Çeviren: HasıRwara

Düzenleyen: Ratel

Zheng, değiş tokuş ederek Na yüzüğünü alma kararından son derece memnundu. Sadece ruhsal varlıklara karşı güçlü bir silah değil, aynı zamanda içinde büyülü mermiler gibi bir sürü şeyi de saklayabiliyordu!

Normal büyülü mermiler ucuzdu. Tek mesele yüksek miktarda taşımanın zor olmasıydı. Ancak Na yüzüğü bu dezavantajı ortadan kaldırıyordu.

Bir dünya büyülü mermiyi yüzüğünden çıkardı ve sadece Jie, Lan ve grubun diğerle üyelerine değil, aynı zamanda O'Connell ve diğer karakterlere de vererek onların normal mermilerini büyülü olanlarla değiştirdi. Her ne kadar onların silahları güçlü olmasa da, bunun biraz da olsa yardımı dokunabilirdi. Zheng büyülü mermi konusunda cimrilik yapmıyordu.

Onlar saat kulesinden aşağı doğru yürürken, zemine doğru yaklaştıkça kaygılanmaya başladılar. Bu kaygılananlar sadece film karakterleri ve çaylaklar değildi aynı zamanda Zheng ve diğer veteranlar da gergin olmaya başlamışlardı.

Zemin katta kalın ahşap bir kapı onları engelledi. Lan hızla herkese dayanıklılık ve hızlanma gücü verdi. Zheng mumya kalıntıları, kum ve Ölüler Kitabını çıkardı ve ardından 4 mumya muhafızı yaratmak için büyüyü söyledi.

Çaylaklar şok içinde onu izledi, sonra Zheng kapıyı tekmeleyerek açtı. Tekmeleme sonunda oluşan patlayıcı ses onları uyandırdı.

Tabancasıyla ateş etmeye başladı, en az 10 yürüyen ceset etrafında yere yığıldı. Büyülü mermiler gerçekten de etkiliydi. Bu cesetler alev aldı ve birkaç saniye sonra kül yığını haline geldi.

Zheng döndü ve aceleyle "O'Connell! Yolu göster!" dedi.

O'Connell onaylarcasına başını salladı. Evelyn'e baktı ve hiçbir kelime etmeden iki silahını doldurdu ve grubun önüne yürüdü.

Kimse konuşmadan onu arkasından takip etti. Ancak garip bir şekilde gittikleri yolda tek bir yürüyen ceset bile yoktu. Bir vadi boyunca yürüdükten sonra köşeden döndüklerinde, yolu tıkamış olan bir insan duvarı gördüler. Geniş bir sokaktı, en az binlerce yürüyen ceset bütün alanı doldurmuştu ve yan taraftaki duvarlarda 10 mumya muhafızı duruyordu.

"Silahlarınızı çıkarın! Eğer ölmek istemiyorsanız, elinizden ne geliyorsa onun daha iyisini yapmaya çalışın!" Zheng sol elinde silahını tutarken, sağ elinde ise bıçağı vardı.  Bağırarak mumyalara ateş etmeye başladı.

Hepsi aynı şeyi yaptı ve cesetlere ve mumyalara ateş açtı. Ancak bu cesetler normal insanlar gibi görünüyordu. 11 yada 12 yaşında çocuklar bile vardı. O'Connell ve bazıları duraksadı ancak Jie, son filmde kullandığı ağır bir makineli tüfeği çıkarıp uzaklaşmaları için bağırdı. Onlar yanlara doğru hareket eder etmez ateş açtı.

Ağır makineli tüfek sesi Zheng'in tabancasından çok daha güçlü hissettirdi ve tabii ki gücü de fazlaydı. Cesetler sinek gibi düşüyordu, mumyalar da onlara yaklaşamıyordu. Jie ateşlendiğini hissetti. Makineli tüfeği bir koluyla, mermileri diğeriyle tuttu. Ateş ederek ilerlemeye devam etti.

"O hüzünlüydü... son seferinde onun için mermileri taşıyan kişi artık hayatta değil." Zheng iç çekti ve sonra Tengyi'nin bedenini taşıyan siyah elbiseli adama baktı. Herkes mantıklı olanın onun bedenini saat kulesinde bırakmak olduğunu biliyordu fakat onu orda öylece bırakmaya yürekleri dayanmamıştı. Bu yüzden herkes onu gömecek bir yer bulmaya karar verdi. Siyah elbiseli adamın inanışına göre, bir savaşçı anca bu şekilde huzuru bulabilirdi.

Neyse ki Imhotep'in laneti onları etkilememiş gibi görünüyordu. Tengyi'nin bedeni ebedi uykudaydı...  Ancak Zheng onun ölüm sahnesini ve son sözlerini unutamıyordu.

Ağır makinelinin tüm mermilerini tüketmesi çok uzun sürmedi, fakat bu tüm mumyaları öldürmek için yeterliydi. Sayıları sadece bin civarında olan cesetler hala onlara doğru geliyordu. Herkes çekinmedin silahlarını ateşledi. Bir süreliğine, silah sesleri havayı doldurdu. Cesetlerin arasından bir yolu temizlediler ve caddeden garaja doğru ilerlediler.

Jonathan garaja girer girmez spor arabalara doğru koşmaya başladı fakat Zheng ve O'Connell aynı anda onu kollarından tuttu ve bir minibüse taşıdı. Jonathan direnerek " Hey, spor arabalar! Spor arabalarıyla daha hızlı gidebiliriz ve ayrıca daha pahalılar!" diye bağırdı.

Zheng "Hayatta kaldıktan sonra sana beş külçe altın vereceğim. Sadece bir tanesiyle bu tür bir arabayı rahatça alabilirsin!" diye yanıtladı.

Jonathan bir an için durdu ve sonra "Beş...altı olsun altı, altı şanslı bir numara" dedi aniden.

Zheng ve O'Connell birbirlerine baktı ve sonra Jonathan'ı otobüse attılar. Herkes bindikten sonra O'Connell anahtarları aramaya başladı fakat Zheng kontağı yumrukladı, sonra kabloları çıkardı ve döndürdü. Otobüs hemen çalıştı.

O'Connell güldü ve dedi. "Baya yaman birisin." 

Zheng omuz silkti. "Sürüş sırasında sen benden daha da yaman olacaksın ... Hadi gidelim dostlarımız(cesetler) burada."

Bir az önce dediği gibi garajın girişi cesetlerle doluydu. Dahası, onlarca mumya muhafızı arkalarındaki duvardan onlara doğru geliyordu. O'Connell otobüsü cesetlerin içine doğru sürdü ve her yer kan ve parçalanmış et ile doldu.