CİLT I: KAPININ ARDINDA HARİKA OLMAYAN BİR DÜNYA VAR
BÖLÜM 2: KEDİNİN MACERASI
Kesinlikle burası berbattı.
Burada olmayı istemiyordu. Neko tatlı bir çocuktu ve bir hanımefendiydi. Onun gibi birine böyle pis bir yer asla uygun olamazdı.
Kanalizasyonun kötü kokusu burnuna bağladıkları büyü taşına sahip bir bez sebebiyle zamanla etkisini yitirse de büyülü taş kokunun Neko’nun tenine ve kıyafetlerine sinmesini engelleyemezdi. Neko’yu, genç ve tatlı bir hanımefendiyi buraya sokarken annesinin aklından ne geçiyordu acaba?
Neko kanalizasyonun ne olduğunu öğrendiği andan beri bu fikre karşı çıkıyordu. Tanıdıkları güvenilir bir kaynak bu kanalizasyon sistemini takip ederek Sigma kulesine ulaşabileceklerini söylemişti ama kimse buraya gelene dek kanalizasyonun ne olduğunu Neko’ya söylememişti.
Neko: Merak ediyorum da, benim gibi üstün bir varlığı, asil bir hanımefendiyi buraya sokarken ne düşünüyordunuz? Annemin derhal bir açıklama yapmasını istiyorum.
Sharley: Yapma ama Neko. O kadar da kötü değil, biliyorsun. Hatta ben kokuya alıştım bile ve akan sudan uzak durduğunda üzerine pislik de sıçramayacak.
Neko: Senin açıklama yapmanı istemedim, aptal insan.
Sharley, Neko’nun annesi Rie’nin çırağıydı. O da annesi gibi Arak büyüsüne yatkınlık sahibiydi. Ayrıca hızlı öğreniyor ve ayak işlerini yapmaya gönüllü oluyordu. Kötü birisi değildi fakat Rie’ye karşı duyduğu hisler nedeniyle Neko onu sevmiyordu.
Rie: Sharley’e karşı bu kadar kaba olmamanı daha kaç kere söyleyeceğim? Yalnızca Sharley’e karşı da değil, herkese karşı, bu aptal insan ne demek oluyor?
Annesi tarafından azarlandığında yüzü asıldı. Artık Sharley yüzünden annesinden azar işittiğinden dolayı Sharley’den daha fazla nefret ediyordu.
Neko daima annesi tarafından övülmek, sevgi ve şefkatle kucaklanmak istiyordu. Sert bir ses tonuyla azarlanmak Neko’nun alışkın olduğu bir şey olsa da Neko bundan hoşlanmıyor ve küçük kalbinin yara almasına yol açıyordu.
Neko: Anne hariç. Anne aptal olmayan bir insan.
Tabi ki de annesi bir aptal değildi. Rie onun yaratıcısıydı ve Arak büyüsünde uzmanlaşmış güçlü bir büyü kullanıcısıydı. Annesine aptal demek gibi bir saygısızlığı asla yapmazdı. Ve annesi bir aptal olsaydı bile, ona duyduğu sevgi yüzünden böyle bir şey söyleyerek kalbini kırmak istemezdi.
Sharley: Sorun değil, usta. Ben buna alıştım. Neko’nun duygularında dürüst olmayan birisi olduğunu biliyorum. Eminim içinde bir yerlerde bana karşı sevgi besliyordur.
Neko: Unut bunu, yok öyle bir şey.
Sevmiyordu. Annesini paylaşmak istemiyordu ve Sharley, Rie’yi sevdiği sürece Neko da Sharley’i sevmeyecekti.
Sharley: Gerçekten hiç dürüst değilsin, Neko~
Sharley ona bir gülümseme verdi ama gülümseyerek Neko’yu yumuşatabileceğini zannediyorsa yanılıyordu. Sharley’nin gülümsemesini bırak, annesi ve kendisinin yakınında olmasını bile istemezdi. Ona bir cevap verme gereği duymadan annesine döndü.
Neko: Beni neden bu pis yere getirdiğini açıklamanı istiyorum. Eğer düzgün bir açıklaman yoksa da beni kucağında taşımanı istiyorum. Evet, beni kucağında taşımalısın. Nadide bir sanat eserini taşır gibi, özenle, hiçbir pisliğin bulaşmadığından emin olarak.
Belki içinde bulunduğu durumu kullanarak annesinden bir kucakta taşınma hakkı alabilirdi. Ne kadar zekiyim, diye düşünüp zafer kazanmış gibi gülümsedi. Kelimeleri doğru bir şekilde kullanmış, ona bir neden vermişti. Sözlerinin etkili olacağına emindi.
Rie: Hayır, olmaz.
Ve Neko’nun tıpkı Sharley’nin sevgisini reddettiği gibi annesi de hızlıca Neko’yu reddetmişti. Küçük kedi kız kırılan kalbinin sesini duyar gibi oldu. Neko gibi birisi, zarif bir hanımefendi, bir tatlılık abidesi nasıl reddedilebilirdi? Yer pisti ve ayakkabılarının tabanı bu pis yere basarken kirleniyordu. Burada yürürken giydiği temiz beyaz elbisesinin kirlenmesi de an meselesiydi. Neko nadir bir çiçeğin korunduğu gibi korunmalıydı.
İtiraz etmek için adımlarını hızlandırdı ve annesinin önüne geçerek yolunu kesti.
Neko: Ne demek olmaz? Benim üstüm kirlenirse ne olacak? Zaten bu pis koku temiz tenime sindi bile. Bir de üstüm kirlenirse ne olacak? Beni buraya hiç bilgilendirmeden sokuyorsunuz ama ihtiyaçlarımı bile karşılamıyorsunuz! Sharley’e kaba davrandığım için mi? Neko bu yüzden mi reddedildi? Eğer bu yüzdense o aptaldan özür dilemeli miyim? Bunu yaparsam kucağına alacak mısın beni?
Parmağını annesine doğrultmuş, nefes almak için bir kez olsun durmadan hızlıca sıralamıştı cümlelerini. O reddedilemezdi. Reddedilse bile en çok sevdiği kişi tarafından reddedilmemeliydi.
Rie: Şehrin güvenli sokaklarında yürüyüş yapmıyoruz. Kanalizasyonda dev böcekler olabilir. Eğer öyle bir şey varsa her an dövüşe hazır olmalıyız. Seni kucağımda taşırken hazırlıksız yakalanmak istemem.
Dev böcekler mi? Bu Neko’ya söylenmemişti ve böyle bir şey varsa bu Neko’nun kucakta taşınması gerektiği gösteren bir başka sebepti. Gücü sayesinde karşısına dev bir böcek gelse bile öldürebilirdi ama böceklerle savaşma işi bir hanımefendinin görevi değildi.
Neko: Eğer böcekler varsa onların bana ulaşmaması için beni kucağında taşıman gerekir. Ve böcekler gelirse Sharley önden giderek kaçmamız için onlara yem olu- yani önden giderek böcekleri öldürür. Ne Neko ne de Neko’nun annesi böceklerle uğraşmamalı.
Sharley: Eğer bu usta içinse sorun değil ama böcekler tarafından yenilmediğim bir senaryoyu tercih ederim.
“Sen yem olsan en iyisi olurdu. Böylece Neko ve annesinin arasında bir başkası olmazdı.”
Bu tartışma bir yere gitmediğinden, Neko da annesini Sharley’e vermeyeceğini söylemekten bıktığından düşüncesini dile getirmedi. Yine de Sharley’nin yem olduğu senaryo Neko’nun gülümsemesini sağladı.
Neko en azından annesinin elini tutabilmeyi isterdi ama iki eliyle birden tuttuğu harita onun ellerini meşgul kılıyordu.
Rie: Bu haritaya göre yakınımızda bir yerlerde bir kat aşağıya inen bir merdiven var. Müdür bize buradan aşağıya indikten sonra daha dar fakat kanalizasyona bağlı olmayan bir alana geçeceğimizi söyledi. Aşağıya indiğimiz zaman önümüzdeki birkaç yol ayrımından sonra dümdüz ilerleyecek ve sonra Sigma kulesinin altında olacağız.
Sharley: Burada!
Aşağıya inen merdiveni bulan Sharley, Rie’nin işine yaradığı için sevinmiş ve aferin bekler gibi Rie’ye bakmıştı. İstediği övgüyü alamadı ve yolun tehlikeli olup olmadığını kontrol etmek için merdivenden inen ilk kişi oldu. Böylesi daha iyiydi, aşağıda tehlikeli bir şey varsa önce zayıf halka olan Sharley elenir ve tehlikeyi fark eden Neko da annesini alarak buradan kaçardı.
Neko’nun hayalini kurduğu senaryo gerçeğe dönüşmedi. Sharley aşağısının güvenli olduğunu ilan edince önce Neko ardından da Rie aşağıya indi.
Aşağısı tıpkı annesinin söylediği gibi kanalizasyon sisteminden ayrıydı. Burada da böcekler ve duvar köşelerindeki örümcek ağları vardı ama en azından yolun ortasından geçen bir bok nehri bulunmuyordu.
Neko: Eğer kucağın olmazsa sırtın da olabilir.
Önerisi bir sessizlik tarafından reddedilmiş ve bunun üzerine Sharley onu taşımak için gönüllü olmuştu. Neko onu kaba bir şekilde reddetmiş ve bir böceği ezerek ayakkabılarını daha fazla kirletmemek için daha dikkatli yürümeye başlamıştı.
Neko: İlginç, çok çabuk yoruldum.
Bu seferki kucakta taşınmak için bir bahane değildi. Gerçi, Neko için öncekiler de bir bahane değil, mantıklı sebeplerdi. Ama bu sefer daha ciddiydi. Neko gerçekten de yorulmaya başlamıştı ve bu da ilginçti. Gece görevinde oldukları için sabahleyin uykusunu güzelce almıştı. Ayrıca uyanık olduğu zamanlarda da normal bir çocuk gibi oldukça enerjikti ve biraz yürüdü diye yorulacak değildi.
Sharley: Ben de biraz yorgunum sanki. Belki de kanalizasyonun kokusu yüzündendir.
Neko: Ben o kadar yorgun değilim aslında.
Sharley ile aynı görüşte olmak onu rahatsız ediyordu. O yorulduysa Neko daha saatlerce ayakta durabilirdi. Sharley’den daha güçlü, daha zeki, daha tatlı ve daha özel birisiydi. Rie’nin sevgisini hak edecek tek kişi oydu.
Neko’nun üstünlüğü bir yana, yorulmuştu. Belki Sharley’nin söylediği gibi koku yüzünden kendini yorgun hissedebilirdi ama Neko psikolojik yorgunluk ve fiziksel yorgunluğu ayırt edebiliyordu. Şu anda kendini yorgun hissetmesinin sebebi başka bir şeydi.
Fazla endişelenmeme gerek yok, diye düşündü. Eğer onları yoran etmen kokudan başka bir şeyse annesi bunu derhal fark eder ve önlemini alırdı. Onun yanındayken tamamen güvendeydiler.
Sharley, Neko ve Rie’nin önünde ilerlerken önlerindeki yol ikiye ayrıldı. Sharley burada durdu ve eliyle Neko ve Rie’ye de durmalarını işaret ettikten sonra kafasını duvarın köşesinden çıkartarak yolun güvenli olup olmadığını kontrol etti. Yüzünde endişeli bir ifade vardı.
Sharley: İleride bir şey hissettiğime eminim.
Kendini duvara yakın tutarak ileriye çıktı ve çevresinde bir tur dönerek etrafı kontrol etti.
Neko bunun yanlış alarm olabileceğini düşünebilirdi. Ona göre bu, tam da bir aptalın yapabileceği bir şeydi. Ama Sharley’nin yüzündeki ciddi yüz ifadesi Neko’nun da endişelenmesini sağladı.
Eğer Sharley gördüğü küçük bir fareden korkup Neko’yu endişelendirmek gibi bir şey yaptıysa cezalandırılması gerekirdi. Bunun haricinde korktuğu şey küçük bir fare olsa da Neko bir tehlike riskini görmezden gelemezdi. Annesi Rie’yi korumak için Sharley’nin sözüne kulak verecek ve temkinli olacaktı. “Buradan gitmeliyiz,” demek üzereydi fakat Sharley’nin ani çığlığı ve Rie’nin kendisini kucaklayıp geriye sıçrayışıyla kelimelerini yutmak zorunda kaldı.
Karşılarındaki dört kollu iri yaratık, turuncu pulları Sharley’nin yere düşürdüğü meşalesinin ışığında parlarken Rie ve Neko’ya doğru kükredi. Sharley yaratığın bir eli andıran ayaklarının altında ezilmişti.
Hayır, ezilmiş kelimesi yeterli değildi. Yaratığın ayaklarındaki pençeler Sharley’nin bedeninin derinlerine girmişti.
Neko ne yapacağını bilemedi. Sharley’i seviyor değildi ama gerçekten öldüğünü görmek onu dehşete düşürmüştü. Aniden böyle bir olayla karşılaşmak şok ediciydi.
Ama henüz Sharley ölmemişti. Kemikleri kırılmış olabilirdi ve iç kanama ihtimali yüksekti ama hala parmaklarını oynatabiliyordu. Neko onu iyileştirmek için Sharley’e sıçramayı denedi. Neko'nun sahip olduğu şifa büyüsü vardı ve birisi yaralandığında iyileştirmek onun göreviydi. Neko’nun şu an sahip olduğu güç Sharley’i iyileştirmeye yetmeyecek olsa bile onu hayatta tutmaya yeterdi.
Ama ilerlemeyi başaramadı. Kuyruğu annesi tarafından tutulan Neko, annesinin “Aptal,” sözünün eşliğinde geriye fırlatıldı ve canavar Sharley’in üzerinden sıçrayarak üzerlerine atladı. Neko bir eliyle acıyan kuyruk sokumunu tutarken annesi mor kristallerden bir duvarı göz açıp kapayıncaya dek geçen bir sürede canavarın önüne dikti.
Neko: Ama Sharley!
Rie ona cevap vermekle uğraşacak bir durumda değildi. Canavar hiç zorlanmadan kristal duvarın içinden geçti ve Rie’nin üstüne zıpladığında Rie de geriye sıçradı ve tekrar bir kristal duvar daha inşa etti.
Bu seferki duvar daha güçlüydü, buna rağmen canavar için bunu kırmak zor olmadı.
Rie, Neko’yu korumak için onu arkasına almıştı. Canavar ise arkasında Sharley’yi tutuyordu. Hem Rie hem de Neko bu canavarın türünü biliyordu. Genellikle buradan oldukça uzak olan Aram ormanlarında görülen dört kollu avcı gorillerin türündendi. Kesinlikle aptal bir hayvan değildi. Yüksek hızlarının ve bir insanın kafatasını kolaylıkla parçalayabilecek kas gücünün yanında özellikle insanları avlayabilmek adına özel beceriler geliştirmişlerdi.
Bu becerilerden birisi insanların duygularını kullanmaktı. Avcı goril gözüne kestirdiği asıl hedefi yakalamak için bir plan yapmıştı. Önce gözünde daha kolay bir hedef olan Sharley’i yakalamış ve yüksek mana seviyesi nedeni ile daha değerli olan Rie ve Neko'nun kaçmasını engellemek için onu ağır bir şekilde yaralamıştı.
Avcı goril, rakibinin dostunu kurtarmak için geleceğini biliyordu. Rie hızlı olmalı ve Sharley ölmeden yardıma yetişmeliydi. Sharley ise gorilin arkasındaydı, yani Sharley’nin gorilin üzerine gitmekten başka şansı yoktu.
Rie’nin bu durumda iyi düşünmesi gerekiyordu. Vücudundaki mana nedeniyle normal bir insandan daha hızlı ve daha güçlüydü. Yine de avcı gorili hafife alırsa kolaylıkla yem olabilirdi. Şu anda dezavantajlı bir durumdaydı. Ölmeden önce kurtarması gereken bir yoldaşı ve koruması gereken bir kız vardı. Ayrıca Neko arkasında bir meşale tutsa ve Sharley’nin yerdeki meşalesi yanmaya devam etse de bu harika bir aydınlatma değildi. Avcı gorilin aksine Rie’nin karanlıkta hareket etmesini sağlayacak duyuları yoktu.
Endişelenmesini gerektiren bir başka konuysa neden avcı gorili son ana kadar hissetmediğiydi. Sharley bile goril hemen üzerindeyken ve artık ağına düştükten sonra hissedebilmişti. Rie avcı gorillerin kendilerini gizlemek gibi bir yetenekleri olduğunu hiç duymamıştı. Ayrıca vücudu da körelen hisleri ile beraber Neko ve Sharley’in de söylediği gibi kendisine artık daha ağır gelmeye başlamıştı.
Rie: Bir tuzağın içine mi yürüdük?
Gorilin saldırmasını beklemeden önce kendi etrafında gölgeler oluşturdu. Oluşan gölgeler hızlıca mor kristallere dönüştü ve ondan da sivri mızraklara evirildi. Rie’nin tek bir el hareketiyle birlikte mızraklar avcı gorile doğru uçmaya başladı.
Saldırıyı karşılamak avcı goril için çok basitti. Kollarının arkasına saklandı ve pulları sayesinde tek bir yara bile almadı. Yaralanmayı bırakın, onu gören canının yandığını bile söylemezdi. Üstünlüğünü göstermek amacıyla dört kolunu kaldırdı ve iki buçuk metrelik vücudunu tüm heybetiyle sergilerken kükredi.
Goril tedbiri bırakmadan hızlıca arkasındaki Sharley’nin hala yaşayıp yaşamadığını kontrol etti. Sharley yerde sürünerek Rie’ye doğru ilerlemeye çalışırken oldukça acınası bir görüntü sergiliyordu. Avcı goril bunun hakkında bir şey yapma gereği duymadı. Zira bir kaplumbağadan daha yavaş ilerliyordu ve manasını da ölmemek için kendi vücudunda biriktiriyordu. Avcı goril mana miktarını hissedebildiğinden arkasından gelecek bir saldırı hakkında da endişelenmiyordu. Sharley’nin şu an sahip olduğu mana seviyesiyle yapacağı bir saldırı avcı gorili rahatsız edecek düzeyde olmayacaktı.
Neko yapacak bir şeyler arıyordu. Sharley’yi kurtarmak için hareket etmeli miydi? Yoksa annesi ile birlikte buradan kaçması mı gerekiyordu? Sharley’yi alsalar bile onu taşırken yavaşlayacaklardı ve bu yüzden avcı goril tarafından yakalanabilirlerdi. Öyleyse ya yoldaşlarını bırakıp gitmeleri gerekiyordu ya da gorilin işini şu anda bitirmelilerdi.
Annesinin seçimi tabi ki gorili öldürmek olacaktı. O zaman ona yardım etmeliydi.
İki elinin avucunu gorile doğrulttu ve birkaç saniyede biriktirdiği ışık küresini patlattı. Bu saldırı, daha doğrusu yetenek gorilin arkasında olduğundan Sharley’nin gözlerini de yakacaktı ama Neko o anda bunu düşünmüyordu. Annesi gorilin görüşü bulanıklaştığında bu sefer gölgeleri kendi etrafında değil gorilin etrafında topladı ve onları tekrar kristal mızraklara dönüştürdü.
Goril ikinci saldırıyı kolları ile karşılama şansı bulamadı. Yine de ikinci saldırı da gorili birkaç adım geri götürmekten daha fazlasını yapamadı çünkü avcı gorilin güçlü turuncu pulları neredeyse onun tüm vücudunu kaplıyordu.
Saldırı sırası avcı gorile geçmişti, Rie’ye doğru fırladı. Rie gorilin saldırısını karşılamak zorundaydı. Eğer saldırıdan sıyrılırsa goril onu geçer ve Neko’ya ulaşırdı. Bu da Rie’nin istediği bir şey değildi. Bu yüzden, işe yaramayacağını bilse de tekrar bir kristal duvar ördü. Ve onun arkasına bir başka duvar daha, ardından üçüncü duvar.
Avcı goril üç duvarı da yıkmayı başardığında kristal mızraklar kafasına doğru hücum etti. Bunları da eli ile yok etti. Rie gorili yavaşlatmayı başaramamıştı. Saldırıdan kurtulma şansı kalmayınca da gorilin darbesinin öldürücü etkisini yok etmeye odaklandı.
Avcı goril sağ tarafında yer alan iki kolunu kaldırarak Rie’ye savurdu. Bu darbeleri karşılamak adına kendisine daha yakın, daha küçük fakat daha kalın bir başka kristal duvar oluşturdu. Bu duvarın en azından onu yavaşlatacağını umarken vücudunun gorilin vuracağı tarafına da manasını yönlendirdi.
Darbe, Rie’yi bir duvara yapıştırdığında en azından Sharley’nin yakalandığı gibi hazırlıksız yakalanmamıştı. Hiçbir kırığı yoktu ve şanslıysa iç organları da öldürücü bir hasar almamış olurdu.
Tabi saldırı tamamen etkisiz değildi. Ağzından akan kanı hızlıca silip bu sefer büyük bir gölge bulutunu tekrar kendisine doğru koşan gorilin tepesine yönlendirdi.
Rie: Rüzgar!
Rie’nin bağırdığını duyan Neko yapması gerekeni derhal anladı. Ayaklarının dibinden dönerek vücudunda yayılmaya başlayan bir rüzgar dalgasını parmaklarının ucundan canavarın ayaklarına doğru fırlattı.
Neko’nun güçlü rüzgarı canavarın dengesini yitirip sırt üstü yere düşmesine neden oldu. Fırsatını bulan Rie de avcı gorilin üstündeki gölge bulutunu büyük ve ağır bir kristal kayaya çevirdi ve gorilin üzerine bıraktı.
Neko hiç zaman kaybetmeden canavarın üzerinden atlayıp Rie’nin yanına geldi ve Rie onun elinden tutarak Sharley’e doğru koştu. Sharley’nin yanına geldiklerindeyse onu omzunda taşımak için Neko’nun elini bırakması gerekti.
İleriye gitmek Neko’yu rahatsız eden bir karardı. Geriye doğru gidip buradan çıkmayı tercih ederdi çünkü ileride onları ne gibi bir tuzağın, belki de bir çıkmaz yolun bekleyip beklemediğini bilemezdi. Fakat Rie, tekrar gorilin bulunduğu noktadan geçmek istememiş olmalıydı.
Neko, annesinin hızına ayak uydurmak için yavaşlamak zorunda kalıyordu. Annesi ise ikinci bir saldırı olursa omzundaki Sharley’i bırakmadan savaşamayacaktı. Vücudundaki tüm manayı hayatta tutabilmek adına Sharley’e yönlendiriyordu. Annesinin kullandığı arak büyüsü iyileştirme büyüsü değildi. Bu yüzden yolladığı mana yalnızca çırağını hayatta tutmaya yetiyordu.
Nereye gittiklerini bilmeden dümdüz ilerlemeye devam ettiler. Arkalarından avcı gorilin kükremesi tekrar geldiğinde Neko aralarında çok fazla mesafe olmadığını anladı. Tekrar karşılaşacaklardı.
Rie: Neko, onu iyileştir.
Rie dövüşün ikinci yarısı için manasını Sharley’e aktarmak yerine kendi vücudunda toparlamanın daha doğru bir hareket olacağına karar verdi. Neko, Sharley’e dokunabilmek adına annesinin arkasına geçti ve Sharley’in sarkan elini tutarak manasını ona aktarmaya başladı. Bu sırada Sharley çoktan bilincini yitirmişti.
Yeri titreten ayak sesleri yaklaşmaya başladığında şimdiye kadar takip ettikleri dar yolu arkalarında bırakıp açık bir alana ulaşmışlardı. Burası bir yer altı mağarasının içi olmalıydı. Pek çok tünel burada birleşiyordu. Oldukça yüksek bir tavanın altındaydılar, Rie hızlıca etrafı taradıktan sonra Sharley’i bir kayaya yasladı ve Neko’ya onu iyileştirmeye devam etmesini söyledi.
Bu sırada da kendisi rakibi için hazırlanmıştı. Turuncu pullu avcı goril mağaranın içine geldiğinde Rie, daha iyi görebilmek için cebinden çıkardığı bir ışık kristalini havaya fırlatıp patlattı. Artık eskisine nazaran daha aydınlıktı.
Bu dövüşü uzatırsa manası tükenecek ve savunmasız kalacaktı. Rakibini hızlıca öldürmesi gerekiyordu, küçük saldırılar bu işi halletmek için yeterli değildi.
Rie’nin büyüsü ile önündeki zeminde mor bir daire belirmeye başladı. Goril üzerine atladığındaysa mor daireden fırlayan bir kristal sütun gorili mağaranın tavanına kadar taşıdı ve tavanla arasına alarak canavarın acı dolu bir çığlık atmasını sağladı.
Kristali oluşturan mana dağıldığındaysa avcı goril hızla yere çakıldı. Rie yaratığın üzerinde bir başka kristal kaya oluşturdu ve onu avcı gorilin üzerine bıraktı. Goril dönerek bu hamleden kurtuldu. Şaşırtıcı bir çeviklikle ayağa fırladı ve goril tavandayken mesafesini açan Rie’ye doğru koşmaya başladı.
Neko, Sharley’i daha uzak bir alana sürüklediğinden Rie artık arkasındakileri düşünmek zorunda değildi. Birkaç kez havada geriye doğru takla atarak gorilin yumruk darbelerinden kurtuldu. Sırtı mağaranın duvarına geldiğindeyse gorilin arkasına sıçradı ve gorilin yumruğu mağaranın duvarına çarptı.
Gorilin yumruğu o kadar güçlüydü ki duvar boyu oluşan bir çatlak meydana getirdi. Rie, yukarıdan üzerine düşen taş parçalarını görünce az önceki saldırısı ve gorilin yarattığı çatlak nedeniyle mağaranın çökme tehlikesi olduğunu anladı.
Rie: Tünellerden birine girin!
Eğer saldırıları avcı gorili durdurmaya yetmiyorsa öyleyse onu yığın altında bırakmayı deneyecekti. Zaten Sharley’yi uzun bir mesafe boyu sürükleyen Neko için daha da uzun bir mesafeye kendinden çok daha uzun ve ağır bir adımı taşımasını istemek haksızlıktı ama Rie onları taşıyacak durumda değildi. Yaratığın saldırılarından kaçarken Neko’ya rastgele bir tünele girecek kadar vakit kazandırdı.
Artık Neko ve Sharley bir nebze daha güvendeydi. Rie rakibini onlardan iyice uzaklaştırdıktan sonra yüksek bir sıçrayışla gorilin üzerinden fırladı ve o da Neko’nun bulunduğu tünelin girişine yaklaştı. Sıradaki aşamaysa goril aralarındaki mesafeyi kapatmadan uygulanmalıydı. Vücudundaki mananın çoğunu bu son hamle için kullanacaktı. Eğer avcı goril hasar almadan kurtulursa kalan son manasını Neko ile Sharley’nin bulundukları tünele girip o tünelin girişini kapatmak için kullanmayı planlıyordu.
Yerde az önce oluşturduğu gibi pek çok mor daire oluşturdu. Avcı goril kendisine doğru koşarken bu halkaları fark etti ve önceki saldırı nedeniyle deneyimli olduğundan mor kristal sütunlar havaya doğru yükseldiğinde çevik hareketlerle aralarından geçmeye başladı.
Rie bunu hesaplamıştı. Bu yüzden gorile kurduğu tuzağı aktifleştirdi. Avcı goril yeterli mesafeye geldiğinde kendi önünde, havada beliren mor bir halkadan çıkan kristal sütun yatay şekilde gorile doğru ilerledi ve ona kaçma fırsatı vermeden geriye fırlattı. Goril geriye fırladığı için birkaç sütun kırılmıştı fakat diğerleri başarıyla görevini yerine getirdi.
Mağaranın tavanı önce yavaşça çatlamaya başladı, ardından hızlandı ve en sonunda kaçmaya çalışan avcı gorilin üzerine çöktü. Etraf bir toz bulutu ile kaplandığı sırada Neko, bulunduğu yerden molozların altında kalmamak için geriye sıçramış annesini göremedi.
Annesi kesinlikle Sharley’den daha önemliydi. Bu yüzden Sharley’nin ölme ihtimali olsa bile görevini bırakıp toz bulutunun arasına koştu. Ve karşısında o vardı. Şans eseri o anda çöken yerin üzerinde olan tanımadığı bir genç, mucize eseri hayatta kalmayı başarmıştı. Zar zor üzerindeki kaya parçasını itip ayağı kalkmayı başardı. Öksürürken bir yandan da inliyordu. Ağırlığını bir bacağına vermiş şekilde Neko’ya doğru baktı.
Üzerinde hiç görmediği türde kıyafetler vardı. Koyu kahverengi saçları dağılmış, zarif mor gözleri dehşete düşmüştü. Yüzü ve elleri yara içerisindeydi ve acı çektiği belli oluyordu. Neko ve tanımadığı bu genç göz göze geldiklerindeyse molozların arasından çıkan avcı goril ayağa kalktı ve adeta “Yıkılmadım, ayaktayım,” dercesine tüm heybetiyle dikilip kükredi.
Çocuk gorili görüp geriye doğru bir adım attığında Neko arkasında annesinin sesini duydu.
Rie: Neko, kaçıl hemen!
Bundan sonra Neko’nun önüne atladı ve hiç zaman kaybetmeden manasının kalan son kısmını da kullanarak elinde mor bir ışık küresi oluşturdu. Rie yaratığın arkasındaki çocuğu fark ettiğinde artık çok geçti. Fırlattığı mor ışık küresi yayılarak öldürücü bir saldırıya dönüştü ve hem yaralanmış avcı gorilin hem de bir şansızlık eseri buraya düşmüş olan çocuğun sonunu getirdi.
----------------------
Yeni bölümler yarın gelecek, beklemede kalın!
01.02.2021 - 16:46 / Düzenlendi: 03.04.2021 - 23:33
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..