Taming Master - Bölüm 33: Yeni Aile Üyeleri (1) 

---

 

Çeviren:Devilsparadise

Düzenleyen:Cqnn

 

"Uff, Ly biraz dinlenelim mi?" 

 

Az önce yakaladıkları Buz Goleminin istatistiklerini kontrol eden Ian kafasını salladı ve lap diye yere düştü. 

 

İnanılmaz derecede yorgun görünüyordu. 

 

Grr! Grr- 

 

Ian dinlenelim mi dediği anda olduğu yere devrilen Ly'da bir o kadar yorgun görünüyordu. 

 

"Ly, köfte yemek ister misin?" 

 

Gözleri kapalı yatan Ly bu sözleri duyunca gözleri yuvalarından fırlamış bir halde dönüp Ian'a baktı. 

 

Ian onun bu haline güldü ve çantasından bir köfte çıkardı. 

 

"Al bakalım ye hadi." 

 

Ly köfteyi Ian'ın elinden aldı, saniyeler içinde mideye indirdi ve yavaşça dudaklarını yaladı. 

 

Ve bir sistem mesajı belirdi 

 

Evcil hayvan Ly büyülü köfteyi yedi.  Yirmi dakikalığına Sağlık puanı 100,Çeviklik puanı 20 arttırıldı. 

 

Ly'ın dudaklarını yaladığını gören Ian bir köfte daha çıkardı. 

 

"Dişinin kovuğuna bile girmiyor değil mi? Bir tane daha ister misin?"  

 

Ly, Ian'ın uzattığı köfteye uzun uzun baktı ve geri çevirdi. 

 

"Neden yemek istemiyorsun ki?" 

 

Ian'ın bu sözleriyle Ly kafasını salladı. 

 

Grr! Grr- 

 

"Haa, benim yememi mi istiyorsun?" 

 

Ly başını bir aşağı bir yukarı salladı. 

 

Grr! Grr- 

 

"Adamsın. Çok düşüncelisin ama ben başka bir şey yiyeceğim bu senin." 

 

Sanki söylediklerini anlamış gibi köfteyi yedi. 

 

Ancak bu defa herhangi bir sistem mesajı belirmedi. 

 

'İki tane yese bile bir fayda etmedi. Oysa sanmıştım ki...' 

 

Evcil hayvan bilgi penceresini açmadan önce donuk bir ifadeyle Ly'a baktı. 

 

Ly'dan başka iki Buz Golemi daha vardı. Golemler 37 seviyeydi ama Ian'ın liderlik puanları çokça arttığı için yanında üç tane daha taşıyabilirdi. 

 

'İkisi de harika fakat hala daha eksik olan bir şeyler var gibi hissediyorum.' 

 

Ortalama olanlarla karşılaştırıldığında yakaladığı iki Golemin istatistikleri harikaydı. 

 

Buz Golemlerini yakalamaya başlayalı sadece 10 saat olmuştu... 

 

Yine de Ian memnun olmuyordu. Memnuniyetsizliğinin sebebi Ly'dı. 

 

'Her şey bir yana evrim geçirebilecek bir canavar yakalamak istiyorum... Hoff!' 

 

Bütün canavarların evrim geçirme yeteneği yoktu. Ly özel olabilirdi. Bu durumda Ian'ın bütün emekleri boşa çıkardı. 

 

'İçgüdülerime inancım tam.' İçgüdüleri ona yakınlarda evrim geçirebilecek bir Buz Golemi'nin olduğunu söylüyordu. 

 

Yaklaşık 5 dakika dinlenen Ian yavaşça yerinden doğruldu. 

 

"Haydi biraz daha savaşalım Ly sırf şu 10 saatin hatırına iyi bir tanesini ele geçirmeliyiz." 

 

Ly, Ian'ın söylediklerini tamamen anlamış gibi kafasını salladı ve derin bir nefes alıp verdi. 

 

Grr! 

 

"Zamanla beni daha iyi anlıyormuş gibi görünüyordu." 

 

Ly'ı eğitirken sanki 1-2 yaşındaki bir çocuğu büyütüyormuş gibi hissetti. 

 

Başlarda en temel komutları anlarken gün geçtikçe daha karmaşık komutları anlamaya başlamıştı. 

 

Gerçekten harikaydı. 

 

"Pekâlâ, ilerde bir Golem görüyorum ama o olduğunu sanmam." 

 

Çünkü Ly'la avlanırken o kadar çok yakalamıştı ki 'Golem Uzmanı' lakabını kazanmıştı. 

 

İşte bu yüzden evrim geçirme şansı olan ve olmayan arasındaki farkı ayırt edebiliyordu. 

 

Biraz daha gezindikten sonra ismi altın sarısı bir ışıkla parlayan Golemi gördü. 

 

'İşte bu be! Daha fazla aramama gerek kalmadı.' 

 

Işığın parlaklığına bakılırsa az önce yakaladığı ikisinden daha iyi görünmüyordu ama Ian onun daha önce saldırmasına karar vererek Ly'a döndü. 

 

Tam emir verecekken ilginç bir şeyler gözüne çarptı. 

 

"Hah? Bu da nesi?" 

 

Ian'ın baktığı yerde tatlı ve küçük bir kaplumbağa ağır ağır sürünüyordu. 

 

Kafası vücuduna oranla biraz büyük olsa da bas baya bir kaplumbağaydı bu. 

 

Ancak Ian'ın dikkatini çeken ne tatlığı ne de ilginç görünüşüydü. 

 

'Yok daha neler? Eşsiz sıralamalı mı?' 

 

Golemlerin varlığını unuttu ve kaplumbağaya yaklaştı. 

 

Ve istatistiklerini kontrol etti. 

 

Abis Kamplumbağası /30 seviye /Eşsiz sıralama 

 

'Abis Kaplumbağası mı? Ömrümde ilk kez böyle bir isim duyuyorum.' 

 

Görünüş itibariyle diğer kaplumbağalardan farkı yoktu. 

 

Kafasını büyüklüğü onu çok tatlı gösteriyordu ve bu yüzden de savaşma gücünün neredeyse 0 olduğunu düşündü. Yine de daha önce hiç böyle eşsiz sıralamalı bir canavarla karşılaşmamıştı, öylece bakıp kalamazdı. 

 

'Önce yakalamayı denemeliyim kesin bir iş var bunda.' 

 

Saldırıya geçmek üzereyken fikrini değiştirdi.  

 

'Tek vuruşla ölecek gibi duruyor... Kafası da çok büyük kabuğuna sığar mı bilmem?' 

 

Kaplumbağa çok güçsüz görünüyordu. 

 

Hrrrrrrrrrrr-Hrrrrrrrrrrr 

 

Sürünürken bile ilginç ilginç sesler çıkarıyordu. 

 

Ian yavaşça kaplumbağaya yaklaştı ve kabuğuna hafifçe vurdu. 

 

Tak! Tak 

 

Sürünen kaplumbağa döndü ve Ian'a baktı. 

 

Sert bakışlarla! 

 

Kısa bir süreliğine göz göze geldiler ve hemen kabuğuna kaçtı. 

 

"Bu nasıl bir mahluk" 

 

Bu saçma durum karşısında Ian ayağının yanındaki kaplumbağaya uzun uzun baktı ve düşündü. 

 

'Bir ihtimalle onu şu an ele geçirebilir miyim?' 

 

"Yakala" 

 

Ian'In elinden yayılan beyaz ışık kaplumbağayı çevreleyecekken geri sekti ve havaya karışıp kayboldu. 

 

"Vay anasını daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştım." 

 

İlk defada yakalayamamış olsa bile normalde ışık canavarın etrafını çevrelerken bu defa sanki bir duvara çarpıp geri dönmüş gibiydi. 

 

'Dayanıklılığını biraz azaltsam mı ki?' 

 

Asasını kaldırdı ve kabuğuna vurdu. 

 

Tabii ki de çok sert vurmamıştı. 

 

Takkkk! 

 

Ve bir sistem mesajı belirdi. 

 

Abis Kaplumbağasına saldırıldı.1 hasar puanı verildi. 

 

"Çok mu zayıf, bu kadar güçsüz mü?" 

 

Gücü yavaş yavaş arttırarak kaplumbağanın direncini kırmaya çalıştı. 

 

Tak- Tak- Tak- 

 

Abis Kaplumbağasına saldırıldı.1 hasar puanı verildi.  Abis Kaplumbağasına saldırıldı.1 hasar puanı verildi.  Abis Kaplumbağasına saldırıldı.1 hasar puanı verildi.  

 

Ne oluyor be! Tüm gücüyle vurmasına rağmen sadece 1 hasar puanı vermesi sinirlerini bozmuştu. 

 

Pes etmeyi kabullenmeyen Ian tüm gücüyle bir kez daha vurdu. 

 

Abis Kaplumbağasına saldırıldı.1 hasar puanı verildi. 

 

Sanki suç asadaymış gibi hissetti. 

 

''Nasıl bir şeysin sen anlamadım ki ben?" 

 

Olan biteni kenardan izleyen Ly kafasını kaldırıp baktı. 

 

Grr? 

 

"Ly onu ısırmayı dene." 

 

Ian'In komutuyla Ly kabuğu ısırdı ama değişen bir şey yoktu. Aksine Ly'ın sızlanmalarına bakılırsa Ly'ın canı acımış gibi duruyordu. 

 

'Savunma Gücü ne kadar tüksek acaba?' 

 

Bir süre daha vurmaya devam eden Ian bu yolun işe yaramayacağını anladı. 

 

"Hmm..." 

 

Kaplumbağayı baştan aşağı süzen Ian'ın aklına başka bir fikir geldi.