Ovour eve dönüş yolunda bu gün yaptıkları aptallığı düşünüyordu, bulundukları durumu ve koşullarını düşünmeden meditasyona başlamışlardı ve bunun sonucunda ise az daha ufak çaplı da olsa enerji damarları donuyordu, ama onlar için daha önemlisi ise kesinlikle şudur.
Eğer Fabio onları uyarmasaydı birkaç gün içinde yapılacak olan turnuvayı yataklarından izleyeceklerdi.
Ovour bir süre durup tüm ihtişamıyla geceyi aydınlatan irili ufaklı yıldızlara baktı ve ardından Fabio'nun anlattığı hikaye tekrar zihninde canlandı, ardından ise "Aptal ve yüce general Amand, yaşantınızı ve ayrıca trajikomik bir şekilde ölümünüzü hayatım boyunca hatırlayacak, ölümümüzü ise bir ders olarak zihnime kazıyacağım." Dedikten sonra kitaplarda okuduğu ölülerin arkasından yapılan sesiz ve saygılı bir şekilde durarak general Amand'ı andı.
Gecenin karanlığını aydınlatan sokak lambalarının arasından ve yoğun kalabalığın arasından ilerleyerek bir süre sonra evinin kapısına ulaşmıştı. Ovour derin bir nefes alıp. "Bu gün olanları bilmeseler de olur." Diye kısık selse söylendikten sonra kapıdan içeri girdi.
Her zaman ki bilindik manzaranın arasından geçen Ovour mutfakta akşam yemeğini hazırlayan anneninse ve bahçede antrenman yapan babasına göründükten sonra yol boyunca hayalini kurduğu sıcak bir banyo için üst kata yöneldi.
Ve kısa bir süre sonra kazanda kaynayan suyu küvete boşaltıp, küvetin altında bulunan alanlara sıcak köz ve odun kömürü attıktan sonra sıcak suya girdi.
Gözlerini kapatıp birkaç dakika sıcak suyun verdiği hissi tadınca aniden gözlerini büyük bir karalılıkla birlikte açtı ve küvetin içinde meditasyon pozisyonu alarak doğa enerjisine odaklandı.
Bu sırada ise tıpkı Ovour gibi Teno'da büyük bir azimle antrenmanlarına devam ediyordu, ama o bunları neden yaptığını veya da evinde bile hangi amaç uğruna antrenmanlarına devem ettiğini bilmiyordu.
Yine de kendini durduramıyordu, çünkü hayatının yarısını işgal eden Ovour'un şu an bile antrenman yaptığına inanıyordu.
Ve bu inanç onu daha fazla ilerlemesine olanak sağlıyordu.
Eve gelen Fabio ise oğlunun her akşam antrenman yapmasından oldukça memnundu, bu yüzden ona karşı sert ve tutumlu davranmaya özen gösteriyordu. Ama o bir başarı gösterince ise onu elinden geldiğince ödüllendiriyor ama fazla aşırıya kaçmamaya çalışıyordu.
Fakat Fabio'nun aksine Elta ise Teno'ya fazlasıyla yüz veriyordu.
Ve yine Fabio ve Elta oğullarının antrenman yapışını izlerken aralarında ufak tefek çatışmalar baş göstermeye başlamıştı. Tüm bunlardan alakasız bir şekilde meditasyona devam eden Ovour ise annesinin sesiyle gözlerini açtı.
Artık yeni öğrendiği hayat dersiyle birlikte daha temkinli ve kontrollü bir şekilde meditasyon yapan Ovour açık zihni sayesinde annesini rahatlıkla duyabilmişti.
Hızlıca kurulanıp, temiz ve rahat kıyafetlerini giydikten sonra mutfağa inip yemek masasına oturdu.
Carol'un ellerinde şekillenen yemeklerde canlı ve koyu yeşilin ağırlıklı ğörüntüsü, aralarda kokusuyla kendini belli eden hafif pempe ve kırmızı etlerle sofra tam bir enerji kaynağıydı. Özellikle Ovour için turnuvaya kadar hızlıca güçlenmesi ve iyi beslenmesi için hazırlanıyorlardı.
Üç kişide masaya oturunca artık akşam yemeğine başlamışlardı, yemek boyunca gün içinde yaşadıkları olaylardan ve birkaç konu hakında konuşarak yemekletini yediler. Ardından ise Carol masayı toplayıp, bulaşıklarla ilgilenirken Lunel ve Ovour'da bahçede antreman yapıyorlardı.
Ama bu durum Ovour için pekte iyi gitmiyordu nedense, "Ve yine aynı hata ve yine yerdesin, ayağa kalk ve bir daha dene." Dedi Lunel sert ve tok bir sesle.
Ovour ise yine ağızına dolan karı çıkardıktan sonra tekrar ayağa kalktı, yemekten sonra ilk olarak babasına karşı Sarsılmaz Yumruk tekniğiyle saldırdıktan sonra sıra ikinci tekniği olan Hücum tekniğine gelmişti ama sonuç ise tam bir rezalet ile sonuçlanmiştı.
"Ovour zemin kontrolünü sağlamadan dikatsizce hızlanıyorsun ve yine yerdesin, ayağının altında ki toprak katmanı değil, kar katmanı. Hız veren teknikler her zaman ilk adımla başlar ve bu adım için sürtünme kuvetinden yararlanılır, ama gördügün üzere zemin ıslak ve kaygan yani sürtünme kuvati çok az." Diye kısaca uyarılarını yaptı.
"Bu durumda ne yapacağım ki? İlk adımımdan sonra yere düşüyorum ve bu durum artık sinirlerini bozmaya başladı."
"Malesef ki evlat tek çaren kontrol, kontrol ve sabırdan başka bir şey değil. Bunun için de ilk adımdan itibaren ikinci adım için hazır olmak zorundasın, ama şimdi zamanımız doldu ve şimdi yatmazsan annen beni azarlayacaktır. Ve ayrıca yarın daha iyi olacaktır bundan eminim." Dedikten sonra ikiside eve doğru ilerledi.
Ovour bu kötü günü geride bırakmak için tek çaresinin uyumak olduğunu bildiginden hızlıca odasına çıkıp yatağına yattı, ama neredeyse yarım saattir gözleri kapalı yatıyordu fakat uykudan eser yoktu. "Sanırım bu gece bana uyku yok, offf en azından meditasyon yapayım bari." Ovour yatağında meditasyon pozusyonuna geçip doğa enerjisini dantianına çekmeye başladı.
Ve saatler su gibi akarken Ovour meditasyon pozisyonunda duvara dayanıp uykuya daldı. Sabaha doğru ay yerini güneşe bırakırken bir kez daha Ovour annesinin sesiyle gözlerini açtı, ama meditasyon pozisyonunda uyudugu için eklemlerine ağrılar girmişti ve uyuşuk bir halde banyonun yolunu tuuttu.
Güneşin doguşuyla uyanan Carol ve Lunel her zaman olduğu gibi sabah kahvaltısı ve antreman rutinine başladılar ve işleri bitince ise beklenmedik bir misafir kapılarını çalmıştı.
Her şey sorunsuzca ilerlerken Ovour'da merdivenlerden aşagı inip mutfağa gelmişti ama kendi yerinde oturup kahvaltı yapan Teno'yu görünce de şasırmadan edemedi.
Teno Ovour'un geldiğini anlayınca kafasını çevirip ona baktı ve, "Bu kadar şaşırmana gerek yok, ama sevineceğin bir haberim var." Dedikten sonra Carol'un masaya yeni koyduğu tabağa yöneldi ve ardından tekrar Ovoura döndü, "Turnuvanın başlamasına iki gün kaldı ve bu yüzden dün akşam annem köşke gelmek yerine Ovour'la antreman yap dedi. İşte son iki günü turnuva için değerlendireceğiz, hadi kahvaltıya başlada bir an önce antremana geçelim artık." Dedikten sonra hızlıca kahvaltıya döndü.
Ovour için son iki gün kala olsa da bu iki günü en iyi şekilde değerlendirmek için hızlıca kahvaltısını yapıp bahçe kapısını açtı ve sıcak teninde birden hissettiği rüzgrla birlikte aniden, "Soğuk" demekle yetindi.
Ardından gelen Teno ise, "Bence şu an için antremanın en güzel yanı bu soğukta bile ısınmamızı sağlamasıdır." dedikten sonra bahçeye ilk adımı attı ve ayağı diz kapağına kadar karın içine gömüldü.
Bu sırada Lunel onların konuşmasına katılmadan evin yanında ki küçük kulübeden iki kürek alıp Teno ile Ovour'un önüne attı. "İşte birer tane alın bakalım, ısınmak için en iyi yöntem fiziksel aktivitedir, şimdi bahçede ki karı kürüyün." Dedikten sonra bahçenin kapısını kapatıp mutfağa geri döndü.
Karın üzerindeki küreklere bakan ikili bir anda küreklere sarıldılar ve anlaşmışlar gibi Ovour sağ tarafa kar atmaya başlarken Teno'da sol tarafa karı yığmaya başladı. İkisinin fiziksel kuvetleri göz önüne alındığında bu iş onlarlar için fazlasıyla kolaydı.
Tabi bahçeninde biraz küçük olduğunu hesaba katarsak. Bahçede bulunan tüm karı bir araya toplamaları yaklaşık yirmi dakikaya yakın bir sürede bitirdiler.
Tüm karı kürüdükten sonra nefes nefese kalan Teno küreği bir köşeye fırlatıp, "Eee şimdi ne yapıyoruz." Dedi Ovour'un yüzüne bakarak.
Ovour ise, "Basit turnuva öncesi basit ama etkili bir hazırlık yapacağız." Demekle yetindi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..