Cilt II - Bölüm 16: Görev Dağılımı

avatar
532 4

Z (ESKİ) Start Again: Mutlu Son İçin - Cilt II - Bölüm 16: Görev Dağılımı


CİLT II: ALTIN MEKTUPLARI

BÖLÜM 16: GÖREV DAĞILIMI

Sert bir şekilde yataktan itildi ve yere yuvarlandı. Zemine çarpan kemikleri sızlarken o da acıyla inledi.

 

Yu: Ne yapıyorsun sen!

 

Ona bu sert muameleyi gösteren kişi Yurine’ydi. Birini uyandırmak için seçeceğiniz en acımasız yöntemlerden birini Yu’nun tatlı uykusunu bölmek için Yurine seçmişti.

 

Yurine: Sen niye benim yanımdasın!?

 

Yu: Ah…

 

Yurine’nin yanında uyumaya öylesine alışmıştı ki odalarında iki yatak olduğunu unutmuştu. Gece sanki dünyanın en normal şeyiymiş gibi uyumak için Yurine’nin yanına uzanmış ve battaniyeyi üstüne çekmişti.

 

Yu: Alışkanlık olmuş işte. Tam da birbirimize alıştık diye düşünürken böyle bir tepki almak fiziksel acı verdiği gibi duygusal bir acı da verdi.

 

Yurine: Hmph.

 

Yurine’nin morali bozukmuş gibi gözükmüyordu. Her zaman olduğu halindeydi.

 

Yu: Her neyse, bugün üst kat için su ısıtılacak, banyo yapabiliriz.

 

Kaldıkları loncada her gün farklı bir kat için sıcak su temin edilirdi. Sıcak su sırası gelen katta ikamet edenler kovalarla suyu kendi odalarına taşır ve bunu banyo yapmak için kullanırlardı.

 

Lucia’nın hanında su sırası beklemelerine gerek yoktu. Kendi küveti olan odalar sayılı olduğu için insanlar istedikleri zaman suyu odalarına taşıyabiliyordu.

 

Tabi burası maceracılar loncası olduğundan loncanın sahibi maceracılara görevlerinden sonra tek başlarına banyo yapma lüksünü her bir odaya küvet koyarak vermişti.

 

Ayrıca insanların sıcak su sırası beklemeden istedikleri şekilde kullanabileceği bir toplu banyo da vardı. Maceracılar görevlerinden döndüklerinde sıranın onlara gelmesini beklemek yerine bu banyoları kullanıyorlardı.

 

***

 

Lylphia: Günaydın.

 

Yu: Günaydın.

 

Lylphia’nın yüzüne baktığı zaman moralinin hala bozuk olduğunu anlayabiliyordu. Muhtemelen Sivina ve Ana da Lylphia gibi asık ve bitkin bir yüze sahipti.

 

Yu böyle oldukları için onları yargılayamazdı. Bir arkadaşı kaybetmek kolaylıkla atlatılabilecek bir durum değildi. Ama Lylphia’nın tepkisini anlamsız buluyordu. Satoshi ile aralarında bir bağ yoktu.

 

Yu da Satoshi ile aralarında gelişmiş bir bağ olmadığından durumu fazla zorlanmadan atlatmıştı. Ama atlatmasını aralarındaki bağın zayıflığı mı yoksa Yu’nun karakteri mi sağlamıştı bilmiyordu.

 

 “Ben, kötü biri miyim?”

 

Bu sorunun cevabı üzerine kafa yormadan kahvaltı masasına oturdu. Kısa bir süre sonra Sivina ve Ana da beraber yanlarına geldi.

 

Yu’nun tahmin ettiği gibi yüzleri dünkünden farklı değildi.

 

Sivina: Günaydın.

 

Ana: Günaydın

 

Lylphia: Günaydın.

 

Tüm grup dikdörtgen şeklindeki masanın iki yanına oturdu ve kahvaltılarını etmeye başladı.

 

Yurine: Bugün ne yapacağız?

 

Çoğu zaman gün içinde yapılacakları kahvaltı sırasında konuşurlardı. Bu onların kısa sürede edindiği bir adetti.

 

Yu: Birimiz dün Lylphia’nın getirdiği listedeki isimleri araştıracak, kalanlarımızsa ormanda biraz dolaşacak.

 

Ana: Orman?

 

Yu: Evet, orman. Bir araştırma gezisi yapacağız.

 

Dün ormanı tanıyan birini arama sebepleri buydu.

 

Yu: Siz gittikten sonra Yurine ve ben bir ormancı ile konuştuk. Ondan ormanın bir haritasını istedim.

 

Eğer hedefleri ormanda saklanıyorsa yaşayabileceği belli başlı alanlar olmalıydı. Korkunç bir katil olsa da bu dünyada canavarlar için bile canavarlar vardı ve ormanın rastgele bir yerinde yaşayamazdı.

 

Yu: Eğer tahmin ettiğimiz gibi çevredeki ormanda yaşıyorsa temiz su konumuna yakın bir yerde olmalı.

 

Lylphia: Ormanın içinden geçen bir akarsu var, buradan su içebilir.

 

Lylphia’nın bilgilendirmesi dün konuştukları ormancının yaptıkları bilgilendirme ile aynıydı.

 

Sivina: Ormanda su kuyuları yok mu? Belki onlardan birinin yakınındadır ya da kendine bir su kuyusu açmıştır.

 

Yu: Ormancının söylediğine göre su kuyularının hepsi şehirde yer alıyor, ormanda o akarsu dışında su içilebilecek bir yer yok. Tabi hayvanlar gibi yerde biriken yağmur suyunu içiyorsa orası ayrı.

 

Ve yerde biriken su çamurlu olacağından bunu yapamazdı. Aslında kendi dünyasında çamurlu suyu temiz suya çevirme yöntemleri vardı ama burada bunu yapmak oldukça zor olduğundan bahsetmeye bile gerek yoktu.

 

Yu: Ve su kuyusu açabilme ihtimali, bu biraz zor geliyor. Eğer su kuyusu açtıysa tüm gezi boşuna olabilir.

 

Lylphia: Peki araştırmaya kimler gidecek?

 

Yu gidecek kişileri önceden belirlemişti.

 

Yu: Yurine ve ben bankoyuz zaten, sen tehlike anında ateş büyüsü kullanabileceğinden sen de varsın ve Sivina da yakın dövüş konusunda bilgili olduğundan o da bizimle gelecek. Ana da listedeki isimleri araştıracak.

 

Sivina: Ana da büyü yapabiliyor.

 

Sivina doğal bir içgüdü ile arkadaşını savunmaya geçmişti. Ondan ayrılmak istemiyor olmalıydı.

 

Yu: Büyücü kontenjanını Lylphia dolduruyor çünkü ateş büyüsü rüzgar büyüsünden daha ölümcül. Yurine de şifacı sıfatıyla grubumuzda bulunacak.

 

Ana: Bence bu grup dağılımı adil. Ben isimleri araştırırım.

 

Ana grup dağılımı hakkında bir sorunu olmadığını böylece belirtti.

 

Lylphia: Yu ve Yurine’nin birbirinden ayrılmayacağını düşünerek söylüyorum, bence bir çocuğun ormana girmesi tehlikeli. Sizin araştırma yapmanız daha iyi olmaz mı?

 

“Yu mu?”

 

Bir süredir duyduğu yegane hitap şekli Bay Valarfin’di. Bir anda kendisine ismiyle seslenilmesini garipsemişti.

 

Sivina: Üstelik siz savaşamıyorsunuz değil mi? Bu şekilde daha güvenli olur.

 

Yurine: Evet, böyle yapalım.

 

Fikri alınmadan kendisinin verdiği karardan farklı bir karar verilmişti. Gerçi o da kendi kararını verirken diğerlerinin fikrini almamıştı.

 

Yu: Ana?

 

Ana: Grubun kararı buysa benim için sorun değil.

 

“Tamam. Zaten kendime güvenli iş alıp başkalarına tehlikeli iş vermeyi gururuma yediremediğimden böyle bir dağılım yapmıştım. Böyle olması gerektiğini söylüyorsanız siz bilirsiniz.”

 

Yu: Öyleyse… Öğlene doğru Pike isimli bir ormancı rehberlik etmek için buraya gelecek.

 

Pike kırklı yaşlarda geçimini odun keserek ve arada sırada avlanarak sağlayan ve ömrünün büyük kısmını ormanda geçirmiş bir adamdı. Ormanda kendilerine rehberlik etmesi için tutulmuştu.

 

Yu: “Araştırma gezisi” adlı yolculuğunuzun bir gün mü yoksa birkaç gün mü süreceği belli değil. Bu yüzden yanınızda eşya ve yiyecek götürmeniz gerekecek. Bununla ilgili ayarlamaları yapmak kolay, ben diğer konuya geçeyim.

 

Lylphia: Diğer konu?

 

Yu: Evet, diğer konu. Ormanda araştıracağınız yerler.

 

Pike’nin gösterdiği harita ve anlattıklarından yaptığı çıkarımla Yu hedeflerinin yaşayabileceği muhtemel yaşam alanının akarsuya en fazla birkaç saat uzaklıkta olacağını düşünüyordu.

 

Yu: Eğer hedefimiz ormanda yaşıyorsa su ihtiyacını karşılamak için akarsuya yakın bir yerde olmak zorunda. Gidiş ve dönüş sürelerini hesaba katarsak akarsudan itibaren üç saatlik bir alanı araştırmak doğru olacaktır diye düşünüyorum.

 

Ortaçağ da yaşayan bir insan için günde altı saatlik su yolculuğu kabul edilebilir bir şey miydi? Yu bunu bilmiyordu ama bir kaçak için kabul edilebilir bir durum olmalıydı.

 

Yu: Tabi burada merak ettiğim ufak bir nokta var. Hedeflerimizin büyü kabiliyeti. William Berry’nin büyü kullanabildiğine dair herhangi bir bilgimiz yok. Ama Sony onunla beraberse işler değişir.

 

Sivina: Ne demek istiyorsunuz?

 

Yu: Sony bir büyücü olmalı, değil mi? Su büyüsü yapabilen insanlar kendileri için içme suyu yaratabilir mi yoksa bu su büyüsü işi var olan suyu bükmek gibi bir şey mi?

 

Ya da yaratılan su doğal olarak tuzlu da olabilirdi. Yu büyünün nasıl işlediğini bilmiyordu.

 

Lylphia: İçme suyu yaratmak, bu mümkün olabilir. Ama Sony’nin böyle bir şey yapabileceğini zannetmiyorum.

 

Yu: Neden?

 

Lylphia: Sony’yi pek tanımıyorum ama Müdür Salery sadece ışık ve toprak büyülerini kullanabiliyor. Annesini de tanımadım, onun bir büyücü olup olmadığını bilmiyorum. Ama Sony de muhtemelen babası gibi sadece ışık ve toprak büyüsü kullanabiliyor olmalı.

 

Yurine: Büyü ile alakalı farklı kesimlerin ürettiği farklı teoriler var. Ama en yaygın olanı kalıtımsal olduğu teorisidir. Eğer ailenizdeki herkes ateş büyüsü kullanıyorsa sizin toprak büyüsü kullanmanız beklenmez. Aileden farklı bir büyü türüne yatkın olmak oldukça istisnai bir durumdur.

 

Lylphia: Ve aldatılma şüphesini beraberinde getirebilir, o kadar istisnai. Eğer Sony’nin annesi ya da atalarındaki herhangi birisi su büyüsü kullanmıyorsa, yani Sony’nin genlerinde bu büyü tipi yoksa bunu kullanamaz ve bizim bildiğimiz kadarıyla yok.

 

Yurine ve Lylphia’nın ortak bilgilendirmesi büyü ile ilgili bir açıklama getirmişti.

 

“Öyleyse ben hiçbir zaman büyü kullanamayacağım. Ne kadar yazık…”

 

Büyü kullanabileceğine dair tırnak ucu kadar olan umudu artık tamamen yok olmuştu.

 

Ana: Benim bir sorum var.

 

Lylphia: Nedir o?

 

Ana: Ben sanki siz Bay Sony ve Redshapel Katilini aynı tarafta tutuyormuşsunuz gibi hissettim.

 

Yu: Böyle de olabilir, Sony öldürülmüşte olabilir. Elimizdeki tek bilgi William Berry’nin Sony adını ve bir kişinin ismini daha andığı bilgisi. Onlar öldürülmüş olabilirler ya da William’a yardım ediyor olabilirler.

 

Lylphia: Başarılı bir adamın oğlu, güçlü bir büyücü. Neden böyle bir şey yapsın, anlayamıyorum?

 

Yu: Ben de anlayamıyorum. Ama katilin yüzü bilindiğinden kasabadan erzak alması gerekirse bunu yapamaz, değil mi? Ve para çaldığına göre kasabadan alışveriş yapacak birine ihtiyaç duyuyor olmalı. Bu kişi de Sony olabilir.

 

Yurine: O piç bunu yaparken ne düşünüyor?

 

Yu: Bilmiyorum. Ama Murphy kanunları der ki gerçekleşme ihtimali olan kötü bir şey varsa o şey gerçekleşir. Aradığımız adamın düşmanımız olması gerçekleşme ihtimali olan kötü bir senaryo. Bir diğer kötü senaryo da ölmüş olması ama onun canlı halini istediğimizden bu senaryoyu düşünmemeyi tercih ediyorum.

 

Sony ölmüşse Maron’un istediği yapay lütufu da bulamazlardı. Bu yüzden hayatta olmasını umuyordu.

 

Yu: Eğer birlikte yaşıyorlarsa ve aralarında bir su büyücüsü yoksa bahsettiğim alanda olmalılar. Tabi akarsu kilometreler boyu uzadığı için nerede olduğunu nokta atışı bilemeyiz. Ama bir tahminim var.

 

Ormancı ona mağaralardan bahsetmişti. Akarsunun doğusunda akarsuya iki saat uzaklıkta olan ve insanların pek gitmediği bir mağara vardı.

 

Yu: İlk seferde bulabilme ihtimalimiz oldukça düşük ama akarsunun doğusuna geçip iki saat ilerledikten sonra bir mağara varmış. Ormanda pek çok farklı mağara var elbette ama bu mağara akarsuya uzaklığı ideal olan ve ormanın ileri kısmında yer aldığı için insanların pek gitmediği bir yerde. Araştırılacak ilk yer bu olacak.

 

Lylphia kafasını sallayarak cevap verdi.

 

Lylphia: Anladım.

 

Yu: Ben kavga dövüşten uzak büyüdüğümü söyleyebilirim.

 

Küçükken dayak yediği seferler olsa da bu dünyadaki insanlara kıyasla kavgadan uzak sayılırdı.

 

Yu: Bu yüzden dünyadaki savaşçıların ne kadar güçlü olduğunu bilmiyorum. Sizce Redshapel Katili dövüş konusunda ne kadar güçlüdür? Sivina, birebirde onu alt edebilir misin?

 

Sivina: Yalnızca en iyi olanlar şövalye olabilir. Bu yüzden savaş gücüme güveniyorum.

 

“Senin savaş gücüne ben de güvenmek istiyorum.”

 

Ama körü körüne güven zararlı olabilirdi. William Berry bildikleri kadarıyla ikisi yaşlı olsa da savaş kahramanı dahil toplamda üç şövalye öldürmüştü.

 

Elbette katilin dövüş tarzı ile şövalyelerin dövüş tarzı aynı değildi. Muhtemelen katil şövalyeler ellerinde kılıç tutmuyorken onlara saldırıyordu. Yine de onun savaş gücünü hafife almak hata olabilirdi.

 

Yu: Aynı anda kaç kişiyle dövüşebilirsin?

 

Sivina: Bir. Eğer rakiplerim ortalamaysa ve elimde de fazladan bir kılıç ya da kalkan varsa bir süre dayanabilirim.

 

Yu: Bu beklemediğim bir cevaptı.

 

Yurine: İkiye bir ya da üçe bir gibi dezavantajlı durumlara karşı mücadele edebilen tipler büyücülerdir. Rakipleri ile aralarına mesafe koyabilecekleri için birden fazla kişiyi yenebilirler.

 

Sivina: Yurine haklı. Ne kadar iyi olursan ol iki yanın sarıldığında atlasan da hoplasan da iki rakibinden birinin kılıcı etini kesecektir. Beş kişiye ya da on beş kişiye karşı savaşabilen tipler ancak hikayelerde var ne yazık ki.

 

Yu: Anladım. Öyleyse konuşulacak başka bir şey kalmadı.

 

Kahvaltıları da bitmek üzereyken sohbeti sonlandırıp ormana gidecek üyelere hazırlanmaları için zaman vermek istiyordu.

 

Yu: Ama önce… Lylphia, senden bir şey isteyebilir miyim?

-------------------------

07.03.2021 - 12:02






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44377 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr