Ve köşkün camından onları izleyen Fabio ise;

"Şu iki aptal kendilerini o kadar kapattırmışlar ki üzerilerine yağan kardan dolayı ne halde göründüklerini bilmiyorlar, ayrıca güneşte battı batacak." Diye düşünürken köşkün çıkış kapısına yöneldi.

Kapının yanındaki askıda asılı olan kalın kürkünü alıp kapıya çıktı ve kısa bir süre sonra Ovour ve Teno'nun önüne geldi;

"Hey çocuklar, uyanın artık." Dedi ardından ikisinide omuzlarından tutup sertçe silkeledi.

Ne olup bitiğini anlamayan ikili gözlerini hızlıca açtılar ve bulundukları zihinsel durumlarından yavaşça çıktılar, ardından ise vücut fonksiyonlarını tekrardan geri kazandılar ve bunun sonucunda ise ani bir soğukluk hissi tüm vücutlarını kapladı.

Tuhaf bir şekilde birkaç duyularını hissedemediklerini fark ettiler. Kısa bir süre sonra bir sıcaklık hissi ayak parmak uçlarından, ellerinden ve baş bölgesinden hissetmeye başladılar.

Ve o an bir şeyi çok iyi anlamışlardı, şu an donuyorlardı.

İçinde bulundukları durumu anladıktan sonra hızlıca doğa enerjisini bedenlerindeki enerji damarlarında dolaştırmaya başladılar. Yarım saat bu şekilde enerji bedenlerinde dolaşınca yeniden uzuvlarını ve duyu organlarını hissetmeye başladılar.

Fabio ise onları uyandırdıktan sonra tekrar köşke dönüp kendine taze bir bitki çayı demlemeye başlamıştı ve ikinci fincanını doldururken köşkün kapısında asılı olan zil her zaman ki gibi çaldı.

Fabio ise gelenlerin kim olduğunu bildiği için iki fincan daha çıkarıp onlara da çay koyup yerine oturdu.

Ovour ve Teno hiçbir şey söylemeden sıcak çayın midelerine ulaşmasının verdiği hissin tadını çıkardılar ve kısa süreli sessizliği bozan Fabio sertçe;

"SİZ İKİ APTAL!!! Nerede ve ne durumda meditasyon yaptığınızı düşündünüz mü?" Diye ikisine bir soru yöneltti.

Fakat tahmin ettiği gibi bir cevapg gelmeyince ise, "Efsanelerde adı geçen ve bu imparatorluğun gördüğü en yüce generallerinden biri olan general Amand'ı size örnek olsun diye anlatmıştım, ama sadece iyi yönlerinden bahsetmiştim. Ve şimdi çok az kişinin bildiği bir gerçeği size söyleyeceğim." Dedikten sonra derin bir nefes alarak devam etti;

"General Amand görüp görebileceğiniz en iyi generaller arasındaydı ama kısır bir inadı ve güçlenme arzusu vardı ve ne yazık ki hayatını bu yolda kaybetti, şimdi bile akıllara gelse yüceliği değilde aptalca ölümü konuşulur oldu.

Kış aylarının sonucunda kar erir ve dağlardan gelerek, imparatorluğun içinden geçerek kıta boyunca farklı kollara ayrılarak devam eder.

Ve general Amand güçlenme arzusu yolunda doğa enerjisinin çok yoğun olduğu büyülü dağlara eğitim yapmaya başladı. Özellikle kış ayını seçmişti, çünkü bu aylarda yaratıklar kış için yuvalarına çekilir ve ilk bahara kadar nadiren dışarı çıkarlardı."

"General Amand da bu güç hırsı yolunda büyük bir atılım yapmak için kış boyunca meditasyon yapmaya başlamıştı.

Zihin meditasyon halindeyken vücut ihtiyaçlarını bilinçsizce içsel enerjiden görmeye başlar. Ama değim gibi insan meditasyon durumundayken vücudu ve zihni ikiye ayrılır, bu ayrılış durumu en iyi tanılamak için söylenir çünkü bu durumdayken hele ki general Amand gibi uzun süreli meditasyon dayken zihin sadece doğa enerjisine odaklanır, beden ise kendi ihtiyaçlarına yönelir. Bu durum aslında atılım yapmak ve dar boğazları aralamak için en iyi yöntemdir.

Ama aynı zamanda en savunmasız olacağı da andır. Dışarıdan yapılan herhangi ssldırıyı hissedemez ve önleyemezdi, tıpkı sizin soğuk havayı hissedememenin gibi ama general Amand'ın durumu daha farklıydı ve bu yolda o kendi canını verdi."

"İşte onun aptallığı da bura da başlıyor, doğanın düzeni gereği kışın sonlarına doğru karlar erir ve tüm araziyi su altında bırakır.

General Amand ise meditasyondan zamanında önce uyanmadı ve olası bir durum ihtimalini de göze alarak meditasyon yapmaya alçaklarda bulunan bir mağarada başladı, bu sayede yaratık saldırılarından ve olası tehlikelerden korunacaktı.

Fakat doğanın döngüsü gereği bulunduğu mağara yavaşça su dolmaya başladı, tabi o bunları hissetmeyerek meditasyona devam etti. Ama her kışın sonunda doğa kendini yeniler, yani karın suya dönüşmesiyle kayalar, toprak gibi birçok materyal aşınır ve taşınır.

Bunun sonucunda ise bazı mağaralar çökerken başkaları oluşur."

Ve general Amand'ın şansına bulunduğu mağaranın girişi çökmüş ve aradan geçen zamandan sonra ise mağara tamamen su altında kalmış ve general Amand hala içsel enerjisinden yararlanarak hayatta kalmayı sürdürüyordu.

Gözlerini açtığında ise kendini su dolu bir mağarada bulmuş, kurtulmak için çabalamasına rağmen tonlarca ağırlığında ki kayalar ve üzerinde ki henüz erimemiş olan sert bir buz katmanı varmış.

Fakat mevcut gücünü ele alırsak o mağarada 1 veya 3 yıl hayatta kalmış olmalı, ama ne yazık ki bir yerden sonra boğularak can vermiş." Dedikten sonra susmuştu.

Bir süre sonra ise, "Şimdi siz ile general Amand arasında ne benzerlik var biliniyorsunuz?" Diye ikisine bir soru yöneltti.

Ve doğal olarak ikisi de bu hikayeden sonran cevabı çok net biliyorlardı ama cevabı ikisi de cevap vermek istemiyordu.

Fabio ise gözlerinin onların üzerinde gezdirince ikisi de başlanılanı çevirdiler, Faboi ise sesini yükselterek, "BANA GÖRE ARANIZDAKİ BENZERLİK İKİNİZİN DE APTAL OLMASI, NE ZAMAN DURMANIZ GEREKTİĞİNİ BİLMEMENİZ VE DÜŞÜNCESİZCE DAVRANMANIZDIR." Dedikten sonra bir yudum çayından içip sakinleşmek için bekledi ve, "Eğer sizi uyanmasaydım bırak şimdi karşımda çay içmeyi turnuvaya bile katılmazsınız." Dedi.

Aralarına büyük bir sessizlik çökmüştü Fabio ise sıcak çayını yudumlayıp kitap okuyordu, Teno sessizce başını önünde bir şeyler mırıldanıyordu.

Ovour ise içinde yükselen merak duygusuyla baş etmeye çalışıyordu ama sonunda ağzından o cümleler döküldü.

"Efendim general Amand'ın o mağarada, kayaların altımda can verdiğini söylediniz. Bu durumda nasıl o şekilde öldüğünü öğrendiniz ki?" Diye bir sordu.

Fabio ise bir süredir Ovour'un soru sormak istediğinin farkındaydı ve o sormadan zaten cevabı düşünmüştü bile.

"General Amand'ın aptallığı ölümünden tam 23 yıl sonra öğrenilmiş, şans eseri o taraftan geçen bir gurup o bölgede bir yaratığın saldırısına uğramışlar ve 23 yılın sonunda o bölgede birçok değişiklik yaşanandı hayliyle mücadele sırasında oluşan sarsıntılardan dolayı general Amand'ın bulunduğu mağara girişi açılışmış ve mağaradan boşalan suyla birlikte general Amand'ın cesedi de gün yüzüne çıkmış.

Soğuk suyun etkisinden cansız bedeni her hangi bir zararda görmemiş ve yanında bulunan anı küresine de son düşünceleri ile kendi sonunu nasıl hazırladığından bahsetmiş, işte bu yüzden ona aptal diyorlar."

"Şimdi cevabınından aldığına göre artık evine gidip dinlen, turnuva çok yakın. Teno sende eve gidip dinlen." Dedikten sonra ikisi de köşkten ayrıldı.