Bölüm 198: Yasaları Hissetmek

avatar
9411 5

Tales of Demons & Gods - Bölüm 198: Yasaları Hissetmek


 

Çeviri: AllenWalker Düzenleme: Dunklesplatz

 

 

 

Nie Li, Tanrıça Yu Yan'ın İlahi Bedenine karşı çok fazla merak duymaya başlamıştı.  Eğer onun bedeninin yapısını analiz edebilseydi kendi gelişimine katkı sağlamak adına çok fazla yardımı dokunacağını düşünüyordu.

 

"Tanrıça Yu Yan çok uzun yıllardır yaşadığından dolayı onun bu tür konuları çok fazla takmayacağını düşünüyorum." diye düşündü Nie Li. Daha sonra bastırması çok güç olan bir fikir aklına düştü.

 

O sıra Kara Kaynağın üstünde duran Yu Yan kaşlarını çatmıştı. Her ne kadar bilinci havada olsa da kaynağın içinde olan her şeyi görebiliyordu. Ateşin Ruhani Tanrısı olarak, O, üstün bir varlıktı, ölümlüler onun gözünün içine bile bakmaya cüret edemiyorlardı. Daha önce hiç böyle bir şeyle karşı karşıya gelmiş miydi?

 

Fakat onun ilahi bedeni hala tamamıyla iyileşmemişti. Bundan dolayı eğer Nie Li ona bir şey yapmaya çalışırsa onu durdurmak için herhangi bir şey yapamayacaktı. Kaşları çatık bir halde Nie Li'nin elinin gittiği yeri izlemeye başladı.' Nie Li ne düşünüyor acaba?' Eğer Nie Li onun ilahi bedeniyle oynamaya kalkarsa onu durdurmak için Yu Yan'ın elinden hiç bir şey gelmezdi.

 

İster normal bir insan olsun isterse Efsane Seviye bir uzman olsun, Yu Yan'ın sadece ilahi kudretini dışarı salması onların hepsini ortadan kaldırmaya yeterdi. Fakat onun İlahi kudretinin Nie Li'nin üstünde herhangi bir etkisi olmuyordu. Yu Yan sadece Nie Li'nin kendi bedenine meraklı gözlerle bakmasını seyredebiliyordu.

 

"İlahi Kıvılcımların yapısı tam olarak nedir?" diye düşünürken Nie Li elini kırmızı küreye dokundu. Elini kullanarak küredeki değişiklikleri hissetti ve yapısının özelliklerini çözmeye çalıştı.

 

"Tanrıça Yu Yan'ın İlahi Bedeni insanlarınkiyle aynı mı?"  Nie merakla bunları düşünürken bir parmağıyla onun bedenine dokundu. Parmağından gelen yumuşaklığı hissedince, bu pürüzsüz ve zarif cildin insanlarınkiyle aynı olduğunu fark etti.

 

Bu his aynı sıradan insanlara dokunmak gibiydi. Merak git gide Nie Li'nin kalbinde büyüdü. İlahi Kıvılcım gibi şeyler gerçekten de mucizeviydi şeylerdi.

 

Yu Yan, kaynağın içinde olanları hissedebilmek için gözleri kapadı, Nie Li bedenine dokunduğu zaman yumuşak bir ağlama sesi çıkardı. Aniden gözlerini açtı ve ruhunun titrediğini hissetti. On binlerce yıl boyunca insan klanın bir Ruhani Tanrısı olarak insanlardan saygı görmüştü. Ta ki Nie Li onun bedenine dokunana kadar. Bu basitçe küstahlıktı!

 

Yu Yan, Nie Li'nin elinin yasaların gücü tarafından oluşturulan bariyerden geçip bedenine dokunabileceğini asla düşünmemişti. Eğer Nie Li kötü düşünceli olup onun İlahi Kıvılcımlarını almaya kalsaydı Yu Yan tamamen yok olurdu.

 

Fakat Nie Li sadece on dört yaşında bir çocuktu, onun yaşında ki birinin meraklı olması normaldi. Yu Yan bedeninde güçlü ve gizemli bir şok akımının dolaştığını hissetti.

 

Bu yasaların gücüydü. Bu açıkça onun çok yakından bildiği yasaların gücüydü. Ve görünüşe göre bu yasaların gücü çok güçlü ve derindi.

 

Yu Yan anında derin düşüncelere daldı, Acaba Nie Li'nin bedenin içinde yasaların gücünden daha yüksek seviyeli bir güç mü bulunuyordu? Bu dünyada Ruhani Tanrıların gücünün üstünde tek bir güç bulunuyordu o da Dünya Yaratıcısının gücüydü. Acaba Nie Li, Dünya Yaratıcısının soyundan mı geliyordu?

 

Yu Yan Nie Li'ye bakmaya başladı. Onun bedenine dokunarak saygısızlık edildiği için biraz sinirlenmişti.

 

Nie Li gözlerini kapatıp parmağını Yu Yan'ın ilahi bedeni üstünde gezdirmeye başladı, onun bedeninin yapısını hissedince aniden bir şeyler anladı.

 

"Bu bölgede ki kimsenin Yasaların Gücüne çalışmadığına şaşmamak gerek. Yasaların gücünü kullanarak gelişim yapılırsa Efsane Seviye duvarını aşıp Göksel Kader Alemine girmek mümkün gibi duruyor. Fakat bu sadece ilk olasılıktı. Sadece yasaların gücüne çalışarak daha üst seviyelere ulaşmak yetersiz gibi duruyor" diye düşündü Nie Li. "Fakat yasaların gücünün kendine ait bir derinliği var. Eğer ben cennetin gücü ve yasaların gücünü birleştirip gelişimime devam edersem tamamen yeni bir atılım yapabilirim."

 

"Yasaların gücüyle eğitim yapılabilir. Yasaların gücü sadece ruh gücünün bir üst seviyesi gibi. Gelişim seviyemi büyük ölçüde arttırabilir. Fakat cennetin gücü sadece Efsane Seviye duvarını geçince çalışılabilen bir güç."

 

Buraya kadar düşündükten sonra Nie Li'nin kafasında bin bir çeşit düşünce oluşmaya başladı. "İlk olarak bedenimde ki tüm ruh gücünü yasaların gücüne dönüştürmem lazım."

 

Nie Li bir kere daha altruistik* durma girdi.

 

*Kendinden önce karşısında ki insanı düşünme durumu.( Bundan sonraki kısımda tam olarak nasıl bir durum olduğunu anlayacaksınız.)

 

Nie Li'nin tekrar eğitim yaptığını görünce Yu Yan düşüncelere daldı. O Nie Li'nin kafasında neler döndüğünü göremiyordu, ve her zaman Nie Li gizemli birisi olduğunu düşünüyordu.

 

Bir süre düşündükten sonra Nie Li aniden gözlerini açtı. "Anladım. Tanrıça Yu Yan'ın bana nasıl teşekkür edeceğini merak ediyorum." diye düşündü.

 

Onun cildi insanların cildi gibi hissettirse de Nie Li'nin keskin algı yeteneği sayesinde onun bedeninin yapısının insanların bedenin yapısından farklı olduğunu hissetti.

 

Sadece Yu Yan'ın pürüzsüz sırtına kısa bir süre dokunsa da yasaların gücünün üstünlüğüne karşı bir kaç fikir oluşturmayı başarmıştı. Önceki hayatında edindiği bilgilere dayanarak,  Yu Yan'ın ilahi bedenini iyileştirmek için bir fikri oluşmuştu aynı zamanda onun İlahi Kıvılcımlarını daha hızlı bir şekilde biriktirmesine yardım de edecekti.

 

Nie Li yavaşça ayağa kalktı ve sudan dışarı atladı.

 

Nie Li gözlerini açtı ve Yu Yan'a bakarak "Abla Tanrıça, neden  yüzün karardı?" diye sordu.

 

"Hiç!" Nie Li'nin masum yüzünü gördükten sonra derin bir nefes aldı ve sakinleşti. Yu Yan her ne kadar on binlerce yıl boyunca yaşamış bir Tanrıça olsa da bu süre boyunca sürekli olarak cennet ve dünya arasında ki yasaları kontrol ederek gelişim yapmıştı. Düşünceleri diğer insanlara kıyasla oldukça saftı.

 

Nie Li onun bedenine dokunmuş olsa bu konuyu daha fazla uzatmak istememişti.

 

Nie Li Yu Yan'ın neden bu halde olduğunu anlamıştı. Tanrıça Yu Yan büyük ihtimalle onun bedenine dokunması yüzünden depresifleşmişti.

 

Fakat Nie Li'nin onun bedenine dokunmamış olsaydı, İlahi Bedeninin yapısını anlayamazdı. Nie Li'nin Yu Yan'ın bedenine dokunurken herhangi bir kötü niyeti yoktu bundan dolayı Yu Yan'ın üzülmesine karşı vicdanını ferah tutmayı tercih etmişti.

 

Nie Li ciddi bir ifadeyle Yu Yan'a baktı ve "Abla Tanrıça, benim senin bedenini tekrardan oluşturup Kara Kaynak'ı terk etmen için bir fikrim var. Denemek ister misin?" diye sordu.

 

"Bir çocuk gerçekten de benim ilahi bedenimi tekrardan oluşturmak hakkında mı konuşuyor?" dedi gülümseyerek. Nie Li'nin her ne kadar asil bir soyu olsa da, ilahi bedeni yeniden oluşturmak çok zor bir olaydı, bunu sıradan insanların yapması imkansızdı.

 

"Ben ciddiyim. Bunu yapabilirim." dedi Nie Li.

 

"Saçma sapan konuşmayı bırak. Eğitimine devam et hadi!" dedi Yu Yan.

 

Allen: Küçümseme bizim küçüğü Tanrıça Hanım. :(

 

Yu Yan ona inanmadığı sürece Nie Li'nin elinden bir şey gelmiyordu. O şu anda sadece Yu Yan'ın ona inanacağı zamanın gelmesini bekleyebilirdi.

 

Yu Yan bir süre düşündükten sonra "Uzun süre kaynakta durduktan sonra senin fiziksel gücün çok hızlı bir şekilde arttı. Bu gidişle üç ay içerisinde Efsane Seviye bir uzmanın fiziksel bedenine sahip olabilirsin, bu benim düşündüğümden çok daha hızlı bir gelişme. Bu kadar hızlı geliştiğine göre hadi yasaların gücünü hissetme çalışmalarına başlayalım!"  dedi.

 

Uzun süre geçmemesine rağmen, eğer Nie Li yasaların gücünü hissedebilirse, sadece az bir miktar da olsa, O yüz yıllar boyunca Efsane Seviye duvarını hangi yolu takip ederek aşabileceğini bulabilirdi.

 

"Tamam o zaman, Yasaları nasıl hissedebilirim?" diye sordu Nie Li. Nie Li her ne kadar yasaların doğal yapısına karşı bir şeyler anlasa da konu yasaların gücünü kullanarak gelişim yapmaya gelince onun bu konu hakkında hiç bir fikri yoktu.

 

Yu Yan bir süre düşündükten sonra "Senin hangi yasanın gücüne uyumlu olduğunu bilmiyorum. Bundan dolayı Işığın Yasasını seçip ona bir çalışmayı dene bakalım." dedi.

 

Işığın gücü İlkel Kaosun gücünden sonra gelen ikinci yasa gücüydü. Karanlığın gücünden biraz daha güçlü ama Karanlığın gücünü hissetmeye çalışmaktan biraz daha kolaydı.

 

"Tamam." dedi Nie Li kafasını onaylama anlamında sallayarak. Büyük bir taşın üstüne oturdu ve gözlerini kapattı.

 

"Benim öncülüğüm sayesinde, yasaları hissetme süren diğer insanlara kıyasla biraz daha çabuk olacaktır. Şimdi zihnini boşaltmayı öğreneceksin." dedi Yu Yan.

 

Nie Li gözlerini kapattı ve yavaşça düşüncelerinden arınmaya çalışmaya başladı.

 

"Yasaların gücü her yerdedir. Çok derin bir varlığı vardır. Kalbini kullanarak hissetmek zorundasın. Şimdi, kendini kapkaranlık bir yerdeymişsin gibi hayal et, parmaklarını göremediğin hatta kendi sesini bile duyamadın bir yerdeymişsin gibi. Sonsuz bir karanlığın içindeymiş gibi. Orada az bir miktarda olsa bir ışık var, senin içini ısıtacak kadar bir miktar...." Yu Yan'nin ses tonu çok yumuşaktı, sanki bir ninni söylüyordu.

 

Nie Li, Yu Yan'ın talimatlarını takip ediyordu. O kendisini sonsuz bir karanlığın içindeymiş gibi düşünüyordu, kalbi etrafa bakınıyordu, az bir miktar ışık hissetmek için çabalıyordu.

 

"Yasaların gücünü hissetmek çok zor bir işlemdir. Zihnini tamamen boşaltabilmek için onlarca yıl boyunca çalışman bile gerekebilir. Kalbinin cennetler ve dünya kadar temiz olmasına izin ver. Yasaların gücü senin temiz kalbini görünce onu kabul edecektir." dedi Yu Yan sakin bir ses tonuyla. Düşünceleri çok uzaklara dalmıştı. O zamanlar saçını at kuyruğu yapmış küçük bir kızdı, annesi ve babası ona yasaların gücünü nasıl hissedeceğini öğretiyorlardı. Bir göz kırpması boyunca on binlerce yıl geride kalmıştı. Onun ailesi ölmüştü. Şu anda annesinin ve babasının nasıl güldüklerini dahi hatırlamıyordu.

 

Nie Li'nin hala taşında üstüne oturuşunu izlerken Yu Yan ona bakarak gülümsedi. Nie Li'nin yasaların gücünü hissetmesi için ne kadar süre gerekecekti acaba? Belki aylar, yıllar hatta yüz yıllar...

 

"Az bir miktar ışık hissetmek, bana bir sıcaklık sağlayacak..." Nie Li Yu Yan'ın talimatlarını takip edip kalbini kullanarak hissetmeye çalışıyordu. Kendisini sonsuz bir karanlığın içinde hissetti, karanlığın içinde bir ateş demeti gibi bir ışık izi  hissetti.

 

Sıcaklık hissi bedeninde yayıldı.

 

Bu Işığın Yasası mı? diye düşündü Nie Li önündeki ışığı hissetmeye devam etti. O sadece beyaz bir ışık topluyordu, daha fazla... daha parlak.... daha sıcak... Nie Li sanki güneşin kendisini çevrelediğini hissetti.

 

"Ahhh!!" Nie Li acı çekermiş gibi bir çığlık attı ve aniden gözlerini açtı. O çok fazla sıcaklık hissetmişti, sanki tüm bedeninde ki kanlar kaynamaya başlayacak gibiydi. Hızlıca Kara Kaynağın içine atladı.

 

Tssssss!!

 

Nie Li suyun içine atladığı anda sudan beyaz buharlar çıkmaya başladı.

 

"Neler oluyor?" Yu Yan, Nie Li'nin daha çok uzun bir süre boyunca gözleri kapalı bir şekilde eğitim yapacağını düşünüyordu. Nie Li'nin aniden Kara Kaynağa atladığını görünce şaşırmıştı.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr