeyse herkes mezat numaralarını yere indirmişti. 

Li Xiao Xue, sanal gerçeklik dünyasının kısa süredir bir parçasıydı. Fakat sadece bir kaç yıl içerisinde kendisine bir isim yapmıştı. Ne tür bir mezat olduğu fark etmiyordu. O orada olduğu sürece kimse onu istediği şeyi almak konusunda durduramamıştı. 

Çin'de birçok varlıklı aile vardı, ancak Li ailesi zenginlerin zenginiydi. Li finansal grubunun Çin'in servetinin yarısını kontrol ettiği yönünde bir söylenti vardı. Söylenti uydurulmuş ya da abartılmış olabilecek olmasına rağmen gayet makuldü. Ne olursa olsun, Li ailesinin Çin'in ekonomisinde reddedilemeyecek güçlü bir yeri olduğu netti. 

Bu her oyuncunun kâbusuydu... Li ailesinin büyük hanımı açıkça bu eşyayı istiyordu ve bu yüzden de teklif vermeye başlamıştı.

Mezada dâhil olduğunda hiç kimsenin onu yenebilecek bir yolu yoktu. Yan Huang Birliği'nin Long Tian Yun'u bile onu yenemezdi.

Ling Chen kafasını ovarken: "Bir çırpıda on milyon diye bağırmak... Ailesi ne kadar zengin olursa olsun bu kadar bozulmuş olmamalı! Para israfı bu. Ne kadar parası olursa olsun, eğer bu şekilde harcarsa iflas edecektir.", dedi. Ancak oldukça heyecanlıydı - Li ailesinin büyük hanımının az önce bağırdığı on milyon direkt olarak hesabına gidecekti!

On milyon altın sikke!

"Hayır, aslında tam tersi." Hemen yanında, Yun Meng Xin kafasını sallayarak: "Li Xiao Xue parasını hiçbir şey değilmiş gibi harcasa da kesinlikle şımartılmadı. Sadece işleri halletmeyi sevdiği yol bu. Kaybedilen zaman yok ve pazarlığa da gerek yok. Ailesinin parasını asla boşa harcamaz ve sadece bu da değil, aslında bir ticaret dâhisidir. Li Xiao Xue on beş yaşından beri Li finansal grubunun işletilmesine ve yönetimine dâhil olmuştur. Beş yıl sonra, Li finansal grubunun toplam geliri beş katına çıktı. Ve onun yüzünden Yun Ailesi, Li Ailesi'nin yanında oturma yeteneğini kaybetti.", dedi. 

"On iki milyon!"

Ancak Li Xiao Xue'nin dâhil olmasından sonra mezat tamamen durmadı. Uzun, yanık tenli, orta yaşlı bir adam inanılmaz yüksek bir teklif yaptı. Li Xiao Xue'ye doğru dönüp kafasıyla selam vererek: Siyah Alev Birliği'nin lonca efendisiyim. Bu zincire oldukça tutuldum, eğer Kraliçe Luolan bu zincire sahip olmama izin verme acısına katlanabilirse, bunu sonsuza kadar hatır..."

"Otuz milyon!"

Pfft…

Ling Chen ağzındaki çayı tükürdü.

Siyah Alev Birliği Çin'deki en güçlü on loncadan biriydi ve lonca efendisi de sıradan biri değildi. Long Tian Yun bile sözlerini hafife almaya cüret edemezdi. Fakat Li Xiao Xue ona bir kere bile bakmamış ve daha Hei Yan Lie Feng cümlesini bitiremeden teklif çoktan otuz milyona yükselmişti. Li Xiao Xue teklifi gözünü bile kırpmadan yapmıştı. Sanki bu delicesine büyük miktardaki para onun için neredeyse hiçbir şey gibiydi.

Mezat salonunun içindeki ve dışındaki oyuncular kaotik bir hale gelmişti. Li Xiao Xue kimseye saygı göstermemişti ve göstermesi de gerekmemişti. Siyah Alev Birliği'nin lonca efendisi olduğu yerde donup kalmıştı. Kraliçe Luolan'la çekişme şansının olmadığını biliyordu. Bir süre ekrandaki altın zincire baktı ve devam etmeye karar vererek: "Otu üç..."

"Elli milyon!"

Ne...

Miktar kalabalığı sarsmıştı.

Li Xiao Xue'nin iki kelimesini duyduktan sonra kalakalmış ve cümlesini bitirmekle bile uğraşmamıştı. Bu Kraliçe Luolan idi. Li finansal grubunun değerli kız evladı. Halk arasında nadiren belirir ve genellikle çok konuşmazdı. Yine de ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar herkesi bir kaç kelimeyle susturabilirdi. Yüksek zümrenin insanları her zaman bu olağanüstü, efsanevi kadının kiminle evleneceğini merak etmişti.

Yan Huang Birliği ise, altın zincir konusunda ne kadar istekli olsalar da teklif yapmakla bile uğraşmamışlardı. Kraliçe Luolan ile yarışmayı denemenin bir faydası olmadığını biliyorlardı.

Elli milyon, sonuçlandırıldı. Bayan Li dışında bir Ay Zinciri için bu kadar ödeyebilecek kimse yoktu.

"Elli milyon, bir!"

"Elli milyon, iki!"

"Elli milyon üç ve son sefer!"

Tanrı aşkına, elli milyon! Lord Servet'in tüm vücudu kontrolsüz bir şekilde titredi. Altın zincirin fahiş bir fiyata satılacağını biliyordu. Ancak, birinin elli milyon ödeyebileceğini asla hayal etmemişti. Lord Servet hayatı boyunca birçok düşünülemez şey deneyimlemiş olsa da bu akla hayale sığmayan fiyat karşısında yine de şoke  olmuştu.

"Sa... Satıldı! Tebrikler sizindir genç leydi! Bu paha biçilemez hazine artık size ait. İnanın, verdiğiniz karardan asla pişman olmayacaksınız!"

Elli milyon altın sikkelik alışveriş resmi olarak tamamlanmıştı.

"Abi... Abi, kalbin birden çok hızlı atmaya başladı. İyi misin?" Shui Ruo, Ling Chen'e yaslanıyordu ve kalp atışının anormal bir şekilde hızlandığını fark etmişti. Küçük avcunu göğsüne bastırdı ve endişeyle sordu.

"Sorun yok, iyiyim. Sanırım çok fazla çay içtim." Ling Chen hızla kafasını salladı... Elli milyon, ELLİ MİLYON! Nasıl sakin kalabilirdi! Güçlü mental kapasitesi olmasaydı, şimdiye çığlık çığlığa olurdu. Süt ineği! Kesinlikle bir süt ineği! Vücudumdan vazgeçmem gerekse bile büyük hanım Li ile arkadaş olmak zorundayım. Ah... Ling Chen yumruklarını iyice sıkmıştı ve kendi kendine düşünüyordu.

Mezadın ardından, Gök Mavisi Ejderha Başkanı'na geri ödemesini yapmak için yeterinden daha fazlasını kazanacağından hiç şüphe duymamıştı. Ancak sadece bir altın zincirle elli milyon altın sikke kazanabileceğini hiç düşünmemişti. Şu an gerçek anlamda ultra milyonerdi! 

Ling Chen kızlara döndü ve: "Siz çocuklar Bayan Li ile yakın mısınız?", diye sordu. Yun Meng Xin Yun finansal grubunun kızı, Xiao Qi Savaş Birliği'nin prensesi ve Su'Er Pekin Belediye Başkanı'nın kızıydı. Her biri olağanüstü bir arka plana sahipti. Üst sınıf küçük olmasa da, büyük de değildi. Li Xiao Xue ile tanışabilecekleri birçok şansları olmalıydı.

"Bir kaç kez karşılaştık ama birbirimizi o kadar iyi tanımıyoruz. Sonuçta, Li ailesinin gücü çoğunlukla Güney'de odaklanırken, biz daha çok Kuzey'de yoğunlaştık.", diye cevap verdi Yun Meng Xin.

"Ee, Li Xiao Xue ile sadece bir kere karşılaştım ama konuşmadık. Büyük kardeş Ling Tian, ondan hoşlanmış olma ihtimalin... Var mı? Sanırım harika bir duruşu var. Kesinlikle güzel ve aşırı zengin. Bir erkeğin ona âşık olmaması için hiçbir neden göremiyorum." Xiao Qi Ling Chen'e doğru yaklaşırken bir yandan da kıkırdadı.

Ling Chen kuru kuru güldü.

"Oh hayır, hayır, hayır, tabii ki öyle değil!" Ling Chen reddederek: "Sadece merak ettim, hepsi o kadar. Öyle birine asla layık olamam.", dedi.

"İmkânsız!" Xiao Qi karşı çıkarak: "Büyük kardeş Ling Tian, sen çok güçlüsün. Eğer bir gün Kılıç İmparatoru'nu geçer ve Cennet Sıralaması'nın birincisi olursan, tüm Çin'de senin liginin dışında olacak hiçbir kız kalmaz.", dedi.

Ling Chen cevap vermedi. Bir saat sonra, hiç kimse farkına varmadan iletişim cihazını çıkardı ve gizli bir mesaj yolladı: "Gui Ya, Kraliçe Luolan hakkında bulabileceğin her şeyi istiyorum, ne kadar çok o kadar iyi. Üç gün içinde bana getir."

Aşağıda, mezat devam ediyordu. "Şu anda saat çoktan on bir oldu. Dokuz eşsiz eşyanın satılmış olmasıyla, bugünkü mezat gerçekten ateşli ve heyecan vericiydi. Birazdan kısa bir ara vereceğiz. Biraz rahatlatıcı müzik dinleyelim ve dinlenelim. Aranın ardından, size bu mezadın gerçek sürprizini sunacağız. Lütfen bir yere ayrılmayın." Lord Servet konuşmasını bitirdi ve sahne arkasına doğru süzüldü. Aynı anda sakin ve huzurlu bir müzik tüm mezat salonunda duyularak, herkesin kaotikleşmiş kalbini sakinleştirdi.

Tüm mezat salonu dinginleşti, bu fırtına öncesindeki sessizlikti. Herkes son sürprizin ne olduğunu biliyordu ama yine de kimse gitmemişti. Eğer birileri onları bir sopayla kovalasaydı bile bu binadan dışarıya tek bir adım dahi atmazlardı.