Çeviri: Aan'allain

Ling Chen Yükselen Bulut’u aldı ve iki silahını da ortadan kaldırdı. Acemi Köyü haritasını çıkarıp baktı ve sonrasında kuzeybatı yönüne doğru yürümeye başladı. Şu anda en çok ihtiyacı olan şey, seviyesini 10'a yükseltmekti. Başka bir şeye dikkatini vermekle ilgilenemezdi. Eğer burada durursa gelip canını sıkıp, onu rahatsız edecek dalga dalga insan oldurdu. Az önceki Siyah Ateş Birliği gibi, şu anda sadece diğer 10. Seviye yaratıkların bölgesine bakabilirdi. 

"Sen Ling Tian mısın?" Ayrılmak üzere olduğunu gördüğünde Xiao Quifeng daha fazla sessizliğini koruyamayarak bir adım ileri attı ve sordu.

Hiçbir cevap alamadı... Ling Chen'in adımları bir an için bile duraksamayıp, başını bile çevirmeyerek düz bir hat halinde yürümeye devam etti. Varlıklarını tamamen reddetmişti.

"Ne kibirli bir herif!" Savaş Birliği'nden öncü kalkanlı koruyucu kaşlarını çatarak konuştu. Büyük Xiao Quifeng ilk adımı atarak onunla konuşmuştu ve yine de ona hiç dikkat etmemişti. Kibirliden daha ötesi, gözlerinde kibrinin bir sınırı yoktu.

"Kibirli olmaya hakkı var." Bir cevap alamadıktan sonra Xiao Quifeng konuşmaya devam etmeyip sessizce ayrılışını izledi ve boğuk bir nida ile: "Koca Çin cidden de çömelmiş kaplanlar ve gizli ejderlerle dolu. Cennet ve Dünya Sıralamaları her yıl değişir ama en tepedeki birkaç kişi asla değişmez... Ama bu kez Cennet Sıralaması'nda büyük bir değişim olabilir." 

Kalkanlı koruyucu şaşırdı ve ikna olmayarak: "Hıh, sadece köpek boku bir şansa denk geldi ve bir Peri eşya elde etti o kadar. Eğer lider de aynı ekipmana sahip olsa onu ezmek çocuk oyuncağı olurdu. Kibirli hali sadece tek seferlik, Cennet Sıralaması ve Dünya Sıralaması uzmanları gelişmeye başladığı zaman kibirli olacak bir yeri kalmayacak!", dedi. 

"..." Xiao Quifeng kafasını sallayarak: "Güçlü ekipmanlara sahip olmaktan daha fazlasına sahip. Belki de... [Yan Huang Birliği'nin] Kılıç İmparatoru ve [Karanlık Gece'nin] Ölüm Tanrısı'ndan çok daha korkunç."

Yoğunlaştırılmış okların ve büyü saldırından kaçınmak için kullandığı neredeyse görülemeyen hareketleri ve öylesine tehlikeli bir durumdayken iki çırak savaşçının saldırısına karşı ters savuşturmasını hatırlayınca... Ayrıca kalbini açıklanamaz bir huzursuzlukla dolduran yaydığı o hafif his... Xiao Quifeng'i kalbi sakinleşemiyordu. Bu adamın gücü sadece ekipmanlarına bağlı değildi. Ayrıca aşırı bir gücü olmadan nasıl olur da acemi aşamasında hile sayılabilecek bu tarz bir ekipmanı elde edebilirdi.

Bu herif... Tam olarak kim?

"K... Kılıç İmparatoru ve Ölüm Tanrısı'ndan daha mı korkunç? B, bu... mümkün değil, değil mi? Onlar dünyanın tanıdığı Çin'in iki SS seviye uzmanı." Kalkanlı koruyucu Xiao Quifgeng'in söylediklerine inanamayacak konuştu.

"Kardeşim!"

Arkalarından bir dizi bağırmış geldi. Sesi duyduğunda Xiao Quifeng'in sert ifadesi yumuşayıp, arkasına döndü ve koşan kıza doğru baktı.

16, 17 yaşındaki bu kız ince belini ve dik göğüslerini belli eden ve çekici vücudunu gösteren hafifçe dar, kırmızı bir çırak element bazlı büyücü cübbesi giyiyordu. Normalde açık bir şekilde sıradan olan büyücü cübbesi, onun üzerinde zarif ve kibar duruyordu. Sadece 16, 17 yaşındaydı ama açık bir şekilde erken gelişmişti. İnanılmaz kıvrımlara sahip seksi bir figür, pembemsi yumuşak dudaklar, harika, zarif düz bir burun, uzun, kıvrımlı kirpiklerle dünyayı karıştırabilecek bir çarpıcılıkla eşsiz bir güzellikti. Yumuşak, düzgün cildi ve canlı güzelliğiyle eşleşen gençlik cazibesi ve zindelik yayan özel bir aurası vardı. 

"Prenses." Kızın gelişiyle herkesin gözleri aydınlandı ama hemen sonrasında başlarını eğdiler ve onu saygıyla selamladılar. Çünkü o, gerçekteki Savaş Birliği liderinin tek kızıydı. Küçüklüğünden beri herkesin sevgisinin toplandığı Savaş Birliği'nin prensesi ve ayrıca oyun dünyasındaki Savaş Birliği lideri Xiao Quifeng'in küçük kız kardeşiydi. İnanılmaz bir şansla bu abi kardeş ikilisi aynı acemi kampında başlamışlardı.

"Bir Lord Boss'un ortaya çıktığını söylememişler miydi? Nerede, nerede?" Kız Xiao Quifeng'in önüne koşup kafasını kaldırdı ve güzel yüzü heyecanla parlarken çevreye göz gezdirdi. Görünüşe bakılırsa bir Lord Boss'un korkutuculuğunu hiç düşünmüyordu.

"Çoktan öldü." Xiao Qufieng henüz ortadan kaybolmamış Altın Savaş Ayısı'nın cesedini gösterdi.

"Ah? Çoktan öldü mü?" Kızın yumuşak dudakları açılarak bir dizi bağırışla: "Vay! Kardeşim! Siz çocuklar gerçekten de inanılmazsınız! Lord Boss'la bu kadar çabuk ilgilenmişsiniz! Benim abim gerçekten de en inanılmazı! Oh evet evet, iyi bir şeyler düşürdü mü? Benim kullanabileceğim iyi bir şeyler var mı? Kullandığım asa hâlâ temel!"

Xiao Quifeng: "...Biz öldürmedik, bir başkasıydı."

"Bir başkası mı?" Kız bir an için durup, "Bir başkası mı çaldı... Diğer tarafın daha fazla mı adamı vardı? Yoksa abimi nasıl yensinler?"

Xiao Quifeng içini çekti ve kafasını sallayarak: "Öyle değil. Gerçek şu ki, hareket bile etmedik. O Lord Boss tek bir kişi tarafından öldürüldü... Tek bir kişi ve aslına bakarsan anında ölümdü.", dedi.

"Ah?" Kız yüzünde inanamaz bir ifadeyle gözlerini iyice açtı. Biri bir Lord Bossu nasıl anında öldürebilirdi?

"Kendi gözlerinle görmeden bize inanamayacağın bir şey bu. Bu adamın ismi daha önce duyulmamış olsa da silah sıralaması ve şu anki tavırlarıyla göze çarpmadan durabilecek gibi durmuyor. Eğer durum bu şekilde devam ederse, yakında kim olduğunu öğrenirsin. Qi-Qi, bu sefer Savaş Birliği'ne katılmak istemediğini söylemiştin, neler oluyor?" Xiao Quifeng kaşlarını çatarak sordu. 

"Qi-Qi" dedikleri kız uzun, kıvrımlı kirpikleri olan gözlerini kısıp ciddi bir şekilde: "Mengen jie-jie'ye onun "Kalbin Rüyası" stüdyosuna katılacağım dair söz verdim." dedi.

Xiao Quifeng kısa bir süre sessiz kaldıktan sonra ağzını açıp: "Yun Mengxin'in babasıyla girdiği iddiayı kazanmasının imkanı olmadığını bilmelisin. Şu anki Yun ailesinin servetiyle karşılaştırılabilecek bir serveti iki yılda toplamak aptalca bir düşünce. Babasının bilerek haberi yayıp, herkesin bilmesini sağlanmasından bahsetme bile. Büyük ihtimalle hiçbir umudu olmadığını kendisi de biliyor. Bu önemsiz kıvranışı sadece kalbindeki acınası "kabullenememeden" kaynaklı. Ona yardım etmenin hiçbir anlamı yok.", dedi.

Xiao Qi dudaklarını büzüp, meydan okurcasına: "Umurumda değil, Mengxin Jie-jie'ye yardım etmek zorundayım!" dedi.

"Sana karışmayacağım. Fakat şunu bilmelisin, sen orada olsan da Savaş Birliği araya girip yardım etmeyecek." Xiao Quifeng ciddi bir ifadeyle konuştu.

Xiao Qi dudaklarını büzüp kollarını çaprazladı ve: "Abi, mantıksız bir insan değilim. Tabii ki Savaş Birliği'nin Yan Huang Birliği'yle karşı karşıya gelmesine izin vermem. Mengxin jie-jie'ye yardım etmem kişisel, Savaş Birliği'yle hiçbir alakası yok."

Xiao Qiufeng: “…”

"Aslında Mengxin jie-jie'nin başarma şansı olmadığını hepimiz biliyoruz. Fakat vazgeçmeyeceğiz! Hepimiz Mengxin jie-jie gibiyiz, başarmanın imkânsız olduğunu biliyor olsak bile cesur olup savaşmalı ve vazgeçmemeliyiz! Bu yüzden kendi yöntemimizle sıkı çalışmaya devam edeceğiz! Biz kızlar aile çıkarlarının kurbanı olmak istemiyoruz! Bu şekilde düşünen ve davranan bir tek ben değilim... Su-Su ve Mu jie-jie'ye de bize katıldı!" Xiao Qi küçük yumrukları iyice sıkıp dudaklarını ısırdı ve sertçe konuştu.

"Süsü? Su ailesinin prensesi mi? O Mu jie-jie, olabilir..." Xiao Quifeng'in ifadesinde bir parça şok belirdi. Yun Mengxin'i daha önce görmüştü. Erkeklerin ruhunu çalabilecek yeteneğe sahip olduğuna inanıyordu, arka planıyla ona sırılsıklam âşık olmaları normal bir şey olarak sayılabilirdi. Fakat çekiciliğinin kadınlar arasında da bu kadar etkili olduğunu kim bilebilirdi. Benim küçük kız kardeşim Savaş Birliği'ni terk edip ona yardım etmeye istekli, o küçük stüdyoya katılmanın bir geleceği yok... Su ailesinin büyük kızı ve hatta Xiao Qi tarafından "Mu jie-jie" diye anılan kişi...  

Mu Bingyao - Cennet Sıralaması'nda beşinci sıradaki "Buz Kalpli İblis!"

Fakat... Yüzleşmeleri gereken tüm Yun Huang Birliği! Çünkü o kişi, dünyanın en büyük loncasının lideri - Yun Huang Birliği'nin birinci koltuğu!

……………………

……………………

[Küçük Rakun]

Tip: Yaratık.

Seviye: 10. Seviye.

Can: 310.

Rakun türüne dâhil bir tür memeli, aşırı gelişkin bir ayak hissine sahiptir. Ön partilerle avlanmaya ve saldırmaya alışkındır. Gang Tsui Mian'dan nefret eder.*

Ç.N: *Kurutulmuş kızarmış erişte demekmiş. 90'larda okullarda çok popülermiş, içinden Su Bölgesi'ndeki 108 kanunsuz koleksiyon kartları çıkarmış. Çin'de Küçük Rakun Kurutulmuş Kızarmış Erişte diye bir şey varmış.

Yumuşak çimlerin üzerinde bir grup küçük Rakun tembelce dolanıyordu. Ling Chen bölgelerine geldiğinde hiçbir tepki vermediler. Açık bir şekilde gördükleri anda saldıran tipte yaratıklar değillerdi. Ling Chen çevresini tarayıp, etrafında başka oyuncu görmediği zaman iki silahını çıkardı ve ileri doğru atılıp, küçük rakunlara doğru saldırdı. 

"Öfke Ateşi!"

Tink! Tink!

-358, -356, -718…

Rakunlara en fazla olduğu alana doğru saldırıp, sağ ve sola doğru birer Hilal Kesişi yollayıp, aynı anda dört küçük Rakun öldürdü. Şu anki saldırı gücüyle, Öfke Ateşi'nin etkisi altındayken tek elli bir saldırıyla kritik isabet olmadan bile bir küçük rakuna tek atabiliyordu. İki eliyle birlikte, her saldırısında küçük bir grup rakun yere devriliyordu. Küçük rakunların doğaları nazikti. Sadece saldırıya uğradığında saldıran tipteki yaratıklara dâhildi ve eğer kimse ona saldırmazsa kimseye otomatik olarak saldırmazdı. Ling Chen onları anında öldürebildiğinden dolayı, ölen her küçük rakun saldırma şansı bile bulamıyordu.

Bu şekilde iki eli aynı anda Hilal Kesişi kullanıyor, hızlı bir şekilde birbiri ardına küçük rakunları temizliyordu. Gerçekten de hiçbir baskı hissetmiyordu. Bu küçük rakunların bölgesi gerçekten de harika bir kasılma alanıydı. Alan genişti ve yeniden doğma hızı yavaş değildi... Fakat Ling Chen bu küçük rakunları temizleme hızı şok ediciydi. Her on iki dakikada bir Ling Chen'in hareketleri durmak zorunda kalıyor, yeni bir dalga küçük rakunun doğmasını gerekiyordu. 

Oyuncuların büyük çoğunluğu 7. Seviye siyah tavşanlar ya da 8. Seviye goblinlerle partiler kurup kasılırken, birinin 10. Seviye yaratıkların bölgesine gittiğini ve tek başına ortalığı karıştırdığını ve verim oranının korkunç derece şok edici olduğunu kim düşünebilirdi ki. Tek bir kişi, tüm bir kasılma alanını kendine almıştı. Fakat 10. Seviye bir yaratığa tek atabiliyor, iki silahı ve yetenekleri de maksimumdaydı... 9.Seviye deneyim çubuğu göreceli olarak hızlı bir şekilde doluyordu.