Uyanan ev halkı, kapışmaya gitmeden önce son hazırlıklarını yapmıştı. Nesp ile vedalaştılar ve atlarına atlayıp kuzey kapısındaki alana gittiler.
Burası, Kita’nın Dermigon’da eğitim aldığı sahalara benziyordu. Aralarındaki fark ise insanların izlemesi için yapılan yerlerin olmasıydı.
“Yıllardır maceracılar birliğindeyim, ilk defa buraya geliyorum...” dedi Nist.
“Alışsan iyi olur, daha çok geleceğiz gibi.” diye cevapladı Kita.
“İzleyiciler var mı?”
“Sanırım... yok. Sadece klan üyeleri gelmiş, kaybetmeleri ihtimalinde rezil olmak istemiyorlar.”
Nist gülümsemeye başladı.
“İyi düşünmüşler, çünkü kaybedecekler.”
İçeri giren ikili, kapıdan güvenlik kontrolünden geçtiler. Kapışma için maceracılar birliği bir hakem ayarlamıştı ve karşılaşmayı o yönetecekti.
“Efendim, buradan sonrası sizde. Size güvenim sonsuz. Ben buralardan bir yerden sizi izliyor olacağım. Başarılar!”
“Teşekkür ederim Nist, seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.”
Kendimi de…
İçeriye adımını atan Kita’nın girdiği bu yer, gladyatör arenalarını andırıyordu.
Etrafı inceleyen Kita, bir anlığına yerdeki sarı toprak ve karşısındaki rakibi dışında, kendini bütün dünyadan soyutladı.
“T.K bey, T.K bey..? Duymuyor musunuz!”
“Ah, kusura bakma düşüncelere dalmışım.”
“Sorun değil, buyurun katana şeklindeki kılıcınız.” dedi adam ve değişik bir maddeden yapılmış bir kılıcı ona uzattı.
“Teşekkürler.”
Bu kılıç... öldürmeyi engelleyen bir elementten yapmışlardı bunu sanırım.
İşime gelir.
Katanasını alıp sahanın ortasına doğru gelen Kita, Bagel’in de ona doğru yaklaştığını gördü.
Onun elinde ise balta vardı.
“Selam T.K, gücünü kabul ediyorum, sahiden de güçlüsün! Ama, dünkü kapışma her ne kadar kısa sürse de bana senin hakkında bir çok ipucu verdi. Şimdiden sana göre 1-0 öndeyim, ayrıca etrafına baktın mı bilmiyorum ama, klan üyelerim de geldi. Onlara rezil olmayacağım, kaybedeceksin!”
“Göreceğiz.”
Karşısındaki bu dev cüsseli adam onu korkutmuyordu. İkili bakışa dururken hakem de sahaya doğru geldi.
“Evet hoş geldiniz, ben bugün maçı yönetecek olan hakeminiz Laev. Kuralları biliyorsunuzdur fakat, ben gene de üstünden geçeyim.” dedi ve ardından iki adım geri attı.
“Elinizde bulunan kılıçlar zaten birbirinize ölümcül bir yara vermenizi engelliyor. Yine de bu zarar vermeyeceği anlamına gelmez, bunu aklınızdan çıkarmayın. Bunun dışında pes eden veya bayılan kişi karşılaşmayı kaybeder. Başka bir sorunuz var mı?” dedi kadın Kita ve Bagel’e bakarak.
İkisi de başları ile hayır işareti yaptı.
“O zaman, ikinizin de 5 adım geriye çekilmenizi rica ediyorum. Ardından işaretimle kapışma başlayacak.”
Bagel ve Kita geriye doğru 5 adım ve attı ve savaşa hazırlandı.
Kita vücudunun eğimini önüne doğru verdi ve dengesini koruyarak eli ile katanayı iyice sıktı.
Başının kenarından akan soğuk ter, karşısındaki adamın sivri keskin baltasından bile görünüyordu.
Derin bir nefes verdi, ve ayağını yere bastırarak toprağı kavradı.
Laev’in kolunun yukarıdan aşağıya indirişi ile milisaniyelik olsa da hava ortadan ikiye ayrıldı.
Küçük dansımıza başlayalım, Bagel.
Kita bütün gücü ile altındaki toprağı itti ve ileriye hızla hücum etmeye başladı.
Teknik: Ain
“Yemezler!” diye bağırdı Bagel.
“Teknik: Geru” dedi ve baltasını yere saplayıp kalkan gibi tutarak Kita’nın tekniğini engelledi. Yine de gücün etkisi onu birkaç metre geriye sürüklemişti.
“Dediğim gibi, 1-0 önde başladım Kita. Aynı şeyin gerçekten üzerimde işe yaracağını düşündün mü? Görünmez bir sis yolluyorsun o kadar. Fark etmek pek zor olmadı.”
“Savaş alanında konuşacak kadar zamanın varsa, o zamanı kendini korumaya versen daha iyi olur.”
Kita çevik bir hareket ile dev baltanın sağından geçip rakibine doğru koşmaya başladı.
“Teknik: Suro” diyen Bagel’in baltası yerden koparak koşan Kita’ya doğru gelmeye başladı.
Kita arkasından gelen baltayı fark ettiği gibi koşarak topladığı momentumu kullanarak kendini yere attı ve gelen bu baltadan rahatlıkla kaçtı.
“Iska.”
“Iska mı?” dedi ve hızla dönen balta Bagel’ın eline tam olarak oturdu. Dev adam baltayı yeniden havaya salladı ve önceki gibi baltayı havada kontrol etmeye başladı.
Baltayı istediği gibi kontrol etmesi ve bu gücü aktive etmesi çok kolay olduğu için balta ile Bagel arasındaki Kita’nın buna tepki göstermesi çok daha zor olacaktı...
...ki Kita bunları düşünürken bile balta çoktan sağında belirmişti.
“Siktir!” dedi Kita ve son anda baltadan kaçtı.
Tepkileri hızlı olsa bile yanağı hafiften çizildi.
Oh... yanağımı kanatman, sana çok pahalıya patlayacak.
Bagel baltasını eline alıyordu ki ona koşan Kita yolda hafif tökezlese de ona ulaşmıştı.
Eline gelen baltasını Kita’ya doğru sallayan Bagel’i Kita katanası ile durdurdu.
Bu herif resmen... ayı gibi güçlü lan!
Ardından Bagel boş kalan eli ile Kita’ya sağlam bir yumruk attı. Geriye doğru yuvarlanan Kita, elinden düşürdüğü katanasını yerden aldı ve boynunu kıtlattı.
Sanırım, bu kadar oyun yeter.
“Teknik: Iryu” dedi Kita ve elindeki katanası adeta bir ok gibi Bagel’e doğru fırlattı.
“Teknik: Geru” diyerek tekrar Kita’nın bu tekniğini engelledi Bagel.
“Beni tekniklerin ile asl-“
“Dediğim gibi, çok konuşuyorsun.”
Bagel’in arkasında beliren Kita dizine sağlam bir tekme atarak Bagel’i yere düşürdü.
“H-Ha?”
“Bu, yanağım için.”
Kita adamın kafasına ayağı ile vurdu. Güç dalgası ile yerdeki sarı toprağın bazı parçaları havaya uçmaya başladı.
“D-Dur...”
“Bu, beni küçümsediğin için.”
Kita bir kere daha adamın kafasına tekme attı, kemik kırılma sesleri arenada yankılanırken klan üyeleri ağızlarını tutuyor, bazıları kusuyordu.
“Lütfen... yalvarırım dur artık...”
Bagel ağzı yüzü kan içinde Kita’ya yalvarıyordu.
“Bu ise, çok konuştuğun için.”
“H-Hayır..!!”
Ve elindeki katanası ile kafasına sağlam bir darbe daha indirdi.
Kafası yerdeki sarı toprağın içine girmişti. Kita kılıcını omzuna dayatıp adamın yanından geçip ilerliyordu ki, ayağı bir anda bir şey tarafından tutuldu.
Kita yere baktığında... kafası toprağa giren adamın hala ayağını tuttuğunu gördü.
Her gördüğümde inanamıyorum, bu adamın dayanıklılığı...
“Bıraksana.. lan!” diyen Kita adamın koluna bir kere daha vurdu. Kolu kırılan adam, son güç damlaları ile bu yaptığı hareketle bile, Kita’nın dominant gücü tarafından esir alındı.
Kolu kırılsa bile, Kita adama ardı ardına vurmaya başladı.
“Seni...”
1 tane daha.
“…lanet olası…”
1 tane daha..
“…inatçı herif!”
1 tane daha!
Darbelerin ardı arkasını kesmeyen Kita’nın saldırılarını herkes dehşet içinde izliyor, adamın düştüğü bu aciz durumu görmekten utanıyordu.
“Pes et, klanının önünde rezil oluyorsun.”
Bunları derken kafasına acımasızca vurmaya devam ediyordu. Bu sırada Nist ise hem çok mutluydu hem de Bagel’in düştüğü bu utanç verici durumun daha fazla uzamamasını istiyordu.
Biraz daha vurursam ölecek... elimdeki silah uyarı vermeye başladı.
“Hakem.” dedi Kita.
Hızla Kita’nın yanına doğru koşan hakem Bagel’e ve Kita’nın kanlı silahına baktı.
“Bu kadar yeterli!”
Hakem adamı yerden kaldırıp sırt üstü yatırdı ve kalbini dinlemeye başladı.
“Ölmek üzereymiş… özürlerimi sunuyorum kapışmayı siz kazandınız, yaptığınız anlaşma bu üzerine klan puanınız güncellenecek ve Tenshi klanının servetinin %25’i en kısa zamanda belirttiğiniz adrese yollanacaktır.”
“Anladım teşekkürler.”
Elindeki katanayı yere saplayan Kita etraftaki insanlardan tarafından nefret ve hayranlık karışımı bir bakışla izleniyordu.
Çıkışa doğru geldiğinde Nist’in onu beklediğini gördü.
“Selam.”
“Tebrikler efendim... de bunları konuşmadan önce...”
“Hm?”
“Son yaptığınız teknikte, tam olarak ne oldu?”
Kita gülümsedi ve Nist’e dönerek küçük bir el sihirbazlığı yapmaya başladı.
“Hm, şöyle diyebiliriz sanırım...”
Hızlı bir hamle ile elindeki parayı yok eden Kita, Nist’in kulağının arkasından bozuk parayı çıkardı ve havaya fırlattı.
“...Küçük bir ‘illüzyon’ yaptım.”
Nist bakır parayı havada tuttu ve şaşkınlıkla Kita’ya baktı.
“Efendim, bana da öğretir misiniz!!!”
“Hayır.”
“Neden~!”
“Hayır dedim, hadi eve gidelim artık. Yoruldum.”
Nist kapıya bağladıkları atları alıp Kita’ya atının kamçısını verdi.
“İlk savaşımız, bakalım diğer savaşlar nasıl olacak! Çok heyecanlıyım!”
“Evet evet...”
Kita atını kamçılayıp Nist’in peşinden ilerlemeye başladı.
Bugün hava, güzel esiyor.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..