SS 177: Kişisel Ordu

avatar
9779 28

Swallowed Star - SS 177: Kişisel Ordu


 

 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

“İleri düzey savaş tanrısı seviyesinin zirvesinde bir ruh okuyucu mu? Gerçekten de oldukça farklısın.” General Li Luo Feng’in girdiğini tam gördüğünde bu efsanevi dahiyi incelemeye başladı. Önündeki Luo Feng sıradan bir eğitim üniforması giyiyordu ve alnında birkaç ter damlası vardı. Luo Feng’in etrafında biçimsiz bir enerjinin yayıldığı görülebiliyordu ve bu da son derece güçlü bir hayvana benzemesine sebep oluyordu.

Bu sahne general Li ve icra memuru Wang’ın kalp atışlarını bir miktar hızlandırdı.

Bunun nedeninin Luo Feng’in sabahın erken saatlerinde birkaç bin kez Göksel Tanrı Kataloğu alıştırması yapması olduğunu bilmiyorlardı.Bitkinliğinden dolayı ruhsal gücünü mükemmel bir şekilde kontrol edemiyordu bu da biraz zayıflamasına sebep olmuştu.

“Siz çocuklar sohbet edin, ben gidiyorum.” Wu Tong gülümsedi.

“Sağ ol şef eğitmen Wu.”

“Li Da Wei ve Wang Luo Han Wu Tong’un ayrılışını izledi. Li Da Wei ve Wang Luo Han yüksek rütbeli olmasına rağmen Wu Tong yine de Sınırların Dojosunun bir parçasıydı. Çin hükümeti hala Sınırların Dojosu ile arkadaşça ilişkilerini sürdürmek istiyordu.

“General Li, icra memuru, hadi oturalım ve konuşalım.” Luo Feng otururken gülümsedi.

Li Da Wei ve Wang Luo Han ikisi de otururken gülümsedi. Li Da Wei gülümseyerek konuştu: “ Bay Luo Feng’in muhteşem ismi hakkında birçok şey duydum. Savaş Tanrıları Sarayında uzaktan Bay Luo Feng’i izledim. Şimdi yüz yüze görüştükten sonra Bay Luo Feng’in Savaş Tanrıları Sarayın’da olduğundan çok daha olağanüstü göründüğünü anladım.”

“Eğer general Li beni övmeye devam edecek olursa sonunda uçmaya başlayacağım.” Luo Feng güldü.

“Övgü değil, saygı!” general Li gülümsedi, “Bu seneyle birlikte 62 olacağım fakat hala orta düzey savaş tanrısıyım. Bu benim sınırım. Askeriyemizin bilgilerine göre Bay Luo muhteşem ileri düzey savaş tanrıları olan Hayalet Şeytan Catalan, Kanlı Gölge Ethan, Koca Ayı Keita ve Akbaba Li Yao dörtlüsünü bir defa mağlup etmiş.Ve üçünün Kara Tanrı seti bulunuyormuş….savaş skoru olağan dışı. Sınırların Dojosu tarafından Bay Luo Feng’e verilen en yüksek unvan olan yenilmez savaş tanrısı tam da Bay Luo Feng’e uyuyor. Bir dövüşçü olarak….gerçekten Bay Luo Feng’e saygı duyuyorum.”

Bunu duyduktan sonra Luo Feng aklına girmesine izin vermedi.

Doğrusu biri övgü yağdırdığında özellikle de güneydoğu askeri sektörünün kumandanı gibi yüksek statüde biri ise,bu onları gerçekten mutlu ederdi! Diğer yandan Luo Feng hükümetin etrafına burnunu sokmamıştı. Yüksek pozisyondaydı bunun nedeni de yeteneğiydi ve ayrıca onun kişiliğiydi.

Sadece birkaç cümle Luo Feng’in iyi izlenime sahip olmasına sebep olmuştu.

Li Da Wei ve Wang Luo Han net olduğundan--Çin hükümetinde yüksek pozisyonlarda olsalar bile Li Da Wei askeri sektörün kumandanı ve kara kuvvetleri generali olduğu gibi...Luo Feng de Sınırların Dojosunun bir müfettişi idi. Ve Sınırların Dojosu dünyanın en saygın gücüydü!

Tabii ki olağan üstü bir pozisyonu ellerinde tutacaklardı! Bir ülke kurmamış olsalar da beş büyük ülkenin hiçbiri onlarla uğraşmayı istemezdi. Bunun yerine arkadaşça ilişkileri tercih ederlerdi.

Eğer Luo Feng’den bir istekleri varsa tabii ki de Luo Feng’e biraz muamele yapmak zorundaydılar. Aksi taktirde Luo Feng tarafından dışarı sürüklenirlerse….askeriyenin üst kademelerinden olsalar bile yapabilecekleri bir şey olmazdı.

“Bay Luo Feng, eğer bir mahzuru yoksa, sana saygısızca Luo Feng olarak sesleneceğim. Beni kumandan ya da başka bir şekilde anmana gerek yok… sadece Li Da Wei, yaşlı Li hatta kardeş Li diye çağırman yeterli.” Li Da Wei gülümsedi.

“Haha, size yaşlı Li diye sesleneceğim.” Luo Feng gülümsedi, “Yaşlı Li siz çocukların buraya gelme nedenini söylemekte rahat olabilirsiniz.”

Sınırların Dojosunun müfettişin sorumlulukları hakkında Luo Feng’e verdiği zarfta bir müfettişin yüzleşebileceği durumlar ve müfettişin sorumlu …..olduğu tüm her şey belirtilmişti. Bu yüzden Luo Feng az çok bu iki kişinin neden burada olduğunu biliyordu.

“Pekala direkt konuya gireceğim.” Li Da Wei’nin ifadesi biraz daha ciddileşti, “İnsan toplumumuz güçlü dövüşçülere ve lazer toplara sahip olmasına rağmen canavar sürüleri fazla güçlü!”

“Moral düşürmeye çalışmıyorum! Sayı bakımından kara canavarları bile insanların sayılarını aşıyor.” Li Da Wei iç geçirerek başını salladı, “Eğer lazer topunun tehdidi olmasaydı nasıl olurdu da insanlar merkezi şehirlerde huzur içinde yaşayabilirdi?”

Luo Feng hafifçe somurtarak sessizce dinlemeye devam etti.

“İnsanlar ve kara canavarları bir çıkmazda!”

“İmparator seviye canavarlara karşı lazer toplarımızı kullanmayacağız. Ve imparator seviye canavarlar merkezi şehirlere olan istilalarda canavar sürülerine katılmayacaklar! İki taraf da bir antlaşma içerisinde.” Li Da Wei söylerken iç geçirdi, “Aslında, anlaşma hakkında...sizin reis Hong, imparator seviye canavarlarla önceden anlaşan tek kişiydi.”

Luo Feng donup kaldı.

İnsanlar ve canavarlar arasında anlaşma mı? Hong uzlaşmaya mı gitti?

“Karadaki ve havadaki canavar sürüleri o kadar tehlikeli değil. Geçen sene ülkemiz Çin bir tane birinci derece canavar dalgası, altıncı derece iki canavar dalgası ve 21 üçüncü derece canavar dalgası yaşadı. Hepsi kabul edilebilir düzeyde.” dedi Li Da Wei soğukkanlılıkla.

Luo Feng şok olmuştu….

Bu sayıların hepsi çok gizliydi. Luo Feng her yıl ülkenin bu kadar saldırıya uğradığını bilmiyordu.

“Ülkemiz için en tehlikeli canavarlar denizde.” Li Da Wei’nin ifadesi son derece ciddiydi, “Denizin derinliklerinde bulunan güçlü canavarlar için lazer topu bile bir tehdit oluşturmuyor. Ve denizdeki olağanüstü miktardaki canavarlar kara ve havadaki canavarların kat kat yukarısındalar. Nasıl olur da onlar gelir ve uzlaşırlar?

“Ayrıca-- bir kez denize girdiğinde insan dövüşçülerin muhtemelen gücünün sadece %20-30 kalır. Saldırma girişiminde bile bulunamayız.” Li Da Wei başını salladı.

Luo Feng sessizce başını salladı.

Gerçekten de insanlar suda epeyce zayıflıyordu. Sisli ada tarafından oluşturulan küçük göl bile Luo Feng’in neredeyse ölümüne sebep oluyordu. Engin, bitmek bilmez okyanusun lafı bile olmazdı. Şuan insanlığın deniz canavarlarına saldırma girişiminde bulunmasının hiçbir yolu yoktu.

“Sadece savunma yapabiliriz.” Li Da Wei’nin ifadesinde bir hüzün yazılıydı, “Denizdeki canavarlar nehirler aracılığıyla ülkelerin iç kısımlarına saldırabilir! Deniz canavarlarının tuhaf bir gücü var: onlardan yeterince olduğu sürece kendi nehirlerini oluşturabiliyorlar! Bu yüzden biz insanların girmesine müsaade etmiyorlar. Onları arazi,lazer topu ve ordumuzla engellemek zorunda kalıyoruz!”

“ Kayıplar büyük.” Li Da Wei başını salladı.

“Bir defada milyarlarca deniz canavarı öldürsek bile….kim bilir her gün ne kadar deniz canavarı doğuyor. Büyük ve küçük canavarlar arasındaki savaşlar birçoğunun ölmesine neden oluyor. İster onları öldürelim ister öldürmeyelim...deniz canavarları üzerinde hiçbir etkisi olmuyor.” Li Da Wei çaresizce konuştu.

Luo Feng de umudunu yitirmiş hissetti.

Gerçekten de--

Canavarlar sık sık birbirlerini öldürüyordu: en güçlü olan hayatta kalır hesabı. İnsanlar deniz canavarlarını öldürse de öldürmese de bir farkı olmuyordu.

“Bu yüzden Luo Feng umuyorum ki güneydoğu askeri sektöründe bazı güçlü canavarlarla kapışırken yardıma ihtiyacımız olduğunda ara sıra bize destek olursun. Endişelenme...imparator seviye canavarlar nehirlere girmeye cüret etmeyeceklerdir.Lazer toplarımız onlar için bekliyor.” dedi Li Da Wei.

Yenilmez bir savaş tanrısı….

….canavarlara karşı olan bir dövüşte bazen 10,000 kişilik bir ordudan daha etkiliydi!

“Pekala, kabul ettim.” dedi Luo Feng tereddütsüz.

İnsanlar ile canavarlar arasında olan muharebe onların hayatta kalmasını belirliyordu bu yüzden o yardım etmeliydi!

“Teşekkürler!” dedi Li Da Wei minnettar bir şekilde.

Bir yenilmez savaş tanrısı….aynı zamanda bir ruh okuyucu!

İmparator seviye canavarın bulunmadığı bir deniz canavarı dalgasına karşı 10 lazer topundan daha kullanışlıydı!

“Luo Feng kurallara göre ordu sana tümgeneral rütbesi imtiyazını tanıyacak. Çok fazla güç getirmese bile statüyü temsil ediyor. Şu andan sonra orduya devam edersen kendini epeyce sıkıntıdan kurtarabilirsin. “Li Da Wei gülümsedi, “Bu rütbe zaten epeyce iyi. Aynı zamanda askeri alt sektör kumandanın rütbesi de tümgeneraldir.”

“Haha….yaşlı Li, doğruyu söylemem gerekirse, lisedeyken askeri okula kaydolmayı istiyordum.” Luo Feng gülümsedi.

“Ah, neden gelmedin o halde? Aksi taktirde senin gibi muhteşem bir yetenek ordumuzda olabilirdi.” Li Da Wei takip etti.

“Kimse hayatın kıvrımlarını tahmin edemez.” Luo Feng başını sallayarak gülümsedi.

Askeri okula gidememişti fakat sonunda tümgeneral olmuştu!

Şunu unutmamak gerekirdi ki artık donanma yoktu. Hava kuvvetleri mi? Sadece bir dövüşçü jetinin fiyatına bakarsanız hava kuvvetlerinin boyutunun kesinlikle küçük olduğunu bilirdiniz. Bu yüzden--şu anda kara kuvvetleri ülke ordusunun büyük çoğunluğunu oluşturuyordu. Bunun anlamı tümgeneral rütbesi gerçekten epeyce prestijliydi.

“Luo Feng tümgeneral rütbesi sana o kadar güç vermese bile kurallara göre yenilmez savaş tanrısı olan seviyen 900 kişilik bir kişisel ordu almanı mümkün kılıyor.” dedi Li Da Wei.

“Ah, 900 kişilik kişisel bir ordu mu? Ya Yıldırım Dojosunun müfettişi ?” Luo Feng gülümseyerek sordu.

“Onun kişisel ordusu 500 kişilik.” Li Da Wei ve Wang Luo Han uzun süre sesiz kalarak güldüler.

Sınırların Dojosu ve Yıldırım Dojosunun her daim rekabet içerisinde olduğu konusu çok belliydi. İki devasa dojo dünyanın her yanına yayılmıştı. Reisleri ise, birisi #1 numarayken diğeri #2 numara idi. İkisi de Büyük Nirvana döneminden sonra güçleri hızlıca gelen varlıklardı! Ve Yıldırım Tanrısı hızda ve formda #1 numarayı elinde tutuyordu.

Belki güç bakımından Hong’dan biraz daha aşağı kalıyordu. Fakat net bir şekilde şu anda Hong’a en yakın adamdı.

Sadece bu sohbet ile Luo Feng Çin’in tümgenerali olmuştu ve şuan 900 kişilik bir kişisel ordusu bulunuyordu. Tabii ki sorumluluğu da---güneydoğu askeri sektörünün yardıma ihtiyacı olduğunda onları desteklemek ve deniz canavarları baskınını kırmaktı!

.....

Günler bir bir geçti ve 1 Eylül oldu. 1 Eylül gecesi Sınırların Dojosu ana sektöründe yeni müfettişe hoş geldin ziyafeti yapılacağı gece idi.

31 Ağustos gecesi.

Medya odasında Xu Xin duvardaki ekranda belirdi.

“Luo Feng bunu giymeme ne dersin? Bu ziyafet için uygun mu?” ekranda Xu Xin açık yeşil gece elbisesi giymişti.

“Oldukça iyi.” Luo Feng onaylarken gülümsüyordu.

“Neden her seferinde oldukça iyi diyorsun.” Xu Xin biraz tedirgin olarak baktı, “Hemen bana cevap ver. Sadece üç cevap---iyi değil,ortalama, çok iyi.”

Luo Fen burnuna dokundu ve gülümsedi: “Tamam, bu...ortalama. Önceki mor olan kadar güzel değil.”

“Oh o zaman sıradakini denememe müsaade et.” Xu Xin kadrajdan çıktı ve ekrandan kayboldu.

Aniden Luo Feng’in taktiksel iletişim saati çaltı-- Biiip! Biiiip!

“Hm?”

“E-posta?” Luo Feng düğmeye bastı ve e-postayı açtı. Başlığı ‘Arkeolojik Harabe Keşfedildi’ idi.



 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr