Çeviren: HasıRwara

Düzenleyen: Ratel

Shuai önce kafasını yere doğru eğerek yürüdü ve gruptan birkaç metre uzaklaştı. O bombayı attıktan sonra birkaç metre daha koştu. Bu sefer aralarında yaklaşık on metre mesafe vardı.

 Bombanın pimini çekerken sadece izleyebilirlerdi. Zero bile, şok dalgası tarafından yere yapıştığından silahıyla hiçbir şey yapamazdı.

“Hepiniz cehenneme gidin! Ben…”

Çılgınca gülerken bombanın pimini çekti. Tam el bombasını onlara doğru atacakken, bomba aniden patladı. Pimi çekmesiyle, el bombasının patlaması arasında sadece bir saniye geçmişti. Atmak için zaman bulamamıştı. Ateş ve şok dalgası hızlıca gruba ulaştı.

“Hayır!”

Zheng, sersemlemiş bir şekilde ateşin ona doğru gelişini izliyordu. Neyse ki Lan onu yere indirdi. Yangın onu geçerken bir an için, yine de yanmış etin kokusunu alabiliyordu.

 ‘Hayır! Hayat nasıl bu kadar kırılgan olabilir? Neden? “

Zheng aniden yere fırladı ve dumana doğru koştu. Dumanın içine giren Shuai, yerde yattığını fark etti. Tüm vücudu yanarak kararmıştı. Elleri ve göğsü yok olmuştu.

Yerdeki et parçaları haricinde, göğsünden dışarı fırlayan siyah renkli kan vardı. ‘İnsan kanı her zaman kırmızı değildi, patlamanın içinde kaldıktan sonra bu.. kararmış olabilirdi.’

“Niye? Neden el bombası, pimini çektikten hemen sonra patladı? “

Zheng dumandan çıktı. Xuan’a doğru sessizce yürüdü ve sordu.

 Bu sefer patlamanın merkezine en yakın olanı Xuan’dı. Kan burnundan ve ağzından dışarı fırladı. Kanları sildi ve dedi. “Evet, Kampa’dan aldığım el bombalarından bir tanesini, bir saniye içinde patlayacak şekilde ayarladım. Diğerleri de bunun sonucunda hemen patlayacaktı. Ona el bombasını verdiğimde, sonradan patlayacak olanı dış kısma koydum, bu yüzden ilk olarak onu kullanma ihtimali daha yüksek olacaktı… “

Zheng onun yüzünü yumrukladı ve onu uzağa fırlattı. Zero hemen silahını Zheng’e doğru yöneltti ve Kampa da Zheng ile Xuan arasına girdi.

Xuan yavaş yavaş yere oturdu. Kırılan dişini tükürdü ve sakin bir sesle, “Yem planının asıl amacı, budur. Gerçekten Yaratıklar’ı küçük bir kanla cezbedeceğimizi mi sanıyorsun? Hayır, koku duyuları hassas olsa da, Kraliçe’nin yumurtlarken geçirdiği süre boyunca, onlar yuvalarını koruyacaklardır. Demin monitörden yuvaya doğru ilerlediklerini gördün. Bu nedenle, Yaratık kanı kokusunun yanı sıra, onları yemlemek için büyük miktarda taze et ve kanın da olması gerekir. Yanılmıyorsam, Yaratıklar şu an buraya doğru geliyorlardır. Ölmek istiyorsan, duvarın dışında kalmaya devam edebilirsin. “

Sonra o sessizce kontrol odasına geri döndü.

Zheng onun sözlerini duyduktan sonra daha çok öfkenlendi, ancak Zero’nun silahının tehdidi altındayken sadece bağırdı. “O zaman o haklı mıydı? Başından beri ondan vazgeçmeyi mi planlıyordun? Neden siz ikiniz ona yardım ediyorsunuz? Onun sizden ne zaman vazgeçeceğini bile bilemeyeceksiniz! Buna nasıl yoldaşlık diyebilirsin ki? “

Xuan döndü ve soğuk bir sesle dedi. “Başlangıçta ondan vazgeçmeyi düşünmedim. Başlangıçta herkesten biraz kan katkısı almayı planlamıştım, ardından sen ve o sadece … Herneyse, bunu sana açıklamak zorunda değilim. Yaptığım her şeyin, bu filmde hayatta kalabilmek için  bu gruptaki herkesin uğruna yaptığımı anlamalısın. Ben kesinlikle yanlış yapmadım! “

Zheng de onunki kadar soğuk bir sesle dedi. “Yoldaşlarının patlamayla kendini öldürmesini sağlayarak, onların etini ve kanını kullanarak Yaratıkları yemlemeye çalışıyorsun. Ve bu yanlış değil mi? Öyleyse senin doğrun ne bana söylesene? Siz ikiniz de mi böyle düşünüyorsunuz? Hayat gerçekten çok mu değersiz sizin gözünüzde? “

Xuan, yürürken yanıt verdi, “Ona son bir şans verdim. Eğer bize ikinci bombayı kullanmaya kalkmasaydı ve planımı izleseydi, bir Yaratık’ı yaralayabileceği sürece diğerleri yüksek ihtimal oraya gidecekti. O iki duvar arasında gizlenebilirdi. Maalesef bir insanoğlunun bilgeliği, sadece… kızgınlıkla/dargınlıkla dolu. “

Zero bütün zaman boyunca susuyordu, Geriye doğru giderken Zheng’e silah doğrultmaya devam etti. On metre ilerledikten sonra döndü ve içeri girdi.

Kampa ciddi bir sesle dedi. “Biz birliğe değer veriyoruz, paralı askerlerin inancı budur. Savaş sırasında, yoldaşlarını sırtında taşıyacaksın. Bu, temel güven ve kuraldır. Fakat bu ikisini başarabilmak için diğer taraf, kabul etmiş olduğumuz bir kişi olmalı, yük değil. Bence Zero da aynı şeyi düşünüyor. Normal insanlardan farklı bir ortamda yaşıyoruz. Biz bu boyutta hayatta kalmak için daha uygunuz. Benim için bu filmler, para karşılığında yaptığım görevlerden farksız. Xuan doğru şeyi yaptı. Çoğunluğumuzun yaşaması ve görevimizi başarıyla tamamlaması adına doğru olan kararı verdi. Shuai, onu sırtımda taşımam için bana güven vermedi. Ayrıca son testte başarısız oldu ve kendini imha etmeyi seçti.”

Duvar yavaş yavaş inerken Zheng sersemlemiş halde orada duruyordu. Jie ve Lan sonra onu içeri çekti. O başını kaldırıp dedi. “Gerçekten bu kadar acımasız olmak mı gerekiyor? Başkalarından vazgeçerek yaşayabilir misin? Ya da kızgın olmak, bu herkesi kendinle birlikte öldürmek için yeterli bir sebep mi? O halde biz neyiz ? Onun kullandığı ve attığı satranç taşları mı? “

Jie dedi. ” Onların ne düşündükleri s*k*imde bile değil. Bu üç kişiyle birlikteyken kendimi güvende hissetmiyorum. Xuan’ın zeki olduğunu düşündüğümden belki bizi kurtarmanın bir yolunu bulabileceğini sandım. Ancak zeki insanların hepsi, üçkağıtçıymış gibi görünüyor. Hayır, onlarla birlikteyken, ben kendimi daha az güvende hissediyorum! Zheng, gidip silahımı geri alacağım. Onu geri alamasam bile, Yaratıklar’ı sıkıştırdıktan sonra kendi yolumuza gideceğiz! Yoksa onlar bizi kullandıklarında, bunun farkına vardığımızda çok geç olmuş olacak. “

Lan iç çekti. “Fakat … gerçekten kendi başımıza gitmek zorunda mıyız? Bu filmdeyken onlara katlanıp bir sonraki filmde onlardan uzak durmak daha iyi olur. “

Zheng Lan’e sessizce baktı ve dedi. “Hayır, kendi yoluna gideceğiz! Onları tekrar görmek istemiyorum … Eğer sen yoldaşlarına güvenemiyorsan, o zaman onlar sana nasıl güvensinler! Benim tarafımdan olan kimseden vazgeçmeyeceğim. Ben yoldaşımın hayatımı kurtarabilirim, karşılığında tehlikede olan ben olduğumda, kesinlikle o da beni kurtaracaktır! Bu yüzden onlar ile yan yana bir daha savaşmayacağım! “