Bölüm 32: Ian'ın Planı (4) 

avatar
3633 4

Taming Master - Bölüm 32: Ian'ın Planı (4) 


 

Çeviren:Devilsparadise

Düzenleyen:Cqnn

 

Buz Golemleri, Absimal Adası'nın her yerinde bulunabilen canavarlardı. Ancak Ian adanın ortasından ziyade batı kıyı kesimlerinde daha fazlasını bulabileceğini biliyordu. 

 

"Ufaktan ufaktan avlanmaya başlayalım mı?" 

 

Buz Golemlerini avlayabileceği uygun bir alan bulan Ian bir süreliğine bir kayaya oturuverdi. Zorlu ava başlamadan önce Harin'in verdiği yemeği yemeyi düşünüyordu. 

 

"Ly, ye bunu." 

 

Ian, Harin'in verdiği köfteleri Ly'ın önüne attı. Köfteler Ly'ın dişinin kovuğuna bile girmezdi ama Ly iştahla yedi. 

 

Ve kısa süre sonra bir sistem mesajı belirdi. 

 

Evcil Hayvan 'Ly' köfteleri yedi.  40 dakikalığına Sağlık değeri 100 ve Çeviklik değeri 20 puan artacak. 

 

Ian gelen mesaja hayranlıkla bakıyordu. 

 

"Vaov, bu defa Çeviklik 20 puan mı arttı?" 

 

Sadece Sağlık değerlerinde bir artış olmasını bekliyordu, +20 Çeviklik daha da mutlu etmişti. Üstüne üstlük etki süresi de iki katına çıkmıştı.  

 

"Ben de bir tane denesem mi ki?" 

 

Birçok etin karışımıyla hazırlanan ve biraz da balıksı kokan köftelerden birini eline aldı ama vazgeçti. 

 

'Eğer Ly'ın yemesi için verdiyse vardır bir sebebi.' 

 

Bu isteği kafasından attı ve Harin'in kendisi için verdiği bifteği yemeye başladı. 

 

"Aman Tanrım... Çok lezzetli." 

 

İlk ısırıkta tadına hayran olmuştu. Ve bifteği bitirdiğinde bir başka mesaj belirdi. 

 

Taze Yüksek Kalite Bifteği yediniz.  1 saatliğine Sağlık değeriniz 500, Savunma Gücünüz 30 puan artacak. 

 

Ardından köftelerin bıraktığı etkiden daha da şaşırtıcı bir etki bırakan bir mesaj belirdi.  

 

İlk kez yüksek kalite bir yemek yediniz. Tüm istatistik puanlarınız kalıcı olarak +3 arttı. (orana göre) 

 

 

Ian şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı. 

 

'İstatistiklerim kalıcı olarak mı arttı?'  

 

Bilgi penceresini kontrol etti. 

 

 

Ian   35 Seviye: 179,540/700,000(%25.64)  Tür: İnsan  Sınıf: Çağırıcı(Evcilleştirme Ustası)  Lakap: Avlanma Ustası  Şöhret: 7536(eğer şöhretiniz 0'a düşerse, Kötü Şöhret olarak değişir)  Güç: 67(+15)  Çeviklik: 102(+12)  Zeka: 52(+25)  Sağlık: 70(+40)  Yakınlık: 67  Evcilleştirme Yeteneği: 108  Liderlik: 105  Canlılık: 2955  Yoğunluk: 1750 

 

 

Bilgi penceresini kontrol ettikten sonra Ian'ın yüzüne can geldi. 

 

'Bütün istatistiklerim 3 artmışYakınlık, Evcilleştirme Yeteneği ve Liderlik de...!' 

 

Tüm istatistikler 3'er arttığı için toplam 21 istatistik puanı kazanmıştı. Şu an kazandıklarını kazanması için neredeyse 4 seviye atlaması gerekiyordu! 

 

Ian o an Harin'in yanında olmasını diledi. 

 

'Sanırım Harin'le yakınlaşıp biraz daha yemek almalıyım.' 

 

Elbette bu istatistik artışının ilk defa yediği için olduğunun farkındaydı ama Harin'in yemeklerinin daha ne kadar yardımı dokunabileceğini bilmiyordu. 

 

Ağzında eriyen etin lezzeti de cabasıydı. 

 

Kendini çok daha iyi hisseden Ian çevik bir hareketle oturduğu yerden kalktı. 

 

"Haydi şu buz yığınlarını deşmeye gidelim Ly!" 

 

GrrGrr- 

 

Köfteleri mideye indirdikten sonra kendine gelen Ly da onun kadar heyecanlıydı, kuyruğunu bir o yana bir bu yana sallayıp duruyordu. 

 

.......... 

 

Trombone, Luspel İmparatorluğu'nun en büyük şehirlerinden biri. 

 

Trombone meydanında yırtık pırtık(!) kıyafetli üç kişi gökten inmiş gibi birden beliriverdi. 

 

"Oppabunlar kim? Neden üstlerinde başlarında hiçbir şey yok? Kesin sapıklar!" 

 

(Ç.N: Korece'de genç kızların kendilerinden büyük yakın erkeklere 'abi' hitabında, bazen de erkek arkadaşlarına 'sevgilim' anlamında kullandıkları sözcük.) 

 

Yanındaki genç kullanıcının çığlıklarıyla erkek kullanıcı merhamet dolu gözlerle baktı ve cevap verdi. 

 

"Sapık değiller ama yazık adamlara... büyük ihtimalle öldüler ve  24 saat içinde yeniden oturum açtılar. Eğer ölürsen tüm teçhizat ve itemlerini kaybedersin." 

 

Bu sözleri duyan kız yaptığı hatanın farkına vardı ve süt dökmüş kedi gibi konuştu. 

 

"Ah...şey...anlıyorum...Böyle olduğunu bilmiyordum..." 

 

Meydanın ortasındaki üstsüz başsız adamlar Rukin, Falcon ve Millun'dan başkası değildi. 

 

Ian ve Harin'in canı gönülden(!) desteğiyle acılar içinde kıvranıp tüm itemlerini yitirdikten sonra oturum açmışlardı. 

 

Çevrelerinde fısır fısır konuşan insanlara aldırmadan envanterlerini kontrol ettiler ve gözleri doldu. 

 

"Ahey... Kertenkele Derisinden Zırhım! Ne kadar pahalı olduğunu biliyor muydunuz...!" 

 

"Falon sen hala orada mısın? Ben Halio Kolyesi'ni kaybetmişim!" 

 

Millun Halio Kolyesi'ni kaybettiğini söyleyince Falcon'un gözleri fal taşı gibi açıldı. 

 

"Ne? Halio Kolyesi'ni mi? Ölmeden önce onu donatmayacaktın!" 

 

Bir kullanıcı öldüğü zaman, donatılan itemlerin tamamı düşerdi. Ancak envantere koyulan itemlerin düştüğü çok nadir olurdu o da bahtın karaysa. Bu yüzden öleceğini düşünen birçok kullanıcı en pahalı olanlarından başlayarak itemlerini envanterlerine dizerdi. 

 

Millun titreyen bir sesle cevap verdi. 

 

"Hayır... Koydum tabii ki. Kesinlikle koydum envanterime... Ama benim bahtım kara, nasıl düşmüş olabilir ki..." 

 

Halio Kolyesi'nin öyle ahım şahım istatistik değerleri yoktu ama nadir görülen bir opsiyonu onu bu kadar değerli kılıyordu. 

 

İşte bu yüzden Okçu olan Millun'un gözünde çok daha kıymetliydi. 

 

O sırada Rukin yüzünde sanki koca bir ömür yaşamış gibi yorgun bir ifadeyle ikisinin konuşmalarını dinliyordu. Envanterini kontrol etmemişti bile. 

 

"Hah, sizin en azından kurtarabildiğiniz itemleriniz var... Ben görevin öncüsüydüm. Öldüm ve bir tanesini bile kurtaramadım, her şeyim ellerimden kayıp gitti..." 

 

En pahalı itemlerini yitirmişti zaten bu yüzden envanterine bakmaya tenezzül etmiyordu. 

 

Öfke üçünü de ele geçirmişti çünkü canla başla topladıkları itemleri ellerinden gitmişti ve dımdızlak kalmışlardı. Acemiler bile yeni başlayanlar için verilen kıyafetleri giyerken iç çamaşırlarıyla cadde boyunca yürüyemezlerdi. 

 

Rukin dişlerini kenetledi ve avuçlarında akan kanı hissedecek kadar sıktı yumruklarını. 

 

Titreyen sesiyle konuştu. 

 

"Falcon..." 

 

"Ne oluyor?" 

 

"O şerefsizler bizi öldürdü..." 

 

Çenesi titreyerek yanıtladı. 

 

 "Evet, oyuncu katilleri." 

 

Aslında onları öldürmeyi planlayanın kendileri olduğuna aldırış etmediler. Ian, gözlerinde onlara arkadan saldıran biriydi. 

 

"O herif... adı Ian'dı değil mi...?" 

 

"Aynen." 

 

"Kadın Rahip'inki de Harin...?" 

 

Falcon'un yanında cevap vermek için hazır bekleyen Millun atıldı. 

 

"Evet adının Harin olduğunu söyleyen güzel vücutlu hatun..." 

 

"Seni yavşak herif. Şu durumda ne kadar güzel olduğu oyuncu katili olmasını değiştirir mi?" 

 

Bu defa Falcon cevap verdi. 

 

"Değiştirmez ama bence biraz önemli de." 

 

Millun onayladı. 

 

"Aynen önemli." 

 

Akıllarında Harin'in yüzü canlanan ikili pişmiş kelle gibi sırıtırken Rukin öfkesinden kuduruyordu. 

 

'Hay...şunlardan birini öldüremiyorum bile...' 

 

Sinirini yatıştırdı ve soğukkanlı(!)bir şekilde düşünmeye başladı. 

 

'Ne olursa olsu o herifi bulmalı ve intikam almalıyım...!' 

 

Birliğinin ilk %30'luk dilimde olduğunu hatırladı. 

 

Sadece 70 seviye üstü olanları toplasa bile 20 kişi ederdi. Eğer onları arkasına alır ve Ian'ı öldürmelerini isterse kemiklerini bile bulamazlardı. 

 

Kendi kendine mırıldandı ve sırıttı. 

 

Ancak, bu çözümün gerçekleşebilecek bir şey olup olmadığı ileride görülecekti. 

 

//EN: Bilmez ki gariban Ian'ın birliği daha billurlu 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44505 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr