Bölüm 719: İttifak

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yı bulma fikri Yi Yun'un aklında geziniyordu. Tam on beş dakika meditasyon yaptıktan sonra enerji damgasının vücudunun neresinde olduğunu buldu. Akışın tersine gidip Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın nerede olduğunu bulmak konusunda acelesi yoktu.

Başını kaldırıp Sığınak Adası Çifti'ne baktı.

“İkinizin benimle konuşmak istediği bir şey mi var?”

Çift birbirine baktı ve adam gülümseyerek konuştu: “Aslında önemli bir şey değil. Normalde ikimiz İnsan Irkıyla beraber ıssız dağlardan çekilmeye eğilimliydik. Korktuğumuzdan değil, ama boş yere fedakarlık yapmanın bir anlamı olmadığını hissetmiştik.”

“Ancak... Genç Efendi Yi ve Peri Lin'in dönüşüyle bu sefer şiddetli bir savaş olacak gibi gözüküyor. Genç Efendi Yi kendinden bu kadar emin olduğundan ben de biraz meraklandım. Karımla konuştuktan sonra arkada kalıp Genç Efendi Yi'nin Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yla olacak büyük savaşına tanıklık etmeye karar verdik. Bu muhtemelen Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın en yüksek yaralanma şansı olduğu savaş. İkimiz böylesi bir savaşı kaçırmak istemeyiz. Ve arkada kalarak önemsiz de olsa yardımcı olmak isteriz.”

Soyadı Ying olan Ada Lordu konuya hafiften değinerek Yi Yun'u şaşırttı. Sığınak Adası Çifti aslında arkada kalıp ölümüne dövüşmeyi planlıyordu.

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'dan kaçabileceğinden emindi, ama Sığınak Adası Çifti'nin bir yolu olmayabilirdi. Geride kalırlarsa ölme riskleri vardı!

İnsan Irkının üyeleri olarak, Metruk Irkının yanında ölümüne savaşmaları Yi Yun'un iyi tarafına dokunmuştu.

Eğer biri Yi Yun'dan korkmaktan bahsederse, ondan en az korkanlar Sığınak Adası Çifti olurdu. Çift kinsiz ve tamamen soyutlanmıştı. Sığınak Adası'nda inzivada yaşıyorlardı ve yaşadıkları yer büyük bir oluşum değildi. Onlar tıpkı vahşi hayvanlar veya süzülen bulutlar gibi ruhaniydi. Tian Yuan Dünyası'nın oluşumlarına Yi Yun tarafından hükmedilse veya dağıtılsa da bu onlara etki etmezdi.

“Doğru ilkeler konusunda bu kadar anlayış gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim.” Yi Yun ellerini birleştirip selam verdi. Düşmanlarıyla hesabını gören biriydi, ama aynı zamanda da minnettar bir insandı. Sığınak Adası Çifti'nin iyi niyetini fark etmişti.

“İttifakımızı kurduğumuza göre, merak ediyorum da Genç Efendi Yi bize fikirleri hakkında bilgi verecek mi? Genç efendi Yi'nin açıklamasından durumu halletmek için çoktan bir fikri olduğunu hissediyorum.” Sığınak Adası Lordu sordu.

Yi Yun'un baştan beri nasıl sakin olduğunu fark etmişti. Damgalanınca oluşması gereken panikten eser yoktu. Yi Yun'un Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın damgasına bir şey yapabileceğini düşünmüyordu. Yi Yun korkmadığına göre o zaman ölüm kalım savaşı için planları ve hazırlıkları var demekti.

Yoksa Yi Yun insanların şartlarını doğrudan reddetmez ve Kozmik Sonsuz Düzeni bir kenara atmazdı.

Sığınak Adası Çifti arkada kalıp ölümüne savaşmaya karar vermişti, bu yüzden böyle bir şey istemeleri mantıklıydı.

Ancak Mor Kristal ile Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın ruhsal enerjisini kontrol edebilmesi Yi Yun'un açıklamak istediği bir şey değildi. Bir süreliğine düşündükten sonra cevap verdi: “Başta bir planım vardı, ama bu geceden sonra durum değişebilir. Bu yüzden, ikinize net bir cevap vermeden önce bir sonucu bekliyorum.”

Sığınak Adası Çifti şaşırmıştı. Aradan birkaç gece geçse de Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yla ilgili hiçbir değişiklik olmamıştı, bir gece daha beklerlerse ne olacaktı ki?

Ancak bunu diyen Yi Yun olduğundan Sığınak Adası Çifti birbirine baktı ve ardından başlarını salladılar. İçlerinden biri konuştu: “Eğer öyleyse, haberleri bekliyor olacağız.”

“Tamam o zaman. Bugünkü toplantı bayağı uzadı. İkiniz yorulmuş olmalısınız, erken dinlenin ki hemen gücünüzü toplayın.” Yi Yun kibarca konuştu.

Sığınak Adası Çifti, Yi Yun'un Jiang Xiorou'ya ve diğerlerine söyleyeceği şeyler olduğunu anlamıştı. Bu yüzden gülümseyerek ayağa kalktılar ve konuştular: “O zaman biz gidiyoruz.”

Eski Metruk Kraliçe iki hizmetçi çağırdı, onlar da saygılı bir şekilde Sığınak Adası Çifti'ne salondan dışarı eşlik etti.

Yanlarında dövüştükleri sürece, İnsan Irkı üyeleri Metruk Irkının saygısını kazanırdı.

Sığınak Adası Çifti gittikten sonra Jiang Xiaorou Yi Yun'un önüne geldi. Endişeliydi ve korkunç hissediyordu. Yi Yun'u kaçmaya ikna etmeyi planlıyordu. Ama şimdi Yi Yun da Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı tarafından kilitlenmişti.

Yi Yun'un Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'dan kaçabilmek konusunda söylediğine inanmıştı, ama şimdi Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın ona kilitlenmesiyle kaçabilse bile bir işe yaramazdı.

Kaçtıktan sonra gezegenin hangi sonuna giderse gitsin Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı onu çabucak bulabilirdi. Bu tıpkı kemiğe yapışmış bir kurtçuk gibiydi.

Yi Yun güçlüydü, ama Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'dan defalarca kaçabilecek kadar güçlü müydü?

“Xiaorou Abla, sen merak etme. Aslında benim çoktan bir planım var. Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın bana kilitlenmesinin pek etkisi olmadı. Aksine, bana bir şans verdi.” dedi Yi Yun.

“Ne şansı?” Eski Metruk Kraliçe ve Jiang Xiaorou şaşırmıştı. Bu herkesin mümkün olduğunca kaçınacağı bir olaydı, ama yine de Yi Yun bunun ona bir şans verdiğini söylüyordu.

Lin Xintong'un bile gözleri parlamıştı. O da Yi Yun'un neler çevirdiğini bilmiyordu.

“Kıdemli Qing Kui.” Yi Yun aniden Çoban'a baktı.

Şu anki durumu ve gücü Çobanın üstünde olsa da, ona hayatını borçluydu. Bu yüzden şu ana kadar hep Çoban'a son derece saygılı olmuştu.

Çoban başını salladı ve konuştu: “Genç Efendi Yi, lütfen konuş.”

“Merak ediyorum da Kıdemli Çoban, Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın bana koyduğu damgayı kendine aktarmayı kabul eder mi?” Yi Yun az önce düşünürken bir karar vermişti. Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın koyduğu ruhsal damgayı kullanarak bağlantıyı takip edip onu bulmak istiyordu. Ancak Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'ya yaklaşırken damgayı yanında getiremezdi, yoksa bu düşmanın fark etmesine neden olurdu.

Bu nedenle ruhsal damgayı başka birinin taşıması gerekiyordu. Ve bu kişinin o harekete geçtiğinde arkada kalması lazımdı. Sıradan bir savaşçı Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın ruhsal baskısına dayanamazdı. Burada buna en uygun kişi Çoban'dı. Kararlı ve güvenilir biriydi.

Çoban bir anlığına şaşırdıktan sonra hemen cevap verdi: “Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın ruhsal damgasını aktarabiliyor musun?”

Eski Metruk Kraliçe ve Jiang Xiaorou bunu duyunca tamamen afallamıştı. Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın ruhsal damgası son derece güçlüydü. Sırf damgayı çıkarmak bile neredeyse imkansızdı ve Yi Yun bunu başka birine aktarmak istiyordu? Bu mümkün müydü?

“Sadece deneyeceğim. Mümkün olup olmadığını bilmiyorum. Kıdemli Qing Kui kabul ettiği sürece şimdi bile başlayabiliriz. Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yla olan savaştan sonra doğal olarak kıdemlinin vücudundan ruhsal damgayı kaldıracağım.”

Yi Yun yapacağının kesin olduğunu söylemedi. Eğer iş iz süren damgayı kaldırmak olsaydı, damgayı aktarmaktan daha kolay olurdu.

“Tabii ki de kabul ediyorum. Peki, Majestelerinin vücudundaki damgayı da aktarabilir misin?” Çoban aceleyle sordu.

Metruk Irkına çok sadık biriydi ve Jiang Xiaorou için ölmek konusunda tereddüt etmezdi.

Yi Yun cevap verdi: “Kıdemlim, siz rahat olun. Bu iz sürücü damga hiç sorun değil. Sadece aktarmak değil, ayrıca kaldırabiliyorum da. Ancak bunu yaparsam Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı fark edebilir.”

Yi Yun iz sürücü damgayı hiç kâle almamıştı. Jiang Xiaorou'nun güvenliği içinse endişelenmiyordu. Onda Tanrı'ya Dönüşüm Kulesi vardı.

Birkaç kelimeyle Yi Yun durumun gerginliğini azaltmıştı. Kararlılığı ve sakinliği oradaki birçok kişiye bulaşmıştı. Bu da herkesin ölümüne dövüşeceği havanın eskisi kadar iç karartıcı olmamasına neden olmuştu.

“Oh doğru... Kıdemli Qing Kui, Majesteleri. Bunlar benim Tai Ah Kutsal Krallığı'ndan arkadaşlarım ve hocalarım. Tai Ah Kutsal Şehri işgal edildiğinde yakalanmışlardı ve on yıldan fazla süredir ıssız dağlarda tutuluyorlardı. Şimdiyse Metruk Irkı ordusuna alındılar...”

Yi Yun konuşurken Cang Yan ve diğerlerine doğru yürüdü.

Cang Yan, Jian Ge ve Yang Qingyun zaten ne diyeceklerini bilmiyordu. Bugün olanlar anlayışlarının ötesindeydi.

Yi Yun Tian Yuan Dünyası'nın lideri olacak konuma sahipti, ayrıca Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'ya karşı olan direnişin dayanağı olmuştu. Umutsuz gibi görünen durum onun ortaya çıkışıyla tersine dönmüştü. Hala bir umut hissi vardı.

Şen şakrak sohbet ederken durumu tersine çevirebilen Yi Yun bu duruma yirmi yıldan az bir sürede gelmişti. Bu gerçekten de dikkate değerdi.