Çeviren:Devilsparadise
Düzenleyen:Cqnn
Bir tane tavuğu alelacele mideye indiren Ian hemen oyuna giriş yaptı.
Tavuğu yerken ikinci kez yeniden başlayan Orta Seviye Pratiği hiç aklından çıkmıyordu.
"Sanal gerçeklikte makro yapamazlar mı? Uyurken bile pratiğin tekrarlanmasını istiyorum."
Mırıldanarak giriş yaptıktan sonra hemen Ly'ı çağırdı.
"Ly gel"
Grr- Grr-
Ly gelir gelmez yüzünü Ian'ın bacaklarına sürdü. Yakınlıkları olabilecek en yüksek seviyedeydi. Daha da yükselemezdi.
Pratiği aktifleştirip Ly'ın sırtına atladı.
"Ly, haydi Absimal Gölü'ne gidelim."
Grr?
Başını eğen Ly'ın kafasını okşadıktan sonra harekete geçtiler.
"Bildiğim kadarıyla Absimal Gölü'ne giden saat başı bir vapur vardı."
Absimal Adası, Absimal Gölü'nün ortasında bir adaydı ve bir büyücü olmadığı sürece oraya gitmek için bir neden yoktu. Hatta oraya Büyücü Adası da deniyordu.
"Oraya 25 dakika içinde gitmemiz gerek. Acele etmeliyiz."
Ly'ın hızlı manevraları sağ olsun rıhtıma zamanında yetişebileceklerdi.
"Ly işte oraya gitmemiz gerek."
Buraya gelmeyeli uzun zaman olduğu için yolu karıştırmaktan korkmuştu ama korktuğu başına gelmemişti. Rıhtımda Ian'dan önce gelen 4-5 kişi vardı ve vapura binmek üzerelerdi.
"Düşündüğümden daha az insan var."
Sıfırlamadan önce Absimal Adası'na, Fiolan'a görevinde yardım etmek için gelmişti.
O zamanlar Absimal Adası'nda Buz Büyüsü görevi olduğuna dair haberler yeni çıkmıştı ve bugüne nazaran rıhtım ağzına kadar doluydu.
Ian vapura Ly ile birlikte bindi.
-Gıcırtı sesleri-
Rıhtımdan çekilen tahtanın sesi kulak tırmalıyordu. Ian kendi kendine söylendi.
"Kaç defa binersem bineyim alışamayacağım bu vapura. Daha iyi bir tanesini kullanamazlar mı?"
Absimal Gölü ve ada arasındaki rotada sürekli gidip gelen bu vapurda mürettebat yoktu bu yüzden ona Hayalet Gemi diyorlardı. Tabii ki kırk dökük görüntüsünün de bu ismi almasında katkısı vardı.
Bir yere oturmuş ve söylenip duruyordu.
Diğer tarafta bir takım gibi görünen iki kadın ve iki erkek vardı.
İlk kez vapura bindiği için oradan oraya koşturup duran Ly bir süre sonra uslu bir şekilde Ian'ın yanına oturdu. Ömründe ilk kez böyle büyük bir göl görüyordu. Gözleri hayretle ışıldıyordu.
Ancak o sırada takımdaki adamlardan biri Ian'ın yanına yaklaştı.
"Merhaba, bir Çağırıcı mısınız?"
20'lerinde gibi görünen adam meraklı gözlerle Ly'a baktı.
Ian başına bela alacakmış gibi hissetti ama adamın yüzünde çocuksu bir merak vardı.
"Evet, bir Çağırıcıyım. Beni bir kenara bırakalım da siz bir takım gibi görünüyorsunuz?"
"Aynen öyle. Şuradaki iki arkadaşım Büyücü ve onlara Buz Büyüsü görevinde yardım edeceğime söz verdim."
"Haa, anlıyorum."
Birkaç kuru lakırdının ardından adamın ilgisi kayboldu ve takımının yanına döndü.
Sırtını kaptan köşküne yasladı ve gözlerini kapadı.
Absimal Adasına varmak en az 1 saati bulurdu. O zamana kadar da yapması gereken bir şey olmadığı için uyumaya karar verdi. Çünkü, gerçekte de çok uyumadığı için oyunda uyumak yorgunluğunu giderecekti.
Ancak, Ian gözlerini kapamış uyumaya çalışırken, güvertedeki takımın konuşmalarını duydu. Kendisinden bahsediyorlardı, dikkat kesildi.
"Bu arada Hines şu Çağırıcı neden Absimal Gölü'ne gidiyor ki? Orada bir Çağırıcı görevi mi var yoksa?"
"Ben de bilmiyorum ki. Hiç Çağırıcı olmaya çalışmadım..."
"Hayır, öyle demiyorum. Toplulukta da görmüş olabilirsin. Son günlerde Çağırıcılarla ilgileniyormuşsun gibime geldi de ondan sordum."
"Şey... Bilmiyorum. Dürüst olmak gerekirse, Absimal Gölü'ne gidebilecek seviyede bir Çağırıcı henüz yok, bu yüzden yayınlanmış resmi bir bilgi de yok."
Bir anlığına merakı kabaran Ian'ın dikkati dağıldı ve yine uyumaya çalıştı.
"Ne diyor lan bunlar, neyse çok konuşmuyorlar zaten."
Her nasılsa Ian kafasını çevirdiği an dikkatini çeken bir konuşma başladı.
"Ama Hines arkadaşım Loren'i biliyorsun değil mi? 20 seviyelik Savaşçı hesabını silen ve sıfırdan bir Çağırıcı olan."
"Evet Loren'i tanıyorum. Şu çok hızlı seviye atlamasıyla övünüp durduğun arkadaşın. Neden sordun ki?"
"Çok da önemli değil ama dündü sanırım. Bir Evcil Hayvan Yumurtası bulduk diye havalanıyorlardı."
''Evcil Hayvan Yumurtası mı?''
O kelimeleri duyar duymaz Ian'ın gözleri yuvalarından fırladı. İlk kez böyle bir şey duymuştu.
Bir de şu Çağırıcı olan ve çok hızlı seviye atlayan Loren'i merak etmişti.
İki gözü kapalı halde ikisinin konuşmasını dikkatle dinledi. Konuşmaya devam ediyorlardı.
"Evet, bir Evcil Hayvan'ın yumurtası. Büyük ihtimalle Altın Yılan'ın Yumurtası olduğunu söyledi."
"Nereden biliyorsun öyle olduğunu?"
"Altın Yılan Yuvası'ndan aldığını söyledi, yani açıkça..."
O yumurta hakkında daha fazlasını öğrenebilmek umuduyla dinledi ama söyledikleri arasında kayda değer bir şey yoktu, hüsrana uğramıştı.
Dikkati dağılmıştı. Loren denen kullanıcının ne kadar hızlı seviye atlarsa atlasın 30 seviye olduğunu düşündü. Çünkü Altın Yılan Yuvası 20 seviyedeki kullanıcılar için açılmıştı.
Ian'ın kafasında bin bir düşünce dönerken diğer ikisi konuşmaya devam etti.
"Ama yumurtayı nasıl kıracaklarını bulamamışlar."
"Ama bir yumurta zamanı gelince çatlamaz mı zaten?"
"Aptal,sen hiç kendi haline bırakılan bir yumurtanın çatladığını gördün mü?"
Laf dalaşına giren ikiliyi dinlerken kendi kendine mırıldandı.
"Basit bir canavar yumurtası mı? Tam olarak neyin nesi bu? Eğer bir canavar habitatı bulursam ortalığa iyice bakacağım."
Yeni sınıflar açılalı çok zaman geçmediği için Ian yeni bilgilerin peşine düşen tek kişinin kendisi olmadığını biliyordu.
"Yumurta gibi bir şey elde ettiğin zaman normalde Evcil Hayvan olarak eğitilemeyen Patron derecesindeki bir canavarı kullanmak mümkün müdür acaba?"
İçgüdüleri bir kez daha devreye girmişti.
"Tetikte olmalıyım."
Bir kez daha kendi çıkarımlarını ortaya koymuştu.
Seviye atlamak da önemliydi ama bilgi toplamayı da ihmal edemezdi.
Onlar havadan sudan konuşmaya devam ederken onlardan öğrenebileceği pek bir şey olmadığını düşünen Ian kafasını başka yöne çevirdi.
"Ly, ada görünmeye başladığında uyandır beni."
Grr-Grr-
Uzun süre avlanmaktan yorgun düşen Ian hemen uykuya daldı. Vapur yavaş yavaş adaya yaklaşıyordu.
Yaklaşık bir saat geçmişti, yoğun sisin arkasındaki buz adası görünmeye başladı. Ömründe böyle bir manzara ile karşılaşmayan Ly büyülenmiş gibi bakınıyordu ve ada tamamıyla görünür olunca Ian'ın omuzlarını salladı.
Grr- Grrr-
''Hmmm...Geldik mi?''
Gerindi ve yerinden doğruldu.
"Daha önceden gelmiş olsam da ilk kez görmüş gibi büyüleniyorum."
-gıcırtı sesleri-
Hayalet gemi insanı çıldırtan gacur gucur seslerle adaya ağır ağır yaklaştı.
-vapur sesi-
Hafif bir sesle vapur durdu ve Ian da dahil vapurla seyahat eden tüm kullanıcılar indi ve çevrelerini incelediler.
"Bu Absimal Adası'na ilk gelişim ve burası manyak bir yer. Her taraf buzla kaplı ve inanılmaz derecede soğuk."
"Şaka bir yana donarak öleceğim."
Onun için de durum farklı değildi, diğerleri gibi tir tir titriyordu.
"Daha mı kalın giyinseydim ki?"
Büyücü görevini yapmak için gelen diğer kullanıcılar, acele ettiler ve adanın ortasına doğru yola koyuldular. Çünkü görevin konumu ,Matab, adanın merkezindeydi.
Ian harekete geçmeden önce bir süre çevresine bakındı.
Diğerlerinin aksine, adanın ortasına doğru gitmek yerine kıyı boyunca yürümeye başladı.
//EN: Bence geçenlerde bulduğu ne olduğunu bilmediği item yumurtaydı rez alın bakıyım.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..