Evden atları ile çıkan Kita ve Nist, meydan okuyacakları Tenshi klanının merkezine doğru gidiyorlardı.
“Buradan sağa döneceğiz efendim!” dedi Nist.
“Daha ne kadar kaldı?” diye sordu Kita.
“Yaklaşık 5 dakika içinde varacağız efendim.”
Bir süre sonra Tenshi klanının merkezine varan ikili, Nist’in evinden biraz daha büyük, daha çok tavernalara benzeyen binanın kenarındaki sokağa girdiler.
Atlarını sokağın kenarındaki uygun bir yere bıraktıktan sonra Nist, yavaşça klanın kapısının önüne geldi ve “Hadi girelim!” diyerek önden kapıyı açtı.
Yeşil saçı kız parmağı ile Kita ve Nist’i gösterdi.
“P-Patron, bunlar onlar mı?!” diye sordu yeşil saçlı kız.
“Vay, vay, vay… kimler gelmiş kimler!” dedi adam ağzındaki sigarasını ele alarak.
Nist Kita’ya doğru ne oluyor tarzı bir bakış attı.
Xia…
“Geleceğimizi bekliyordunuz sanırım? İkinizden başka kimse de yok içeride?” diye sordu Nist.
“Nâmınız sizden önce geliyor Nist Bey!” dedi adam ukala bir tavırla.
Yeşil saçlı kız Kita’ya bakış atarak. “Patron şu çocuk…”
“Evet, ta kendisi… hoş geldin T.K! Bu şerefi, neye borçluyuz?” diye sordu.
“Size bir teklifimiz var.” dedi Kita.
“Öyle mi? G.O.D’un buraya geleceğini duyunca ilk başta biraz gerilmiştim! Kötü bir tavırla gelmiş gibi görünmüyorsunuz.”
Nist Kita’ya dönerek “Burayı seçmemin özel bir sebebi var. Daha sonra anlatacağım efendim.” dedi.
“Ahahha, Nist sana anlatmadı demek beni! Kısaca özetlemek gerekirse, benden pek haz etmez.” dedi adam. Ardından sigarasından bir fırt daha aldı ve yeşil saçlı kıza döndü,
“Bu arada tanıştırayım: lider yardımcısı Cecils ve bendeniz Tenshi klanının lideri Bagel.”
“Anladım, isterseniz teklifimizden bahsedelim.”
Adam gülmeye başlayıp yanındaki kız ile şakalaşmaya başladı.
“Ne kadar ciddi bir adammış bu değil mi Cecils? Hiç sohbet etmiyor. Tamam dinliyorum seni.”
Ardından Kita ve Nist yapacağı teklifleri Cecils ve Bagel’e açıkladılar.
Bagel şaşırıp biraz bekledikten sonra söze girdi.
“Gerçekten güzel bir teklif, işin aslı Nist ile savaşmayı çok daha isterdim.”
“Ben de T.K ile” dedi Cecils.
“Oh?” dedi Kita.
Bagel Cecils’e dönerek, “…seni mi kıracağım, git savaş bakalım.” dedi ardından bir sandalyeye oturdu.
“O zaman şöyle yapalım Nist” dedi Bagel.
“Ha?”
“Teklifiniz kabul etmem için bir şartım var, T.K benimle savaşmadan önce ilk önce Cecils ile savaşacak. Eğer onu yenerse, teklifinizi kabul edeceğim.”
“Bu... maçın kayıt dışı olmasını istiyorsun herhalde?” Dedi Nist
“Nasıl iyi tanıyor beni, hemen şimdi burada yeteri kadar alanımız var, yapalım şu işi.”
Nist Kita’ya dönerek “Efendim isterseniz başka bir yere…”
“Tamam kabul!” diye cevapladı Kita.
Bagel oturduğu yerden kalktı, etraftaki sandalyeleri köşeye iteledi ve ortada yuvarlak bir alan açtı.
“Kurallar resmi kurallar. Pes diyen veya bilincini yitiren kaybeder.” dedi ve Cecils’e bir kılıç ve kalkan Kita’ya da bir tahta kılıç verdi.
“Katana şeklinde tahta kılıcımız yok maalesef... idare edebilirsin umarım.”
“Sorun değil.”
Nist ve Bagel arkaya geçip izlemeye başladılar.
Kita’ya doğru tahta kılıcı uzatan Cecils, “Senin hep abartıldığını düşünüyordum. Bunu kanıtlamak için elime fırsat geçmesi harika!” diye bağırdı.
Salak.
“Evet... hazırsanız 3,2,1 başla!” diye bağırdı Bagel.
“Seni kendini beğenmiş, küstah artist! İzle şimdi seni nasıl rezil edeceğim.” dedi Cecils.
Teknik: Ain
Bir anda Cecils’in arkasında beliren Kita, ensesine doğru muntazam bir vuruş yaparak tek seferde Cecils’i yere yıktı.
Kita Bagel’e dönerek, “Bu mu klanındaki en güçlü 2. kişi şimdi?” dedi.
“Demek Cecils’i kör edip hızla arkasına geçtin.”
“Evet?”
“Çok… hızlı oldu. Her neyse söz sözdür ne yapalım… Yarın bu saatlerde kuzey kapısındaki arenada seni bekliyorum T.K.” dedi Bagel yüzünde sinirli bir ifade ile.
“O zaman yarın görüşürüz, Bagel.” Dedi Nist.
Ardından Nist ve Kita kapıdan çıktılar. Klan merkezinden çıkana kadar kendi tutan Nist atlarına bindikten sonra Kita’ya dönerek.
“E-E-FENDİM HARİKASINIZ!!” diye bağırdı.
Kita şaşkınlıkla Nist’e baktı.
“68.sıradaki bir klanın lider yardımcısını tek darbede indirdiniz, gerçekten başarabiliriz, başarabiliriz.” dedi Nist yüzündeki gülümse ile.
“İ-İşin aslı bende bu kadar kolay yeneceğimi beklemiyordum, hem sakin olsana sen!”
“Bunu kutlamamız lazım, gelin tavernaya gidelim! İçkiler benden!”
“Yarın maç var unutma. Çok içmemem lazım.”
“Haklısınız efendim, durmanız gerektiğinde ben sizi uyarırım.”
Hafiften kararan havanın ışığında tanınmamak için şapkalarını takan ikili, mahalle arası pek popüler olmayan bir tavernaya oturdular.
Bir süre sohbet edip içki içtikten sonra sarhoş olan Nist’i omzundan sallayan Kita artık geri dönüşü olmadığını anladı ve onu kendi atında evine götürdü.
“Benim seni uyarmam lazımmış aslında...”
Eve geçtikten sonra kapıda onları Nesp karşıladı.
“Gene içkiyi fazla kaçırdı değil mi... Of Nist beyim, ben sizle ne yapacağım!” dedi ve Nist’i yatağına yatırmak için koluna girip merdivenlerden çıkarttı.
“Şampiyon olacağız, şampiyon olacağız, şampiyon olacağız~ ahahaha!”
“Susun beyim... susun! Bütün mahalleyi ayağa kaldırdınız.”
Nist’i yatağına yatıran Nesp, aşağıya indi.
“Çok özür dilerim efendim, bu tarz bir şeyle uğraştırmak istemezdim sizi.”
“Sorun değil Nesp, yarın önemli bir gün. En azından kafa dağıtmış oldu.”
“Sizin bir isteğiniz var mıdır?”
“Yok, düşündüğün için teşekkürler Nesp.”
Yüzü kızaran Nesp başını eğdi ve odasına doğru koştu.
Evin içinde biraz dolaşan Kita masadaki elmanın birini aldı ve salona doğru girdi. Koltuklardan birinin üstüne oturup elmayı ısırarak düşünmeye başladı.
Ben... bu sefer başarabilecek miyim?
Yeniden batırmak istemiyorum...
Elindeki elmayı bitirip çöpe attı ve ayağa kalktı.
Ya, ya yine öyle olursa...
Hayır hayır... bu şekilde düşünemem.
Üst kata çıkıp odasına girdi ve üstündeki kıyafeti çıkarıp yatağa sırt üstü uzandı.
Bu sefer, başarabilirim.. hayır hayır.
Dişlerini sıktı ve elini tavana doğru uzattı.
Başaracağım.
Başarmak zorundayım.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..