SOTR 67: Genç Dükü Kışkırtmak mı?

avatar
7062 10

Sovereign of the Three Realms - SOTR 67: Genç Dükü Kışkırtmak mı?


 

Çeviren:Mert İlbay Düzenleyen:Eren Diakotra

  

Bana bunlarla gelme! Jiang Tong daha önce dışarıda değildi, daha sonra da değil ama ben gelince mi dışarıda?” Bronz gong gibi bir ses seslice yankılandı.

 

Jiang Chen ve diğerleri daha yakınlaşmadan bile hengameyi duymuştu.

 

Şef Jing, gerçekten dışarıda. Duyduğum kadarıyla genç dük geri geliyormuş ve üçüncü lord Nehir Dalgası Şehri’nin dışına gidip onu karşılayacakmış.

 

Dük malikanesinin hizmetçilerinin insanlarla uğraşırken bile hala oldukça nazik oldukları söylenebilirdi.

 

Genç dük mü? Huh! O gülünç züppe Jiang Chen mi?” Bronz gong gibi olan ses bir parça küçümseme taşıyordu.

 

Jiang Tong’un nereye gittiği umrumda değil, burada bekleyeceğim!” Jiang soyadlı adamın son derece baskın bir ses tonu vardı.

 

Jiang Chen’in kaşları hala uzakken çatılmaya başladı. Artık “Zefir’in Kulağı”nda antrenman yaptığı için duyma yetisi Jiang Tong’unkinden bile iyiydi ve doğal olarak konuşmayı uzaktan net bir şekilde duyabiliyordu.

 

“Jing soyadlı şef? Bu Kırmızı Tomurcuk Kabilesinden Jing Man olabilir miydi?” Jiang Chen geçmiş benliğinin hatıralarından Jiang Han bölgesinin yetkisinin altında on büyük kabile olduğunu biliyordu.

 

Kırmızı Tomurcuk Kabilesi en güçlü kabilelerden biriydi ve Jiang Han’daki on kabilenin en önde geleni idi.

 

Bu yüzden, Jing Man her zaman daha otoriter olmuştu. Bu insanı sindirebilen Jiang Han’ın Dükü, Jiang Feng, dışında bütün Jiang Han bölgesindeki kalan bütün insanlar isteklerine razı olmak zorunda kalıyordu.

 

Onun oldukça otoriter bir insan olduğunu anlamak için birinin onun bugünkü vahşi ve küstah ses tonunu ve Jiang Tong’un ismini nasıl direkt söylediğini duyması yeterliydi.

 

Jiang Tong alaycı bir şekilde gülümsedi ve kafasını hafifçe salladı. “Chen’er, yalnızca senin baban Jing Man’i dizginleyebiliyor. Doğrudan malikaneye gir, ben onunla ilgilenirim.”

 

Jiang Tong’un işin içinde Jing Man olunca biraz ürktüğü belli oluyordu.

 

Herkesin tarafında birkaç diken çıkardı ve Jiang Chen bunu iyi biliyordu.

 

Ayrıca kaba dili ve zorbaca otoriterliği de fazla umursamıyordu, fakat bu Jing Man otoriter davranışını abartırsa Jiang Chen orada öylece beklemezdi.

 

Kimse emrinin altında her an sorun çıkartacak inatçı bir baş belası istemezdi.

 

Hadi gidelim!

 

Jiang Chen atı ile öne geçerken sesi çekingendi.

 

Eh? Üçüncü lord geri dönmüş!” Hizmetçiler, at korteji belirdiğinde hemen Jiang Tong ve oğlunu görmüşlerdi.

 

Fakat, Jiang Tong ve oğlu başka bir gencin etrafında toplanmış idi. Bu genç bir maymunun güçlü kollarına ve bir kurdun esnek beline sahipti. Tanıdık fakat aynı zamanda tuhaf bir ağırbaşlı prestij duygusu gözlerinden yayılıyordu.

 

Jiang Tong bağırdı, “Genç düke saygınızı gösterin!

 

Genç dük mü?

 

Üç yılın sonunda Jiang Chen’de olan değişimler eski benliğini terketmesine ve yeniden doğmasına sebep olmuştu. Geçmiş zamanlarını hala andıran fiziki özellikleri dışında, Jiang Han’dan ayrıldığı zamana kıyasla geri kalan her alanda artık çok değişmişti.

 

Genç düke selam olsun!

 

Jiang Han malikanesindeki hizmetçiler sıkı bir eğitimden geçmişlerdi ve anında saygılarını göstermek için dizlerinin üzerine çöktüler.

 

Jing Man ve grubuna gelince, hepsi liderleri, Jing Man’a baktılar, ve diz çökerek saygı göstermeye zahmet etmediler.Jing Man ellerini beline koydu ve Jiang Chen’e göz ucuyla baktı. Hareketleri oldukça kaba ve sevimsizdi ve Jiang Chen’e bir bakış atarak baştan aşağı onu süzdü.

 

Genç dük. Beni affedin, ben, Jing Man, yalnızca Jiang Han’ın Dük’ünü selamlarım. Jiang Han Dükü’nü canlı kanlı görmeden diz çökmediğim için beni affedin.

 

Jing Man’in adamları da Jiang Chen’i ölçtükten sonra, Jing Man’in arkasından kibirlice gülümsediler. İfadeleri, genç dükü gördükten sonra gerekli saygıyı içermemekle birlikte bazıları kaşlarını kaldırıp birbirlerine sinyal olarak göz bile kırptı.

 

Jing Man, değil mi?” Jiang Chen içten içe sinirlense de, herkesin ortasında tartışma yaşamak istemedi. “Saygı göstersen de göstermesen de ben Jiang Han bölgesinin genç düküyüm. Yalnızca sana soruyorum, neden malikane kapısında şamata çıkartmak için adamlarını getirdin? Edebin adabın yok mu?

 

Jing Man içtenlikle güldü. “Neden mi? O zaman bunu Jiang Tong’a sor!

 

Jiang Tong’un yüz ifadesi biraz garipti. “Jing Man, kişisel meseleleri özel olarak konuşalım. Genç dük daha yeni geldi, onu rahatsız etmeyelim.”

 

Ne rahatsızlığı? Geri dönmüş olması daha iyi, artık şahit olabilir.“Jing Man koca ağzıyla pis pis baktı.

 

Ne olursa olsun, konuşmak için içeriye girelim. Böyle ulu orta olay çıkartarak asilliğinize leke sürmeyin.” Jiang Chen malikaneye girişte önden giderken yüzü karardı.

 

Jiang Tong, Jiang Chen’in bu denli sabırlı olmasına şaşırmıştı ve onu içeriye doğru takip etti.

 

Jing Man’in hiçbir şeye saygısı yoktu ve kıkırdayarak onları içeri takip etti.

 

Jiang Chen, malikaneye girdikten sonra Jing Tong’a gözünü dikti, çay servis edilmişti ve herkes yerine oturmuştu. “Üçüncü amca, neler oluyor. Anlat.”

 

Ai, Şef Jing. On yıldan uzun süren bir ilişkimiz var ve on yıl önce nişan hediyesini kabul ettin. Evlilik sözleşmesini bozmak gibi bir şey yapmak zorunda mısın? Bundan bahsetmişken…”

 

Jing Man elini salladı, “Orada dur! Çocukları bunun içine sürüklemeyecektim ama madem bahsettin dürüst ve açık olalım. Sözümden dönmüyorum, bu çocuğun isteksizliği yüzünden. İkisinin anlaşamamasını ve evlendikten sonra karışıklık çıkıp herkesin delirmesini dilemiyorsun değil mi?

 

Nişan hediyesi, evlilik sözleşmesi, çocuğun isteksizliği.

 

Jiang Chen hızlıca konunun özünü anladı.

 

Evet, Bu Jing Man adlı herif evlilik sözleşmesini bozmak için buradaydı.

 

Şef Jing, dürüst ol – nişan hediyesinden memnun değil misiniz? Fazla küçük olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bunların hepsi tartışılabilir. Benim Jiang ailem ne konuda sizin sevgili kızınıza laik olmayabilir?”

 

Jiang Tong öfkesini yatıştırdı ve sert  bir ton kullanmayarak olayı yumuşatmaya çalıştı.

 

Bu sözleri birçok kez duydum ve bu sefer zırvalıklarınızı dinlemeyeceğim. Nişan hediyelerini geri getirdim, sayım yapabilirsiniz.”

 

Jing Man belli ki bu konuşmayı devam ettirmek istemiyordu. Nişan hediyelerini iade etmek ve evlilik sözleşmesini bozmak için buradaydı.

 

Elinin bir hareketi ile, Jing Man’in hizmetçileri altı geniş sandık getirdi.

 

Nişan hediyeleri burada, bir eşya bile eksik değil. Sayım yap Jiang Tong. Eğer başka bir şey yoksa, kabileme geri dönüyorum.” Jing Man, genç dük Jiang Chen’i bu mesele boyunca görmezden geldi.

 

Jiang Tong’un yüzü hafifçe kırmızıya döndü. Jing Man’in kibirli hareketleri orta yaşlı sakin adamı açıkça derinden yaralamıştı.

 

Elleri sıkıca kıvrılıp yumruk oldu. Sesi konuşurken hafiften titreyerek, “Şef Jing, nişanı bozabilirsin, ama böyle belirsiz bir şekilde değil! Söyle bana, neden? Benim Jiang ailem senin Kırmızı Tomurcuk Kabilene nasıl bir yanlış yaptı?” diye sordu.

 

Jing Man hafifçe gülümsedi, “Konumuz Jiang ailesinin benim Kırmızı Tomurcuk Kabileme yanlış yapıp yapmadığı değil. İlk olarak, sen, Jiang Tong, Jiang Han’ın Dük’ü değilsin. Senin oğlun hiçbir zaman Jiang Han’ın Dük’ü olmayacak. İkinci olarak, çocuğun isteksiz olduğunu zaten söylemiştim. Cai’er, evlilik sözleşmesini iptal etmekte isteksiz. Neden bir şey demiyorsun?”

 

On üç veya on dört yaşlarında bir kız Jing Man’ın arkasında duruyordu. Kabilesinin takısını takıyordu, saçını topuz yapmıştı ve topuzunda üç tavuskuşu tüyü vardı.

 

Genç kızın yüz hattı renkli ve güzeldi. Nazik ve sevgi dolu bir havası vardı. Ayrıca yaşına uygun olmayan bir kurnazlığı vardı.

 

Jiang Yu, Cai’er sizin eski jenerasyonun sarhoşken anlaştığı saçma bir evliliğe uymayacağınıza inanıyor?”

 

Jing Cai’er'in kaşları doğal bir naziklik ile oynadı ve canlı sesinden  yayıldı.

 

Jiang Yu, Jiang Chen’den bir yaş küçüktü fakat önemli meseleler söz konusu olunca kafası karışık bir insan değildi. Utangaç bir şekilde, “Haksızsın diyemem. Fakat, bu konuya yaklaşımınız Jiang aileme resmen bir hakaret. Bu durumu böyle hallederseniz Jiang ailemin haysiyetini hiç düşündünüz mü?”dedi.

 

Haysiyet mi?” Jing Cai’er hafifçe gülümsedi. “Haysiyet size verilmez ama kazanılır. Jiang Yu, madem konusunu açtın, sana tek bir soru soruyorum. Benim eğitimim şu an yedi meridyenli saf qi’de ve bir yılda sekiz  meridyenli saf qi’ye geçme şansı var. Sen saf qi’nin kaçıncı meridyenindesin?”

 

Konu buydu! Yedi meridyenli saf qi gerçekten de kabileden doğma bir mürit için olağandışı bir varlık seviyesiydi.

 

Nihayetinde Gizli Ejderha Denemeleri’ndeki varislerin çoğu bile bu seviyede değildi.

 

Jing Cai’er'in Jiang Chen’den daha genç olması ve eşinden bir veya iki yaş daha genç olması da cabasıydı.

 

Sen yalnızca beş meridyenli saf qi seviyesindesin. Denkler arasında iki meridyen gerçek qi seviyesinin ne kadar değişiklik yapacağını biliyor musun?

 

Ayrıca, babamın dediği gibi, senin baban Jiang Han’ın Dük’ü değil ve sen asla Jiang Han’ın Dük’ü olamayacaksın.”

 

Jiang Yu’nun ağzı açık kalmıştı ve dili düğümlenmişti. Tereddüt ederek,”İleride Jiang Han’ın Dükü olmayacak olsam da, Jiang Han’ın dükü yine de kardeşim.”

 

Sözler ağzından çıktığı anda pişman oldu. Neden? Neden böyle şeyleri bu züppe kıza açıklıyordu?

 

Heh heh, kardeşin?” Jing Cai’er Jiang Chen’e aşağılayıcı bakışlarla baktı. “Jiang Yu, bu kadar saf olmayın! Kuzeninizin gösterdiği değersiz yeteneklerle kurtlar ve kaplanlar gibi rakipler arasında düklüğünü koruyabileceğini mi düşünüyorsun?”

 

Jiang Chen güldü. Bu Jing ailesi hançerlerini, planlarının haritasını çıkardıktan ve gerçeği dillendirdikten sonra gösterdi.

 

Potansiyel bakımından, Jiang Yu, Jing Cai’er'den çok daha gerideydi.

 

Statü ve pozisyon bakımından, Jiang ailesi düklüğünü kaybedebilirdi. Jing Yu, Jiang ailesinin doğrudan bir ferdi değildi. O zaman nasıl bir geleceği olabilirdi?

 

Bir yoldan, Jing ailesinin sözleşmeden dönmesinin sonucunun ne olacağı gün kadar açıktı.

 

Bir çay fincanı aniden yere fırlatılmıştı!

 

Sonunda Jiang ailesi tarafından biri daha fazla dayanamamıştı ve kontrolünü kaybetmişti!

 

Fakat, kontrolünü kaybeden ne Jiang Chen ne de Jiang Tong veya oğlu idi, ancak Jiang Chen’in arkasındaki kişisel kahyası Jiang Zheng’di!

 

Başkentte toplumun birçok farklı yüzünü görmüştü ve başkentteki nüfuzlu insanlar bile genç düke karşı itaatkar, uysal ve yaltakçıydı. Ama şimdi Jiang Han bölgesindeki kendi topraklarına döndüklerinde neden bu denli bir maskaralık ile karşı karşıyalardı?

 

Öncelikle burası Jiang ailesinin bölgesiydi. Jiang ailesi sözlerini tuttu ve herkes Jiang ailesinin önünde saygılı ve hürmetliydi.

 

Bu Jing ailesi fazla dizginsizdi!

 

Bu yüzden, Jiang Zheng çileden çıkmıştı!

 

Jing Man, baba olan sen  ve kızın şov yapıyor, fakat bir şeyi farkettin mi? Burası Jiang Han malikanesi ve burası Jiang Han Dükü’nün toprağı!” Jiang Zheng haklı bir öfke ile doluydu.

 

Jing Man soğukça güldü. “Efendin konuşmadı, senin gibi hizmetçi bir köpek neden yaygara çıkartıyor?”

 

Ben bir hizmetçiyim tamam! Ama Jiang Han malikanesinde senin de bir hizmetçi olduğunu unutmuş gibisin. Jiang Han bölgesinde hepimiz Jiang ailesinin hizmetçileriyiz!

 

Genç dükü gördüğünde saygı göstermiyorsun - bir usta ile hizmetçi arasındaki farkı biliyor musun?

 

Evlilik sözleşmesini bozuyorsun – soyluluğun onur konsepti hakkında bir şey anlıyor musun?

 

Kızınız genç düke saygı göstermiyor - üstünlüğe saygı kavramını anlayabiliyor musun?

 

Ustana saygısızlık ediyorsun, evlilik sözleşmesini bozuyorsun ve terbiyesizce konuşuyorsun. Bu cesareti sana kim verdi? Bu yüreği kendinde nereden buluyorsun?”

 

Jiang Zheng arka arkaya sorular sorarken dili bir mızrak ve dudakları da bir hançer gibiydi ve kontrolden çıkıyordu.

 

Jing Man’in ağzı açık kalmıştı ve dili tutulmuştu, şu anda  ne diyeceğini bilmiyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44355 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr