1. Konu - Rüya Görmenin Temel Prensibi

avatar
117 0

Sıradan Bir Kitap - 1. Konu - Rüya Görmenin Temel Prensibi


Biz insanlar ve hayvanlar olarak yaşantımız boyunca farklı farklı rüyalar görürüz. Bu rüyaları uyandıktan sonra ya hatırlarız ya da hatırlamayız. Rüya görmenin sadece bir tane temel prensibi olmalıdır ve o temel prensip ise şudur,

Prensip 1: Rüyalar, düşünülen ve etkisi altında kalınan objelerden, düşüncelerden ve çevreden harmanlanıp meydana gelmek zorundadırlar.

Rüyalar bu bakımdan doğaüstü durumlarla ilişkilendirilemez. Rüyalar tanrıdan veya dinlerin özel tanrılarından bir insana gönderilmiş mesajlar da olamaz. Bu bakımdan, rüyalar sadece düşündüğümüz ve etkisi altında kaldığımız çevrenin bir ürünüdür ve bu ürün çoğu düşünce parçasının ve etkisi altında kalınan kavramların karışımı şeklindedir. Ayrıca, rüya yorumu gerçek değildir. Temel prensip çerçevesinde sadece rüyayı gören kişinin etkilendiği ve düşündüğü kavramları bilebiliriz. Bu da bir psikoloğun işi olmalıdır. Rüya yorumcusu gibi şarlatanların değil! İnsanlara yardım etmek için bu temel prensip referans alınmalıdır. Rüyanın alt ve yine tek bir prensibi daha olmak zorundadır,

Prensip 1,1: Rüyayı gören kişi rüyayı hangi konuda ve hangi zamanda göreceğini bilemez. Ayrıyeten hatırlayıp hatırlayamayacağını da bilemez.

Rüya istem dışı gerçekleşen bir işlevdir tıpkı kontrol edemediğimiz bir kalp kası veya kontrol edemediğimiz bir mide kası gibi fakat bunun da bir istisnası vardır ve sadece bir tanedir.

İstisna: Lucid Dreaming

Bunun sebebi beyinin plastite (zamanla değişen, gelişen) yapısıdır. Bilinç ve farkındalığın daha yoğun olduğu beyin bölgeleri rüyayı kontrol eden beyin bölgelerinin nöronları ile bilgi alışverişi yapıyor olabilir. Böylelikle Lucid Dreaming gibi bir senaryo meydana gelebilir. Beyin bu yüzden özel bir organdır. Plastitetik yapı beynin ezberleri bozan bir organ olduğunun kanıtıdır. Bu kişiler rüya kontrol edebilirler. (Ülkemizde bu konu hakkında daha fazla çalışma yapılmalıdır.)

Özetle, düşünmediğiniz ve çevrenizden görüp etkilenmediğiniz kavram veya olguların rüyasını göremeyeceksiniz. Bir de rüyalarınızda tamamen bilinmezlik içindesiniz ve ne zaman rüya göreceğinizi istemli olarak da kontrol edemezsiniz.

Rüya Tipleri

Rüya tipleri üçe ayrılır ve bu ayrılan tipler şu şekillerdedir,

1-) İyi Rüyalar

2-) Nötr Rüyalar

3-) Kötü Rüyalar

Birinci rüya tipi olan iyi rüyalarla başlamak isterim.

İyi Rüyalar

İyi rüyalar insanlara huzur ve zevk verirler. İyi bir rüya görüp göremeyeceğiniz aslında kısmen belirlidir. Bir günde nelere maruz kalıyor iseniz rüyalarınızın da buna göre şekillenecektir. İyi rüyalar sevilir. İyi rüyaların temelinde insanların gördüğü benzer ve ortak rüyalar şöyledir,

Tanrı Görmek,

Melek Görmek,

Yeşillik Görmek, cennet benzeri kırlarda dolaşmak,

Parlaklık görmek bu parlaklık huzur verir,

Sevişmek, öpüşmek, aşk ilan etmek,

Çok güzel yiyecek yemek, sevdiği şeyi yemek,

Çok fazla parasının olduğunu görmek yani zengin olduğunu görmek,

Heyecan verici yeni şeyler yapıyor olmayı görmek,

Kariyerde yükseliş görmek,

Canının çektiği şeyleri yapıyor olduğunu görmek,

Birçoğu daha iyi rüyalar arasındadır.

Nötr Rüyalar

Nötr rüyaların bir mantığı bulunmaz maruz kalmakla da alakası dahi yoktur. Bunlar tamamen mantıksız rüyalardır ve insanlara asla bir anlam teşkil etmezler. Bu mantıksız rüyalar insanlara ne zevk verirler ne de acı verirler. Mantıksız rüyaların hatırlanması zordur çünkü hiçbir duygu temelleri yoktur. Duygu temelleri olmadığı için de hatırlanmaları güçtür ve beynin çoğunlukla gördüğü rüya tipi nötr rüyalardır. Hiçbir insan bu rüyaların tamamını tam anlamıyla hatırlayamaz. Bunun öncül sebebi hafızanın duygularla çok yakın ilişkide olmasından kaynaklanır. Çoğu insana göre bu kısımlar beynin bilinçaltı kısmı olarak düşünülür. Beyin bir şeyler çalıştırır çalıştırmasına fakat bilinçte idrak yoktur. Nötr rüyaların temelinde insanların gördüğü benzer ve ortak rüyalar şöyledir,

Amaçsızlık, nedensizlik, birden oluverme, cisimlerin absürtçe parçalanması, abartılar,

Nötr rüyalardır.

Kötü Rüyalar

Kötü rüyalara insanlara korku ve acı verirler. Kötü bir rüya görüp görmeyeceğiniz aslında kısmen belirlidir. Bir günde neye maruz kalıyor iseniz rüyalarınız da buna göre şekillenecektir. Kötü rüyalardan nefret edilir, görülmek istenmezler. Kötü rüyaların temelinde insanların gördüğü benzer ve ortak rüyalar şöyledir,

Şeytan, İblis, İfrit, Cin, Yüzü gözü çirkin veya bozuk yaratık görmek,

Cehennem benzeri kötü ve leş bir yerde bulunduğunu görmek,

Kendisine işkence edildiğini görmek,

Üstün kötücül varlıklar tarafından korkutulmak veya takip edilmek ya da sürpriz ataklar,

Düşmek veya ayağının takılması,

Kalp durması veya ölüm hissiyatı,

Araba kazası, düşerek ölmek,

Karanlık Adamlar görmek, karanlık görmek, karanlık varlık görmek, karanlık cisim görmek, karanlığın içinden ses gelmesi, karanlıktan kopan çığlık, karanlıktan gelen ıslık, karanlığın davet etmesi, karanlığa doğru yürümek ve kendini durduramamak, üstüne karanlık çökmesi, boğulma hissiyatı yine ölüm ana temalı (Primatların karanlıktan korkmaları gerekliydi ve böylece birlikte durarak hayatta kalmışlardır. Bu durum da primat özelliklerinden gelen bir çekincedir. Hala izlerini çoğunlukla taşırız ve karanlıktan korkarız çünkü hayatta kalma güdümüz genetikten zaman mirası olmuştur (Karanlıktan hayvan çıkabilir ve karanlıkta ne olduğu bilinmez yılan ısırabilir vd.).),

Birçoğu daha kötü rüyalar arasındadır.

Rüyanın İşlevi

Rüyanın işlevi otomatikliktir. Bir kere başlangıçta uykunun gelmesi hissiyatı otomatiktir ve genellikle uyanık olduğumuz evrenin 12. Saatinde bastırır. Bu otomatiklik sonucunda yatağa yöneliriz ve uyumak isteriz. Üstümüze bir yorgunluk ve halsizlik düşer. Bunların hepsi otomatik olur. Yatağa bu yorgunlukla ve halsizlikle yönelip yattıktan sonra uyku hissiyatının getirdiği göz kapağı güçsüzlüğü ile gözlerimizi yumarız. Bu durumlar da otomatiktir çünkü eğer otomatikliği bilincimiz ile bozarsak uyuyamayız. Son hamlede gözümüzü artık kapatırız ve bir süre sonra yine otomatik bir şekilde direkt olarak uykuya girmiş oluruz. İşte şimdi uykuya giriyorum diyerek uykuya giremeyiz çünkü eğer bunu kendimize dersek yine kendimizi bir bilince sokmuş oluruz ve uykumuz bozulur. Fark ettiyseniz bilincin kendi kendimizle konuşmak olduğunu kavramış olduk. Ayrıca bilinç, akışı (otomatikliği, robotluğu, var olanı ve kodlanmış olanı) bozmaktadır. Tam uyurken uyuyacağınızı düşünmeyi deneyebilirsiniz. Bulunduğunuz durumu düşünmek kendi kendinizi yorumlamanız ve kendi kendinizi düşünmenize sebebiyet verip yine kendi kendinizle konuşmanıza itecektir sizleri. Böylelikle uyuyacağınızı düşünerek yine uykunuzu bozmuş olacaksınız. Yani uyku otomatiktir, direkttir ve kodlanmıştır. Motor fonksiyon değildir.


Yazarın Notu: Bu kitap sürekli güncellenir. İlk bölüm bu gün böyle olabilirken diğer gün daha da uzun ve farklı gerçeklikleri içeriyor olabilir. Bu kitap dinamik bir kitaptır statik değildir! Bu kitabın ilk bölümünü ilk defa bir internet platformuna paylaşıyorum. Kitapta daha bir sürü konu var ve paylaşıp paylaşmayacağım şu anlık belirsiz. Kitabın adı da dinamiktir.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44799 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr