Sıfırıncı Dünya 1. Cilt: 5. Bölüm Kara Ölüm Wilma Tores (1/2)

avatar
216 2

Sıfırıncı Dünya - Sıfırıncı Dünya 1. Cilt: 5. Bölüm Kara Ölüm Wilma Tores (1/2)


Sıfırıncı Dünya

1. Cilt: 5. Bölüm Kara Ölüm Wilma Tores (1/2)

 

Wilma tıpkı bir avcı gibi avına atılırken Lilina onun gelmesini bekliyordu. Wilma yeterince yaklaşmıştı ki Lia bir anda Lilina'nın önüne atladı.

 

-Ne!?

 

-Bu bir şeyi değiştirmeyecek!

 

Wilma sağ elindeki hançeri sola doğru savururken, Lia ise ufak bıçağı ile saldırıyı durdurmayı planlıyordu. Wilma "Benim hançerlerim o küçücük meyve soyma bıçağını keser." diye düşünüyordu ki saldırısının karşılandığını fark etmişti. Etraftaki herkes, özellikle Wilma, bu duruma şaşırmıştı. Bu şaşkınlığı avantajına kullanmak isteyen Lia, hançere doğru kuvvet uyguladı ve Wilma'nın dengesini bozdu. Dengesini toparlamadan üzerine atıldı fakat Wilma saldırısından yuvarlanarak kurtuldu.

 

"Bu inanılmazdı." diye düşünüyordu Yuno. Az önce olanların birkaç saniyede gerçekleştiğine inanamıyordu. Güçsüz olduğunu anlamıştı ve büyüsü olmayan Lia bile Wilma'yla baş edebilir gibi gözüküyordu. Diğer tarafta Wilma "O hizmetçinin bu kadar dirençli olabileceğini bilmiyordum. Üstelik dövüşmeyi biliyor. Eğlencemi baltalamadan ondan kurtulmam gerek." diye düşünüyordu.

 

-Uzak mesafeli saldırılarınız ile beni koruyun Lilina Hanım. Sen de onu koru Yuno.

 

-An... Anlaşıldı!

 

Lia bir lider gibi talimatlarını söyleyip yeniden Wilma'nın ona gelmesini bekliyordu. Bu sırada Wilma artık gülümsemiyordu ve hançerini sıkıca kavradı. Hızla ileriye atıldı. Bu sefer yukarıdan aşağıya bir savurma hareketi yaptı. Lia bu hamleyi yine bıçağı ile durdurdu. Wilma bunun olacağını biliyormuş gibi boşta kalan eliyle Lia'nın karnına bir saplama hamlesi yaparken Lia bu hamleden kurtulmak için geriye zıpladı.

 

Birkaç saniyelik bir duraksamanın ardından bu sefer ileriye atılan kişi Lia'ydı. Bıçağını çeşitli yönlerde sallayıp duruyordu ve Wilma bu saldırılardan kolayca sıyrılıyordu. Sonra Wilma aniden eğildi ve Hançerlerden birini Lia'nın ayağına sapladı. Lia içinden "Hızlı!" diyordu ve refleks olarak diğer ayağıyla Wilma'nın suratına bir dirsek geçirdi. Wilma yere düşerken Lia'ya cılız bir tekme attı. Yere düşerken hızla toparlandı ve üstüne gelen su kürelerinden sıyrıldı.

 

-Benim de savaşa katılmam gerekiyor.

 

-Ne!? Lia'nın dediklerini dinlemeyecek misin?

 

-Burada öylece beklersem bunu kazanabileceğimizin bir garantisi var mı?

 

Yuno, Lilina'nın yanından ayrılıp mücadeleye katılmak için fırsat kollamaya başladı. Lia ayağındaki hançeri çıkarmak istiyordu. Bundan faydalanmak isteyen Wilma vücudundaki kapalı bölgelerden üç adet bıçak çıkardı ve onları Lia'ya fırlattı. Yuno "Bu bıçaklardan birini alabilir miyim?" diye düşünüyordu ve etrafta onları arıyordu.

 

Lia bıçaklardan Wilma ise ona atılan su kürelerinden kaçınıp aynı anda birbirlerine koşmaya başladılar. Silahlarını tıpkı iki keçinin toslaması gibi birbirleri ile kapıştırdılar. Bu çarpışmadan dolayı Wilma'nın hançeri kırıldı. Lia'nın küçük ve muhtemelen sadece ev işleri için tasarlanmış bıçağı ise sapasağlamdı ve Wilma'nın omzuna saplanmıştı.

 

-Anlıyorum. Elindeki şeyin ne olduğunu biliyor musun?

 

-Evet. Sonuçta ona toz kondurmuyorum.

 

"Fırsat bu fırsat!" diye düşünen Yuno, Wilma'nın attığı bıçaklardan birini alıp Wilma'nın üstüne yürümeye başladı. Wilma, Yuno'nun geldiğini anlayarak önce Lia'nın karnına bir tekme atıp hızla arkasını döndü. Yuno kendine içinden "Eyvah! Silahını bir önce savur!" diyordu ve hızla silahını aşağı indiriyordu ki Wilma onun kolunu kavradı ve hızlı bir hareketle Yuno'nun kolunu kırabilecek pozisyona gelmişti.

 

-Demek beni öldürebileceğini zannediyorsun? Hanımefendilere karışmak kabalık olmuyor mu?

 

-Se.. Seni or...

 

Yuno, Wilma'ya bir şeyler söylemek istese de bu duruma düştüğü için kendisine sövüyordu. Lia da kendine sövmek istiyordu ama şu anda dert etmesi gereken şeylerin sayısı artmıştı. Yüzünün şekilden şekle girdiğini gören Wilma bir kahkaha patlatarak;

 

-HAHAHAHAHA!!! Yüzünü sevdim! Çaresizliğini buradan hissedebiliyorum. Acaba bu oğlanın ölümü senin yüzünden mi ola...

 

Lia bu sözleri duyduktan sonra öyle bir hızlanmıştı ki Wilma buna şaşırdı. Bunun yanında eş zamanlı gelen su kürelerini de fark etti. Wilma yüzünü Lia'ya döndü. "Yuno yanımda iken bana saldırmayı aklından dahi geçiremez." diye düşünüyordu. Lia onu yanıltacaktı çünkü canlı kalkan olarak kullandığı Yuno'yu tekmeledi.

 

-Na... Nasıl!?

 

Attığı tekmeden ortaya çıkan kuvvet Wilma'nın, Yuno'yu bırakmasına neden oldu. Wilma dengesini zar zor toparlamıştı ki ona gelen su kürelerinden birkaç tanesi ona isabet etmişti. Kürelerdeki yüzey gerilimi kemikleri kırabilecek ve organlara hasar verecek kadar güçlüydü. Yuno ise Lia'dan aldığı tekme yüzünden kan kustu ve karnını tutuyordu. Midesi delinmiş gibi hissediyordu ama ölmekten iyiydi.

 

-Bu tekme için... Teşekkür... Ederim...

 

-Bana teşekkür filan etme. Sana Lilina Hamının yanında kalmanı söylemiştim.

 

-Hizmetçiyi dinlemeliydim Yuno.

 

-Ne!? Olamaz!!!

 

-Efendim!!!

 

Wilma sinsi bir çakal gibi Lilina'nın yanında bitmek üzereydi. Lilina kendini koruyan su küresini yapmaya çalışıyordu ama buna vakti yoktu. Attığı küreler ise bu sefer Wilma'ya isabet etmemişti.

 

-İŞİN BİTTİ YARI ELF!!!

 

Wilma vahşice hançerini savurdu. Lilina'nın kaçınmaya fırsatı dahi yoktu. Eğer burada ölürse Yuno'da öleceğini biliyordu. Ölümünü tetiklenmemesi için ayağa kalkmaya çalışıyordu ama Lia'nın tekmesinin tesiri beklediğinden fazla çıkmıştı. Her şey burada bitmiş miydi?

 

-Demek ki o bir yarı elf.

 

Aniden tiz bir kız sesi duyuldu. Kıyafetleri ve yüzü kir içinde olan, iki tarafından bağlanmış pembe saçları, mavi gözleri, gülümsemesi ve asasıyla bu haydut kardeşlerden birisi olan Susan'dan başkası değildi.

 

-NE!?

 

-Susan!!!

 

-Merak etme. Eğer bir yarı elfsen artık beni ilgilendirmiyorsun.

 

-SEN DE KİMSİN BE PİSLİK CÜCE!!!

 

Wilma eğlencesine karışan birini daha istemiyordu. Onun oyununu bozanların cezası ölümdü ve hançerini Susan'ın boynuna doğru savurdu. Susan hızlı bir refleks ile asasını yere sapladı ve ondan destek alarak asanın tepesine kadar zıpladı. Hançer asaya çarparken Susan kazandığı ivme sayesinde Wilma'nın yüzüne tekmeyi geçirdi.

 

-Ha?! Cüce değil! Yarı cüce demen gerekiyordu ve seninle kapatmam gereken bir hesabım var Kara Ölüm!

 

************

 

Savaş başlamadan hemen öncesiydi. Uzun ve geniş olan toprak yolda Susan bir elinde asasıyla kelimeleri anlaşılamayan bir şarkı söylüyordu. Şarkısını bitirdikten sonra kendi kendine konuşmaya başladı.

 

-O elf cidden çok korkutucu görünüyordu. Tıpkı hayal ettiğim gibiler. Boşuna Terrasa'da başlarına ödül konmamış.

 

Susan'ın elflere olan algısı Yuno'ya göre çok farklıydı. Hayatı boyunca onlar hakkında kötü şeyler duymuştu. Onlar hakkında iyi düşünmesi de mümkün değildi.

 

-Hem onun başını Terrasa'ya götürebilseydim çok güzel olacaktı. Abimden habersiz para biriktirmekten çok yorulmuştum. Büyücülere katılmak istemiyorsam Felia'dan gitmeliyim ama abim buna izin vermez. Benim hala çocuk olduğumu düşünüyor.

 

Susan ellerine bakıp kendine bunu söylüyordu. Bunu söylerken aklına çocukluk anıları gelmişti. Anne ve babasını özlemişti. Yıllardır hayatında olan tek kişi abisi Nick olmuştu. Buralardan gitmek istiyordu ama abisini de yalnız bırakmak istemiyordu.

 

Tüm bunlar bir yana Susan ilk kez Felia'nın dışına çıkıyordu. Ne zaman melez mahallesinden çıksa tepesinde Nick olduğu için istediği şeyleri yapamazdı ama Nick istediği her şeyi yapardı. Bazen yerlerinin değişip ona ablalık tasladığı hayalini kursa da bunu düşünmeyi bırakıp kendi kendine antrenman yapardı.

 

Hayatı boyunca melez mahallesinde yaşamıştı ve abisinin aksine insanlar onu severdi. Bir yıl önceki olayı gören kişi sayısı az olsa da abisinin ricası sonucu kimse bu durumu bilmiyordu. Bu olaydan sonra Nick iyice korumacı bir tavır takınmaya başlamıştı. Susan bu yüzden ondan habersiz Terrasa'ya gitmeyi düşünüyordu. Terrasa hakkında bildiği şeyler sınırlıydı. Sadece çok büyük bir cüce ülkesi olduğunu ve on yıl önce annesinin büyüdüğü ülke olan Deyho'yu yıkan ülke olduğunu biliyordu.

 

-Umarım abim kendine çabucak gelmez. Gerçi onun tüm büyüsünü aldığım için yakın dövüşte bana karşı bir şansı yok ve kendine gelmesi çok uzun zaman alacak.

 

Susan bu sözünde oldukça netti. Abisi yanındayken daha zayıfmış gibi görünmeyi seviyordu çünkü abisi onu koruyordu. Elindeki asayla ilgilenirken gökyüzünü seyretmeye başladı. Sonra gözlerini kapatıp yeniden geçmişi düşünmeye başladı.

 

Kendisinin ufacık olduğunu, Nick'in eskiden ne kadar nazik olduğunu ve bir cüce olan annesinin bir sofrada yemek yedikleri bir anı aklına gelmişti. Sonrasında küçük Susan başını babasına dönmüştü. O bir insandı fakat yüzünü hatırlayamıyordu. Yüzünü ekşitip gözlerini tekrar açtı. Başını kaşıyarak;

 

-Aaaaaa ben ne yapacağım ki? Keşke...

 

Bu anda ileride bir çatışmanın olduğunu fark etti. "Yoksa elf mi? Birilerine saldıracağından emindim." diye düşünüyordu. Gittikçe yaklaşırken gülümsemesini esirgemiyordu.

 

-Ne...

 

Daha önce gördüğü birisini tekrar görmüştü. Siyah saçlar, siyah gözler, simsiyah hançerler ve korkunç bir yüz. Savaşın olduğu yere yaklaşıyordu ama titremeye başlamıştı. Bu titreme korkudan değildi. Zihni tekrar eskilere giderken gördüğü tek şey kırmızıydı. Öfkesini dizginlemeye çalışıyordu ve bağırıp dikkat çekmemek için dudağını ısırıyordu.

 

-Kara Ölüm...

 

Ağzından bu kelimeler çıkmıştı. Savaş alanında başka kişileri de çıkarabiliyordu. İlki abisiyle kovaladığı Yuno'ydu. Onun yanında ise Susan'a göre aşırı tuhaf davranışları olan Lia'ydı. İkisinin de epey hırpalanmış bir halde olduğunu gördü. Wilma'nın üzerine gittiği kişi ise başını almak istediği Lilina'ydı.

 

-İŞİN BİTTİ YARI ELF!!!

 

Susan, Wilma'nın bu bağırışını metrelerce uzakta olmasına rağmen duymuştu.

 

-Yarı elf mi?

 

Bunu duyduktan hemen sonra aradaki mesafeyi mümkün olduğunca çabuk kapatabilmek için Nick'in büyüsünü kullanarak kendisini hızlandırdı. "Birinin ölmesine izin veremem." diye düşünüyordu ve asasını uzattı. Lilina'ya yetişebilmek için biraz daha büyü kullanmak zorunda kaldı ve...



************



#Sınav haftam dolayısıyla hafta içi boyunca bölüm atamayacağımı hesaplarsak bu bölümü tam vaktimde atıyorum gibi bir şey oluyor. Her şey bir tarafa hikayede olaylar yaşanmaya devam ediyor ve ileride daha fazla sürpriz sizi bekliyor. Bunun dışında başka bir şey yok. Kendinize iyi bakın.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47022 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr