"Merhaba..."
Aron en sonda kendi başına oturan çocuğun yanına sade bir selam vererek oturmuş ve yemeğine odaklanmıştı. Diğerlerinin aksine yemeğinin hepsinde doğal enerji bulunuyordu. Üstelik Gelişim Merkezi açıldığı için yenilen yemekte ki enerji doğrudan oraya akacaktı. Bu da Aron'un yetişime başlayabilmesini kolaylaştıracak bir şeydi.
Aron'un kendi masasına geldiğini gören çocuk ise derin bir şekilde esneyerek "Merhaba acemi dostum. Günaydın." demişti. Göz torbalarının hafiften şişik olması ve sürekli esnemesi, Aron'a çocuğun yorgun olduğunu anlatır gibiydi.
"Benim adım Aron Silas Eternal. Hizmetler bölümüne yeni girdim ve tanıdığım kimse yok. Tek boş yerde burası olduğu için buraya geldim."
Aron'un içten tanışma faslını seven çocukta gülümseyerek elini uzatmıştı.
"Merhaba Aron. Benim adım Alex. Tanıştığıma memnun oldum. Umarım güzel vakit geçiririz." diyerek yemeğine odaklanmıştı. Aron da onu takip ederek yemeğini yerken, çevresinde ki kişilerin aslında Alex'e normal bir şekilde bakmadığını hissetmişti. Sanki ona bir ucube gibi bakıyorlardı.
Yemek bittikten sonra yemekhaneden birlikte çıkan ikili, malzeme deposuna doğru ilerlemişlerdi. Malzeme deposu yemekhanenin biraz yanında yer alan büyük bir depoydu. Bu deponun içerisinde bir sürü ekipman malzemesi vardı. Fakat Ağaç Hizmetlilerinin işi kolay olması için balta gibi kesici aletler en önlere konulmuştu.
Aron ve Alex içeriye doğru girerken, Alex Aron'a rehberlik etmeye çalışıyordu.
"Buraya ne şekilde geldiğini az çok duydum. Aslında bir çoğumuz gibi köle olarak getirilmediğine memnun olmalısın. Dün geldiğinde bir kaç kuralın sana anlatıldığını biliyorum. Bugün ise bir hizmetli olarak hayatın başladığı için tek tük sana rehber olmak istiyorum. Hem bana arkadaşlık etmiş olursun."
Alex'in bu sözlerinden sonra kaşlarını çatan Aron, baltasını alırken, bu çocuğun çektiği sıkıntıyı gözlemlemeye çalışıyordu. Genel anlamda Alex'in yanına hiç bir arkadaşı yoktu. Ağaç Bölümünde herkes üçlü dörtlü gruplar halinde çalışıyorlardı. Alex ise kendi başına gibiydi ve ona doğru bakan kişiler gerçek anlamda bir canavara veya ucubeye bakar gibi bakıyorlardı.
"Öncelikle Ağaç Hizmetlerinden genel olarak bahsedeyim. Ağaç Hizmetlileri günlük 10 ağaç getirme zorunlulukları vardır. 10 ağaç getirmezlerse akşam yemeğini alma haklarını kaybederler. Normal şartlarda bir ölümlünün günde 10 ağaç kesmesi gerçekten zor olduğu için bize özelleştirilmiş baltalar veriliyor. Elimizde ki baltalar Ki Enerjisi ile güçlendirilmiş baltalardır. Böylelikle günde 10 ağaç kesmek mümkün olabiliyor. 10 ağaçtan sonra ise serbestsin. Kimisi burada kendine yeni bir hayat ve düzen kurdu. Bu kişiler için Ağaç Hizmetleri bölümü bir velinimet. Özellikle aylık olarak aldığımız 1 altın da ödülün ödülü gibi."
Bu konuşmalar eşliğinde ilerleyen ikili, kısa bir süre içerisinde orman bölümüne gelmişlerdi. Orman Bölümünün başlangıç tarafında bir çok grup birlikte çalışarak ağaçlara baltalar ile vurarak indirmeye çalışıyorlardı. Baltaların her vuruşunda ortama biraz rüzgar akımı çıkıyordu.
"Baltalar Rüzgar Ki'si ile güçlendirilmiş olmalı. Bu şekilde baltalar hem daha keskin hem de daha hafif oluyorlar."
Aron baltaları izlerken, Alex ormanın biraz daha ilerisine giderek hiç kimsenin olmadığı bir yere gelmişti. Daha sonra ona doğru bakan Aron'a bakarak "Diğer kişileri sevmiyorum. Bana bakışlarını az çok görmüşsündür. Bu yüzden sakin bir ortamda çalışmak daha kolay." derken baltasını gererek ilk ağaca vurmaya başlamıştı.
Aron, Alex'in durumunu az çok anlamıştı. Alex diğerleri gibi hayatını burada geçirmek istemeyen birisiydi.
"Sen hayatını burada geçirmek istemiyorsun... Büyük ihtimalle her gece yetişim kitabına odaklanarak enerjiyi hissetmeye çalışıyorsun. Bu yüzden de geceleri uykusuz kaldığın için uyku torbaların ve yorgun bir görünüşün var. Diğerleri de bu davranışını ahmakça bulduğun için sana öyle bakıyorlar."
"Kısmen doğru dostum."
Tak..!
Tak..!
Alex bir yandan ağaca vurmaya devam ederken, bir yandan da cevap veriyordu.
"Ben hayatımın geri kalanını burada ağaç keserek ve aileye karışarak geçirmek istemiyorum. Her zaman bir yetişimci olmak istemişimdir. Fakat enerjiyi hissetme konusunda biraz kötü bir yeteneğim var. Tabi ki diğerlerinin bu davranışı ahmakça bulmalarının sebebi tarikatın gerçek yüzü."
"Tarikatın aslında ne Hizmetliler bölümüne nede Dış ve İç saha öğrencilerine değer veriyor. Tek önemsedikleri kişiler Kıdemliler ve Çekirdek Saha Öğrencileri. Öyle ki Dış ve İç Saha öğrencileri bir çok zaman kaynaklar için birbirlerini katlediyorlar. Tarikat ise buna sessiz kalıyor. Yetişimin temelinde rekabet yattığına inanıyorlar. Fakat konu Çekirdek Saha öğrencilerine geldiğinde ise muazzam bir koruma sergiliyorlar."
"Ağaç Hizmetleri bölümünde ki kişiler, yetişime başlayarak nispeten güvenli ve doğa ile iç içe olan bu ortamı terk edip, ölüm ile burun buruna yaşayacağım Dış Sahaya gitmemi ahmaklık olarak görüyorlar." derken Aron'un ifadesine bakmıştı.
"Sanırım sende öyle görüyorsun...Özellikle Kıdemli Drake'in sana sağladığı faydalardan sonra."
Alex son sözlerini söyledikten sonra 10 dakikadır vurduğu ağacı sonunda yere indirmeyi başarmıştı. Ağaç büyük sesler eşliğinde yere inerken, Alex'de oturduğu yerde dinlenmeye başlamıştı.
"Dış sahaya geçmek için yetişimi açmak yetiyor mu ?"
Aron'un birden sorduğu soru üzerine bir kez daha Aron'u inceleyen Alex, acaba onu yanlış mı değerlendirdim diye düşünmüştü.
"Hayır. Sadece yetişimi açabilmiş birisi Dış Sahada hayatta kalamaz. En azından bir tane Dao kavrayabilmiş olman gerekiyor."
Aron'un bu sözlerden sonra düşünceli bir duruşa geçmişti. Alex ise bunu yanlış anlayarak bazı şeyleri açıklamak üzere konuşmasına başlamıştı.
"Dao dediğimiz şey anlayış anlamına gelir. Çevrende gördüğün her gücün, her ruhun ve maddenin bir Dao'su bulunur. Rüzgar Dao'sundan Güneş Dao'suna, Doğa Dao'sundan Ağaç Dao'suna kadar... Kısaca anlayış geliştirebileceğin her şeyde Dao bulunur. Dış Saha içinse bir tanesini kavramış olman lazım. Dao'ların da kavrayış dereceleri olsa da, bunlar şu anda bizim ilgilenmemiz gereken şeyler değil."
Geçmiş hayatında her türlü enerjiyi deneyimlediği için ruhunda milyonlarca Dao'yu mükemmel bir şekilde barındıran Aron, bu sözlere sadece gülümsemiş ve Alex'e bakmıştı. Gerçek anlamda ölümlüler arasında enerjiyi hissederek yetişim yapmaya çalışanların sayısı çok azdı. Fakat Alex gibi azimli ve hırslı kişiler bunlardan da nadirdi.
Alex'in sırf yetişime başlamak için gösterdiği gayret yüzünden dışlanması onu bile rahatsız etmişti. Bu yüzden bir ağacın yanına giderek elini ağaca koydu. Onun bu hareketini gören Alex, kaşlarını kaldırarak ona bakmıştı.
"Dostum her ne kadar ağaçlardan sadece beş tane kadar kesmen gerekse de, elini koyarak onları kesemeyeceğini biliyorsun değil mi ?"
Aron bu sözleri pek takmadan ağaca bakmıştı. Milyonlarca yıllık Dao birikimi ile balta olmada bu ağacı köklerinden ayırabilirdi. Fakat yapmadan önce Alex'e döndü.
"Sana enerjiyi hissetmen konusunda yardım edebileceğimi söylesem ne düşünürdün ?"
Alex bu sözlere alaylı bir şekilde "Gülerim Aron. Hatta gülmekten altıma bile sıçarım." demişti alayla.
Aron bu cümleler ile birlikte gülümsemiş ve ağaca geri odaklanmıştı. Yemeklerden elde ederek gelişim merkezine depoladığı enerji, gelişim merkezinin içerisinde Ki Enerjisine dönüşmüştü. Aron bu Ki Enerjisini sahip olduğu Dao Anlayışı ile Ağaç Ki'sine dönüştürmüş ve gelişim merkezinden çıkartarak eline doğru yönlendirmişti.
Gelen Ağaç Ki'si, Aron'un elinin yeşil bir şekilde parlamasına sebebiyet vermişti. Alex, Aron'nun kolunun yeşil bir şekilde parladığını görür görmez, ağzı iki karış açık derecede ayağa kalkmıştı. Bir an sonra Ağaç Ki'den etkilenen ağaç, Aron'un milyonlarca yıllık Ağaç Dao'sundan etkilenerek hareket etmeye başlamış ve yerin altından çekmeye başladığı köklerini bir hışımla daha da yukarıya çekmiş ve tek parça şeklinde yere yıkılmıştı.
"B-B-Bu.... S-S-Sen enerjiyi kullanabiliyorsun! Hem de Ağaç Dao'sunda muhteşem bir anlayışın var. Y-Yoksa çoktan yetişim alemlerine girdin mi ? S-Sen de bunu nasıl başardın..." derken yıllardır enerjiyi hissetmeye uğraştığı zamanları hatırladı. O yıllardır uğraşıyordu. Fakat yeni gelen birisi enerjiyi hissetmekle kalmamış, üzerine tek bir hamlede Ağaç Dao'sunu kullanarak bir ağacı köklerinden ayırabilmişti.
"Bunlar önemsiz. Tek bilmen gereken şey sana yardım edebileceğim. Azmin ve hırsın beni gerçek anlamda etkiledi. Hizmetler bölümünden çıktığımda bir can dostuna ihtiyacım olacak. Çünkü anlattıklarından tarikat içerisinde gruplaşma olduğunu fark ettim."
Aron bir yandan konuşurken bir yandan gelişim merkezini kontrol etmişti. Az önce ki hareket hali hazırda ki Ki Enerjisinin yüzde beşini götürmüştü. Tek bir ağaç için böylesine enerji gittiğini gören Aron, yüzünü buruşturmadan edememiş ve Alex'e ilerlemişti.
Alex'in yanına geldikten sonra "Meditasyon pozisyonuna geç ve gözlerini kapat. Enerjiyi düşünme, sadece hayal et. Kendini kuru bir toprak, enerjiyi de bir sıvı olarak olarak düşün. Bırak toprak çevrede ki tüm sıvıları çeksin." demiş ve ellerini Alex'in omzuna koymuştu.
Alex bu değişik düşünce tarzını bira garip bulsa da, denemekten zarar gelmez diye düşünerek denemeyi düşünmüştü. Alex'in deneyeceğini anlayan Aron, Saf Ki Enerjisini gelişim merkezinden çıkartarak koluna getirmiş ve Alex'in omzundan doğru vücuduna aktarmaya başlamıştı.
Saf Ki Enerjisinin gelmesi ile omzunda bir parlama oluşan Alex, Aron'un talimatlarını takip ederek hayal etmeye başlamıştı. Bir süre omuzda biriken Saf Ki Enerjisi, Alex'in tüm omzunun bembeyaz parlamasına sebep olmuştu.
Aradan çok geçmeden Alex'in vücudunda ani ama bir o kadar da ufak bir aura oluşmuş ve omzunda ki parlaklık azalarak vücut tarafından özümsenmişti.
"Hissediyorum!"
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..