44-Avın Peşine Doğru...

avatar
443 2

Varoluşun Ötesinde - 44-Avın Peşine Doğru...


Daha dünkü olayların yorgunluğunu üzerinden atamayan Ovour, güneşin ilk ışıklarıyla gözlerini istemsizce açmak zorunda kaldı.


Ama sırtını dönüp yorganı üzerine çekip tekrar uykuya dalacakken birden yataktan fırlayıp cama koştu ve yükselmekte olan güneşe bakakaldı.


'Ben geç kaldım!'


Düşüncesi zihninde sürekli tekrarlandı.


Aceleyle kıyafetlerini değiştirip hızlıca mutfağa indi, Carol merdivenden gelen koşuşturmayı duyup arkasını döndüğü zaman Ovour çoktan masanın başında ayak üstü bir şeyler yemekle meşguldü.


"Ovour sen nee.." Ama o sözünü bitirmen Ovour masadan birkaç ay çöreği kapıp uzaklaşırken, "Anne acelem var sonra görüşürüz." Derken çoktan evden çıkıp bahçeyi terk etmişti.


Ovour geç kaldığı için bildiği tüm kestirme yolar kullanarak Royng Klanının sesiz ve boş sokaklarından hızlıca geçiyordu.


Kara, soğuğa ve buz tutmuş yollara aldırmadan Royng Ormanın girişine ulaşma çabası içerisindeydi ama kar, buz tutmuş yollar ve çatılardan sarkan sivri buzlar onun için küçük sıkıntılar çıkarsa da yükselen güneşle yarışırcasına koşuyordu ve bir yandan da dün gece eve geç gelip, gizlice odasına çıkmaya çalışırken annesine yakalandığı an aklından çıkmıyordu sırf annesinin yarım saat boyunca kendisine bağırdığı anı ve babasının yardımı olmadan kurtulamayacağı o ana lanet ediyordu çünkü geç kalmasında ki bir etken de o andı.


Bu sırada kürklere sarılı 2 genç ve onlardan az ötede çıldırmak üzere olan başka 1 genç bulunuyordu ve güneş doğmadan yatağını terk edip gecenin bir vaktinde Royng Ormanının girişine gelmişti.


Neden mi? Bu soruyu kendine sorarken lanet ediyordu.


"Uzaklaşman hiçbir şeyi çözmüyor seni küçük kitap kurdu."


"Ama yakınında olunca da off! Sana söyledim neden gelmediğini veya geciktiğini bilmiyorum ama sen yinede bana aynı soruları sorup durdun."


Ashley tam ağzını açıp bir şeyler söyleyecekken kardeşi, "Onu rahat bırak." Diye uyardı.


"Hıh! çok sıkıcısın Andrev." Diye karşılık verdi ama Andrev onu umursamadı bile.


Bir süre sessizlik olduktan sonra bu sessizliği bozan ayak sesleri ve bir süre sonra soluk soluğa kalmış Ovour onu bekleyen üçlüye dahil olmuştu, "Be..n huh! üzgünüm." Diyerek dizlerinin üstüne çöktü.


"Seni salak neden güneş doğmadan yola çıktığımızın farkında mısın sen?" Ashley diz çökmüş Ovour'a bütün öfkesini kusmak için hazırdı.


"Ashley zaten geciktik daha fazla oyalanmayalım artık." Bir anda gurubun liderliğini devralan Andrev taş kapıdan geçip ormana doğru ilerledi ve onu kardeşi ardından ise Teno ve Ovour takip ederek kestirme bir yoldan ormanın iç kısımına doğru ilerlediler ve 20 dakika sonra ormanın içinden akan bir dere yatağının yanına vardılar.


Teno ve Ovour dere yatağından soğuk su içerken Ashley onların karşısına geçti ve matarasını açıp sıcak buharın yükselmesine izin verdi ve matarasından bir yudum aldı.


Ashley'in kendileriyle uğraştığının farkında olsalar da sadece su içmeye devam ettiler.


Üçü birbirleriyle uğraşırken Andrev dere yatağının çevresindeki karı ve dalları inceliyordu, "Hey toplanın avımız buradan geçmiş muhtemelen ormanın iç kısımlarına, ağaçların sık ve karın az olduğu otlak bölgeye ilerliyorlardır." Ovur ve Teno ne düşüneceklerini bilmezken Ashley kardeşinin sesindeki huzursuzluğu hissetti ve "Yani durum şu sizi aptallar geç kaldığımız için onları ormanın iç kısmına girmeden su içerken avlama fırsatını kaçırdık. Şimdi ise avımız ormanın iç kısımlarına doğru ilerliyor, yani ilerledikleri her saniye bizim için daha zor ve tehlikeli oluyor. Şimdi ise sanışımıza ve tanrılara güvenmekten başka çaremiz yok."


Teno, Andrev'in bulunduğu alanda ki toynak izlerine bakıp, "Şu geyik toynaklarını takip etsek zaten onları buluruz burada ki sorun ne ki?"


Andrev yavaşça diz çöküp kardaki toynak izini yok etti ve Teno'ya bakıp, "İşte, şimdilik burada ki en büyük sorun bu. Geyik izleri uzun süre karda kalmayacak ayrıca şimdi peşlerine düşsek bile ne kadar ilerlediklerini bilmiyoruz ve geyik sürüleri diğer sürülerle de etkileşim halindedir, bu ormandaki tek geyik türü de Beyaz benekli yaban geyiği değil, belkide çoktan izleri karışmış bile olabilir." Diye cevap verdi ve ardından bir süre sessizlik oluştu.


Bu sessizliği bozan Ovour ise, "Peki bu durumda geri mi dönüyoruz?" Diye iki kardeşe bir soru yöneltti.


Ashley ise kaşlarını çatıp hızlıca Ovour'a döndü ve, "Senin yüzünden en iyi fırsatımızı kaçırdık ve sen şimdi bizden pes etmemizi mi istiyorsun?" Öfkeyle karşılık verdi.


"Ben öy..." Ama Ovour'un açıklamasını bile dinlemeden, "Devam ediyoruz." Diyerek toynak izlerini takip etti. Gurup ilerlemeye başlarken Ovour derin bir nefes alıp içinden, 'Beni dinlemeye bile tenezzül etmedi, halbuki bende devam etmemiz gerektiğini önerecektim.' İçinden söylenirken yola devam etti.


Teno, Andrev ve Ovour yeni liderleri olan Ashley'in peşinden geyik izlerini takip ederek ormanın iç kısımlarına doğru ilerliyorlardı.


Bu süre içerisinde birçok hayvan görsellerde onlara etki etmedi ama şanslarında hiç yaver gitmedi. Geyik sürüleri bilindik otlanma yerlerine toplanırken birden fazla geyik ayak izi oluşmuştu ve birkaç defa yanlış ayak izinin peşine düşmüşlerdi bile, şimdi ise bir farklı geyik izini sürüyorlardı.


Artık ormanın iç kısımlarına girmişlerdi, buradaki ağaçlar girişteki gibi seyrek değil aksine daha sıkı ve gür dallara sahiptiler ayrıca ağaç türlerinin sayısı giderek artarken yapraklarını dökmeyen ine yapraklı ağaçlar ve başka yayvan ağaçların yaprakları ormanın yüzeyine kalkan olup karın toprağa düşmesini engellemişlerdi.


Bu durum Ovour ve Teno için ilginç olsa da ağaçların altındaki koyu yeşil ve kahve rengi kuru otlar kış aylarında bu hayvanlar için tek yiyecek kaynağıydı.


İlerleyişlerine devam ederken gurup birçok çiçek hatta farklı çalı meyvelerine bile denk gelmişlerdi ve kulaklarına tanıdık gelen bir ses duymalarıyla gurup hızlıca çömelip sürünerek sese doğru yaklaşmışlardı, artık birkaç başarısız denemeden sonra Ovour ve Teno bile geyik sesini tanımış Ashley onlara bağırmadan önce hızlıca çöküp ses çıkartmadan beklemişlerdi.


Bu kez Ashley gözlerini onların üzerinde çekerken yüzünde küçük bir gülümseme belirmişti ve artık sadece kardeşine bakıyordu.


Andrev ise sürünerek eğimli bir alandaki kalın ağacın gövdesine kadar ilerledi ve geyikleri gözledi, ardından eliyle diğerlerine işaret ederek yanına çağırdı ve hepsinin yüzünde birer gülümseme vardı ama hiçbirinin gülümsemesinin anlamı bir değildi özellikle de iki kardeşin ki.


Artık bu bekleyişten sıkılan Teno, "Daha ne kadar bekleyeceğiz bu şekilde?"


Geyikleri gözleyen Ashley, "Biraz daha." Diyerek geçiştirdi.


Ama Teno'nun sabrı kalmamıştı, "Fark ettiysen titriyorum, karın üstünde yatmaktan kıyafetlerim su aldı ve acıkmaya başladım."


"Söylenmeyi bırak, bak Ovour ses çıkarıyor mu."


Ovour kendisine bakan İkiliye bakarken gülümsemeye çalıştı ama durumu Teno'dan farklı değildi ve birden hafif bir guruldama sesi duyuldu, Ashley Teno'ya bakarken Teno ise, "Ben değildim." Diyerek sitem etti.


Ovour ise "Üzgünüm sabah kahvaltı etme fırsatım olmadı da." Diye geçiştirdi.


Ve Teno gözlerini Ashlye dikti, bu gözlerdeki imayı anlayan Ashley ise, "En azından senin gibi söylenmiyor diye." karşılık verdi.


Bu tartışmadan bağımsız olan Andrev ise, "Harekete geçme zamanı geldi, beni iyi dinleyin." Diye devam etti ve arkasını işaret etti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46886 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr