Wu Tong’un 3B hologramı hafifçe başıyla onaylayarak cevapladı: “Elçi, Luo Feng çoktan ateş çekici takımı ile 1 Mart’da ayrıldı. Şu anda onlar hala vahşi doğada ve merkezi şehre dönmediler.”

“1 Mart?”

İki muazzam savaş tanrısı Yang Huo ve Zhou Zheng Yong bakıştılar ve gülmekten kendilerini alamadılar.

Yang Hui gülerken azarlamaktan kendini alamadı: “Jiang Nan şehrine vardığımda Luo Feng henüz vahşi doğaya gitmemişti. Hepsi senin yüzünden çelik el. Eğer beni sürüklemeseydin…” bunu dediği gibi, aniden durdu ve Wu Tong’a elini salladı: “Pekala,burada işin bitti.”

“Evet, başkan, elçi” Wu Tong hafifçe eğildi.

Chichi~~ hayali ışık dağıldı ve 3B hologram kayboldu.

“Adamım, neredeyse ağzından kaçıyordu. Eğer şu Wu Tong bunu duysaydı bize kesinlikle gülerdi.” Çelik el Zhou Zheng Yong’un ifadesi yavaşça ciddileşiyordu, “Tamam, bunun hakkında daha fazla konuşmayalım. Luo Feng hakkında konuşalım.”

“Wu Tong’un söyledikleri, yalan olamaz değil mi?” Yang Hui somurttu.

“%100 doğrudur” dedi Zhou Zheng Yong güvenle, “Bu Wu Tong ne yaptığını biliyor. Dahası yalan söylemeye cüret ederse, durumu döndüğümde kendim kontrol edebilirim… Bunu biliyorken, nasıl yalan söyleyebilir?”

“Tamam” savaş tanrısı Yang Hui hafifçe onayladı, “Anladım. Ancak bu 19 yaşındaki küçük veledin yarım sene içerisinde vücut formunu ‘acemi düzey savaş tanrısı’na eş değere getirdiğine ve Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağı’nun üçüncü aşamasına ulaştığına gerçekten inanmıyorum… Nadir!, gerçekten de çok nadir. Görünüşe göre, daha üst kademelere başvurmamız gerekecek.”

Zhou Zheng Yong da onayladı: “Bu Luo Feng için özel eğitim, çok da uygun değil. Savaş Tanrısı Hazırlık Kampına belki kıl payı girebilir.”

Efsanevi…

Sınırların Dojo’sunun iki büyük eğitim kampı vardı. Birisi ‘basit eğitim kampı’ iken diğeri ‘seçkin eğitim kampı’ idi. Basit eğitim kampında dahi dövüşçüler tüm dünyadan toplanırdı. Sözleşme imzaladıktan sonra eğitim kampına girerler ve en iyi eğitimlerden geçerlerdi!

Ve seçkin eğitim kampı dünyadaki #1 numaralı eğitim kampıydı. Ayrıca ‘Savaş Tanrısı Hazırlık Kampı’ olarak da anılırdı.

Dünyada Sınırların Dojosu’nun basit ve seçkin eğitim kampı vardı. Aynı zamanda Yıldırım Dojosu’nun da basit ve seçkin eğitim kampları vardı… Ancak Sınırların Dojo'su seçkin eğitim kampının #1 numara olduğu tartışmasızdı! En güçlü dövüşçü Hong bile bazen eğitimlere katılıyordu.

Savaş tanrılarının bile görüşmesinin zor olduğu Hong orada eğitim veriyordu. Seçkin eğitim kampında onunla görüşme fırsatınız oluyordu!

“Seçkin eğitim kampını mı diyorsun?” Yang Hui somurttu, “Onun koşulları bunu kıl payı yapabilir fakat üst yönetimden onay almam gerekiyor. Seçkin eğitim kampındaki bir kontenjanın ne kadar değerli olduğunu sen de biliyor olmalısın.”

“Evet” Zhou Zheng Yong onayladı, “Anlıyorum!”

Genellikle Jiang Nan şehri Sınırların Dojo’sundan basit eğitim kampına seçilen bir ya da iki dahi çıkıyordu. Yıldırım Dojo'su Luo Feng’i ikna etmeye çalıştığında onlar da bu kontenjanı kullanmışlardı.

Diğer yandan seçkin eğitim kampı farklıydı! Genellikle 200 milyon nüfusu olan Jiang Nan şehrinden 5 senelik eğitime senede sadece bir kişi seçilebiliyordu! Ve Çin'de sadece altı merkezi şehir vardı. Yani Çin'de ki bir milyarın üzerindeki insandan yılda sadece birinin seçildiğini söyleyebilirdiniz!”

“Araştırmacı ile bağlantıya geç” Yang Hui komut verdi.

“Biip biipp…”

“Merhaba!”

Derin boğuk bir ses dinleme odasında yankılandı.

“Bay Araştırmacı!” Yang Hui ve Zhou Zheng Yong hemen ayağa kalktılar ve son derece saygılıydılar.

Araştırmacı! Sınırların Dojosu’nda kurucu Hong’dan sonra gelen en yetkili kişi! Sınırların Dojosu dövüşçü kurallarına göre savaş tanrısı seviyesini aşan mahluklar direkt olarak araştırmacı unvanını kazanırdı. Diğer bir deyişle araştırmacılar savaş tanrısı seviyesini aşan mahluklardı!

“Ah, Yang Hui ne lazımdı?” Araştırmacının sesi yankılandı.

“Bay Araştırmacı, Jiang Nan şehrine Luo Feng adındaki genç adamı incelemek üzere geldim. Diğer yandan 19 yaşında olmasına rağmen vücut form seviyesinin acemi düzey savaş tanrısı seviyesinde olduğunu buldum. Dahası sadece yarım yıl Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağı’nı alıştırma yaparak üçüncü aşamaya ulaşmayı başarmış! Seçkin eğitim kampına girmeyi hak ettiğini düşünüyorum.” dedi Yang Hui.

“Ah?”

Araştırmacı bir süre sessiz kaldı. Medya odası tamamen sessizdi; Yang Hui ve Zhou Zheng Yong ses çıkarmaya cüret etmedi.

“Çin Hükümeti ordusu temsilcisi bizim karargaha gelerek bir anlaşma yaptı ve seçkin eğitim kampından bir kontenjan aldı. Bu seneki kontenjanlar neredeyse doldu. Teknik olarak Çin'e daha fazla kontenjan sağlayamayız… Hm, tamam, Luo Feng’e bir şans verin ve B derece sınava girmesini sağlayın. Eğer geçerse, seçkin eğitim kampına girmesine izin verin.” araştırmacının boğuk sesi medya odasında yankılandı.

Yang Hui saygıyla cevapladı.

“Biip” diğer taraf çoktan kapatmıştı.

Sadece o zaman Yang Hui ve Zhou Zheng Yong rahatlayabilmişti. Savaş tanrısını aşabilen varlıklar savaş tanrısından bir adım uzakta görünmesine rağmen güçleri arasındaki fark fahiş düzeydeydi! Savaş tanrısı seviyesini aşan bir mahluk milyonlarca kişilik bir şehri elden geçebilir ve eşit şartlarda güçlü bir ülkeyle konuşabilirdi.

“B derece sınav?” Zhou Zheng Yong somurttu, “Genelde sadece A derece sınav yapılmaz mıydı?”

“Yeterince kontenjan yok ve Çin’den çok fazla kişi var bu yüzden dışarıda kalan bir veya iki dahi oldukça sık görülüyor. Kontenjanlardan biri Çin hükümet ordusu tarafından alınmış bu yüzden eğer Çin diğer bir dahi dövüşçünün eğitim kampına girmesini istiyorsa daha zor bir sınavdan geçmesi gerekliliği o kadar da garip değil.” dedi Yang Hui.

"Tamam" Zhou Zheng Yong onayladı, “Ah evet, Kyoto şehrindeki Wang ailesi gelecek yılki seçkin eğitim kampında bir yer ayırmayı umuyor. 50 milyar Çin doları ödemek istiyorlar.”

“Kyoto’nun Wang ailesi? Gelecek yıl?” Yang Hui somurttu, “HR ittifakı ve Sınırların Dojo'su şuan iş birliği içerisinde bu yüzden HR ittifakı her yıl biraz kontenjan almayı garantiledi. Ne yani Wang ailesi HR ittifakının dokuz büyük ailesinden biri değil mi? Kendileri için bir yer bulamıyorlar mı?”

“Eğer bir yer bulabilseler neden arka kapıdan girmeye çalışsınlar?” Zhou Zheng Yong güldü, “HR ittifakında dokuz çekirdek aile var bu yüzden Wang ailesinin bir yer alamaması hiç garip değil. Sonuçta HR ittifakı yer atlı konferanslarında batılı aileler avantajlı.”

“Bu durum oldukça problemli.” Yang Hui başını salladı, “Genellikle sadece bir araştırmacı buna karar verebilir. 50 milyar devasa miktarda bir meblağ, fakat bir araştırmacıyı harekete geçirip geçirmeyeceğini söylemesi zor.”

“Araştırmacı Liu ile aran oldukça iyi bu yüzden Wang ailesi bu kontenjan için sana güveniyor.” Zhou Zheng Yong güldü.

“Wang ailesinin oğlu da kampa girebilmek için arkadaşlarını satıyor.” Yang Hui elinde olmadan başını salladı, “Çelik el, senin hatırına Liu amca ile konuşmayı deneyeceğim. Biliyor olmalısın... Her yıl seçkin eğitim kampı için çok fazla kontenjan açılıyor. Tüm ülkeler ve devasa aileler onlara aç kurtlar gibi bakıyor. Arka kapıdan girmesi o kadar kolay bir iş değil.”

“Anlaşıldı. Bu durumdan sonra Wang ailesi bu iyiliği hatırlayacaktır.” dedi Zhou Zheng Yong.

Wang Quan.

Tüm Çin'de bir numaralı aile ve HR ittifakının çekirdeğindeki dokuz aileden birisi. Diğer yandan bu aileler yine de devasa oluşumlar olan Sınırların Dojo'su ve Yıldırım Dojo'sunun bir miktar altındaydı! Sınırların Dojo'su ve Yıldırım Dojo'su kurucuları Hong ile Yıldırım Tanrısı ülkeleri bile korkutan varlıklar olduğundan dolayı.

Mutlak yenilmezlerdi!

“Bir dövüşçü jeti hazırlamama yardım et böylece bu Luo Feng’i vahşi doğada kontrol edebilirim. Ayrıca onun B derece sınav almasını da sağlayacağım.” dedi Yang Hui.

“Tamam jet hemen hazır olacak. Diğer yandan Luo Feng oldukça iyi olmasına rağmen B derece sınavı geçip geçemeyeceği…” Zhou Zheng Yong başını salladı.

“Ah evet, önce Luo Feng ile bağlantıya geç ve şu anki konumunu doğrula.” Yang Hui istekte bulundu.

“Endişelenme, böylesine küçük meseleleri bile takmak zorunda mısın?” Zhou Zheng Yong seslice güldü.

���

#023 şehrinde. Gökyüzü karanlıktı ve soğuk rüzgarlar esiyordu.

Luo Feng bağdaş kurmuş Wu Xin Xiang Tian pozisyonunda otururken genetik enerji tekniği alıştırmasını yapıyordu. Biçimsiz enerji vücuduna beş geçitten girdi. Luo Feng’in uzun süredir açlık çeken tüm hücreleri neşeyle eğleniyordu ve üzerlerinden geçen enerjiyi sömürüyorlardı.

Hücreler hızlıca enerjiyi genetik enerjiye dönüştürdü.

Hücreler enerjiyi absorbe ettiğinde vücut yavaşça güçlenmeye başladı.

"Hu!"

Luo Feng kemiklerindeki ve kaslarındaki vb. hücrelerine enerjinin dolduğunu hissettiği gibi rahatladı. Ayağa kalktı ve 100 kat daha enerjik hissetti.

“Luo Feng eğitimin bitti mi? Çabuk ol ve akşam yemeğine gel.” kardeş Chen’in sesi duyuldu.

“Geliyorum” Luo Feng yürürken gülümsedi.

Oturma odasındaki kişiler hızlıca birlikte oturdular. Luo Feng neşeyle içerken enerji şekerlerini, peksimetlerini ve çantalarındaki birkaç et parçasını yiyenlerin olduğu gruba katıldı.

“Çantalarımızda şu anda oldukça canavar materyali var. İki gün içerisinde ikmal üssüne geri dönmeliyiz.” dedi Gao Feng suyunu içerken, “Öncelikli olarak Luo Feng’e getirdiği kayda değer miktardaki materyal için teşekkür ediyorum.”

“Eğer çılgınla karşılaştırılırsak bizler sadece yaşlı adamlarız.” Wei Tie kasten iç geçirdi.

Chen Gu başını sallamaktan kendini alamadı: “Vahşi doğada düzinelerce yıldır tepinip duruyorum. Görünen o ki daha fazla güçlenemeyeceğim. Belli zaman periyodundan sonra Luo Feng’in gücü muhtemelen yeni ve daha güçlü bir takıma katılmasını gerektirecek. Ben ayrıca bu olduğunda emekli olmaya hazırlanıyorum.”

“Biz kardeşler de bir ya da iki yıl içerisinde emekli olmaya hazırlanıyoruz.” Wei Tie ve Wei Qing onayladı.

Aniden ortam bir miktar üzücü duruma gelmişti.

“Emeklilik muhteşem şeydir!” Gao Feng güldü, “Bu olduğunda, belki Luo Feng ile aynı dövüşçü takımına katılabilirim. Ya da belki onlar beni istemezler ve başka bir dövüşçü takımına katılmaktan başka seçeneğim kalmaz. Tüm bunları söylemesi çok zor… Fakat ne olursa olsun buna bir 10 sene daha devam etmeyi ve ben, Luo Feng’in bir savaş tanrısı olduğunu görmeyi istiyorum!”

Luo Feng tam konuşmak üzereydi ancak aniden ateş çekici takımının beş üyesinin saatleri titredi.

Başlarını eğdiler ve saatlerinde beliren GPS sistemini gördüler. Haritada parlayan kırmızı bir nokta vardı.

“Acil SOS sinyali?” ateş çekici takımının beş üyesi bakıştılar, “Bizden sadece 1,500 metre uzaklıkta mı?”

“Çabuk! Gidelim!” Ateş çekici takımı üyeleri hızlıca çantalarını ve silahlarını toplayarak aceleyle dışarı fırladılar.