Çeviren:Devilsparadise
Düzenleyen:Cqnn
Bang-! Baaang-!
Goblinlerin hücum ettikleri an saldırılarının sekme sesleri havada yankılanıyordu. Çünkü Harin'in kalkanı saldırılara geçit vermiyordu.
Harin Ardı ardına gelen Goblinleri dinlenmeden durdurmaya çalışırken Ian sordu.
''Harin, ne kadar büyün kaldı?''
''Sanırım hâlâ 10 dakikalık var, endişelenme sen!''
Harin, Ian'ın düşündüğünden daha uzun süre dayandığı için plan oldukça başarılı işliyordu.
"Sandığımdan daha iyi demek. Acaba 40 seviye üstü bir kullanıcı olmasına rağmen boşa mı endişelendim?"
Açıkçası, Ian'ın endişesi boş yere değildi ama görevi cidden çok basitti.
Ly'a sürekli büyü basması dışında, kendi sağlığını ve kalkanı kontrol etmesi gerekiyordu. Yine de görev oyunu ilk kez oynayan bir Rahibin bile yapacağı türdendi.
Aslında Rahipler Saldırı Sınıfları arasında görevlerinin zorlukları hakkında atıp tutmalarıyla meşhurlardı.
Çok ince bir kontrole gerek yoktu ama tüm savaş alanını görebilmelilerdi, şayet görüş alanı dar olursa işlerini düzgün yapamazlardı.
''Harin'in dinlenmek için bir köşeye çekilmeye ihtiyacı var gibi görünüyor.''
Kapıştığı Goblin'i öldürdükten sonra Ly'a baktı.
Tabii ki manyak gibi savaşıyordu.
Grr- Grr-
Goblin Savaşçıları, Goblin Gözcülerinden daha güçlüydü fakat Ly onları birkaç defa ısırırsa gri bir ışığa dönüşüp yok oluyorlardı. Ly'ın Savaşma Gücü ve Sağlığı zayıf olmasına rağmen artistik hareketleri ve Harin'in büyüsü sağ olsun, bu zayıflığı tehlikeli bir durum olmaktan çıkıyordu.
Bir Goblin Savaşçısı öldürdünüz.910 Tecrübe Puanı kazandınız.
..........
Bir Goblin Savaşçısı öldürdünüz.925 Tecrübe Puanı kazandınız.
Harin puanlarını Ly ile paylaşmasına rağmen yine de inanılmaz derecede puan kazanmıştı.
Seviye atladınız.Artık 27 seviyesiniz.
Savaş başlayalı sadece 3 saat geçmişti ve yine seviye atlamışlardı.
"İşte bundan bahsediyorum ya!"
Ian soluklanmaya fırsatı olmadan savaşırken yorgunluğunun uçup gittiğini hissetti.
Goblin Kamp Alanı Görevi 3 kısma ayrılabilirdi.
İlki, ısınma niyetindeki Goblin Savaşçıları ve kanun tanımazlar arasındaki şiddetli çarpışmaydı. Eğer hızlıysan 5 saatte, değilsen de 7 saatte bitirirdin.
Eğer daha uzun sürerse, kaybettin demektir. İşin ucunda çokça Tecrübe Puanı olsa da bu kısım yüzünden göreve pek fazla yanaşan yoktu.
Durup dinlenmeden günün 6 saati saldırı!
Ian gibi sürekli oyun başında duran ve avlanmaktan zevk alan bir sapık değilsen, bu görevin yüzüne bile bakmazdın.
İlk kısmı atlattıktan sonra, ikincisi biraz daha kolaydı.
Kanun tanımazlar Goblin Şefi ile savaşırken, pusuda bekleyip ok atan Goblin Bekçilerini öldürürsen, bu kısmı da halletmiş olurdun.
Ve son olarak, kanun tanımazlara Goblin Şefi'ni öldürmelerinde yardım edersen, görev bitiyordu.
İlk kısımda öldürdüğün Goblin Savaşçılarının sayısının ikinci ve üçüncü kısımların zorluk derecesini belirlediği söylenebilirdi.
Ian yumruğunu sıktı.
''Buradan en az 30 seviye olup ayrılacağız.''
Kararlılık bedenini ele geçirmiş gibiydi.
Sırf Ly'ın performansı bile Ian'ın planını gerçekleştirmek için kâfiydi.
Bundan daha iyi bir durum söz konusu bile değilken, Ian memnun değildi. Kanun tanımazlar tarafından avlanan Goblin Savaşçılarının Tecrübe Puanlarının boşa gittiğini hissetti.
"Keşke Ly'ın Alan Etkisi* gibi bir yeteneği olsaydı, çok iyi olurdu..."
(Ç.N:bir alandaki tüm canavarlara hasar veren yetenek)
Alan Etkisi'nin biraz zarar alsan da daha çok Tecrübe Puanı kazanmak gibi bir avantajı vardı.
Aniden, Ian'ın aklına bir canavar geldi.
'Neden daha önce düşünmedim ben bunu?'
Avlanma alanı değildi, Büyücülerin 40 seviye olmadan önce buz büyüsünü öğrendikleri yerdi.
Absimal Gölü.
Absimal Gölü öylesine büyüktü ki ufku görebilirdin ve gölün ortasında, buzdan bir ada vardı. Bilinen bir yerdi çünkü sonunda buz büyüsünü alabileceğin bir görev vardı.
Adada ortaya çıkan canavarlar Yarım Ay Ayısı ile aynı seviyedeki Buz Golemleriydi fakat sayıları çok fazla değildi ve seviyelerine kıyasla avlanmaları oldukça zahmetliydi; bu yüzden de pek kimse orayı av alanı olarak kullanmazdı.
"Goblin Görevi'ni bir bitireyim,Buz Golemi yakalamaya gideceğim."
Ian'ın hatırladığı Buz Golemlerinin kendilerine özgü yeteneklere sahip olduğuydu.
"Buz Dalgası."
Bu geniş bir alanda etkili olan bir Alan Etkisi saldırısıydı.
Şok dalgası gibiydi ve çok hasar vermiyordu. Ancak Ian inanılmaz bir faydasının olacağını düşünüyordu çünkü, geniş bir alana yayılarak yavaşlatıcı bir etkide bulunabilirdi.
Bir de, Buz Golemlerinin Sağlık değerleri yüksekti, herhangi Ateş Büyüsü'yle karşı karşıya kalmadığı sürece harika bir tanker* rolü üstleneceğini düşündü.
(Ç.N: Genelde ilk hamleyi yapan ve takım arkadaşını koruyan oyuncu)
//EN: Çevirmen notunu editleyeceğimi hiç düşünmezdim.
Sahipleneceği yeni Evicl Hayvan'a karar verdikten sonra daha güçlü hissetti.
Özellikle de Ian ve Ly'ın saldırıları sağ olsun, görevin ilk bölümü 4 saat gibi kısa bir sürede bitmişti.
* * *
Rukin afallamış bir haldeydi.
"Bu herif de neyin nesi? Sırtına atlayıp geldiği Evcil Hayvanı da bu seviyede olmamalı..."
Savaşmayı unutmuş ve ağzı açık, kızıl yeleli kurdu seyre dalmıştı.
Bugün Saumur Kanyonu'na, çabalarının karşılığını ödeyerek iki birlik üyesiyle, seviye atlamak ve görevin öncüleri olmak amacıyla gelmişti. Amma velakin iki tane 50 seviyenin olduğu kendi takımıyla kıyaslanamayacak 2 kişi dur durak bilmeden Goblin Savaşçılarını avlıyordu.
Rukin sinirlenmişti.
"Kurdun savaşma gücüne bakarsak,en az 60 seviye gibi görünüyor...Yok daha neler..."
Ve kendi varsayımlarını ortaya attı.
"Eminim ki, özel bir Evcil Hayvan edinmesini sağlayan insan elinden çıkma bir şeyler var!"
Dedikleri akla yatkındı.
Kailan'da, düşük seviyeli bir canavarı mühürlemeye yarayacak bir büyü olsa bile çok nadir bulunduğu için fiyatı da bir o kadar eşsiz olurdu. Bu yüzden böyle bir şeyi normal bir kullanıcının şu ana kadar görmemiş olması çok normaldi.
Çılgına çeviren bu düşünceyle Rukin iyice hırs yaptı.
İlk saldırı bitmek üzereyken iki yoldaşına seslendi.
"Falcon, Millun! Bir saniye gelsenize."
"N'oldu, Rukin?"
Milun'un sorusuna kibar bir ses tonuyla cevap verdi.
"Şuradaki kullanıcının canavarını gördünüz, değil mi?"
"Şu kırmızı yeleli olanı mı? Evet gördüm."
"Peki, ne düşünüyorsun?"
Milun, Rukin'in sorusuna kafası biraz karışmış halde cevap verdi.
"Ne mi düşünüyorum? O adam bir Çağırıcı olmalı."
Rukin sinirle kafasını salladı ve konuştu.
"Hayır, hayır. Şunun nasıl dövüştüğünü görmediniz mi? Eğer bir Çağırıcı burada avlanabiliyorsa en az 40 seviye demektir... ama kurdun savaşma gücüne bakarsak 60 seviye üstü gibi görünmüyor mu?"
Falcon ve Millun tek kelime etmeden Rukin'i dinliyordu.
''Çağırıcı sınıfı açılalı ne kadar oldu ki 40 seviye olsun? Ne kadar uğraşsa da imkânı yok 20 seviyenin üstüne çıkamaz.''
//EN: Bunlar bi puştluk peşinde ????
Rukin'in söyledikleriyle, Falcon ve Millun'un gözleri yuvalarından fırladı. Çünkü onlar Rukin'in tam aksine Goblinleri pek düşünmeden öylece öldürüveriyorlardı.
"Şimdi düşündüm de gerçekten haklısın.!"
"Şaka bir yana doğru söylüyorsun. Toplulukta görmüştüm, Çağırıcıların ana sayfasında bilgi paylaşan en yüksek seviyeli kişi 17-18 seviyeydi.''
Rukin'in gözleri parladı.
"O zaman bu kullanıcı kızıl yeleli kurdu nasıl elde edebildi?"
Falcon dikkatle konuştu.
"Bir ihtimal... canavar çağırma gücü olan bir büyü olabilir..."
Millun'un yüzünde şaşkın bir ifade vardı ve Rukin'de başıyla onayladı.
"Aynen, ben de öyle düşünüyorum."
İlk kısım bitmişti ve dört bir yandan gelen Goblin Okçularıyla ikinci kısım başlamak üzereydi.
"Genel hatlarıyla bakınca, kız tam olarak ne yapması gerektiğini bilmeyen bir Rahip, kurdun aksine, teçhizatlı çocukta da iş yok. Silahı bir asa yakın saldırı yapıyor. Hiç büyüsü yok gibi görünüyor."
Falcon ve Mullin Rukin'in ne demek istediğini anladı.
//EN: Puştluk is coming
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..