Cilt 2 - Cilt 3 Ara Bölüm: Yu ile Hikâye Saati

avatar
467 3

Start - Kapının Ardındaki Dünya - Cilt 2 - Cilt 3 Ara Bölüm: Yu ile Hikâye Saati


Yu: Yarın sabah gemi İlonya Limanına varacak.

 

Lylphia’nın Yurine’ye hediye ettiği hikâye kitabını alıp yatağa girdi. Yu yatağa girdikten sonra arkalarına yaslanmak için Yurine yastıkları dikleştirdi ve yorganı bacaklarının üstüne çekti.

 

Yurine: Güzel bir hikâye seç.

 

Yu: Benim anlattığım tüm hikâyeler güzel.

 

Yurine okuma yazma bilse de Yu’nun ona okuması hoşuna gidiyordu. Yu kitabı açtı daha önce okuduğu sayfaları geçerek kendi dünyasında da olan hikâyelerden birine geldi.

 

Yu: Pamuk Prenses burada da mı varmış? Pekâlâ, öyleyse hikâyenin en az on kat daha muhteşem olan Yu Valarfin versiyonunu dinlemeye hazır ol.

 

Pamuk Kardinal ve Yedi Neko

 

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; Yurine Neko iken, henüz dünyanın en harika adamı buraya gelmeden önce güzel mi güzel bir Kardinal yaşarmış.

 

Kardinal’in gözleri ateşli bir kırmızı, saçları pamuk gibi bembeyazmış. Bu yüzden insanlar ona Pamuk Kardinal dermiş ve herkes onu çok severmiş.

 

Ama bu Pamuk Kardinal’in anası olacak karı biraz salakmış, dul kaldıktan sonra yanmaya başlamış. “İlle de koca isterim, hani bana koca, koca lazım, bu gece lazım” diye yemiş bitirmiş kendini.

 

En sonunda saraydakiler dayanamamış, çünkü bakmışlar kraliçe artık dağa taşa yürüyor, “Bu iş böyle olmaz bu ülkenin bir saygınlığı var” diyerek aşağı ülkenin kralını bu kraliçeye ayarlamışlar.

 

Aşağı ülkenin kralı da biraz tuhaf, kafadan kontak bir adammış. Zaten anca bunun gibi bir salak bu kraliçeye bakarmış da neyse, bu herif her gün geçermiş aynanın karşısına, “Ayna ayna, söyle bana: var mı benden güzeli bu dünyada?” diye aynayla konuşurmuş manyak.

 

---

 

Yurine: Bir dakika, kraliçe olması gerekmiyor muydu? Neden kral böyle desin ki?

 

Yu: Kral metroseksüelmiş.

 

Yurine: Yu, metroseksüel ne demek?

 

Yu: Yer altı ibnesi.

 

---

 

Ayna da karaktersiz yalakanın teki olduğundan her gün, “Evet kralım, en güzel sizsiniz kralım” diyerek bu ibnenin egosunu şişirirmiş.

 

Bir gün Pamuk Kardinal şans eseri bu aynanın karşısından geçerken ayna bu Pamuk Kardinal’i görmesin mi? “Vaaay” demiş, “Vaaay… Bu Pamuk Kardinal insansa ben neyim be?”

 

O günün gecesi yer altı ibnesi gelip sormuş, “Ayna ayna, söyle bana, var mı benden güzeli bu dünyada?”

 

Ayna da demiş ki, “Pamuk Kardinal var reis.”

 

Tamam ayna yalaka malaka ama işini biliyor, mis gibi Pamuk Kardinal dururken göt kılları ağarmış adama daha fazla güzel diyememiş.

 

Kral bunu duyunca sinirlenmiş tabi, “O Pamuk olacak kız buraya gelecek!” demiş. Pamuk Kardinal bakmış işler iyi gitmiyor hemen topuk, kaçmış gitmiş saraydan. Ama kral peşini bırakır mı, bir cadı tutmuş yollamış kızın peşinden.

 

Cadının adı Natalia’ymış. Cadı bizim Pamuk’u bulmuş ormanda, bakmış bir afet… Kitap gibi, bir içim su gibi kız. Cadı da kadın ama Pamuk Kardinal öyle bir şey ki kadına tercihlerini sorgulatmış, “Lan acaba?” diye durup düşünmeden edememiş cadı.

 

Senin anlayacağın kıyamamış kısaca, “Al benim kalbim senin olsun güzel kız” diyerek kalbini Pamuk Kardinal’e vermiş, Pamuk da tamam olur diyerek kabul etmiş ve ormanda gezmeye devam etmiş.

 

Pamuk ormanda gezerken bir ev bulmuş, girmiş bakmış evin içine, içeride bir masa üstünde de yedi tabak görmüş. Sonra dışarıdan sesler gelmeye başlamış.

 

“Biz yedi Neko’yuz, on dört ayaklı bir deviz.”

 

Pamuk Kardinal bir bakmış dışarıdan yedi tane tatlı mı tatlı Neko geliyor, dayanamamış göstermiş kendini.

 

---

 

Yurine: Yu, niye olduğu gibi anlatmıyorsun? Burada cüce diyor.

 

Yu: Saçmalama, Rie’nin yedi tane adamla aynı evde ne işi var? O kadar da geniş değiliz.

 

Yurine: Cücelerin erkek olduğunu nereden biliyorsun? Hem Pamuk Kardinal niye benim annem?!

 

Yu: Yurine, bu hikâye ne zaman anlatılsa cüceler erkektir. Hem Rie benim waifum sonuçta, tabi ki de Pamuk Kardinal rolünü o oynayacak.

 

Yurine: Bu hikâye çok saçma yerlere gidiyor gibi hissediyorum.

 

---

 

Hem Nekolar hem de Pamuk Kardinal birbirlerini çok sevmişler ve ormandaki küçük, tatlı evlerinde beraber yaşamaya başlamışlar.

 

Neyse bu ibne kral aynaya en güzel kim diye sormaya devam ediyormuş. Ayna bir süre idare etmiş ama en sonunda bu ibneye dayanamamış ve ağzından kaçırmış, “Pamuk Kardinal varken sen kimsin ulan?” demiş.

 

Kral çıldırmış tabi, “Gel kör kendi işini kendin gör” demiş, kılık değiştirip ormana girmiş ve Nekolar işteyken Pamuk Kardinal’i evde yalnız yakalamış.

 

“Elma getirdim sana guzum,” demiş yaşlı bir kadın kılığına giren kral, güzeller güzeli Pamuk Kardinal’e.

 

Pamuk Kardinal demiş ki, “Aa, hemen tanımadığım bu tuhaf ve korkutucu yabancının verdiği elmayı alıp yemeliyim.”

 

Ve elmayı alıp içeri geçmiş, ibne kral da Pamuk’un öleceğini düşünerek aynaya en güzel kim diye sormak için topuklarını kıçına vurarak koşmuş kalesine.

 

Nekolar geldiğinde ne görsünler? Aman, aman… vay başımıza gelenler, Pamuk Kardinal’in boğazına elmanın kapçuğu takılmış yerde yatıyor kadın. Kadının sırtına iki tane vursalar kadın kendine gelecek ama akıllarına gelmemiş, kadını cam bir tabutun içine koyup evlerinin önüne bırakmış.

 

Tam da o sırada, denizin içinden zor durumdaki waifunun kokusunu alan bir adam çıkmış.

 

---

 

Yurine: Ormanda değil miyiz, deniz ne alaka?

 

Yu: Editlerken hallederim ben orayı, sen o kısmı kafaya takma.

 

---

 

Islanmış kahverengi saçları seksiliğini yüzde on milyon oranında arttırırken mor gözleri kızları tek bakışıyla âşık edermiş. Gün ışığı beyaz tenini yalarken prensin omuzlarından aşağı deniz suları dökülüyormuş.

 

“Açılın, ben prensim” diyerek çıkmış meydana.

 

Nekolar zaten prensi gördüğü an iptal olmuşlar. Kaçılmışlar cam tabutun önünden, prens tek eli ile tabutun kapağını açmış ve bakmış Pamuk Kardinal’e, taş gibi kadını karşısında görünce prens tutuşmuş tabi.

 

“Bu kadının boğazına elma kapçuğu kaçmış, vakumlamak lazım,” demiş.

 

Sonra da yapışmış dudaklarına.

 

---

 

Yurine: NE! NE! NE! NE! NE! SEN NEDEN ANNEMİ ÖPÜYORSUN! SENİ SAPIK! NEDEN BÖYLE BİR ŞEY YAPIYORSUN!

 

Yu: İyileştirmek için tabi ki de! Kadını öyle orada mı bıraksaydım? Vurma lütfen!

 

Yu yorganın altına girerek Yurine’nin darbelerinden korunmaya çalıştı, yine de Yurine onu yumruklamaya devam etti.

 

Yu: Tamam ya, özür dilerim. Bu sefer düzgün bir şey anlatacağım.

 

Yurine: Öpüşme olmasın!

 

Yu: Bunun sonunda da işte Pamuk Kardinal kurtuluyor ve prens ile birlikte sonsuza dek mutlu yaşıyorlar. Bakalım başka ne varmış, buldum, Uyuyan Kardinal kulağa nasıl geliyor?

 

Yurine: Fesatlaşmadan anlat.

 

Yu sıradaki Yu Valarfin Edition masalı anlatmaya başladı.

 

UYUYAN KARDİNAL

 

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; Yurine henüz Neko’yken, dünyanın en harika adamı henüz buraya gelmemişken bir kralın kızı olmuş.

 

Kral kızı olunca çok sevinmiş, hemen bir baby shower yapmış. Buna da arkadaşlarını falan davet etmiş.

 

İşte kaleye gelmişler pastalar, çikolatalar, meyve suları falan filan derken bu kralın bir tane hasımı varmış Not diye birisi. Bu Ton gelmiş “Vay be” demiş, “Beni çağırmadınız ama ben bu ayıbın hesabını kesmesini bilirim şimdi size beddua edeceğim” demiş.

 

Yapma, etme falan demişler tutup atmayı denemişler ama adamı susturamamışlar. Adam demiş ki: “Bu kız yirmisine geldiğinde ayağına iğne batacak, o zaman uykuya dalacak.”

 

---

 

Yurine: Yu, burada “eline” yazıyor.

 

Yu: Pardon, uykum var diye yanlış okumuşum.

 

---

 

Adam demiş ki: “Bu kız yirmisine geldiğinde eline iğne batacak, o zaman uykuya dalacak.”

 

Sonra adamı kazığa oturtmuşlar tabi, sen kim köpek kralın kızına beddua ediyorsun?

 

Her neyse kral demiş ki: “Bu krallıkta tek bir iğne göreyim, o iğneleri her birinizin…”

 

Vezirler bunu duyunca bir telaş yapmış, krallıktaki tüm iğneleri toplatmış.

 

Gel zaman git zaman kız büyümüş, şöyle benden kısa, ince belli, güzel yüzlü, beyaz saçlı, kırmızı gözlü bir çıtır olmuş.

 

Bu kız bir gün dolaşırken kalede bir oda bulmuş, “Ben bu odaya bir gireyim bakayım neler var hmm…” diyerek odaya girmiş.

 

Kral da toplattığı tüm iğneleri o odaya koymuş, şansa bak.

 

Sonra yere düşen bir iğne gelmiş bu güzel prensesin ayağına batmış…

 

---

 

Yurine: Yu, yine yanlış okudun.

 

Yu: Pardon, uyku bastırdı iyice.

 

---

 

Prensesin eline iğne batınca kız uykuya dalmış.

 

Kral demiş ki: “Tamam kızımız falan ama hikâyenin ilerlemesi gerek, hadi bunu mağaranın birine bırakıp kaçalım.”

 

Kızın üstüne de bir not bırakmışlar, “Bunun adı Uyuyan Kardinal’dir, bulan prens hayrını görsün” diye.

 

Sonra ne olmuş dersin? Kızı bırakmışlar sabah akşamına böyle baştan çıkarıcı mor gözleri olan, kahverengi saçları rüzgârda dalgalanan, zeki, karizmatik, çevik, yakışıklı, çalışkan, muhteşem bir prens gelmiş Uyuyan Kardinal’i bulmuş.

 

Bakmış çok güzel bir kardinal, “Ben bu kadını waifum yapacağım” demiş.

 

Dedim ya zeki, hemen anlamış kızın eline batan iğnenin zehirli olduğunu. Sonra elindeki zehri emerek Uyuyan Kardinal’i uyandırmış.

 

Uyuyan Kardinal kendisini kurtaran prensi gördüğü an ilk görüşte âşık olmuş, sonra evlenip bir sürü çocuk yapmışlar ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar.

 

---

 

Yu: Bak, öpüşme yok.

 

Yurine: Sen, sen niye bir anda anneme taktın?

 

Bu sefer sakindi, Yu’ya kendini açıklaması için bir fırsat vermişti.

 

Yu: Biliyorsun, sonsuza dek bekâr yaşayamam. Bu yüzden bir waifuya ihtiyacım var, hazır prensesi kurtarmışken bundan faydalanayım diyorum.

 

Yurine, Yu’yu kulağından yakaladı ve aşağıya çekti. Ama bunu canını acıtmayacak kadar yavaş yapmıştı.

 

Yurine: Onu kurtarma kısmını destekliyorum ama burnun havaya kalkmasın. Sonrasında olacaklara ben karar veririm.

 

Yu: Peki.

 

Hikâye kitabını bıraktı ve yastıkları düzeltip yorganı tamamen üzerine çekerken yanındaki muma üfleyerek ateşi söndürdü.

 

Yu: İyi geceler.

 

Yurine: Yu, iyi geceler.

-------------------------

 Üşendiğimden ara bölümü baştan yazmadım...


25.1.2022 - 02:38






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr