FİKİRLER - DUYURU - DEĞİŞİKLİKLER – RESİMLER

(Resimlere bakmak için geldiyseniz sanırım hala tanıtım kısmına ve bölüm içine resim koyulamıyor, bu yüzden yorumlara attım.)

Fikirler: Merhaba, birkaç gün önce attığım yan hikaye ile beraber cilt 2 tamamen bitti. Yakında sıkıcı başlayacak, “bir şeyler olacak gibi” diyerek devam edecek ve “ne oluyor amk” diyerek bitireceğimiz, muhtemelen yazmam oldukça uzun süre alacak üçüncü cilde geçeceğiz.

Üçüncü cilde geçmeden önce seriyi okuyanların fikirlerini öğrenmek istiyorum. Şu anda bitmiş iki cilt var ve bu ciltler hakkında ne düşünüyorlar merak ediyorum. Birinci ve ikinci cilt hakkında görüşlerinizden, sevdiğiniz, sevmediğiniz, şöyle olsa daha iyi olurdu dediğiniz yerlerden yorumlarda bahsederseniz sevinirim (Eğer spoilerlı bir şey söyleyecekseniz de spoiler tagına alırsanız güzel olur J)

Seri hakkındaki önerilerinizi de paylaşabilirsiniz. Üçüncü cildin ilk bölümlerini yazıyorum ve güzel öneriler gelirse ekleyebilirim.

Duyuru: Seriyi güncel olarak takip eden kişi sayısı çok düşük. Özellikle ikinci cildin son bölümlerini atarken bu daha da göze batmaya başladı. Bölümü atıyordum, bir gün geçiyordu ve okunma sayısı 10- 15 civarı kalıyordu.

Üstelik bu sayı benim bölüme 5 kere falan tıklamamla oluşan bir sayı. Eğer ben tekrar okumak ve düzenlemek için bölüme tıklamasaydım sayı çok daha düşük olurdu.

Durum yalnızca son bölümlerde de geçerli değil. Serinin okunması paylaşmaya başladığım günden beri yerlerde. İlk bölümlerde yüzün üzerinde okunma gözüküyor fakat bu okunmanın büyük kısmını benim düzenlemek için girmemden ya da yorum gelmiş mi diye defalarca kez kontrol etmem dolayı oluştu.

Arada sırada artan okunmalardan seriyi geriden takip eden insanlar olduğunu görüyorum fakat yine de okunma sayısı çok az. Güncelde bu seriyi okuyan 10 kişi var deseydim muhtemelen bu abartılı derecede yüksek olurdu. Güncelde okuyan 5 kişi belki vardır belki yoktur.

Bunun moral bozucu olmadığını söylersem yalan olur. Bazen kendi kendime yazıyormuş gibi hissediyorum. Böyle olduğunda da word dosyasını açıp yazacak motivasyonu kendimde bulamıyorum.

Yazdığım son bölüm, içerisinde çok fazla olay yaşanmamasına ve yalnızca iki bin kelime olmasına rağmen 5 günümü aldı. Normalde bir bölümü 2-3 günde yazan ben için uzun bir süre.

Anlayacağınız okunmaların düşüklüğü moralimi bozuyor ve yeni bölümler yazmamı da etkiliyor. Seriyi bırakmak gibi bir niyetim yok. Çünkü yazdığım şeyi seviyorum ve seriye başlamadan çok önce serinin başını, ortasını ve sonunu kafamda belirlemiştim. Oluşturduğum karakterlerin hikayelerini yarım bırakmak ya da oldu bittiye gelen erken bir final yapmak gibi bir niyetim yok.

Ama artık kendimi yazma konusunda motive edemediğim için bölümlerin gelme süresi uzayacak. Sizden ricam okuduğunuz bölümlere yorum yapmak istemeseniz bile en azından aşağıdaki şuku, wow, ıslak terlik butonlarından birine basmanız. Sanırım bunu yapmak için hesap açmanıza da gerek yoktu. Böyle olursa en azından okunduğunu bilebilirim ve eğer seriye olan ilgi artarsa bölüm atma hızımda da yükseliş olur.

Değişiklikler: İlk bölümlerde çok fazla yazım hatası vardı. İlk cildi ve ikinci cildin ilk dokuz bölümünü okuyup düzelttim (Eğer hala hatalar varsa bölümlerin altına ya da buradaki yorumlar kısmına yazabilirsiniz, düzeltirim). Bu sırada birkaç değişiklik de yaptım. Çok önemli değişiklikler yok, hatta oradaki pek çok şeyi unutmuşsunuzdur. Bahsetmeye değecek tek değişiklik “Neko’nun öldüğünü gördüğü ilk insandı” ve “Neko şifa ve destek büyüsü için yaratılmıştı” kısımları.

Yazmaya başlamadan önce bu karakter için derin bir arka plan hikayesi eklememiştim fakat devam ettikçe Neko’ya arka plan hikayesi eklemeye karar verdim. Bu yüzden bu kısımları çıkardım.

Bonus – Kimsenin Merak Etmediği Şeyler: Buraya seri hakkında birkaç bilgi eklemek istedim, öylesine (Spoiler içerebilir).

>İkinci ciltte (flashback dışında) gördüğümüz en güçlü karakter Prenses Yumi’ydi.

>İlk iki cildin güç sıralaması (flashback dahil - ileride değişebilir):

1-Bedivere

2-Rhaea

3-???

4-Yumi

5-Galahad (Yu’nun karşılaştığı)

6-Denise (Flashback hali)

7-Rie

8-Natalia

9-Nerissa

10-Vilonet

11-Lylphia

12-Salery

13-Maron

14-Sivina

15-Sony

16-Yurine & Ana (Yurine’nin Ana’dan çok daha yüksek potansiyeli var, genç olduğu için alt sıralarda)

17-Sharley

18-William

19-Neşe

20-Floy

21-Lucia & Lucie (Aralarında fazla güç farkı yok)

22-Yu

23-Keder

24-Denise (Güncel)

25-Marino

26-Satoshi

>Yu ikinci ciltte gözüken en zeki ikinci karakter (birincisi Rhaea).

>İlk başta Yurine’yi kardeşi olarak görse de ilişkileri ilerledikçe onu kızı olarak görmeye başladı.

>Baba olmakla gurur duyuyor.

>Eğer Yu olmasaydı çok daha kötü şeyler yaşanırdı.

>İşler farklı ilerleseydi muhtemelen Yu ve Rie arasında bir ilişki başlardı.

>Lucie, Yu’dan hoşlanıyordu ve Yu ona karşılık verebilirdi ama Lucie bir elf olduğu için Yu bunu yapmadı.

>Yu'nun en sevdiği çocuk masalı külkedisi.

>Lisede ve üniversitede sevdiği herhangi bir ders olamasa da hepsinde başarılıydı. Ayrıca Yu, arkadaşlarına piçlik olsun diye öğretmene ödev olduğunu hatırlatan çocuktu.

>Fazla arkadaşı yoktu.

>Yu ve Yurine başkalarından üstün olduklarını iddia ederken tamamen ciddiler. İkisi de gerçek birer narsist ve diğer insanları kendilerinden küçük görüyorlar.

>Yu abla kuzusuydu.

>Yu köpeklerden korkuyor. Küçük bir köpek dahi görse üşenmeden yolunu değiştirir.

>Köpeklerden nefret ediyor, köpekler de ondan nefret ediyor. Eğer Ana orada olmasaydı oradaki köpekler Yu'yu ısırırdı.

>Genel olarak hayvanlardan haz etmez ama sevdiği bir hayvan seçecek olsaydı bu kedi olurdu.

>Yu farklı insanların görüşlerine, kültürlerine ve haklarına saygı duymuyor. Yine de onların kendisine saygı duymasını istiyor.

-------------------------

Sanki aklımda olan birkaç şeyi eklemeyi unutmuşum gibi hissediyorum. Neyse, yorum yapmayı unutmayın!

29.04.2021 - 18:25