Bölüm 48: Sayısız Varyasyon

"Tamam, bugün gözlerimi açacağım ve bu uzmanlaşmamış karakteri göreceğim!" Chen Guo söyledi. Glory oynamaya başladığında, uzmanlaşmamış karakterlerin nesli tükeneli çok olmuştu.

"Bir oda kur, tamamdır, şimdi harita seç, en küçük olanı seç." Chen Guo, Tang Rou'nun arkasında durarak ona direktifler verdi. Glory'nin arenası ortak sunucuydu. Bir oyuncu arenada farklı sunuculardan başkalarıyla düello yapabilirdi. Karakterin adının yanında sunucusunun numarası yazardı. Bu şekilde ismi aynı olan oyuncular bile sunucularla ayırt edilebilirdi.

"Onu davet et. Lord Grim. Evet, doğru yazdın." Chen Guo söyledi. Tang Rou daveti gönderdi ve sistem duyurusu geldi; 'Davet ettiğiniz oyuncu arenada değil.'

"Ne yapıyorsun, çabuk olsana!" Chen Guo bağırdı.

"Bekle biraz, yetenek puanlarımı dağıtayım." Lord Grim son gece seviye atlamıştı. Seviye alma, zindanları bitirme, görevler, bu sayede biraz yetenek puanı birikmişti ve henüz onları kullanacak vakti olmamıştı.

"Çok yavaşsın." Chen Guo kendi kendine mırıldandı.

O çok endişeli olmasına rağmen Tang Rou çok sakin ve rahattı. Chazing Haze'in ekipmanlarına bakarak söyledi. "Son zamanlarda daha iyi bir ekipman aldın mı?" Oyunu oynamamasına rağmen Chazine Haze hakkındaki bilgisi Chen Guo'dan az değildi. Çünkü Chen Guo bu konu hakkında onunla konuşmayı çok severdi.

"Hayır, o kadar kolay mı!" Chen Guo bunu yanıtlarken sabırsızca Ye Xiu'ya baktı ama bu adamın gizli ona el salladığını ve onu yanına çağırdığını gördü.

'Ne yapıyor?' Chen Guo oraya yürürken kendi kendine mırıldandı.

"Özellikle onunla savaşmamı istemenin özel bir sebebi yok değil mi?" Ye Xiu kısık sesle sordu.

"Aklından ne geçiyor?"

"Bilmiyorum, o yüzden soruyorum zaten! Onun kazanmasına izin vermeme gerek yok değil mi?" Ye Xiu söyledi.

"İzin vermek mi? Bunu bir de dayak yedikten sonra söyle bakalım!" Chen Guo söyledi.

"Tamam." Ye Xiu başını salladı ve Lord Grim'i arenaya soktu. "Hazırım."

Ye Xiu, Tang Rou'nun attığı daveti kabul etti. Chen Guo tekrar Tang Rou'nun arkasına koştu. Ancak Ye Xiu hiç aceleci değildi. Boynunu uzatarak sordu. "Öylece savaşacak mıyız? Küçük bir bahis yapmak ister misin?"

"Ne bahsi?" Chen Guo anlayamadı.

"Mesela bir paket sigarasına." Ye Xiu bunu önerdi.

Chen Guo neredeyse öfkeden kan kusacaktı. Tam ona kükremek üzereyken Tang Rou mutlu şekilde söyledi. "Olur! Sigara içemiyorum, hiç sigaram da yok. 100 yuana girelim, ne dersin?"

"Olur!" Ye Xiu bunu memnuniyetle kabul etti.

"O zaman tanıklık ediyorum. İşte 100 yuanım." Tang Rou, 100 yuan çıkardı ve Chen Guo'ya verdi.

"İkiniz de kabul ediyor musunuz?" Chen Guo şaşkına dönmüştü.

"Eğleniyoruz şurada!" Tang Rou güldü.

"Evet." Chen Guo zevkle Tang Rou'nun 100 yuanını aldı. "Peki sen?"

"Ah... bende bir şey yok, burada nadir bulunan bir sigara paketim var..."

"Parasızlıktan kafayı yedin değil mi?" Chen Guo buna gerçekten çok güldü. 100 yuan çıkardı ve önüne koydu. "Sana borç veriyorum. Maaşından düşerim."

"Tamam. Hemen ödeyeceğim." Ye Xiu söyledi.

"Şu özgüvene bak. Başlayalım!" Tang Rou söyledi.

"Başlayın."

Sahne değişti ve ikili arenaya girdi. Burası, en küçük haritaydı. Rakipler karşı taraflarda durdu. Chen Guo sahnenin dışında koç olarak görev aldı. "O sınıfını henüz değiştirmedi. Buna uzmanlaşmamış karakter deniyor. Çok fazla yetenek varyasyonu var. Silahına bakarsak, hangi sınıfın yeteneğini kullanacağını görebilirsin."

"Anladım." Tang Rou yanıtladı. Resmi olarak bir yıldan uzun süredir Glory oynamamasına rağmen bir Chen Guo için çok fazla düello atmıştı. Tüm sınıfları biliyordu.

"O zaman onun elindeki silaha ne deniyor?" Tang Rou ekranı işaret etti.

"Bu... bu..." Chen Guo uzun süre buna baktı ama tanıyamadı. Doğrudan sordu. "Elindeki silah ne?"

"Utanmaz!" Ye Xiu söyledi. "Sormak zorunda mısın?"

"Bir şemsiyeye benziyor?" Tang Rou, Chazing Haze'i ilerletti ve yakınlaştırdı.

"Şemsiye mi? Böyle bir silah yok. Süpürge olmalı sanırım?" Chen Guo da bakmak için öne eğildi.

"Geliyorum!" Ye Xiu bunu söylediğinde Lord Grim'i doğrudan Chazing Haze'e doğru koşturdu.

Tang Rou da hızlı tepki verdi. Lord Grim hareket ettiğinde faresini çoktan anında hareket ettirmiş ve doğru şekilde vurmuştu. Ama Lord Grim bir parıltıyla titredi ve atıştan kaçındı. Yan tarafta bunu izleyen Chen Guo, bunun Z Sarsıntısı adlı yetenek olduğunu biliyordu. Prensibi basitti ama savaşta kullanılması son derece zordu.

Lord Grim atıştan kaçındıktan sonra aradaki mesafeyi kapattı. Bedenini eğdi ve Chazing Haze'e doğru Kesme Tekmesi attı.

"Çok kurnaz!" Chen Guo derinden etkilendi. Kesme Tekmesi bir Silahçı yeteneği olmasına rağmen beden yeteneğiydi, bu yüzden silah gerektirmezdi. Bu saldırı, elindeki silahı hâlâ açığa çıkarmamıştı.

Tang Rou'nun el hızı, elbette Chen Guo'yu hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Kesme Tekmesi vurmadan önce Chazing Haze çoktan yuvarlanmıştı. Hemen ayağa kalktı ve vurmak için bir beden yeteneği kullanmaya hazırladı. Kaçınması, hareketi ve saldırıları son derece hızlıydı.

Ekranın aniden parlayan beyaz bir ışıkla aydınlanacağını kim bilebilirdi. Lord Grim'in sağ eli, sol elindeki bilinmeyen silahtan keskin bir kılıç çıkardı.

Bu parlayan ışık, sadece basit bir silah çekmek gibi değildi. Bu Bıçak Ustası yeteneği Kılıç Çekme idi!

Bu saldırı Chen Guo'yu şaşırttı. Farklı tepki vermek istese bile Tang Rou'nun hızının çok yavaş olmasından korkuyordu. Onun düşüncesinin aksine Tang Rou'nun sol eli klavyeye çoktan iki kez basmıştı. Sağ eli fareyi itti. Chazing Haze geriye doğru sıçradı ve bir başka bir atış yapmaya hazırlandı.

Bu hareket, Kılıç Çekme'nin saldırısından kaçındı ve ateşe dönüştü. Ateşlendikten sonra geri tepmeyi kullanarak aralarındaki mesafeyi artırdı. Bu neredeyse bir taşla üç kuş vurmak gibiydi. Chen Guo tam 'çok iyi' diye bağırmak üzereyken, Lord Grim'in Kılıç Çekme'yi kullandıktan sonra kılıcının kınına döneceğini hiç düşünmemişti. 'Kılıç', 'Kemer' ve 'Kın' zincirlemesini kullanma fırsatı yakaladı ve havada Chazing Haze'e doğru atıldı. O sırada çoktan ileri atılmıştı.

Bu değişim çok daha hızlıydı. Chen Guo, Bıçak Ustası saldırısını atmak için kını kullanacağını görememişti. Ama Chazing Haze ile Lord Grim arasında hâlâ biraz mesafe olduğunu hissetti. Sonra Lord Grim'in elindeki şemsiyeye benzeyen şey açıldı. Şemsiye bir anda evrildi ve şemsiyenin telleri ters döndü. Sanki bir mızrakmış gibi uç noktada birleştiler ve mızrak, Chazing Haze'e doğru ilerledi. Lord Grim hemen ardından kolu çevirdi. Bu mızrak, Chazing Haze'i kovalarken bir yarım daire çizdi ve onu da baş aşağı çevirdi.

Chen Guo şok oldu, çünkü bu sıradan bir saldırı değildi. Bu, bir Savaş Büyücüsü yeteneği 'Çember Salıncağı' idi. Uzmanlaşmamış oyuncuların arasında nadir görülen bir yetenek değildi ama asıl sorun, Lord Grim'in o Kılıç Çekme'yi gerçekleştirmek için o silahı kullanmasıydı, bu o zaman bir Kılıç Ustası silahı olmalıydı. Peki nasıl bir anda göz açıp kapayıncaya kadar bir Savaş Büyücüsü yeteneğine dönüşmüştü?

Tang Rou, bu tekniğe çok daha şaşırmıştı. Biraz savaştıktan sonra aslında bir seviye daha yavaş olduğu ortaya çıktı. Bu beklemediği bir noktaydı.

Glory'nin birinci şahıs bakış açılı bir oyun olması, bu Çember Salıncağı gibi yeteneklerin nispeten güçlü olmasını sağlıyordu. Gök ve yerin bir anda alt üst olması, insanların yön duygusunu alt üst eder ve öfkelendirirdi. Chen Guo deneyimli bir veteran olarak kabul edilebilirdi, bu yüzden kafası karışmadı. Ama Tang Rou sadece ara sıra oynayan bir oyuncuydu. Son derece hızlı elleri olmasına rağmen bu tür ani bakış açısı değişimi, onun için çok fazlaydı.

Aceleyle yönünü buldu ve bedenini büktü. Ama Chazing Haze beklenmedik şekilde dönemedi. Karakteri, başını kaldırarak yukarı baktı. Lord Grim'in ayaklarından biri üzerine basmıştı, diğeri ise yerdeydi. Elindeki şey eski haline dönmüştü. Şu anda yakın mesafe pozu veriyor gibiydi. Chen Guo ve Tang Rou, sonunda bunun gerçekten bir şemsiye olduğunu ve şemsiyenin ucunun da Chazing Haze'in kafasına doğru durduğunu gördüler.

Şemsiyenin ucu, bir alev parçası atarken ikili hâlâ üzerindeki şoku atamamıştı. Dan dan dan, Chazing Haze bir dizi silah sesiyle vuruldu.

Silahçı sınıfı Keskin Nişancı yeteneği, Cezalandırıcı.

(ÇN: Daha ciddileşmemiş uzmanımız, birazdan işler biraz daha ciddiye binebilir, bu vsnin sonu karakolda biter)