Tüm sütunlar canlı bir şekilde parıldarken, öncesinde karanlık olan Kahraman Ruhların Salonu'nu parlak bir ışıkla kapladı. Bu ışıklar şiddetli bir şekilde parlamıyordu ama bu ışık siyah kıyafetli orta yaşlı adamı tam anlamıyla etkilemişti. Gözlerine inanamıyordu.
Unutulmuş Kıta'nın en güçlülerini temsil eden bu on bir sütun aydınlanmıştı... Her biri aydınlanmıştı! Bunun anlamı, önünde duran bu adam salondaki tüm kahramanların onayını alabilecek değerde olduğunu gösteriyordu!
Orta yaşlı adamın gözleri önünde olan bu tuhaf durum kendi gözlerine inanamamasına sebep olmuştu.
"Bu... bu imkansız... büyük bir yetenekle bile sadece bir sütunun onayı alınabilir, en fazla iki ama tüm sütunlar onu onayladı... Yeteneği gerçekten de böyle korkunç bir seviyede mi?" diye mırıldandı siyah kıyafetli orta yaşlı adam.
İlk sütunun aydınlandığını gördüğünde şaşırmış, ikinci sütünün aydınlandığını gördüğünde şok olmuş ve üçüncüyü, dördüncüyü, beşinciyi gördüğünde... Ve tüm sütunlar parlak bir şekilde aydınlandığında kafasında sadece tek bir düşünce vardı... Bir rüyada olmalıydı. Saçma bir rüya, gerçeklikten çok uzak saçma bir rüyaydı. Fakat bilinçaltı ona... bunun bir rüya olmadığını söylüyordu.
On bir sütünün ışıldaması durmayıp, tam tersine ışıklar gittikçe şiddetleniyordu. Sonrasında çeşitli desenler parlayıp solarak ışıldamaya başladı. Hızlıca parıldayan ilk sütun ikinci sütunun da parıldamasına sebep oldu ve sonunda tüm sütunlar parıldayan başladı ve ışık desenleri arttı... Neredeyse Ling Chen'in dikkatini çekmeye çalışıyor ve kendilerini seçmesini sağlamaya çalışıyor gibiydiler.
Bu daha önce ne görülmüş ne de duyulmuş bir şeydi. Siyah kıyafetli orta yaşlı adam rüya görmediğine inanamıyordu, çünkü onlarca yıldır Kahraman Ruhların Salonu'nu koruyordu. Yine de önünde oluşan durumu açıklayabilecek hiçbir kelime bulamıyordu.
Fakat bu sınıf eğitmenlerinin beklediği bir şeydi. Çünkü Ling Chen "Ruh Kurbanı" yeteneğine sahipti. Bu tüm sınıfların aşırı bir şekilde arzuladığı bir güçtü ve ruhunun devasa bir güce sahip olduğu anlamına geliyordu. Bu sütunların hepsi böyle birinin miraslarını taşıması için can atıyorlardı. Çünkü yeteneklerini zirvede kullanabilirdi... Tıpkı gururları bir kenara atıp, kendi sınıflarını seçmesi için birbirleriyle savaşmaları gibi. Eğer siyah kıyafetli orta yaşlı adam Ling Chen'in daha önceden "Ruh Kurbanı"nı nasıl açtığını biliyor olsaydı, bu kadar şok olmazdı.
"Sen... adın ne?" Ling Chen'in arkasında titreyerek durup sakinleşmeye çalışırken sordu. Geçmişte Kahraman Ruhların Salonu'na gelen herkese, kim olursa olsun soğuk davranmıştı. Kimseye isimlerini ya da geçmişlerini sormamıştı. Bu Kahraman Ruhlar Salonu'na meydan okuyan birine içgüdüsel olarak ismini sorduğu ilk seferdi.
"Ling Tian." diye cevap verdi Ling Chen.
"Ling Tian...",derin bir nefes alıp, tekrarlamaya başlayan orta yaşlı adam ismi ezberlemeye başladı. İlerisini işaret ederken: "Gördüğün gibi tüm sütunlar aydınlandı... Bunun anlamı yeteneğin hepsi tarafından onaylandı. Fakat sadece seni onaylamayıp, aynı zamanda senin tarafından seçilmeyi arzuluyorlar gibi duruyor... Kahraman Ruhların Salonu kurulduğundan beri böyle bir şey ilk defa oluyor. Sahip olduğun yetenek Unutulmuş Kıta'nın gördüğü en büyük yetenek olduğu söylenebilir. Neredeyse sana rakip olabilecek kimse yok.", dedi.
Orta yaşlı adamın yaptığı değerlendirme yapılabilecek en büyük değerlendirmeydi ve yaptığı en büyük övgüydü, ki açık bir şekilde sesi bile titriyordu.
"Şimdi ileri gidebilir... ve sana en uygun olan sütuna karar verebilirsin ya da en sevdiğine benzer bir güç seçebilirsin... Fakat unutma ki sadece bir tane seçebilirsin ve o tek güçte başarılı olmak için sadece tek şansın var.", dedi siyah kıyafetli orta yaşlı adam. Fakat zihninin derinliklerinde böyle bir durumun gerçek olduğuna hâlâ inanamıyordu. Tüm bu süre boyunca kahramanları seçen her zaman sütunlar olmuş ve sütunların biri tarafından seçilmek en büyük onur ve zaferdi... Fakat şimdi istediği gücü özgürce seçebilecek biri vardı. Eğer bu gerçeklik gözlerinin önünde olmasaydı, kim söylerse söylesin buna inanmazdı.
Ling Chen onaylar şekilde kafasını sallayarak sağa doğru, açık kırmızı şekilde parlayan sütuna doğru gitti.
"Fakat dikkatli ol, ortadaki sütunu seçme... Bunu hatırlamalısın!", orta yaşlı katı adamın sesi arkasından Ling Chen'in kulaklarında yankılandı.
Ling Chen'in adımları yavaşlamaya başladı... O bile ortadaki sütuna dokunmamı istemiyor. Savaşçı eğitmeni de bunu söylemişti, ortadaki sütunda tam olarak ne gizli?
Fakat çok fazla sorgulamadan Ling Chen ilk sütuna doğru gitti ve kırmızı ışığın içinde bu güce dair bilgileri okurken tam önünde durdu.
[Kırmızı Nilüfer Savaşçısı]
Unutulmuş Şehir'in uzun süredir kayıp olan en büyük savaşçısından gelir, "Kırmızı Nilüfer Kılıç Tanrısı." Biri bu gücü miras aldığında sınıfı, "Kırmızı Nilüfer Savaşçısı - Kırmızı Nilüfer Kahramanı - Kırmızı Nilüfer Kralı - ???'na" değişecektir. Biri iki elinde de silah olarak birer kılıç tutar ve kılıç dansı kırmızı nilüfer karmik ateşini tutuşturacaktır. Kişi sıradan savaşçıların çok daha fazla saldırı gücü elde edecek ve sıradan savaşçıların asla elde edemeyeceği ateş yeteneklerine sahip olacaktır. Gücü herkesi ezecek ve cehennem kadar korkutucu olan kırmızı nilüfer karmik ateş denizinde dans edebilecektir.
Ling Chen ilk sütunun önünde dururken kırmızı ışığı parlak bir şekilde ışıldarken kendisini seçmesi ve yeteneklerini ona geçirmek için kıvranıyordu. Ling Chen üç dakika boyunca önünde durduktan sonra ikinci sütuna doğru yürüdü.
İkinci sütun gümüşi beyaz bir ışıkla parıldadı.
[Gök Yargıcı Okçusu]
Unutulmuş Kıta'nın en iyi okçusundan gelmekte, Gök Yargıcı Keşişi. Bu güç miras alındıktan sonra sınıfı "Gök Yargıcı Okçusu - Kutsal Gök Yargıcı Okçusu - Yüce Gök Yargıcı Okçusu - ????'na" değişecektir. Silah olarak ok ve yay kullanırken, Gök Yargıcı Okçusundan gelen her ok heybetli bir güç barındırır. Mesafe ya da güç fark etmeksizin sıradan okçular fazlasıyla aşar ve sadece tek bir ok göğü delecek ve binlerce ok denizi boğacaktır.
Ling Chen: “…”
Birkaç dakikalık sessizlikten sonra Ling Chen üçüncü sütuna doğru ilerlemeye başladı.
[Buz Zehri Suikastçısı]
Unutulmuş Kıta'nın "Buz İblisi Hayaleti'nden" gelmekte, miras alındıktan sonra sınıfı "Buz Zehri Suikastçısı - Kara Buz Katili - Siyah Buz Zehri Gölgesi - ????'ne" değişecektir. Silah olarak kısa kılıç kullanır ya da hiç bir silah kullanmamayı seçebilir. Saldırmak için buz kullanabilir ve hareketlerini sınırlayabilirken, bu yetenek çayırların en zehirli yılanları kadar korkutucudur.
Dördüncü sütun:
[Rüya Gölgesinin Kılıç Ruhu]
Uzun zamandır kayıp olan "Rüya Gölgesinin Mutlak Kılıcı'ndan" gelmekte, miras alındıktan sonra sınıfı "Rüya Gölgesinin Kılıç Ruhu - Rüya Gölgesinin Kılıç Özü - Rüya Gölgesinin Kılıç Azizi - ????'na" değişecektir. Silah olarak çift kılıç kullanır, tek elde tek kılıç kullanmayı ya da iki elinde çift kılıç kullanmayı seçebilir. Eğer aynı anda iki elinde de aynı kılıcı tutarsa, bu şekilde kılıçların haşmeti zirveye çıkacak ve kılıçlar birlikte dans ettiklerinde eşsiz olacaklardır.
"Ha?" Dördüncü sütunun sınıf açıklaması Ling Chen'in ilgisi çekmişti. Bu sınıf sana aynı anda iki kılıç kullanmana izin veriyor, İkizler Küresi'ni hesaba katarsan, bu aynı anda iki çift elli kılıç kullanma ihtimali yaratan gördüğü ikinci şeydi. Bu sınıfın gücü İkizler Küresi'yle kıyaslanamaz bile... İkizler Küresi sadece iki silah kullanmayı mümkün kılmıyor, aynı zamanda iki silahın da güçlerini biriktiriyor ve bu özellik bu sınıfın gücünü aşmasını sağlıyordu... Ancak bu sadece İkizler Küresi'nin olağanüstülüğünü kanıtlıyordu. Çünkü bu sınıf normal sınıflardan çok daha güçlüydü ama eğer iki silahın gücünü biriktirebilseydi gücü çok daha büyük olurdu.
Beşinci sütun...
[Elf Rahibi]
Gizemli Elf Ormanı'nda yer alan Elf Klanı'nın XXX'inci "Elf Kraliçesi'nden" gelmekte ve miras alındıktan sonra sınıfı "Elf Rahibi - Elf Vaizi - Elf Kahini - ????'na" değişecektir. Vücudu ellerin güzel ışığıyla çevrelenir ve güçlü iyileştirme ve destek yeteneklerine sahip olur. Ayrıca düşmanlarına saldırmak için doğayı kontrol etme gücüne de sahip olur ve bu sınıfı miras alacak olan Elf Ormanı'nda girmeyi seçerlerse Elf Klanı tarafından hoş karşılanacaklardır.
Beşinci sütundan sonra ortada en büyük sütun duruyordu ama Ling Chen durmayıp ortadaki sütünü geçti ve direkt olarak altıncı sütuna gitti. Ardından yedinci sütun, sekizinci sütun, dokuzuncu sütun ve onuncu sütun.
Her sütun kendine has özellikleriyle büyük güçlere sahip güçlü bir sınıf bulunduruyordu. Bu sınıfların her birinin güçlü kahramanlardan geldiğini ve normal gizli sınıfları aştığı reddedilemezdi. Normal gizli sınıflar sıradan sınıflardan güçlü olsalar da sıradan olanları büyük ölçüde aşmıyorlardı. Hatta sıradan sınıflardan daha zayıf olanlar da vardı. Ancak bu sınıflar sıradan olanları oldukça fazla şekilde aşıyordu. Bu sınıflardan hangisi seçilirse seçilsin, seçen kişi sıradan olanlardan güçlü olacaktı.
Eğer tüm bu bilgi sızarsa, o zaman kim bilir tüm oyuncular ne tür bir katliam yaratırdı.
Ling Chen'in sütunlara bakmayı bitirdiğini gördüğünde: "Hangisini seçeceğiniz karar verdin mi?", diye sordu siyah kıyafetli orta yaşlı adam.
Ling Chen kafasını sallayıp, ortadaki sütuna doğru yürüdü: "Son bir tane kaldı!"
"Onu görene gerek yok. Çünkü onu seçmemelisin.", diye cevapladı orta yaşlı adam. Fakat o konuşurken, Ling Chen çoktan ortadaki sütuna gitmiş ve bilgileri okuyordu. Sütun aydınlanması rağmen sütundan gelen bir bilgi yoktu.
"Neden bunu seçemiyorum?" diye sordu Ling Chen. "Eğer parlıyorsa, bunun anlamı gücünü bana miras bırakmak istiyordur değil mi?"
"Evet, yeteneğini onayladı... Ancak bu sadece yeteneğin olduğu anlamına geliyor.", katı bir ifadeyle cevapladı orta yaşlı adam. "Fakat bu sınıfı miras almak için sadece yeteneğe değil, aynı zamanda gücünü de onaylaması gerekiyor. Gerçekten de bu gücü miras edinmek istiyorsan, o zaman bir güç testinden geçmen gerekiyor... Korkutucu derecede bir yeteneğe sahip olsan da bu sadece yetenek. Sadece bir kaç gündür bu dünyadasın, ne kadar yeteneğin olursa olsun, gücün testi geçmenin yakınından bile geçmiyor. Orijinal olarak bu güce sahip olan tarafından yaratılan bu test hayal edebileceğin her şeyden çok daha zor. Şu anda sahip olduğun güçle testi geçmen imkânsız... Ufacık bir şansın bile yok!"
Ling Chen kaşlarını çatar: "Test gerçekten de bu kadar korkunç mu?", diye sordu.
Kafasını sallayarak: "Bilmiyorum ve gerçekten bilen de kimse yok.", diye cevapladı orta yaşlı adam. "Kahraman Ruhların Salonu yaratıldığından beri bin yıl geçti. Bir ya da iki sütünün onayını alan sadece on beş kişi oldu ama güçleri miras alarak ayrılan sadece dokuz kişi oldu. Neden biliyor musun?"
"...çünkü altısı ortadaki sütunun testine meydan mı okudu?", dedi Ling Chen.
"Doğru, o altısı ortadaki sütun tarafından onaylandı. İki sütun tarafından onaylanan iki dahi bile vardı. Fakat ortadaki sütünün gücünün peşinde olduklarından hepsi teste girmeyi denedi... Altısı da seni oldukça aşıyordu. Fakat..."
"Hepsi başarısız mı oldu?
"Hayır... hepsi öldü. Cehennem gibi olan teste altı yaşayan insan yollandı ama dışarı çıkan tek şey ölü bedenleriydi."
Ling Chen: “…”
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..